Türkiye Cumhuriyeti'nde tek-parti dönemi kamu bürokrasinin yapısı
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 3290
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Kamu Yönetimi, Public Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1987
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 128
Özet
112 SONUÇ ve DE?ERLENDİRME Bu çalışmada, dönem olarak, Cumhuriyet Türki- yesi'nin Tek- Parti iktidarı (1923-1945) kamu bürokra sisinin yapısı incelenmeye çalışılmıştır. Tek-Parti sisteminin hâkim olduğu bu dönemde, bürokrasinin du rumu ve rolü üzerinde durularak; etkinlik boyutu tar tışılmıştır. Çalışma sonucunda varılan noktaları şu şekilde özetlemek mümkündür. Bu dönem aynı zamanda Cumhuriyet rejiminin kurul duğu bir dönem olması sebebiyle, ilk etapda bir takım radikal çözüm yollarına başvurulmuştur. Çünkü, Türk toplumunu,“çağdaş uygarlık düzeyine”eriştirme amacı ağır basmaktadır. Bu da, çalışma içerisinde belirtil diği gibi, ancak“yukarıdan aşağıya”doğru yöntemlerle yapılmak istenmiştir. Yani asıl görev de,“bürokratik- siyasal elite* düşmüştür. Dönemin önemli bir özelliği de, bürokratların siyasal elit ile özdeşleşmesidir. Bu özdeşlik, parti- sivil bürokrasi birleşmesiyle somutluk ve etkinlik kazanmıştır. Tek-Parti rejiminin özelliklerinden kay naklanan bu durum, Türkiye'de de gerekli şartların oluşmasından dolayı ”hayat“ bulmuştur. Böylece asıl görevi idarî olan bürokrasi, ka rarların uygulanmasından daha çok, kararların alınma sında rol oynamıştır. Yani siyasal bir görev yüklen miştir. ”Kamu yararı çerçevesinde bir amaç kazandı rılan bu durumu, Weberyen anlamda“ussallıkla”uzlaş tırmak mümkün değildir.113 Ayrıca, parlamentonun sosyal tabanına bakıl dığında bürokrat kökenli milletvekillerinin oran olarak, bu dönemde, % 50'lerin üzerinde olduğu görül mektedir. Bu da, çalışma içerisinde bahsedilen siya sal etkinlik olgusunu doğrular niteliklere sahiptir. Yine bu dönemde, bürokrasinin aynı zamanda Cumhuriyet ideolojisinin halka benimsetilmesi-nde aldığı görevi hemen belirtmek gerekir. Oldukça etkin olan bürokrasi den faydalanma yoluna gidilmiştir. Bunun yanı sıra bürokrasinin siyasal iktidar üzerindeki ağırlığı, bürokratların statülerinde olumlu değişimlere de yol açmıştır. Tek-Parti iktidarı yıllarında, memurlar huku kuna ilişkin olarak yapılan düzenlemelerle önceki yıllarda var olan olumsuz şartlar giderilmek istenmiş tir. Konuyla ilgili olarak yapılan çalışmalara bakıl dığında; memurları koruyucu niteliklerin ağır bastığı görülmektedir. Ayrıca malî bakımdan bürokrasi, dönem içeri sinde toplumun en imtiyazlı zümrelerinden birisi ol muştur. Ancak, hemen belirtmek gerekir ki, 1940'lardan itibaren memurların reel maaşları büyük ölçüde geri lemiştir. Konu içerisinde verilen Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, 1939 yılı baz olarak alın dığında memur maaşlarındaki artış nisbetine göre, Ankara şehri geçinme indeksindeki artış, maaşları geride bırakmıştır. Halkın sahip olduğu değerlerden farklı değer lere inanan bürokratlar, halkın değerlerini“eski”olma niteliğine büründürdüler. Böylece Osmanlı'nın son yıllarında başlayan bürokras i-halk çelişkisi ge leneği bu dönemde de devam etmiştir.114 Tek-Parti dönemi bürokrasisi, kamuoyuna karşı bir“hesap verme”yükümlülüğünün oluşturulmaması se bebiyle de, tam bir (teorik planda) devlet bürokra sisi tipi de çizmemektedir. Devlet bürokrasisi kendi kuralları çerçevesinde bulunduğu uygulamaları nedeniyle demokratik bir sistem içerisinde bir takım denetim yol larıyla kontrol altına alınır. Yani yaptığı işlemler den dolayı“sorumsuz”değildir. Her zaman“yoklanabi- len”devlet bürokrasisinin bünyesinde bulunan memur ların çabaları ise,“riziko”yüklenmek yerine“bildik leri yoldan”ayrılmama yönündedir, özellikle bu konu da da oldukça fâzla özen gösterilir. Ancak ortaya çı kabilecek herhangi bir“olumsuzluğu”gidermenin yanı sıra, kendi hareket alanında da rahat olması açısından siyasî kudrete ihtiyacı olan devlet bürokrasisi bunu ilişkileriyle sağlamaya çalışır. Bürokratik