Servetlerin vergilendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 31017
- Danışmanlar: PROF. DR. S. YENAL ÖNCEL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Maliye Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 230
Özet
Servet, bir kişinin belirli bir anda sahip olduğu ekonomik değerlerin tümüdür. Servete her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, para ve alacaklar dahildir. Bir malın satın alınması, hibe edilmesi ya da veraset yoluyla elde edilmesi île meydana gelen servet, servet rantının birikiminden de doğmaktadır. Sonuçta, gelir bir yandan servetin sonucu, diğer yandan da kaynağını oluşturmaktadır. Servet, gelir getirse de getirmese de sahibine bir takım fay dalar sağlar. Sahibine gelecekteki işsizlik, hastalık olasılığına karşı güven verirken ayrıca sosyal mevki, kudret ve ekonomik bağımsızlık sağlayarak özel bir ödeme gücünü temsil eder. Servet, sahi binin ödeme gücünün bir göstergesi olduğundan ödeme gücüne göre vergilendirilmesi doğal olmaktadır. Bilindiği üzere vergilerin uygulamaya konulmasındaki en önemli neden, devletin sunduğu mal ve hizmetlerin finansmanını sağlamaktır Servet de bir vergi kolu olarak devlete gelir sağlama amacıyla vergilendirilebilir. Ayrıca gelir getirmediklerinden dolayı- Gelir Vergisi. ile kavranamayan servet unsurları bu vergi ile kavranabilir. Yine Gelir Vergisi beyannamesinde gösterilmeyen ve servetin oluşturulmasında kullanılan gelir de, servet vergisi ile kontrol altına alınabilmektedir. Son olarak, fırsat eşitsizlikleri dolayısıyla toplumdaki bireyler arasında oluşan gelir-servet dağılımındaki dengesizlikler de bu vergi ile en aza indirilebilir ve denge sağlanabil ir. Servet vergileri vergiye doğuran olayın kapsamına göre çeşit-lenmiştir. Vergi konusunun servetin toplamı olduğu vergiler servet üzerinden alman vergileri oluşturur. Servet üzerindeki mülkiyet hakkının veraset ya da bağış yoluyla karşılıksız olarak başkalarına devredilmesi nedeniyle servet transferi üzerinden alınan vergiler meydana gelir. Son olarak servet mevcudunda ya da serveti oluşturan belirli unsurlarda meydana gelen değer artışları nedeniyle alınan vergiler de servet artışı vergileridir. Servet üzerinden alınan vergiler, gerçek veya tüzel kişilerin malvarlığına dahil taşınır ve taşınmaz mallardan alınır. Burada vergiyi doğuran olay. kişilerin söz konusu mallara sahip olmaları dır. Servet üzerinden alınan vergiler, kişilerin tüm mal varlığından alındığı takdirde genel servet vergileri, malvarlığının belirli un surlarından alındığı takdirde ise özel servet vergileri söz konusu dur. Genel servet vergileri, Batı Avrupa ülkeleri ile A.B.D. 'de uygulanan Genel Mülkiyet Vergisi ile Avrupa, Asya ve Güney Amerika ülkelerinde görülen Net Servet Vergisi 'ni kapsamaktadır. Genel Servet Vergilerinin uygulama güçlüklerinin temel noktası altın, mücevherat veya para gibi servet unsurlarının kolayca vergi den gizlenebilmesidir. Bu şekilde tüm servetten değil de, servete dahil bazı mallardan vergi alınması ile özel servet vergileri mey dana gelir. Bu vergilerin en eski ve hemen her ülkede uygulanan şeklini Emlâk Vergisi oluşturur. Bu vergiler emlâk dışında otomobil gibi bir servet unsurundan da alınabilmekte. Motorlu Taşıtlar Vergisi de uygulanabilmektedir.Emlâk Vergisi, taşınır servet unsurlarından olan bina. arsa ve araziyi vergilendirmeye yönelik, sürekli bir servet vergisi çeşitidir. Bu vergi ülkemizde ve hemen her ülkede uygulama alanı bulabilmektedir. Periodik vergiler grubuna giren Emlâk Vergisi' nin oranları düşük olduğundan, mükelleflerin cari yıl gelirinden, yani cari tüketiminden ve tasarrufundan ödenmektedir. ülkemizde tasarruflar -enflasyonun yıpratıcı etkisinden korunması amacıyla- fiyatlarının vergi- ile artmasına ragmen bina ya da araziye dönüştürülmektedir. Ayrıca bina ya da arazi üzerine konan bu vergi ile, gelir getirme yen ve vergiye konu olan varlıklar verimli alanlara kayarlar. Emlâk Vergisi, kısa dönemde binanın gelirini, dolayısıyla değerini