Türkiye'nin dışa açılma sürecinde imalat sanayii toplam faktör verimliliğinin karşılaştırmalı analizi: İmalat sanayii üzerine bir değerlendirme
Comparative analysis of total factor productivity during the process of economic opening of Turkey: A case study on the manufacture
- Tez No: 347393
- Danışmanlar: DOÇ. DR. HALUK LEVENT
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2013
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İktisat Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 87
Özet
24 Ocak 1980 kararları ile birlikte Türkiye ihracata yönelik bir sanayileşme stratejisi izlemeye başlamıştır. İthal ikameci politikaların yerini piyasa koşullarının belirlediği liberal ekonomi politikaları almıştır. Ülke içinde uygulanmaya başlanan bu politikalar dış ticaret uygulamalarına da aynen yansımıştır. 1989 yılında sermaye hareketlerinin serbestleşmesi ile girilen yeni dönem 1994 krizi ile sonuçlanmıştır. Bu ortamda enflasyonu düşürmeye ve ekonomik istikrar sağlamaya yönelik olarak 5 Nisan 1994 kararları alınmıştır ve kısa dönemde bozulan makroekonomik dengelerin yeniden istikrara kavuşturulması hedeflenmiştir. 1996 yılına gelindiğinde VII. 5 Yıllık Kalkınma Planı?nın hazırlanması ve Gümrük Birliği?ne girilmesi ekonominin gidişatını belirleyen faktörler olmuştur. 9 Aralık 1999?da açıklanan dezenflasyon programı ile enflasyonun yapısal reformlarla desteklenerek düşürülmesi amaçlanmıştır. Fakat ortaya konulan bu hedeflere ulaşılamadığı gibi, ülke ekonomisi evvela 2000 Kasımı?nda ve onu takiben 2001 Şubatı?nda iktisadi krize girmiştir. Döviz kuru politikalarına dayanan enflasyonla mücadele programının başarısızlığa uğraması ile birlikte 14 Nisan 2001?de Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı açıklanmıştır. Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ile para ve kur politikası yeniden yapılandırılmıştır. Bu dönemde dış ticarette meydana gelen değişmeler genel olarak değerlendirildiğinde ihracatın söz konusu dönemde sürekli arttığı görülecektir. İthalat ve ihracattaki bu gelişmelere rağmen ithalattaki artışın ihracattaki artıştan daha yüksek olması nedeniyle dış ticaret açığı da artmıştır. 2008 finansal krizi her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri ekonomisinde patlak verse de küresel bir özellik taşıdığından dolayı dünya üzerindeki tüm ekonomileri etkilemiştir. Küresel ekonomi 2008?2009 yılları arasında, önceki yıllarda benzerine rastlanmamış bir finansal istikrarsızlık dönemi yaşarken, son yılların en büyük ekonomik durgunluğuna şahit olmuş ve ticarette ciddi daralmalar meydana gelmiştir. Verimlilik, üretim esnasında kullanılan girdiler ile üretim sonucunda elde edilen çıktıları birleştiren bir kavramdır. Verimlilik seviyesinin göstergesi olarak ise; üretimde kullanılan girdilerin değerleri veya miktarları ile üretim sürecinin nihayetinde elde edilen çıktıların değerleri veya miktarlarının birbirlerine olan oranı kullanılmaktadır. Belli bir üretim seviyesini tutturmak için yapılan fiziksel harcamalar azaldıkça, bu harcamaların verimlilikleri artar. Verimlilik kavramı; üretim esnasında harcanan para, işgücü, üretim araçları, enerji, hammadde gibi kaynakları daha etkin kullanmak ile alakalıdır. Söz konusu bu kaynakların daha etkin kullanılması ile üretim maliyetleri düşecektir. Bu sayede üretimi yapan işletmenin ürünlerine olan talebin artması ile işletmenin rekabet gücü de artacaktır. Böylece verimlilik artışı üretim artışı olarak sonuçlanacaktır. Toplam Faktör Verimliliği, toplam çıktının