Geri Dön

Nesne ilişkileri kuramı ve Tanrı tasavvuru

Object relations theory and represantation of god

  1. Tez No: 337501
  2. Yazar: CİHAD KISA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. RECEP YAPAREL
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Din, Psikoloji, Religion, Psychology
  6. Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Psikanaliz, Nesne İlişkisi, Tanrı Tasavvuru, Winnicott, Geçiş Nesnesi, Psychology of Religion, Psychoanalysis, Object Relation, Represantation of God, Winnicott, Transitional Object
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 274

Özet

Sahip olduğu fiziksel ve psikolojik donanımı açısından evrendeki en karmaşık canlılardan birisi olan insan, tarih boyunca tüm dikkat ve ilgisini kendini tanıma ve anlamaktan ziyade dış dünyanın keşfine adamıştır. Bu keşif sürecinde o, doğal olarak en çok kendi aklına güvenmiş ve genellikle de onu diğer varlıklara karşı bir üstünlük aracı olarak kullanmıştır. Oysaki kendisine çok güvendiğimiz bu yetimizin çoğu zaman bizi özellikle de bize dair konularda yanılttığı bir gerçektir. Belki de bu konuların en başında gelmektedir kişilik. Öyle ki bugün, uzak galaksiler ve hatta evrenin sınırları hakkında çok şey söyleyebilen insanoğlunun kendisini kuşatan bu yapı ve hatta onun sınırlarına dair söyleyebilecek çok az sözü bulunmaktadır. Geçen yüzyılın başlarında ortaya çıkan psikanaliz, günümüz insanına her ne kadar kendi sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini gösterememiş olsa da, en azından onu içinde yaşamış olduğu bu evin (kişiliğin) gerçek sahibi olmadığı noktasında bilgilendirmiştir. Bu sınırları belirsiz yapıyı anlayabilmek ve açıklayabilmek için çok sayıda yeni kavram ve terim üretmek zorunda kalan Freud, özellikle kendi narsisizmi ve çocuk cinselliğini haddinden fazla ön plana çıkarmasından dolayı başarısız olmuştur. İlk kez onun tarafından kullanılan bu terim ve kavramlar, klinik çalışmalarda klasik dürtü kuramını yetersiz bulan ve bu nedenle de kendi kişilik modellerini geliştirmek zorunda kalan birçok psikanalist için bir başlangıç noktası olmuştur. İnsan kişiliği hakkında birbirlerine yakın düşünce ve görüşler ileri süren bu kuramcılar, zamanla okul ya da model olarak isimlendirilen gruplar altında toplanmaya başlamıştır. İnsanın ilişki arayışını ve dolayısıyla da ilişki kavramını en güçlü insani motivasyon olarak kabul eden ve kişilik gelişiminin de, büyük ölçüde preoedipal dönem anne-bebek ilişkisi tarafından şekillendirildiğini düşünen ilk psikanalistler, nesne ilişkisi kuramcıları/object relation theorists olarak isimlendirilmiştir. M. Klein, Fairbairn ve D. Winnicott bu okulun ilk ve en önemli temsilcilerindendir. Nesne ilişkisi kuramcılarına göre, kendilik hissinin gelişimi yaşamın erken dönemlerinde ilişkisel şemaların oluşumuyla başlamaktadır. Bu şemaların oluşumunda aile çevresinin rolü oldukça önemlidir. Çünkü bir kendilik olma süreci ailede başlamaktadır. Aile çevresi çocuğun sadece kendilik hissini desteklemekle kalmayıp aynı zamanda ona kendi Tanrı imgelerini geliştireceği bir zemin de sunmaktadır. Bunun içindir ki, nesne ilişkisi kuramcıları Tanrı tasavvurunun ana kaynağının ilk nesne ilişkilerinde bulunduğunu varsayarlar. Bu açıdan bakıldığında Tanrı tasavvuru, nesne tasavvurunun özel bir türü olarak görülmektedir.

Özet (Çeviri)

Human as one of the most complicated organisms in the world in terms of his physical and psychological equipment spends up his all attention and interest discovering outer world rather than knowing and understanding himself. During the process of discovering, he has eventually given credit for his reasoning and usually recognized it as superior toll against other creatures. However, it is a fact that the ability of reasoning which we trust mostly misleads us about the matters especially related to human beings. Perhaps, one of the most prominent matters is personality. So that, today mankind being qualified to speak on far galaxies and even on the limits of the universe has very limited words on the structure surrounding itself and even on his limits. Although psychoanalysis, appeared at the beginning of the last century, is not able to show yet the start and finish points of its limits to modern human, it has informed him about that the house in which he lives (personality) does not belong to him. Freud who has produced new notions and terms in order to understand and explain this ambiguous structure failed because of excessively bringing his theory of narcissism and child sexuality in the foreground. These notions and terms used for the first time by Freud became a start point for many psychoanalysts who disqualified classical drive theory in clinical trials and thus had to develop their own personality models. These theorists asserting similar thoughts and ideas on human personality have begun to come together under the groups called school or model. The first psychoanalysts considering the urge to seek relation in human being and thus the notion of relation as the most powerful humanly motivation and thinking that the development of personality was shaped substantially by mother-infant relation throughout the preoedipal term were called as object relation theorists. M. Klein, Fairbairn, and D. Winnicott are the prominent and important representatives of this school. According to object relation theorist, the development of a sense of self begins early in life through the formation of relational schemas. The role of the individual?s family environment in the formation of these schemas is quite important. Because the process of becoming a self begins in the family. Not only does the family environment nurture the sense of self in a child, there also occur the development of images of God. In other words, object relation theorists assume that the representation of God has its main source in early object relations. In this respect, the representation of God is considered as a special kind of object representation.

Benzer Tezler

  1. Mimari tasarım sürecinde toplumsallık bağlamında alternatif açılımlar

    Alternative approaches to architectural design process through societal context

    OZAN GÜRSOY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BELKIS ULUOĞLU

  2. The production and transformation of space: Dismantling the space of artistic production

    Mekânın üretimi ve dönüşümü: Sanatsal üretim mekânının sökümü

    ZÜMRÜT ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ İFFET HÜLYA ARI

  3. Augustinus'un bilgi anlayışı

    Augustine's understanding of knowledge

    HALİL KAYIKCI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    FelsefeAnkara Üniversitesi

    Felsefe Bölümü

    PROF. DR. MURTAZA KORLAELÇİ

  4. Alopesi areatada psikanalitik psikosomatik kuramın kavramları ile erken dönem nesne ilişkileri ve narsisizmin araştırılması

    The research of the early object relations and narcissism in alopecia areata with the concepts of psychoanalytic psychosomatic theory

    GÜLARA YAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    PsikolojiMaltepe Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AYŞE ELİF YAVUZ SEVER

  5. Implementation of some medical data in Apriori algorithm

    Apriori algoritmasının bazı tıbbı verilere uygulanması

    FAWAD SADIQMAL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve KontrolSakarya Üniversitesi

    Bilgisayar ve Bilişim Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NILÜFER YURTAY