düşürdüğünden dolayı yansımamakta, ancak kiralık bina talebinin esnek olmadığı durumlarda vergi, kiracıya yansıtılabilir. ülkemizde, özellikle şehirleşmenin yoğun olduğu bölgelerde vergi.kiracı üzerinde kalmaktadır. Bu verginin gelir dağılımı üzerindeki etkisi ise bu servet un surlarının çeşitli gelir grupları arasındaki dağılımı ile ilgilidir, özellikle azgelişmiş ülkelerde binalar, yüksek gelir grubuna bağlı bireylerin elinde bulunduğundan vergi, gelir dağılımını eşitleyici yönde etki yapar. Ayrıca, küçük tarlaların vergilendirilme sinin yanında büyük tarlaların artan oranlı olarak vergilendirilme si ile gelir dağılımındaki eşitsizlikler azalabilir. Belirli bir servet unsuru olan motorlu taşıtlara sahip olmanı yükümlülüğü olan Motorlu Taşıtlar Vergisi, özel servet vergilerini ikinci şeklidir. Emlâk Vergisi gibi sürekli vergiler grubuna girenbu verginin ekonomik etkileri de Emlâk Vergisi'nin yaratacağı etkilerle benzerlik gösterir. Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin yansıma olanağı, bu taşıtların ne amaçla elde bulundurulduğu ile ilgilidir. Eğer taşıt ticaret amacıyla kullanılıyorsa, vergi dolayısıyla bu taşıtların kullanımları azalır. Eğer ikâme olanağı varsa, başka üretim etkenlerinin kullanımına gidilebileceği gibi, ikâmesi yoksa ya da pahalıysa, fiyat farkına bağlı olarak üretim maliyetleri artabilir. Sahibi tarafın dan kullanılan taşıtların vergilerinin yansıması ise olanaksızdır. Servet transferi üzere inden alınan vergiler, servetin tümünün veya herhangi bir unsurunun mülkiyetinin karşılıksız olarak devri sonucunda, genellikle serveti yeni edinen kimse tarafından ödenen vergilerdir. Bu tip vergilerde vergiyi doğuran olay, servetin mevcudiyeti değil, mülkiyetin karşılıksız olarak devri sonucu ortaya çıkar. Vergi sistemimizde, servet transferi üzerinden alınan vergilerin uygulama şekli olarak Veraset ve İntikal Vergisi söz konusudur Veraset ve İntikal Vergisi, adından da anlaşılacağı üzere iki ayrı vergiden oluşmaktadır. Bunlardan ilki, veraset sonucu ortaya çıkan, ikincisi yaşayanlar arası gerçekleştirilen mülkiyetin karşılıksız devrini vergilendirmeye yöneliktir. Veraset Vergileri yalnız başına uygulandığı takdirde mülkiyetin devri, yaşayanlar arasında hibe etmekle gerçekleştirilebilir. Bunun için yaşayanlar arası hediye ya da bağış yoluyla gerçekleştirilen karşılıksız devirlerin d vergi kapsamına alınması yoluna gidilmiş, karşılıksız devir dolayısıyla kazanılan vergi ödeme gücü, İntikal Vergisi ile vergi kapsa-rama alınmıştır. Bu nedenle bir arada uygulanması gerekli bu iki vergi,“telâfi edici”veya“takip edici”vergiler olarak nitelen dirilirler, Veraset ve intikal Vergisi'nde tasarrufu yapan birey (muris) ile vergiyi ödeyen kişiler (varis) farklıdırlar. Muris, ölümünden sonra servetinin vergilendirileceği düşüncesiyle tüketimini arttırabilirken, varislerine hissi yakınlık duyuyorsa tasarruflarını arttırma yoluna gidebilir. Varisler ise, ise tüketim güçlerini arttıracak miras beklentisi içerisinde olduklarından, vergiyi ödeye bilmek amacıyla ya tüketimlerinin kısar ya da gelirlerini arttırma ya çalışırlar. Mükellef olan varisler, miras kalan taşınır veya taşınmaz varlıkların paraya dönüştürülmesi ile ödeyecekleri vergiyi, elde edecekleri yıllık gelirden de karşılayabilirler, ülkemizde taşınır varlıklar paraya dönüştürülüp, faiz geliri sağlamak amacıyla bir mali kuruma yatırılabilir, vergi, faiz geliri ile ödenebilir. Bu durumda geçmiş dönem tasarrufları vergiden etkilenmez ve cari har cama ve tasarruf düzeyi sabit kalmış olur. Ancak ülkemizin enflasyonist ortamı dikkate alınırsa, paraya dönüştürülen varlıkların değeri, yıllık faizi beklerken kayba uğrayacaktır. Bireylerin, kendilerinden sonraki nesle miras bırakmak istemeleri, hayatta iken rizikolu yatırımları tercih etmelerine neden olur. Servetin sahibine, yaşamı boyunca ekonomik güç ve prestij sağlayacak olması, bu bireylerin servet edinme amacıyla emeklerini arttırmalarına neden olur.Son olarak servet artışı vergileri, tüm