Kıdem tazminatının hukuki yönü, finansmanı ve muhasebeleştirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 32299
- Danışmanlar: PROF. DR. SEDAT ÜNALAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Hukuk, İşletme, Law, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Muhasebe ve Finansman Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 187
Özet
m Kıdem tazminatı işletmelerin işçi çalıştırmalarından kaynaklanan bir giderdir. Ancak bu gider sadece tek dönemi kapsayan nitelikte değildir. Bu nedenle dönemsellik ilkesi gereği kıdem tazminatının karşılıklar yoluyla işletme faaliyetine dönemsel olarak yansıtılması gerekmektedir. Vergi yasalarınının kıdem tazminatı karşılıklarını gider olarak kabul etmemesi sonu cunda, tazminatın muhasebeye yansıması bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Vergi yasaları kıdem tazminatının gider kabul edilmesini ödenmesi koşuluna yani nakit esasına bağ lamıştır. Ancak bu durum muhasebenin dönemsellik ilkesi ile çatışmaktadır.“Tek Düzen Hesap Plam”nda ve“Standart Hesap Planfnda kıdem tazminatı karşılıkları hesabı bulunmaktadır ama henüz vergi yasalarında kıdem tazminatı karşılıklarının gider kabul edilmesine ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Bu nedenle kıdem tazminatı karşılıklarının muhasebe sistemi uygu lama genel tebliğine uygun olarak vergi yasaları açısından da gider kabul edilmesine ilişkin düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekmektedir. Kıdem tazminatına ilişkin bütün bu sorunların çözümü aslında amaca uygun olarak kurulacak olan Kıdem Tazminatı Fonu'dur. Çünkü fonun oluşumu ile hem finansman sorunu çözümlenecek ve hemde fona yatırılan primlerin gider olarak kaydedilmesinde bir sakınca olmadığı için muhasebeye yansıyan sorun çözümlenecektir. Ayrıca kıdem tazminatı fonunun, tüm çalışanları kapsayacak şekilde geniş tutulması ve her türlü fesih halinde tazminatın ödenebilmesi sonucunda hukuki boyutta da herhangi bir sorun kalmayacaktır. Ancak bunun için fon amacına uygun olarak, yani hem çalışanlar açısından bir tahsilat güvencesi sağlayacak hem de çalıştı ranlar açısından bir finansman kolaylığı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca suistimalleri önlemek için ”işsizlik sigortası“ ve ”işgüvenliği“ yasası ile gerekli önlemler alınmalıdır. Böyle bir durumda ülkemiz açısından tazminat uygulaması gerçek bir ”İşten Çıkma Tazminatı“ haline dönüşür.olarak ele alındığı için kıdem tazminatına esas olan ücret maliyeti yüksektir. Bu nedenle kıdem tazminatı işverenler açısından finansal bir sorun halindedir. Kıdem tazminatının finansmanı iki yolla sağlanabilir. 1- İşletme içinde oluşturulan fonlarla. 2- İşletme dışında oluşturulan fonlarla. İşletme içinde fon oluşturulması için her şeyden önce işletmenin toplam kıdem tazmi natı yükünü bilmesi gerekmektedir. Toplam yük hesaplandıktan sonra sıra fon oluşturmaya gelir. Kıdem tazminatı yükünün hesaplanmasında iki yöntem uygulanmaktadır. 1- Cari Yıl Yöntemi (Gerçekleşmiş Hak Yöntemi) 2- Aktuarya Yöntemi (Tahmini Hak Yöntemi) Cari yıl yöntemi, işletmenin içinde bulunduğu cari yılda ne kadar kıdem tazminatı yü küne sahip olduğunun tespiti ve bu yükün oluşturulan fonlarla finanse edilmesi esasına dayan maktadır. Aktuarya yöntemi ise, çeşitli varsayımlar altında gelecekteki kıdem tazminatı yükünün hesaplanması ve hesaplanan bu tutar için fon oluşturulması esasına dayanır. Diğer bir ifade ile cari yıl yöntemi fiili rakamlara dayanırken, aktuarya yöntemi geleceğe ilişkin beklentilere dayan maktadır. İşletme içinde fon yaratılması, kıdem tazminatının finansman sorununu çözebilir. Ancak her işletmenin böyle bir fonu oluşturabileceği ve fonun amaçları doğrultusunda kullanıla bileceği kuşkuludur. Bu nedenle kıdem tazminatının işletme dışında oluşturulan fonlarla finanse edilmesi hem daha doğrudur, hem de daha sağlıklıdır. 