Geri Dön

Laparoskopik tümör cerrahisinde port sayısının tümör büymesi üzerine etkisi

Effect of port number to tumor growth at laparoscopic tumor surgery

  1. Tez No: 326499
  2. Yazar: EBRU ESEN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. BÜLENT ERKEK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: tümör büyümesi, laparoskopi, laparotomi, tumor growth, laparoscopy, laparotomy
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü
  12. Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 71

Özet

Laparoskopik cerrahi sayesinde erken iyileşme, hastanede kısa yatış süresi ve normal aktivitelere daha hızlı dönme, daha iyi kozmetik sonuç, daha çok hasta memnuniyeti ve hastanın yeni prosedürlere olan güveninin artması sağlanmaktadır. Laparoskopik cerrahi kolelitiyazis, gastroözefageal reflü, herni gibi çeşitli benign hastalıkların tedavisinde kullanılmasının yanı sıra başta kolorektal karsinom olmak üzere çeşitli kanserlerin tedavisinde de kullanılmaktadır.Tümörlü organizmalarda yapılan açık ve laparoskopik cerrahi girişimleri arasında, organizmanın bağışıklık sisteminin laparoskopik cerrahi sonrası daha az baskılandığı, bu nedenle ameliyat sonrasında kalan tümör hücrelerinin daha yavaş büyüdüğüne inanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı laparoskopik ve açık cerrahinin tümör büyümesi ve aktivitesi üzerine olan etkilerini araştırmaktır.Çalışmada 30 adet, 5- 6 haftalık BALB/ C soyuna ait dişi fare kullanıldı. Deneylerde kullanılacak olan CT-26 tümör hücreleri Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı' nda içinde 2 mmol/L L- glutamin, %10 fetal calf serumu, 150 U/ml penisilin, 150 mg/ml streptomisin ve 0.25 µg/ml amfoterisin B bulunan Roswell Park Memorial Institute (RPMI) 1640 çözeltisinde tek tabakalı plastik doku kültürü kaplarında çoğaltıldı. Deney öncesi hücreler bir kere yıkandı, tripsinize (%2.5) edildi, 1x107 hücre/ml olacak şekilde daha önceden bahsedilen kültür solüsyonu içinde çözelti haline getirildi. Hücrelerin canlılığı hayvanlara enjekte edilmeden önce“ tripan mavisi hariç tutma testi”yapılarak değerlendirildi. Bu yöntemle canlılığın her zaman %95' i fazlasıyla geçtiği görüldü. Deney hayvanlarının dorsal ciltaltına 2.5x107 tümör hücre suşları enjekte edildi. Her biri 10' ar hayvan bulunduran 3 adet grup oluşturuldu. 1. grup; kontrol grubu, 2. grup; açık cerrahi modeli, 3. grup; 3 port laparoskopi modeli olarak belirlendi. 1. gruba anestezi verilmesini takiben hiçbir işlem yapılmadı. 2. gruba anestezi verilmesini takiben 3 cm laparotomi yapılarak 20 dakika beklendi, cilt ve faysa monofilaman sütürlerle devamlı olarak kapatıldı. 3. gruba anestezi verilmesini takiben abdomene yerleştirilen 18- gauge iğne yardımıyla CO2 pnömoperiton oluşturuldu ve hemen ardından 2 adet daha 18- gauge iğne yerleştirildi, 15 dakika boyunca insüflatör yardımıyla 2- 4 mmHg intrabdominal basınç sağlandı, 15. dakikada orta delikten 5 mm kesi yapıldı, 5 dakika beklendikten sonra cilt ve faysa monofilaman sütürlerle devamlı olarak kapatıldı. 14. günde tümör nodülleri tüm gruplarda gözle görülür olarak büyüdü. Tümör kısa ve uzun çapları verniyeli kumpas ile milimetrik olarak ölçüldü. 15. günde hayvanların hepsine anestezi altında kuyruk venlerinden 0.2 mCu FDG verilerek PET çekildi. 15. günde hayvanlar sakrifiye edilerek tümörleri en- block olarak çıkartıldı ve hassas cep terazisi kullanılarak tartıldı.Çalışmanın istatistiksel analizi Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı' nda yapıldı. Tümör ağırlıkları açısından 3 grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Laparoskopi ve laparotomi grupları arasında tümör uzun ve kısa çapları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı, iki grubun çapları da kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı daha uzundu. Laparoskopi ve laparotomi grupları arasında SUVmax değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı, iki grubun SUVmax değerleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı daha yüksekti.Sonuç olarak laparotomi ve laparoskopi grupları arasında tümör büyüklüğü, ağırlığı, SUVmax değerleri açısından fark bulunmadı. İlerleyen dönemlerde daha geniş gruplarla ve daha çok parametre kullanılarak deney yapılması daha net ve güvenilir sonuçlar sağlayacaktır.

