Geri Dön

Akut miyeloid lösemili hastalarda JAK2 V617F mutasyonu sıklığının araştırılması

Analysis of JAK2 V617F mutation prevalance in patients with acute myeloid leukemia

  1. Tez No: 341762
  2. Yazar: HALİME ÖZÇAM
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MELİH AKTAN
  4. Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
  5. Konular: Hematoloji, Hematology
  6. Anahtar Kelimeler: akut miyeloid lösemi, JAK2 V617F mutasyonu, acute myeloid leukemia, JAK2 V617F mutation
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Hematoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 81

Özet

JAK-STAT yolağı normal hematopoez ve hematolojik malignitelerde en önemli sinyal ileti sistemidir. JAK/STAT sinyallerinin hematolojik malignitelerde arttığını gösteren birçok kanıt bulunmuştur. JAK2 V617F mutasyonu, JAK2 kinazın JH2 bölgesinde gelişen somatik bir nokta mutasyonudur. JH2 bölgesi otoinhibitör bölge olarak düzenleyici bir görev yaptığından, bu bölgede oluşacak delesyonlar yapısal kinaz aktivasyonuna yol açmaktadır. JAK2 V617F mutasyonu sonucunda sitokinden bağımsız olarak büyüme ve sitokine karşı artmış bir yanıt oluşmakta ve antiapoptotik etki gelişmektedir. Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda AML hastalarında %1-10 arasında JAK2 V617F mutasyonun görülebildiği bildirilmektedir. Miyeloproliferatif hastalıklara sekonder gelişen AML hastalarında, de novo AML hastalarına oranla daha yüksek oranlarda JAK2 V617F mutasyonu saptanmaktadır. Çalışmamızda AML hastalarındaki JAK2 V617F mutasyonu sıklığı araştırılmıştır. Çalışmamıza Temmuz 2005 ile Mayıs 2012 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi hematoloji kliniğinde yatmış ve akut miyeloid lösemi tanısı konulmuş toplam 51 hasta dahil edilerek genetik bozukluklar ve JAK2 V617F mutasyonu varlığı araştırılmıştır. Hastaların yaş ortalaması 45 ± 13 bulundu. Hastalardan %58?i kadın, %42?si ise erkekti. Hastaların %14?ü sekonder AML, %86?sı ise de novo AML idi. 51 hastanın 24?ü yeni tanı AML olup tanı anındaki kan örneklerinden mutasyon çalışması yapılmıştır, 27 hasta ise remisyonda izlenen AML olgularıdır. JAK2 V617F mutasyonunun genetik analizi real time polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) ile Light Cycler cihazında çalışıldı. Çalışmamızın sonucunda hastaların hiçbirinde JAK2 V617F mutasyonu saptanmadı. Bunun nedenleri olarak hasta sayısının özellikle miyeloproliferatif hastalıklara sekonder AML sayısının az olması ve remisyondaki hastalarda JAK2 V617F mutasyonunun kaybolmuş olabileceği düşünüldü. Sonuç olarak de novo AML hastalarında JAK2 V617F mutasyonu taramasının pratikte çok yararının olmayacağı ve mutasyon araştırması için daha fazla sayıda hasta içeren çalışmalar yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.

Özet (Çeviri)

The JAK-STAT is the most important pathway that transmits signals in the cells of normal hematopoiesis and hematologic malignancies. There is abundant evidence showing that JAK/STAT signals increase when hematologic malignancies occur. JAK2 V617F, which develops in the JH2 region of the JAK2 kinase, is a somatic point mutation. JH2, an autoinhibitor region, serves as a regulator. Thus, deletions that take place in this region lead to constitutive kinase activation. As a result of JAK2 V617F mutation, growth of the cells independent of cytokine commences which, in return, produces an increased response to cytokine and causes antiapoptotic effects. Some recent studies have reported that JAK2 V617F mutation is seen in 1-10% of acute myeloid leukemia (AML) patients. Compared to those with de novo AML, JAK2 V617F mutation is even higher in patients with AML, which develops secondary to myeloproliferative diseases. In this study the incidence of JAK2 V617F mutation in AML patients was examined. Carried out in the Hematology Clinic of the Istanbul Medical Faculty, Istanbul University between July 2005 and May 2012, the study includes 51 patients with acute myeloid leukemia, who were tested for genetic changes and JAK2 V617F mutation. Mean age was 45 ± 13. Fifty-eight per cent were females and 42% were males. Fourteen per cent had secondary AML, 86% had de novo AML. Twenty-four of the 51 patients were newly diagnosed to have AML, and mutation tests of these patients were carried out on blood samples taken at the time of diagnosis. The rest 27 were studied in remission. Genetic analysis of JAK2 V617F mutation was performed by using real-time polimerase chain reaction (PCR). The results showed that none of our patiets had JAK2 V617F mutation. This might be attributed to the small number of patients in the study, which develops secondary to myeloproliferative diseases. Another reason could be that JAK2 V617F mutation might have disappeared in patients in remission. In conclusion, we thought that it might not be practical to test de novo AML patients for JAK2 V617F mutation, and studies on JAK2 V617F mutation should be carried out on larger number of patients.

Benzer Tezler

  1. Akut miyeloid lösemili hastalarda NPM1 ve FLT3 genlerindeki moleküler değişikliklerin araştırılması

    Molecular alterations in NPM1 and FLT3 genes in patients with acute myeloid leukemia

    NAZLI UÇUNOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Onkolojiİstanbul Üniversitesi

    Temel Onkoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NEJAT DALAY

  2. Akut miyeloid lösemili hastalarda aurora gen ailesinin rolünün araştırılması

    Investigation the role of aurora gene family in acute myeloid leukemia patients

    ZÜBEYDE YALNIZ KAYIM

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Onkolojiİstanbul Üniversitesi

    Temel Onkoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATMA VİLDAN YASASEVER

  3. Akut miyeloid lösemili hastalarda pd1/pdl1 ifadesi ve klinik önemi

    Pd/pdl1 expression and its clinical relevance in patients with acute myeloid leukemia

    GİZEM VARKAL EROL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    HematolojiÇukurova Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EMEL GÜRKAN

  4. Akut miyeloid lösemili erişkin hastalarda kemoterapi öncesi ve sonrası tükürükteki laboratuvar bulgularının karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi

    Analyses of salivary components in adult acute myeloid leukemia patients before, during and after induction chemotherapy

    SEL BİRMAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1996

    Diş Hekimliğiİstanbul Üniversitesi

    DOÇ.DR. M. SAMİ YILDIRIM

  5. Yetişkin akut miyeloid lösemili hastalarda çalışılan moleküler testlerin retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of molecular tests studied in adult akute myeloi̇d leukemia patients

    HATİCE FİRDEVS KAHYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    GenetikErciyes Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUNİS DÜNDAR

    DOÇ. DR. ASLI SUBAŞIOĞLU