Geri Dön

Endüstriyel tasarımda paradigma kaymaları: Bruno Latour'a özel bir ilgiyle

Paradigm shifts in industrial design: With a special attention to Bruno Latour

  1. Tez No: 335777
  2. Yazar: BENAN ÇELİKEL
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SEMRA AYDINLI
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Bilim ve Teknoloji, Endüstri Ürünleri Tasarımı, Felsefe, Science and Technology, Industrial Design, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Endüstri Ürünleri Tasarımı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 166

Özet

“Endüstriyel Tasarımda Paradigma Kaymaları: Bruno Latour'a Özel Bir İlgiyle”başlığını taşıyan bu tez çalışmasında, endüstriyel tasarım disiplininin varlık koşullarının irdelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, ilkin disiplinin ne türden ön kabullerin üzerinde temellendiği ortaya konulmaya çalışılmış, hemen ardından ise bu ön-kabuller sorguya açılarak, tasarım kavrayışımıza ilişkin yeni bir bakış açısının olanaklılığı 'paradigma' ve 'paradigma kayması' kavramları üzerinden tartışmaya açılmıştır. Endüstriyel tasarım disiplininden özgün bir tarzda bahsedebilmenin yolunun, kendi uzmanlık alanımız dışındaki alanlarla girişeceğimiz düşünsel etkileşimlerden geçtiği yönündeki anlayış ise, amaçlanan yeni bakış açısının olanaklılığının, genelde bilim felsefesi, özelde ise Bruno Latour düşüncesi dolayımında aranmasına neden olmuştur. Tez çalışmasının“Büyüsü Bozulan Dünyada İşlevselcilik ve Pozitivizm İlişkisi”başlıklı ilk bölümü, endüstriyel tasarım disiplinini olanaklı hale getiren 'endüstrileşme' ve 'rasyonelleşme' süreçlerini ele alır. 18. ve 19. yüzyıllarda gerçekleşen Endüstri Devrimi'yle birlikte üretim etkinliğin, zanaatkardan alınarak makinelere devredilmesi sürecine gönderme yapan endüstrileşme ile 'dünyanın büyüsünün bozulması' olarak da adlandırılan ve endüstrileşmeden çok daha eski ve kökensel bir dönüşüm sürecine gönderme yapan rasyonelleşme, birbirleriyle olan karşılıklı etkileşimleri göz önünde bulundurularak endüstriyel tasarım disiplini ile ilişkisi çerçevesinde değerlendirilmiştir. Endüstriyel tasarım disiplininin modern bilimle, özellikle de modern bilime ilişkin yerleşik bakış açısının belirleyicisi olan pozitivizmle olan bağlantısı, ilk bölümün ortaya koymaya çalıştığı temel hedeftir. Bu hedef doğrultusunda, mantıkçı pozitivist Viyana Çevresi ile bu çevrenin yakın temas içinde olduğu işlevselci Bauhaus ekolü, sahip oldukları ortak ilkeler göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Sonuç olarak, bu bölümde, endüstriyel tasarım disiplinine ilişkin aşina olduğumuz bir söylemin kısa bir özeti verilmiş ve disiplininin yerleşik paradigması tespit edilmiş. Bu bölüm, her ne kadar yeni bir söz söylemese de, ortaya koyduğu tarihsel bakış açısı sayesinde, dile getirilecek her yeni sözün neye istinaden söylendiğinin anlaşılması açısından önemlidir. Tez çalışmasının“Pozitivizm Sonrası Bilim Kavrayışı ve Olgu/Değer Ayrımının Felsefi Kökenleri”başlığını taşıyan ikinci bölümünün neredeyse tamamı, endüstriyel tasarım disiplininin kökenlerine ilişkin ontolojik bir sorgulamaya odaklanmıştır. 