usul ve teknikleri, siyasi otorite ile bağdaştıran devlet bü rokrasisi problemleri kolayca çözebilmektedir. Fakat, bu durum, direkt olarak siyasî otoriteyle birlikte hareket etmeden sağlanır. Bir başka ifadeyle, Parti- Devlet birleşmesinden ziyade; kendi uygulama sahasına gereken nüfuzu kazandırmak amacıyla siyasi otorite ile sıkı bir ilişkinin varlığı söz konusudur. O nedenle de, memurların hâkimiyeti veya idarî hiyerarşiye ait memurlar tabakasının bütününü ifade eden devlet idare si anlamındaki bürokrasiyle, devlet bürokrasisi ara sında da bir takım farklılıklar gözlemlenmektedir. Böyle bir anlama sahip olan devlet bürokrasisi örneği Tek-Parti dönemi boyunca yüklendiği fonksiyon lar açısından teorik plandaki devlet bürokrasis i-nden ayrılmaktadır. Yani bu dönemi devlet bürokrasi-sinin hâkim olduğu devre olarak nitelendirmek zor olsa gerek.115 Son olarak söylemek gerekir ki, Türk sivil bürokrasisini, Weberyen metoda göre değerlendirmek de oldukça güç gözüküyor. Çünkü, Weber“ in yasal-ussal bürokratik modeli Batxdaki bürokratik gelişim göz önüne alınarak geliştir ilmi&tir. Ve bu model, daha çok endüs.trileşmiş toplumlar için geçerlilik arzet- mektedir. Weber' in yasal-ussal bürokratik modelinde ”verimlilik“ ön plandadır. Oysa Türk sivil bürokrasi sinde, ”bürokratik“ boyut, ”rasyonalite“ boyutuna sürekli olarak tercih edilmiştir. Bu nedenle, Osmanlı' dan beri süre gelen bürokrasi tipinin ”patrimonyal“ özellikler taşıdığını söylemek mümkündür. Heper'in de belirttiği gibi, bu dönem bürokrasisini (Tek-Parti) ”hukukî-patrimonyal“ bürokrasi özelliklerine sahip olarak tanımlamak imkân dahilindedir. Bu dönemle birlikte liyakat ilkesine önem ver meye başlayan bürokrasi modeli gelişimine devam etmiş tir. Bürokratik işlemlerin takibinde ve uygulama sa hasında siyasî niteliklere verilen önemin devam et mesinin yanı sıra, liyakat ilkesine uymada da -hukukî düzenlemelerin etkisiyle- gözle görülür bir ilerleme vardır. Ama yine de belirtmek gerekir ki, dönem genel olarak göz önüne alındığında, siyasî tercihler hep öncelik hakkına sahip olmuştur. Bugün artık, Türkiye'nin hızlı bir değişim gösterdiği olgusundan hareketle bürokrasinin de ”bü- rokratiK yönetim geleneği"nden kurtularak, değişik liğe ayak uydurması gerektiğinden söz etmek yerinde olacaktır. Ancak, var olan' ve geliştirilen idarî güven celerin, bürokratik yönetim geleneği, yine de, canlı tutacak bir şekilde olması bizi, bu geleneğin devam edeceği gerçeğine götürmektedir. Sanıyoruz, bu gerçeği inkâr etmek oldukça güç gözüküyor.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Türk kamu yönetiminde siyaset ve bürokrasi ilişkisi: Üst kurullar bürokrasisi
Politics and bureaucracy relations within the structure of Turkish public administration: Supreme boards bureaucracy
MUHAMMED SAMİ BELET
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
Kamu YönetimiSelçuk ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ALİ ŞAHİN
- Kemal Tahir'in eserlerinde Türkiye'de Tek Parti Dönemi
The One Party Period in Turkey in the works of Kemal Tahir
MERVE DİNÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Kamu YönetimiAfyon Kocatepe ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ZELKİF POLAT
- Türkiye cumhuriyeti'nde din politikası: 1923-1950
Religion policy in the Republic of Turkey: 1923-1950
ERCAN ÖZÇELİK
Doktora
Türkçe
2023
Siyasal BilimlerErciyes ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKKI BÜYÜKBAŞ
- Atatürk Dönemi sonrası Türkiye Cumhuriyeti'nde meydana gelen darbeler
The jouts occured after Atatürk Period in Türkish Republic
SERKAN KUMLU
- Türk modernleşme tarihi çerçevesinde Demokrat Parti dönemi (1950-1960) eğitim politikalarının ideolojik içeriği üzerine bir inceleme
An analysis of the ideological content of educational policies of the Democratic Party period (1950-1960) in the framework of Turkish modernization history
YUSUF TAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Siyasal BilimlerHitit ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKAN REYHAN