girdilerin toplamına bölünmesi ile hesaplanan verimliliktir. Toplam Faktör Verimliliğine ulaşabilmek için üretim fonksiyonunda hareket edilmesi gerekmektedir. Üretim fonksiyonu bir ekonomide üretilen çıktı miktarı ile girdi olarak kullanılan üretim faktörlerini ve teknik bilgi düzeyini ilişkilendirir. Toplam Faktör Verimliliği düzeyindeki değişme, üretim düzeyindeki değişmenin sermaye ve emek gibi üretim faktörlerindeki değişme ile açıklanamayan kısmını veya teknoloji düzeyindeki değişmeyi temsil etmektedir. Toplam Faktör Verimliliği artışı, üretim düzeyindeki artışın üretim faktörlerinin artışına katkısı ile açıklanamayan artığa karşılık gelmektedir. Dolayısıyla Toplam Faktör Verimliliği artışı, bilgi ve teknolojideki artış yanında üretim fonksiyonunda dışarıda bırakılan hammadde, enerji gibi diğer üretim unsurları ile ölçüm hataları ve konjonktürel dalgalanmalardan kaynaklanan etkileri de içerebilmektedir. Bu çalışma kapsamında, Türkiye İstatistik Kurumu ve Devlet Planlama Teşkilatı veri tabanlarında bulunan veriler 1980 fiyatlarıyla reel olarak ifade edilmişlerdir. Çalışma kapsamında incelenen dönemin tamamı olan 1982 ? 2008 dönemi üç alt döneme ayrılmıştır: 1982 ? 1989, 1990 ? 2001 ve 2003 ? 2010. 1980 yılında ekonomi genelinde uygulanan tüm politikalarda köklü bir değişim gerçekleştirildiği için 1982 ? 1989 dönemi bir alt dönem olarak incelenmiştir. 1989 yılında sermaye hareketleri üzerindeki tüm kısıtların kaldırılması da önemli bir dönüşümü simgelediği için 1990 ? 2001 dönemi bir diğer alt dönem olarak ele alınmıştır. Bu çalışmada yapılmaya çalışılan analize göre Türkiye imalat sektöründe Toplam Faktör Verimliliği ortalama olarak; 1982-1989 döneminde; OLS tahmin yöntemine göre 0.0237 değerini, Sabit Etkiler tahmin yöntemine göre 0.0076 değerini ve Levinsohn ? Petrin tahmin yöntemine göre 0.0363 değerini almıştır. 1990-2001 döneminde; OLS tahmin yöntemine göre 0.1808 değerini, Sabit Etkiler tahmin yöntemine göre 0.0853 değerini ve Levinsohn ? Petrin tahmin yöntemine göre 0.1329 değerini almıştır. 2003-2008 döneminde ise; OLS tahmin yöntemine göre 0.1354 değerini, Sabit Etkiler tahmin yöntemine göre 0.1060 değerini ve Levinsohn ? Petrin tahmin yöntemine göre 0.1038 değerini almıştır. Bu çalışma kapsamında incelenen dönemler boyunca Türkiye imalat sektöründe Toplam Faktör Verimliliği büyüme hızları, kullanılan üç tahmin yöntemine göre de benzer sonuçlar almıştır. Bu sonuçların ortalama değerleri; ilk dönemde %11.93, ikinci dönemde % -0.9630 ve son dönemde %1.401?dir. Bu veriler ışığında; 24 Ocak Kararları ile başlayan ihracata dönük sanayileşme hamlesinin, imalat sektöründe kayda değer bir verimlilik artışını sağladığını söyleyebiliriz. Devam eden süreçte 1989 yılında sermaye hareketlerinin serbestleşmesiyle girilen yeni dönemde ise verimlilik bir önceki döneme göre ortalama olarak çok ciddi bir artış göstermiştir. Dönem başındaki bu artışa rağmen; 1994, 2000 ve 2001 krizlerinin yaşandığı bu dönem boyunca imalat sektöründe Toplam Faktör Verimliliği ortalama olarak neredeyse sabit kalmıştır. İktisadi krizler sonrası Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ile girilen son dönemde ise imalat sektöründe Toplam Faktör Verimliliği; kriz sonrası dönemde artış gösterse de, dönem boyunca ortalama olarak hemen hemen sabit kalmıştır. Dış ticaret hacminin arttığı ve iktisadi büyümede kayda değer bir performansın gösterildiği bu dönemde, imalat sektöründe Toplam Faktör Verimliliği açısından aynı olumlu neticeler kaydedilememiştir.