'Töz', 'ilinek', 'res extansa', 'res cogitans' vb. felsefi kavramların detaylı bir incelemesinin yapıldığı bu bölüm, çalışmanın özgünleşmeye başladığı noktaya işaret eder. İlk bölümde ele alınan eski paradigmayı, son bölümde ele alınacak olan yeni paradigmaya bağlaması nedeniyle bir 'ara bölge' oluşturduğunu söyleyebileceğimiz bu bölüm, endüstriyel tasarım alanında bu güne dek ele alınmamış konuları tartışmaya açması açısından kritik bir öneme sahiptir. Endüstriyel tasarım disiplininin modern bilim vasıtasıyla olanaklı hale geldiği tespitinden hareketle, modern bilimin oluşum süreçlerinin irdelendiği bu bölümde, ilk bölümün konusu olan yerleşik paradigmanın aşılabilmesi için gereken düşünsel donanım oluşturulmaya çalışılmıştır. Bauhaus'tan bu yana bilimsel bir çalışma alanı olduğu iddia edilen endüstriyel tasarım disiplininin, özne/nesne ayrımını varsayan modern epistemoloji üzerinde temellendiği iddiasından hareketle, gerek modern epistemoloji gerekse bu epistemolojiyi olanaklı hale getiren geleneksel metafizik, 'töz' kavramına kadar geri götürülmüş ve tarihsel bir bakış açısı içerisinde irdelenmiştir. Tez çalışmasının,“Olgu/Değer Ayrımının Endüstriyel Tasarım Alanına Etkisi ve Latour'a Özel Bir İlgiyle Aşılma Girişimi”başlığını taşıyan son bölümünde, endüstriyel tasarım disiplinine ilişkin eski paradigmanın aşılma girişimleri ve yeni paradigma önerileri ele alınır. Fransız antropolog, sosyolog, bilim ve teknoloji felsefecisi Bruno Latour'a, tez çalışmasının başlığında da ifade edildiği gibi, 'özel bir ilgi' göstererek hazırlanan bu bölüm, çalışmasının en özgün kısmını oluşturmaktadır. İlk bölümde pozitivizm ve işlevselcilik, bir sonraki bölümde ise modern epistemoloji ve mevcudiyet metafiziği ile ilişkisi çerçevesinde ele alınan olgu/değer ayrımı, bu bölümde Latour'un, Alfred North Whitehead'in birincil ve ikincil nitelikler ayrımı eleştirisinden hareketle ortaya attığı 'söz' (İng. word) ve 'dünya' (İng. world) kavramları ile ilişkisi çerçevesinde yeni baştan ele alınmış ve endüstriyel tasarım alanına ilişkin yeni paradigma belirlenmeye çalışılmıştır. 1980'lerden itibaren tasarım alanının yeni paradigması olduğu iddia edilen anlam-merkezli tasarım kavrayışının, aştığını iddia ettiği işlev-merkezli kavrayışla özünde aynı metafizik köke sahip olduğu tespitinden hareketle, 'kökensel olarak yeni' paradigmanın nasıl olabileceği, son yıllarda 'tasarım' sözcüğünde meydana gelen anlam genişlemesi bağlamında ele alınmıştır. Endüstriyel tasarım alanının 'yeni' kavramsal çerçevesini belirlemeye aday bir öneri sunduğu için ele alınan Latour, pek çok tasarım kavramının, yeni bir tarzda değerlendirilebilmesi için bir olanak sunar. Endüstriyel ürünleri, eski paradigmada söz konusu olduğu gibi, öznenin bir resim gibi karşısına aldığı, katı ve kemikleşmiş 'nesne'ler olarak değil, devingen bir işleyişin dönüşüme açık 'aktör'leri olarak ele alan Latour, en basit haliyle, kolektif etkinliğin birer parçası olma özelliğini, sadece insan olanlarla değil, insan olmayanlarla da paylaştığımızı göstermesi açısından önem taşır. Latour'un“Hareket Halindeki Bilim”isimli kitabının yarattığı çağrışımla, 'hareket halindeki tasarım' olarak adlandırabileceğimiz bu yeni tasarım önerisi, gerek tasarım kavrayışımızı 'isim' halinden 'fiil' haline dönüştürme potansiyeline sahip olması, gerekse insan yapımı şeyleri bilincin durağan birer nesnesi olarak ele almak yerine, çalışır ya da işler halde ele alma yollarını göstermesi açısından değerlidir. Sonuç olarak, endüstriyel tasarım disiplinine, bu güne dek yapılan çalışmalarda söz konusu olduğu gibi 'epistemolojik' değil, 'ontolojik' olarak yaklaşan bu çalışmada, endüstriyel tasarım alanına ilişkin modernist olmayan bir bakış açısının olanaklılığı tartışılmıştır. Endüstriyel tasarım alanını modern-olmayan fikirlerle buluşturmayı deneyen bu çalışma, bu sayede, gelecekte bu alana ilişkin farklı bakış açılarının sergilenebileceği başka çalışmalara ön ayak olmayı amaçlamaktadır.