1475 sy'lı İş Kanunu'nunda böyle bir fonun kurulması için gerekli düzenleme vardır. Ancak kanunda belirtilen fonun hem kapsamı sınırlıdır, hem de bugünkü şekli ile fondan beklenen asıl amaca ulaşmaktan uzaktır. Bu nedenle yasa ile kurulması öngörülen fonun kapsamı geniş olmalı ve her türlü hizmet aktinin feshi halin de kıdem tazminatı ödenmelidir. Ayrıca fonun yönetimi işçi konfederasyonlarına bırakılırsa hem işçilerin hakları korunmuş olur, hem de fonu kıdem tazminatı ödemeleri dışında başka amaçlara kanalize etmek mümkün olur. Fonun finansal büyüklüğü, ülke ekonomisi açısından birçok soruna çözüm olabilecek boyuttadır.m Kıdem tazminatı işletmelerin işçi çalıştırmalarından kaynaklanan bir giderdir. Ancak bu gider sadece tek dönemi kapsayan nitelikte değildir. Bu nedenle dönemsellik ilkesi gereği kıdem tazminatının karşılıklar yoluyla işletme faaliyetine dönemsel olarak yansıtılması gerekmektedir. Vergi yasalarınının kıdem tazminatı karşılıklarını gider olarak kabul etmemesi sonu cunda, tazminatın muhasebeye yansıması bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Vergi yasaları kıdem tazminatının gider kabul edilmesini ödenmesi koşuluna yani nakit esasına bağlamıştır. Ancak bu durum muhasebenin dönemsellik ilkesi ile çatışmaktadır. ”Tek Düzen Hesap Plam“nda ve ”Standart Hesap Planfnda kıdem tazminatı karşılıkları hesabı bulunmaktadır ama henüz vergi yasalarında kıdem tazminatı karşılıklarının gider kabul edilmesine ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Bu nedenle kıdem tazminatı karşılıklarının muhasebe sistemi uygu lama genel tebliğine uygun olarak vergi yasaları açısından da gider kabul edilmesine ilişkin düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekmektedir. Kıdem tazminatına ilişkin bütün bu sorunların çözümü aslında amaca uygun olarak kurulacak olan Kıdem Tazminatı Fonu'dur. Çünkü fonun oluşumu ile hem finansman sorunu çözümlenecek ve hemde fona yatırılan primlerin gider olarak kaydedilmesinde bir sakınca olmadı ğı için muhasebeye yansıyan sorun çözümlenecektir. Ayrıca kıdem tazminatı fonunun, tüm ça lışanları kapsayacak şekilde geniş tutulması ve her türlü fesih halinde tazminatın ödenebilmesi sonucunda hukuki boyutta da herhangi bir sorun kalmayacaktır. Ancak bunun için fon amacına uygun olarak, yani hem çalışanlar açısından bir tahsilat güvencesi sağlayacak hem de çalıştı ranlar açısından bir finansman kolaylığı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca suistimalleri önlemek için“işsizlik sigortası”ve“işgüvenliği”yasası ile gerekli önlemler alınmalıdır. Böyle bir durumda ülkemiz açısından tazminat uygulaması gerçek bir“İşten Çıkma Tazminatı”haline dö nüşür.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Kıdem tazminatının finansmanı ve muhasebeleştirilmesi
Başlık çevirisi yok
SEZAYİ DUMANOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
1988
İşletmeİstanbul ÜniversitesiMuhasebe Denetim Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALPASLAN PEKER
- İşyerinin devri
Başlık çevirisi yok
HÜLYA YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2003
HukukGazi Üniversitesiİşi Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KADİR ARICI
- Türk iş hukukunda kıdem tazminatı
Severance pay in Turkish labor law
LÜTFİYE BERFİN GÖKKAN BARAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Kamu YönetimiHarran ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ AHMET TERZİOĞLU
- 1475 sayılı İş Kanunu kapsamında kıdem tazminatının hesaplanması
Calculation of severance pay under Law No. 1475
BERKAY TOPUZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Hukukİstanbul Kültür ÜniversitesiÖzel Hukuk Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ENDER DEMİR
- Türk iş hukukunda kıdem tazminatının değerlendirilmesi
Evaluation of severance pay in Turkish labour law
FATİH KEFELİOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
HukukİSTANBUL BEYKENT ÜNİVERSİTESİHukuk Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET BAĞCI