Geri Dön

Koroner aterosklerotik progresyon ile serum eser element düzeyi arasındaki ilişki

Relation of serum trace element levels and coronary atherosclerotic progression

  1. Tez No: 329067
  2. Yazar: ÖMER ŞAHİN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ABDURRAHMAN OĞUZHAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erciyes Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 68

Özet

Amaç: Kardiyovasküler hastalıklar yetişkinlerde mortalitenin başlıca nedenidir. Aterogenez ve sıklıkla eklenen tromboz altta yatan en sık nedendir. Koroner arter hastalığı (KAH) oluşumunda rolü olan pek çok faktör bilinmekle beraber, bu risk faktörlerin KAH progresyonundaki rolleri hakkında fikir birliği yoktur. Son yıllarda eser elementlerin eksikliği ya da fazlalığı ateroskleroz gelişiminde suçlanan faktörlerdendir. Vücudumuzda, oksidan ve antioksidan birçok enzimin yapısına katılarak işlev görmesinde önemli roller üstlenen eser elementlerin koroner aterosklerotik sürecin progresyonu üzerindeki rolü tam olarak bilinmemektedir. Bu çalışmada koroner arter hastalığı tanısıyla takip edilen hastalarda, tekrarlayan anjiyografi sonucu tespit edilen koroner aterosklerotik progresyon ile kan ağır metal seviyeleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya daha önce koroner anjiyografi yapılmış ve stabil angina pektoris nedeniyle tekrar koroner anjiografi yapılacak 80 hasta dahil edildi. Hastalardan eser element için kan örnekleri alındı ve ekokardiyografileri yapıldı. Yapılan kontrol KAG sonucuna göre hastalar progresyon gösteren grup ve progresyon göstermeyen grup olarak iki gruba ayrıldı. Her iki grup arasında eser element düzeyleri incelendi.Bulgular: Progresyon göstermeyen grupta 40 hasta (61.8 ± 11.1 yıl) ve progresyon gösteren grupta 40 hasta (60.3 ± 14.6 yıl) bulunmaktaydı. Hastaların demografik özelliklerini incelediğimizde iki grup arasında anlamlı bir fark izlenmedi. Yapılan serum element analizinde progresyon göstermeyen grupta krom seviyesi 0.0937 mg/L ± 0.0325 mg/L iken, progresyon gösteren grupta 0.0797 mg/L ± 0.0287 mg/L olarak bulundu. Krom düzeyi progresyon gösteren grupta anlamlı olarak daha düşük bulundu (p=0.045). Progresyon göstermeyen grupta serum bakır düzeyi 1.074 mg/L ± 0.374 mg/L iken, progresyon gösteren grupta bakır düzeyi 1.287 mg/L ± 0.369 mg/L olarak tespit edildi. Bakır düzeyi progresyon gösteren grupta anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p=0.013). Serum selenyum seviyesi açısından yapılan incelemede Progresyon göstermeyen hasta grubunda 0.0438 mg/L ± 0.151 mg/L iken Progresyon gösteren hasta grubunda 0.0368 mg/L ± 0.0104 mg/L olarak izlendi. Selenyum düzeyi progresyon gösteren grupta anlamlı olarak daha düşük bulundu (p=0.019)Sonuç: Krom, bakır ve selenyum düzeyleri ile aterosklerotik progresyon arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Eser element düzeyleri aterosklerotik hastalığı olan bireylerde daha sonra meydana gelecek aterosklerotik progresyonun bir belirteçi olarak kullanılabilir.

Özet (Çeviri)

Aim: Cardiovascular disease is the main cause of mortality in adults. Atherogenesis and thrombosis that often added on are the main cause of cardiovascular disease. Although, a lot of causes were identified in the occurrence of coronary artery disease (CAD), there is not any consensus about the role of these causes on the progression of CAD. Recently, deficiency or excess of the trace elements are accepted as one of the responsible mechanisms on atherogenesis. The role of the trace elements that have pivotal role in the many of oxidant and antioxidant enzymes, on the atherosclerotic progression has not been fully elucidated. In the present study, we aimed to investigate the role of serum trace element levels on the atherosclerotic progression that documented with repeated coronary angiography in patients with documented coronary artery disease.Materials and methods: A total of eighty patients who had coronary angiogram before and will be performed again because of stable angina pectoris were enrolled to the study. Blood samples for the measurement of trace elements and transthoracic echocardiography were performed for each patient. According to second coronary angiogram, the study populations were divided in to two groups as with progression or without progression. Serum trace elements were examined between groups.Results: There were 40 patients in progression group (61.8 ± 11.1 year) and 40 patients (60.3 ± 14.6 year) in non-progression group. Demographic characteristics did not statistically differ between groups. The elemental analysis of the the serum chromium level, chromium level was 0.0937 mg/L ± 0.0325 mg/L in progression group, while 0.0797 mg/L ± 0.0287 in non-progression group. Serum chromium level was significantly higher in progression group (p=0.045). Serum copper level was determined as 1.074 mg/L ± 0.374 mg/L in non-progression group, while 1.287 mg/L ± 0.369 mg/L in progression group. Serum copper level was significantly higher in progression group (p=0.013). With respect to serum selenium levels; in non-progression group selenium levels were significantly higher than in progression group (0.0438 mg/L ± 0.151 mg/L vs, 0.0368 mg/L ± 0.0104 mg/L, p=0.019).Conclusion: Serum chromium, copper and selenium levels were significantly associated with atherosclerotic progression. Therefore, serum trace element levels can be use as a biomarker for the detection of atherosclerotic progression.

Benzer Tezler

  1. Aterosklerotik oklüziv koroner arter hastalığı ve koroner arter ektazisi ile normal koroner arter anatomili olgularda serum adiponektin düzeylerinin karsılastırılması

    Comparison of the serum adiponectin levels in patients of atherosclerotic occlusive coronary artery disease and coronary artery ectasia with normal coronary anatomy

    ÜNAL ÖZTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    KardiyolojiFırat Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ILGIN KARACA

  2. Mitral anüler kalsifikasyonun endotel fonksiyon bozukluğu, karotis intima mediya kalınlığı ve serum Fetuin-A düzeyi ile ilişkisi

    Association of mitral annular calcification with endothelial dysfunction , carotis intima media thickness and serum Fetuin-A level

    MURAT ZİYREK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Kardiyolojiİstanbul Bilim Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAİDE AYTEKİN

  3. Akut koroner sendromda esansiyel yağ asitleri ve lipid mediyatörlerin klinik yeri ve önemi

    The clinical role and importance of essential fatty acids and lipid mediators in acute coronary syndromes

    GÜLBAHAR UZUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    BiyokimyaAkdeniz Üniversitesi

    Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEBAHAT ÖZDEM

  4. Serum IL-12/TGF-Beta1 oranının ateroskleroz yaygınlığı üzerine olan etkisi

    The effect of serum IL-12/TGF-Beta1 ratio on extend of atherosclerosis

    HASAN ATA BOLAYIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    KardiyolojiGazi Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BÜLENT BOYACI

  5. Akut koroner sendromda serum kitotriozidaz aktivitesi: Kardiyovasküler olaylar ve diğer biyokimyasal göstergelerle ilişkisi

    The serum chitotriosidase activity in acute coronary syndrome: Relationship with cardiovascular events and other biochemical indicators

    BEKİR SERHAT YILDIZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    KardiyolojiEge Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DR.MEHDİ ZOGHİ