Özet (Çeviri)

In this thesis entitled“Paradigm Shifts in Industrial Design: With a Special Attention to Bruno Latour”, the conditions that makes Industrial Design possible are aimed to be evaluated. In order to do that, firstly, the presuppositions that founds the discipline are stated, and following that, these presuppositions are questioned regarding the possibility of a new way of looking concerning our understanding of design via concepts of 'paradigm' and 'paradigm shift'. The belief of discussing Industrial Design in a peculiar manner can only be achieved by creating interdisciplinary interactions resulted in a quest for philosophy of science in general, and Bruno Latour's philosophy in particular. The second chapter of the thesis entitled“The Relationship between Functionalism and Positivism in the Disenchanted World”covers 'industrialization' and 'rationalization' processes. With the Industrial Revolution, the process of taking the production away from the craftsman and assigning it to the machines, that is to say, 'industrialization'; as well as 'rationalization' which is also called 'the disenchantment of the world' were evaluated in the framework of Industrial Design. The relationship of Industrial Design with modern science, and particularly with positivism which is the dominant way of understanding modern science, is the fundamental destination the second chapter of the thesis aims to set forth. In order to do that, the logical positivist Vienna Circle and the functionalist school of The Bauhaus is investigated according to their common principles and visions. Consequently, the settled paradigm of Industrial Design is discussed. Even though, no new statements were made in this chapter, it is still quite remarkable since every new statement yet to be made will be utterly understood thanks to what it sets forth. The second chapter of this thesis entitled“The Post-Positivist Conception of Science and the Philosophical Origins of Fact/Value Distinction”focuses entirely on the ontological examination of the roots of Industrial Design. In this chapter where the philosophical notions such as 'substance', 'accident', 'res extansa', 'res cogitans' etc. are widely discussed, the study starts to acquire its originality. This chapter holds a critical significance as it opens the never-handled-issues to discussion while it binds the first chapter, in which the old paradigm was approached, with the last chapter, in which the new paradigm will be approached. The attempt to overcome the old paradigm concerning Industrial Design and the proposals for the new paradigm are covered in the last chapter of thesis entitled“The Effects of Fact/Value Distinction to Industrial Design and The Attempt to Overcome it with a Special Attention to Latour”. This chapter is the most original of the entire study since it pays 'a special attention' to French anthropologist, sociologist, science and technology philosopher Bruno Latour. The reason of showing such 'a special attention' to Latour is that the approaches he sets forth enable the debates concerning Industrial Design in an ontological dimension. Another reason for this 'special attention' is because Latour is a widely appreciated philosopher throughout the academic circles in Europe and America but not yet in Turkey. The Fact/Value distinction that was evaluated through a framework related to positivism and functionalism in the first, modern epistemology and metaphysics of presence in the second chapter are re-evaluated in the last chapter through Latour's concepts of 'word' and 'world'. Moving forward from the evaluation which set forth that; meaning-oriented design approach which was claimed to be the new paradigm of field of design from 1980's on, in fact, shares the same metaphysical origins with the function-oriented design approach, this thesis endeavours to states how 'a primordially brand new' paradigm should be with the help of the concept of 'design' and its extension in meaning lately. Latour, having submitted a proposal towards determining the 'new' conceptual framework of Industrial Design offers an opportunity for approaching design concepts in a renewed manner. Considering industrial products as transformable 'actors' of an ongoing dynamic network rather than solidified 'objects' standing in front of the human-subject as in the old paradigm, Latour indicates that the feature of being involved in a collective activity is shared not only with humans but with non-humans. The new design proposal that can be called as 'design in action' -echoing the title of Latour's book“Science in Action”- is important since it expresses the potential of converting our understanding of design from 'noun' to 'verb'. Consequently, in this study the possibility of a non-modernist perspective towards Industrial Design is discussed. Different from the ongoing studies that have been made until today, its approach towards Industrial Design is 'ontological' rather than ''epistemological' since it endeavours to open the discipline Industrial Design to non-modernist ideas so as to lead other studies in the future where various point of views can freely be exhibited.

Benzer Tezler

  1. Görünür ışıkla kablosuz yeşil haberleşme sistemleri

    Wireless green communication systems with visible light

    DİLEK ŞENYER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Elektrik ve Elektronik MühendisliğiHava Harp Okulu Komutanlığı

    Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZGÜR BARIŞ AKAN

    YRD. DOÇ. DR. NUMAN ÜNALDI

  2. Fake news classification using machine learning and deep learning approaches

    Makine öğrenimi ve derin öğrenme yaklaşımlarını kullanarak sahte haber sınıflandırması

    SAJA ABDULHALEEM MAHMOOD AL-OBAIDI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve KontrolGazi Üniversitesi

    Bilgisayar Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ TUBA ÇAĞLIKANTAR

  3. Nature inspired design paradigms for design ideation: A study on packaging design

    Tasarımda fikir geliştirme için doğadan ilham alan tasarım paradigmaları: Ambalaj tasarımı üzerine bir çalışma

    NUR YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    Endüstri Ürünleri TasarımıOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Endüstriyel Tasarım Ana Bilim Dalı

    DR. HAKAN GÜRSU

  4. Endüstri ürünleri tasarımında çok paradigmalılık

    Industrial design as a multi-paradigmatic discipline

    MERVE YAVUZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Endüstri Ürünleri TasarımıGazi Üniversitesi

    Endüstriyel Tasarım Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SERKAN GÜNEŞ

  5. Tarihsel süreçte mimari yapı malzemelerinin değişimi ve teknolojik gelişimi

    Change and technological development of architectural building materials in historical period

    ŞEHMUZ BEKE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    MimarlıkToros Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDAL AKSUGÜR