servet tutarı yerine belirli bir dönem başı ile sonu arasında oluşan servet farkını vergilendiren bir servet vergisi çeşitidir. Bu şekilde servet mevcudunda ya da serveti oluşturan unsurlarda, sahibinin hiç bir kişisel emeği olmadan meydana gelen değer artışları vergilendirilmiş olur. Servet artışı vergileri, her türlü servet artışını, niteliği ve kaynağı ile ilgilenmeksizin vergilendiriyorsa genel, belirli servet unsurlarındaki, artışı vergilendiriyorsa özel servet artışı vergilerinden bahsedilir. Genel servet..artışı vergileri ise, ekonomik buhranlar veya savaşlar gibi olağanüstü durumların sonunda uygulandığından dolayı“Olağanüstü Servet Vergileri”olarak nitelen dirilen bir defalık veya belirli aralarla 1. Dünya Savaşı Almanya'sında uygulanmış olan vergiler gibi periodiktirler. Olağanüstü servet vergileri, bir defaya mahsus olarak alındıklarından, mükellefler bu vergiden önceden haberdar değillerdir. - Vergi oranının yüksekliği nedeniyle verginin ödenmesi ancak varlıkların elden çıkarılmasıyla mümkün olmaktadır. Nitekim 2. Dünya Savaşı yıllarında ülkemizde uygulanmış olan Varlık Vergisi' nin ödene bilmesi için mükellefler gazete ilânları ile varlıklarını satışa çıkarmışlardır. Bu vergi, zorunlu olarak geçmiş dönem tasarruflarının paraya çevrilmesine yol açtığı için, gelecek dönemin tasarruf ve tüketimlerini de kısıtlar. Olağanüstü servet vergileri, bir defalık ve geçmiş dönem tasarruflarını hedef aldığından, yatırım kararlarını etkilemez. Bu verginin tekrarlanacağının tahmin edilmemesi, bireylerin davranış-larında değişikliğe neden olur. Mükellefler, vergiden önceki servet düzeylerine ulaşabilmek amacıyla daha fazla çalışıp, gelir ve tasarruf düzeylerini vergiden önceki duruma getirme çabası içinde olurlar. Olağanüstü Servet Vergileri, arz ve talep işleyişinden etkilenmedikleri için vergiyi yansıtmak söz konusu değildir. Verginin uygulandığı savaş, ekonomik buhran gibi dönemlerde büyük servet dengesizlikleri meydana gelir ve devlet, vatandaşların servetlerini doğrudan doğruya vergilendir ir. Bu vergi ile ekonomide servet ve gelir dağılımı eşitlenme yönünde değişir. Ancak ülkemizde olağanüstü servet vergisi olarak uygulanmış olan Varlık Vergisi' nin konusu iyi belirlenmediği.vergilemenin objektif unsurları bulunamadığı ve ülkede yaşayan azınlık hedef alındığı için vergi, gelir ve servet dağılımındaki dengesizlikleri giderici bir etki yapmamış tır. Son olarak servet unsurlarından sadece birinin değerinde mey dana gelen artışı yükümlü kılan özel servet artışı vergileri söz konusudur. Bu vergiye en iyi örnek olarak Gayrimenkul Kıymet Artışı Vergisi'ni gösterebiliriz. Taşınmazların elde bulundukları süre içinde kazandıkları değer artışı nedeniyle vergiye tabi tutulduğu bu vergi 1985 yılında kaldırılmıştır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının uluslararası ticarete etkisi
Effects of double taxation avoidance agreements on i̇nternational trades
SEVİM ÖZLÜ TUNCER
- Çok uluslu şirketlerin vergilendirilmesi: Transfer fiyatlaması açısından bir değerlendirme
Taxation of multi-national companies: An assesment with regards to transfer pricing
PELİN MASTAR ÖZCAN
- Grup vergilendirme rejimi ve Türkiye'de uygulanabilirliğinin değerlendirilmesi
Group taxation regime and the evaluation of applicability in Turkey
FUNDA BUZ
Doktora
Türkçe
2022
MaliyeEskişehir Osmangazi ÜniversitesiMaliye Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EMRAH FERHATOĞLU
- Uluslararası vergilemede yaşanan sorunlar ve BEPS eylem planları çerçevesinde çözüm önerileri
Problems in international taxation and solution proposals within the framework of BEPS action plans
LEYLA TİTİZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Maliyeİstanbul Gelişim Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ CANAN TİFTİK
- Türkiye'de şahıs ve sermaye şirketlerinin vergisel açıdan karşılaştırılması ve değerlendirilmesi
The comparison and evaluation of partnership and capital companies in view of taxation in Turkey
ERHAN GÜMÜŞ