Özet (Çeviri)

Laparoscopic surgery provides benefits to patients, including faster recovery, shorter hospital stay, and prompt return to normal activities, better cosmesis, greater patient satisfaction, and result in greater demand for new procedures. Laparoscopic surgery is using for some benign diseases? treatment like; cholelitiasis, gastroeosophageal reflux, hernia as well as it is using for some cancers? tretment like; colorectal carsinoma.Between laparoscopic and open surgery for tumoral organisms, after laparoscopic surgery immune system of organism supresses lesser, for this reason, by some, it is believed that after surgery the remaining tumor cells grow more slowly. The aim of this study is to investigate the effects of laparoscopic and open surgery to tumor growth and activity.Five- to six- weeks- old female, thirty, BALB/C mice were used fort his study. CT- 26 tumor cells were prepared at Ankara University Medicine Faculty Microbiology Department. Tumor is grown as a monolayer in plastic tissue culture flasks in RPMI (Roswell Park Memorial Institute) 1640 medium supplemented with 2mmol/L of L- glutamine, %10 fetal calf serum, 150 U/ml of penicilin, 150 mg/ml of streptomycin, and 0.25 µg/ml of amphotericin B. Before the experiment, cells were washed once, trypsinized (%2.5), and then resuspended in the aformentioned culture media at a final concentration of 1x 107 cells/ml. Viability of cells was verified using the trypan blue exclusion test before injection of the cell suspension into the study animals. Within this method, viability always exceeded 95%. 2.5x107 tumor cells were inoculated intradermally in the dorsal skin of mice. The mice were randomised in three groups, every group included ten animals. Groups defined as, 1. group; control group, 2. group; open surgery model, 3. group; three port laparoscopy model. After administration of anestesia to 1. group, no operation was made. After administration of anesthesia to 2. group, 3cm laparotomy was made and waited for 20 minutes then skin and fascia closed by monoflament continue sutures. After administration of anesthesia to 3. group, 18 gauge needle inserted to abdomen and CO2 pneumoperitoneum was created, then 2 more 18 gauge needles were inserted. For 15 minutes a pressure of 2 to 4 mmHg was maintained. At fifteenth minute 5 mm mini insicion was made, wait for 5 minutes and then skin and fascia closed by monoflament continue sutures. At fourteenth day visible tumor nodules grew up. Long and short tumor diameters milimetrically measured by vernier caliper. At fifteenth day, under anesthesia, 0.2 mCi FDG was given to all animals tail vein and PET was taken. Same day all animals were sacrifised and tumors en- block resected and weighed by using precision pocket scale.There was no staticallay significant difference for 3 group?s tumor weights. There was no statically significant difference in tumor long and short diameters for laparoscopic and laparotomy groups. Diameters of the two groups were statistically significantly longer than the control group. There was no statically significant difference in SUVmax values for laparoscopic and laparotomy groups. SUVmax values of the two groups were statistically significantly higher than the control group.In coclusion, there was no significant difference for SUVmax values, weight and tumor size between laparoscopy and laparotomy groups. In later periods, with larger groups and more parameters, experiments will provide clearer and more reliable results.

Benzer Tezler

  1. Laparoskopik parsiyel nefrektomide imprint sitolojinin yeri

    Imprint cytology in partial nephrectomy

    MEHMET ÖZEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    ÜrolojiOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ENDER ÖZDEN

  2. Rektum tümörü tanısıyla ameliyat edilmiş hastaların cinsel işlevlerini etkileyen faktörler

    Factors affecting sexual functions in patients with rectal tumor operated with the diagnosis

    CEYHUN AYDOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NECMETTİN SÖKÜCÜ

  3. Orta ve distal yerleşimli rektum tümörlü olgularda laparoskopik total mezorektal eksizyonun yapılabilirliğinin histopatolojik inceleme-manyetik rezonans görüntüleme ile kantitatif değerlendirilmesi

    Quantitative evaulation of laparoscopic total mesorectal excision in mid-distal rectal neoplasms by pathologic investigation and magnetic resonance ımaging findings

    ENVER KUNDUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OKTAR ASOĞLU

  4. Rektum kanseri cerrahisinde açık ve laparoskopik cerrahi tekniklerin erken ve geç dönem sonuçları

    Early and late results of open and laparoscopic surgical techniques for rectal cancer

    MURAT AKICI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMRE BALIK

  5. Rektum kanseri cerrahisinde konvansiyonel teknik ve robot yardımlı laparoskopik tekniğin çok yönlü karşılaştırılması ve sağkalım analizleri

    Multivariate comparison and survival analysis of conventional technical and robot assisted laparoscopic techniques in rectum cancer surgery

    ALİ EDİZ KIVANÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Genel CerrahiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    UZMAN ADNAN ÖZPEK

    DOÇ. DR. ABDULLAH ŞİŞİK