Geri Dön

Hegel on religion and state

Hegel felsefesinde din ve devlet

  1. Tez No: 309031
  2. Yazar: EDA HAYRİOĞULLARI
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. NEDİM NOMER
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Felsefe, Siyasal Bilimler, Philosophy, Political Science
  6. Anahtar Kelimeler: Hegel, Erken Hegel, Hıristiyanlık, din, devlet, laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılması, Hegel, Early Hegel, religion, Christianity, state, secularity, separation of religion and state
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Sabancı Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 85

Özet

Bu tez G. W. F. Hegel'in din ve devlet ilişkisiyle ilgili görüşlerini inceler. Hegel üzerine yazılmış kaynaklarda, Hegel'in hem din ve devletin ayrılabilirliğini ve hem de ayrılamazlığını ileri sürdüğü üzerine bir fikir birliği sağlandığı görülmektedir. Hegel'in görünürde bir çelişki olarak ortaya çıkan konu üzerindeki bu tutumu, bu çalışmanın aydınlığa kovuşturacak bir çözüm önerme girişiminde olduğu, temel sorunsalını oluşturur. Problemin gerçek doğasını kavramak için, öncelikle Hegel'in Erken Teolojik Yazıları incelenmiştir. Bu eserlerde Hegel Hıristiyanlığın temel prensibini özgürlük olarak belirlerken, devleti temel olarak baskıcı ve zora dayalı bir kurum olarak ele alır. Hegel, geç döneminde aynı zamanda yabancılaştırıcı da olan din ve devlet arasındaki bu karşıtlığı aşmak için, özgürlüğe dayalı bir modern devlet fikri ortaya atar. Bu tez, Hegel'in din üzerine yazdığı en erken eserlerinden itibaren, din ve devletin kurumsal kademede hep ayrılması gerektiğini fakat geç dönem düşüncesinde bu ayrılığın bir karşıtlık olarak düşünülmemesi gerektiğini savunduğunu ileri sürmektedir. Hegel bu karşıtlığı tarihsel ve metafizik kademelerde din ve devlet arası bir birlik ortaya atarak çözmeye çalışır. Hegel'e göre modern devlet; tarihsel olarak, öncelikle Hıristiyanlıkta ortaya çıkan özgürlük prensibinin gerçeklemesidir. Dinle soyut-metafizik bir düzeyde aynı doğruluk içeriğine ve özgürlük prensibine sahip olmasına rağmen, Hegel'in modern devleti bu ortak içeriğin dinden farklı bir biçimsel ifadesidir. Hegel, din ve devlet arasındaki içeriksel birliğin değil, biçimsel farklılığın, politik bir prensip olarak kurumsallaşması gerektiğini savunur. Sonuçta, Hegel'in devleti kurumsal düzeyde laik bir devlettir fakat düşünce düzeyinde Hegel'in laiklik anlayışı din/devlet, akıl/inanç ikililiklerini aşamayan Aydınlanma düşüncesinden, bu ikililiklere ortak bir zemin sağlamasıyla kendini ayırır.

Özet (Çeviri)

This thesis analyzes the relation between religion and state in G. W. F. Hegel?s thought. There is an agreement in Hegel literature that Hegel affirms both separability and inseperability of religion and state. This seemingly contradictory affirmation constitutes the main problematic which this work attempts to provide a clarified solution. To understand the true nature of the problem, Hegel?s Early Theological Writings has been analyzed first. In these works, Hegel identifies the basic principle of Christianity to be freedom but takes state as a coercive institution. To overcome this opposition which is also alienating, Hegel later posits a theory of modern state which is based on freedom. Indeed, this thesis argues that including the earliest writings on religion, Hegel has always argued for separation of religion and state at institutional level, but objected to their opposite conceptions in his later thought. Hegel attempts to resolve this opposition by positing unity of religion and state at historical and metaphysical levels. Historically, modern state is realization of freedom which emerges first in Christianity and shares the same content of truth and same principle of freedom with religion at metaphysical level but has a different form of expression. For Hegel, not their unity of content but different forms should be institutionalized as a political principle. In conclusion, Hegel?s state is secular at institutional level but at the level of thought, his understanding of secularity, by providing a common basis to state/religion, reason/faith dichotomies, is distinguished from Enlightenment which can not overcome these dichotomies.

Benzer Tezler

  1. Le rapport des droits de l'homme au politique: Lefort et Rancière

    İnsan haklarının politik-olan bağlantısı: Lefort ve Rancière

    EYLEM YOLSAL MURTEZA

    Doktora

    Fransızca

    Fransızca

    2022

    FelsefeGalatasaray Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİYE KARABÜK KOVANLIKAYA

  2. Subjectivité chez Hegel

    Hegel'de Öznellik

    CANSU AKARSU

    Doktora

    Fransızca

    Fransızca

    2024

    FelsefeGalatasaray Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET TÜRKER ARMANER

  3. Din-siyaset ilişkisi açısından Hegel'de devletler hukuku

    Hegel's international law in terms of religion-politic relations

    CEYHAN IŞIK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    DinAnkara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURİ ADIGÜZEL

  4. Ethical evaluation of capital punishment in cultural perspective: The Islamic case of apostasy

    Ölüm cezasının kültürel açıdan ahlaki değerlendirmesi: İslam düşüncesinde irtidat örneği

    ALİ ABDULLAH AÇIKGENÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    DinYıldız Teknik Üniversitesi

    İnsan ve Toplum Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİYAZİ KAHVECİ

  5. Kierkegaard düşüncesinden hareketle kaygı kavramının bir analizi

    An analysis of the concept of anxiety with reference to Kierkegaard's thought

    ÇINAR ASLAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Felsefeİstanbul Bilgi Üniversitesi

    Felsefe ve Toplumsal Düşünce Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FERDA KESKİN