1930'lardan Bugüne Türkiye'de Arabesk Müziğin Kültürel Zemini ve Toplumsal Müzikal Analizi
Cultural Basis and Socio-Musical Analysis of Arabesque Music in Turkey Since The 1930s
- Tez No: 309493
- Danışmanlar: DR. ŞÜKRÜ ASLAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Müzik, Sosyoloji, Music, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2012
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Müzikoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Etnomüzikoloji ve Folklor Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 281
Özet
Müziğin, klâsik Türk müziği ve halk müziği olmak üzere iki büyük koldan geliştiği Türk müzik tarihine, özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda yaşanan siyasî, ekonomik ve toplumsal gelişmeler yön vermiştir. Yüzyıllar boyu varlığını sürdüren geleneksel müziklerin yeni bir ideolojik yaklaşımla ele alındığı 19. yüzyıl, aynı zamanda siyasal ve kültürel bir dönüşümün de habercisi olmuştur. Giderek yoğunluk kazanan Batılılaşma çabalarının uzantısında, Türk müzik tarihinde ilk kez somut ve resmî bir biçimde yer almaya başlayan Batı müziği, bu değişimin kültürel boyutunu temsil etmektedir. Dolayısıyla dengelerin değişmeye başladığı ve çeşitli kırılma noktalarının yaşandığı bu dönemi, gerek siyasal gerekse kültürel anlamda Cumhuriyetin üzerine kurulduğu bir zemin olarak görmek gerekmektedir.Erken Cumhuriyet döneminde yeni bir ulus yaratmayı hedefleyen Cumhuriyetçi kadrolar, kültür kavramını milliyetçi bir bakış açısıyla tanımlamışlardır. Kültürü oluşturan en önemli öğelerden biri olarak görülen müziği de yeniden inşâ etme yoluna gidilen bu dönemde, çeşitli müzik politikalarının uygulanmaya çalışıldığı görülür. Söz konusu politikalar gereği klâsik Türk müziğinin dışlanarak halk müziğinin öne çıkarılması ve yaratılmak istenen müziğin öz Türk kültüründen doğduğu ileri sürülen halk müziği üzerine kurulmaya çalışılması, dönemin kültür ve sanat anlayışını büyük oranda özetlemektedir. Yaklaşık 1940'ların ortalarına kadar devletin destek verdiği müzik politikaları, 1950'lerden îtibaren çokpartili döneme geçilip siyasal anlamda yeni bir sürecin başlamasıyla giderek gücünü yitirmiştir.20. yüzyılın başlarından îtibaren hızla büyüyen müzik sektörünün ve onun yarattığı müzik algısının Türkiye'deki en belirgin izlerine ilk olarak 1930'lu yıllarda rastlanır. Müzik politikalarının kabul gördüğü alanın dışında bırakılan ve varlığını sürdürmesi giderek zorlaşan klâsik Türk müziğinin, serbest bir icrâ zemini olarak ifade edilebilecek piyasaya yaklaşması adeta yeni bir sürecin başlangıcı olmuştur. Oluşan yeni müzik algısıyla beraber bir arayış içerisine girilmesi ve Mısır Sineması üzerinden Arap müziği ile yoğun bir ilişki kurulması da yine aynı döneme rastlamaktadır. Müzikteki değişim, asıl olarak siyasal anlamda bir kırılma noktası olarak değerlendirilebilecek 1950'lerden îtibaren görüldüğü için, 1930'lardaki bu süreci bir çeşit hazırlayıcı dönem olarak görmek yerinde olacaktır. Başka bir deyişle, Türkiye'nin müzik tarihi içerisinde son derece