Özet (Çeviri)
With the announcement of 24th of January 1980 decisions, Turkey began to pursue export oriented industrialization policy. Liberal economic policies which are determined in accordance to market conditions took the place of import-substitution policies. Those neo-liberal policies adopted also spread to the international trade applications of Turkey. The new period that begins with financial liberalization in 1989 ended with a downturn in 1994. In order to decrease the inflation and to maintain the economic stabilization, 5th of April 1994 decisions were put into practice and in short term deteriorated macroeconomic indicators were targetted to be balanced again. Joinment of Turkey to The Customs Union and the preparation of the 7th 5 year development plan were the main components that determine the course of the economy at that time. Disinflation Programme that is announced on 9th of December 1999, aimed to combat with inflation through structural adjustment policies. However, in addition to unfullfillment of the the targets listed in Disinflation Programme, Turkish Economy was triggered to economic downturn firstly in November 2000 and then in February 2001. Following the Failure of the Disinflation Programme that depends mainly on exchange rate policies on 14th of April 2001 Transition Program to Strong Economy was announced. With this program, monetary and exchange rate polices were restructured. When the changes in foreign trade in this period evaluated, it could be easly observed that the export statistics exhibited ever increasing trend along the time interval at stake. However the rate of increase in import was higher than the increase in export which consequently brought deficit in foreign trade together. Even the financial crisis of 2008 has taken place in America, due to its global nature, its negative impacts spread to all the economies around the world. Between 2008 and 2009, while the global economy experiences unprecedented financial volatility period, it also witnessed the most severe recession of the history together with shrinking of trade. Productivity is the term that combines the inputs used along production process with outputs attained at the end of the process. In literature, in order to represent the level of productivity, the ratio of the value or magnitude of inputs used to the value or magnitude generated at the end of the production process -namely output- is widely used. While the physical expenditures directed to maintain certain level of production level decrease, the productivity increase. Productivity concept is related with the more efficient use of money spent, labor, energy, raw material and other mediums of production utilized along the production process. By using the factors of production in more effcient way there will ocur a decline in cost. And by this way increased competetiveness of the firm due to cost advantage will bring demand increase together. Thereby rise in productivity will result in upswing in production. Total Factor Productivity basicly points to the ratio of total outputs to total inputs. In order to calculate the Total Factor Productivity, it is necessary to begin with production function. Production function reveals the technical information that exhibit the relationship between factors of production and output. The change in the TFP embodies the change in production level that is resulted other than from capital and labor, to put it another way it embodies the change in technology level. Increase in TFP, corresponds to the unexplained residual which befits increase in production level that is not resulted from the increase in factors of production. Circumstantially, rise in TFP includes not only the increase in knowhow and technolgy but also the other factors of production that are excluded from the function -namely raw material, energy- together with the impacts of conjectural fluctuations and measurement errors. In this study, the nominal data collected from Turkish Statistical Institute and State Planning Organization are realized by taking 1980 as the base year. In this context the period that spans 1982-2008 is divided into three sub periods as 1982-1989, 1990-2001, 2003-2010. Due to the new-radical policy prescriptions launched in 1980, 1982-1989 period is chosen as the first interval. Critical importance of 1989 due to finacial liberalization and removement of all the barriers in front of the capital movements directed us to choose the following 12 year period as the second interval. The analysis eloborated in this thesis shows us that Turkish Manufacturing Sector?s TFP according to OLS method in 1982-1989 period is 0.0237 and is 0.0076 according to Fixed Effects model, 0.0363 according to calculations done through using Levinsohn ? Petrin estimation method. In 1990-2001 period, TFP according to OLS method in takes the value of 0.1808 and is 0.0853 according to Fixed Effects model, 0.1329 according to calculations done through using Levinsohn ? Petrin estimation method. And for the last subperiod, TFP according to OLS method in 1982-1989 period is 0.1354 and is 0.1060 according to fixed effects model, 0.1038 according to calculations done through using Levinsohn ? Petrin estimation method. The results Show us that for all three different subperiods, Turkish Manufacturing Industry?s growth speed of TFP exhibits similar pattern. Average value of the results are 11.93%; 0,9630% and 1.401% sequentially. By depending on the results directed from the calculations, it can be easily said that the export oriented industrialization process which begins with 24th of January Decisions brought productivity increase together in the sector at stake. And the parameters for the second interval indicates that financial liberalization resulted greater increase in productivity in the manufacturing sector compared to the 1982-1989 period. Despite the initial increse in productivity in the second sub period -that covers the 1994, 2000 and 2001 economic downturns- on average the rate of productivity was almost fixed. Transition to Strong Economy Program that is put into application after the economic crisis and in last sub-period TFP exhibited firstly increasing and then a steady trend on average. In the 2003-2010 period, foreign trade volume and GDP growth of Turkey increased prominently, however, the same can not be said for TFP of manufacturing sector.
Benzer Tezler
- Türkiye'de imalat sanayiinde vergi politikalarının istihdam üzerindeki etkisi
Effects of tax policies on employment in the manufacturing industry in Turkey
MUSTAFA ERHAN TÜRKOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileriSüleyman Demirel ÜniversitesiÇalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN AKYILDIZ
- Gelişmekte olan ülkelerin dış borç sorunu ve Türkiye'nin dış borçları
Başlık çevirisi yok
MUSTAFA KARAGÖZ
- Dışa açılma sürecinde Türk sanayiinin koruma yapısının analizi
The Analysis of the protection structure of the Turkish industry in the process of outward orientation
MEVLÜT ÇETİNKAYA