önemli ve hassas bir yere sahip olan arabesk müziğin ilk örneklerine 1960'lı yıllarda rastlansa da, bu müziğin üzerine oturduğu sosyal, siyasal, kültürel ve müzikal temeller çok daha önce atılmıştır.1950'li yıllarda büyük şehirlere göçün artmasıyla birlikte arabesk müziğin dinleyici kitlesini kırsal kesimden gelen ve şehir hayatına uyum sağlayamayan insanların oluşturduğu düşüncesi ne yazık ki genel bir kanı hâline gelmiştir. Oysa göç ve buna bağlı olarak kentsel yapıda görülen değişim, yalnızca arabesk müziğin gelişebilmesi için uygun bir zemin sağlamıştır. Dolayısıyla arabesk müziğin ya da onun beslendiği yaşam biçiminin, 1950'li yıllarda yaşanan göçle birlikte ortaya çıkmış bir olgu olmadığının önemle altını çizmek gerekir.1960'lı yıllarda ilk ürünleri verilen ve ilerleyen yıllarda başlı başına bir müzikal üslûp hâline gelen arabesk, ağırlıklı olarak klâsik Türk müziği ve halk müziğinden çeşitli öğeler taşıyan melez bir tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'de bu müziğin arabesk ismi üzerinden tanımlanmasında, hazırlayıcı dönem olarak ifade ettiğimiz 1930-1960 yılları arasında Mısır müziği ile kurulan ilişki önemli rol oynamaktadır.Yıllarca tartışılan ve devlet tarafından dışlanıp yok sayılan arabesk müzik, 1980'li yıllardan başlayarak kendi içinde folk, taverna vb. isimlerde çeşitli kollara ayrılmıştır. Özellikle 1990'larda Türk pop müziği ile etkileşim içerisine girmiş, bu süre içerisinde dinleyici kitlesini genişleterek Türkiye'de en çok dinlenilen müzik türlerinden biri hâline gelmiştir. 1960'lardan bugüne yaklaşık yarım yüzyıllık bir zaman diliminde farklı siyasî görüşlere sahip olan kesimler tarafından da çeşitli şekillerde kullanılmıştır. Öyle ki arabesk, özellikle son yıllarda müzikal bir üslûp olduğu gerçeği tümüyle göz ardı edilerek, Türkiye'deki siyasal ve kültürel konulardaki aksaklıkları, hayal kırıklıklarını ve geri kalmışlık olarak görülen olguları açıklamak için kullanılan bir kavramsal araç gibi algılanmıştır.Tezin yazımında, etnomüzikoloji başta olmak üzere sosyoloji, tarih ve edebiyat alanlarını içine alan bir disiplinlerarası çalışma metodolojisi uygulanmıştır. Tanzimat döneminden îtibaren gelişen Batılılaşma çabaları, Erken Cumhuriyet dönemi müzik politikaları üzerinden incelenmiş ve arabesk müziğin hazırlayıcı dönemi olarak ifade edilen 1930-1960 arası dönemin temel dinamikleri ortaya konmaya çalışılmıştır. İlerleyen bölümlerde 1950'lerde yeni bir politik sürecin başlamasıyla birlikte, arabesk müziğin ilk örneklerinin verildiği 1960'lı yıllar üzerinde durulmuştur. Aynı zamanda söz konusu süreçte yaşanan bazı siyasal ve toplumsal gelişmeler irdelenerek, arabesk müziğin nasıl bir kültürel ortam içerisinde ortaya çıktığı incelenmiştir. Son bölümde ise ilk dönem, orta dönem ve son dönem başlıkları altında ele alınan arabesk müziğin çeşitli örnekler üzerinden müzikal analizi yapılarak, farklı müzik türleriyle olan ilişkisi saptanmaya çalışılmıştır.ANAHTAR KELİMELER : Arabesk Müzik, Cumhuriyet Dönemi, Klâsik Türk Müziği, Türk Halk Müziği, Çokseslilik.
Özet (Çeviri)
The history of Turkish music, which mainly includes two major branches ? classical Turkish music and folk music ? was particularly shaped by the nineteenth and twentieth century developments. The nineteenth century, in which centuries-old traditional music was interpreted with a different ideological approach, was also the harbinger of political and cultural transformation. Western music, which began to take place in a formal and official way in the history of Turkish music as an extension of westernization, represents the cultural side of this change. Therefore, this period of various breakthroughs and shifts in cultural balance should be seen as the ground ? in both the political and cultural sense ? on which the Republic was established on.As a part of the nation-building mission, the republican groups of the early republican era defined the concept of culture with a nationalist perspective. During this period, music was considered as one of the most vital elements of culture and a variety of ideological policies were implemented during the reconstruction of new musical policies. In the light of these policies, classical Turkish music was neglected and instead folk music was foregrounded with the claim that folk music developed out of the authentic Turkish culture. This view summarizes the era?s attitude towards culture and art. The musical policies supported by the government roughly until the mid-1940s, began to fade out by 1950s with a new political era.One began to see the visible traces of the rapid-growing twentieth-century music industry and its by-product ? a new perception of music ? in the1930s. Classical Turkish music, excluded from the approved area of musical policies and therefore deprived from a chance of survival each day, got closer to free-market which can be considered as a more flexible ground of action. This was the beginning of a new era. The new perception of music coincided with the increase in the influence of Arabic music established via Egyptian cinema. The 1930s could be considered as a preparatory era, since the fundamental change in music began in 1950s, with the political turning point. In other words, although the first examples of arabesque music, which has an extremely important and delicate status in the history of Turkish music were seen in the 1960s, its social, political, cultural and musical foundations were laid much earlier.Unfortunately the idea that the target-audience of arabesque music developed as a result of the adaptation problem encountered by the people who migrated from the rural parts of Turkey to urban areas with the increase in migration in the 1950s is a widespread claim. However, migration and its consequent changes in urban structure only provided a suitable ground for the development of arabesque music. Therefore, it must be emphasised that arabesque music or the lifestyle that feeds it did not emerge with the increase in migration in the 1950s.The first examples of arabesque music were produced in the beginning of 1960s and in the following years, it became a major musical genre. It manifests itself as a hybrid genre that borrows various elements of both classical Turkish music and folk music. The influence of the Egyptian music between 1930 and 1960 has an important role in the naming of the genre as ?Arabesque.?Debated for many years, excluded and ignored by the state for a long time arabesque music branched-out in itself since the 1980s. Especially since the 1990s, it got into an interactive relationship with Turkish pop music, expanding its audience and becoming one of the most listened genres of music in Turkey. Since the 1960s arabesque has been used in various ways by the factions of different political views. So much so that arabesque, completely ignoring the fact that it?s a musical style, has been used as a conceptual tool to describe political and cultural defects, disappointments and phenomena seen as backwardness in Turkey.In our thesis, an interdisciplinary methodology, which consists of sociology, history, literature and especially ethno-musicology, is applied. Increasing efforts of Westernization since the ?Tanzimat Period? are examined via the early Republican policies and basic dynamics of the period between 1930-1960. The following chapters focus on the beginning of a new political era from the 1950s and the first examples of arabesque music in the 1960s. At the same time, various political and social developments in the era are examined, in order to show the cultural environment in which the arabesque music emerged. The last chapter divides arabesque music into early, middle and late periods and undertakes the musical analysis of the genre in the light of examples while also indicating its relations with various types of music.KEY WORDS: Arabesque Music, Republican Era, Classical Turkish Music, Turkish Folk Music, Polyphony.
Benzer Tezler
- Türkiye'de sosyoekonomik gelişim sürecinde iş yasalarında kadınlara yönelik düzenlemeler
Regulations related to women in Turkish labur codes under the influence of socioeconomic developments
ÇİĞDEM PINAR ATA SEVİM
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
HukukKocaeli ÜniversitesiÇalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ABDULKADİR ŞENKAL
- Türkiye'de biyolojik evrim eğitiminin sosyoloji bir değerlendirmesi
A sociological analysis of the teaching of biological evolution in Turkey
NAZLI ÖZTÜRKLER
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Eğitim ve ÖğretimAnkara ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MİNE TAN
PROF. DR. AYKUT KENCE
- Seyfi Arkan: Cumhuriyet döneminde modernist bir mimar
Seyfi Arkan: A modern architect in republic term
ELİF SOLAK
- Türk resminde 'savaş' ve 'şiddet' teması: 1960'tan günümüze
On Turkish painting, from 1960's until now
ARZU TORAMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
Güzel SanatlarMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiSanat Tarihi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SİNAN GÜLER
- Radyo-televizyon kuruluşları için kamuoyu araştırmalarının önemi ve Türkiye'de durum
Başlık çevirisi yok
AYFER SÜREN