Kentsel dönüşümde sosyal donatı alanlarının değişimi ve kentsel yaşam kalitesine etkisi: Ataşehir Barbaros mahallesi örneği
Change of urban services in urban transformation projects and the impact to the urban quality of life: The case of Atasehir Barbaros district
- Tez No: 353723
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ENGİN EYÜP EYUBOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Şehir Planlama Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 208
Özet
Dünya'da kentsel dönüşüm hareketleri, sosyal, ekonomik ve politik koşulların etkili olduğu süreçler olarak ortaya çıkmıştır. Batılı ülkeler, ilk kez, sosyal ve ekonomik açıdan etkisini yitirmiş, nüfusunu kaybetmiş konut, eski liman ve sanayi alanlarının yenilenmesine yönelik çalışmalar ile kentsel dönüşüme adım atmıştır. II. Dünya Savaşı'nı takiben, yıkılan şehirlerin yeniden inşa edilmesi ise Batılı ülkelerde kentsel dönüşüm ve beraberinde kentlerde yenileme ve rehabilitasyon hareketlerini hızlandıran önemli gelişmelerden biri olmuştur. Türkiye'de ise, 1950'li yıllardan bu yana sanayileşme hareketleriyle hızlanan kentleşme, büyük kentlerin gelişmesi ve küçük yerleşimlerden büyük kent merkezlerine doğru hızlanan göç hareketleri, kentsel alanda birçok sorunun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Barınma ihtiyacı ile birlikte ortaya çıkan sağlıksız ve yasal olmayan yapılaşmalar, buna bağlı olarak gelişen altyapı sorunları, yetersiz mekânsal koşullar ve düşük yaşam kalitesi, ülkemizde dönüşüm ihtiyacının temellerini oluşturmuştur. 1980'li yıllardan itibaren ise kentsel dönüşüm uygulamalarını da etkileyen liberalleşme politikalarının bir sonucu olarak, yeni örgütlenme modelleri ve kamu-özel sektör işbirlikleri gündeme gelmiştir. Günümüzde de uygulanmaya devam eden bu yöntemlerde, özel sektörün ön planda oluşu ve kamunun arazi temini, ıslahı ve denetimi gibi daha pasif roller üstlenişi dikkat çekmektedir. Kentsel dönüşümün yalnızca fiziksel ve ekonomik boyutunun ele alındığı bu yıllardan sonra, 1999 depremi ile kentlerde afet riski gündeme gelmiş ve dönüşüm uygulamalarının da dahil olduğu kentsel gelişim uygulamaları, afet odaklı olacak biçimde gerçekleştirilmeye başlanmıştır. 2000'li yıllar hem kentsel dönüşüm için hem de afet riskinin azaltılması yönünde radikal adımların atıldığı yıllar olmuştur. Afet riskini azaltmaya yönelik yürürlüğe koyulan yasa ve yönetmelikler, benimsenen politikalar doğrultusunda kentsel dönüşüm, bir uygulama aracı olarak kullanılmaya başlanmış ve mevcut yapı stoklarının yenilenmesi yönündeki uygulamalara konu olmuştur. Kentlerdeki afet riskini azaltarak, yaşayanlara sağlıklı ve yaşam kalitesi yüksek bir kentsel çevre ortaya koymak temel amacıyla hareket eden kentsel dönüşüm uygulamalarının, mevcut yapı stoğunu yıkıp yeniden yapma ya da yeni, afete dayanıklı yapılar inşa etmeden öteye gidemediği çeşitli araştırmalar ve bilimsel yayınlar kapsamında ortaya konmaktadır. Bu türden görüşlere göre; parsel, bina, ya da ada bazında yapılan uygulamalar ile kentin bütüncül yapısı olumsuz etkilenmekte; bütüncül ve sürdürülebilir bir kentsel gelişim ortaya koyulamamakta; bu tür kentsel alanlarda kentsel yaşam kalitesinin varlığından bahsetmek mümkün olamamaktadır. Kentsel yaşam kalitesi kavramı, çeşitli bilim insanının ortak görüşüne göre, bireyin ve toplumun gelişimini etkileyen sosyal, sağlık, ekonomik ve çevre koşullarının etkileşimi olarak tanımlanmaktadır. Kentsel alanlarda, bahsi geçen toplumsal gelişim, etkileşim ve sağlığın temelini oluşturan unsurlar, kamusal mekânlar ve sosyal donatı alanlarıdır. Türkiye'de planlama literatüründe ve yasal boyutta da belirlenen standartlarla karşılık bulan bu alanlardan eğitim tesisleri, sağlık tesisleri, idari ve dini tesisler, kültür ve spor tesisleri, aktif ve pasif yeşil alanlar gibi fonksiyonların, kentlerde yeterli ve erişilebilir düzeyde olması kentsel yaşam kalitesinin seviyesini belirleyen temel göstergelerdendir. Kentsel dönüşüm, kentlerde bu tür donatıların yetersiz, kentsel yaşam kalitesi seviyesinin düşük olduğu durumlarda, kentleri yeniden canlandırmak, yenilemek üzere ortaya çıkar. Türkiye'de, özellikle İstanbul'daki kentsel dönüşüm uygulamalarında kamusal mekânlar göz ardı edilmekte, sosyal ve kentsel donatı alanlarının gerekliliği ve yeterliliği irdelenmemektedir. Öte yandan, kentsel dönüşüm uygulamaları özelinde yürürlüğe koyulmuş; uygulamaların çerçevesini belirleyici nitelikte önemi olan 6306 Afet Odaklı Kentsel Dönüşüm Yasası içeriğinde, kamusal mekânlar ve sosyal donatı alanlarına yönelik özel standart belirleme ve gerektiğinde bu alanların afet riski kapsamında fonksiyonel değişime konu edilebilmesi, durumu daha ciddi bir hale getirmektedir. Hali hazırda bile devamlı olarak yetersizliklerinden bahsedilen kamusal mekânların ve sosyal donatı alanlarının daha da azaltılması, doğal afetler yanında farklı afet türlerinin de ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Dolayısıyla afetlere karşı risk azaltımına yönelik olarak, toplumsal sağlık, binaların sağlamlığı kadar önemli bir konu olarak ön plana çıkmaktadır. Bu sebeple afet odaklı kentsel dönüşüm uygulamalarında dikkat edilmesi gereken nokta, kentsel alanlarda doğal afet riskini azaltmaya yönelik olarak, yapısal kaliteyi arttırırken; ikincil afet niteliğinde sosyal bozulma riskine karşılık kamusal mekânların ve sosyal donatı alanlarının yeterliliğine önem vererek, yaşam kalitesi yüksek kentsel çevreler ortaya koymaktır. Bu yönde sağlanacak bütüncül ve sürdürülebilir bir kentsel gelişim afetlere karşı sürdürülebilir bir dayanıklılığı da beraberinde getirecektir. Hazırlanan tez çalışması kapsamında, yukarıda bahsi geçen iddiaları test etmeye yönelik olarak, kentsel dönüşüm alanlarında yapılmış/yapılan/yapılması planlanan kentsel dönüşüm uygulamalarının, kentsel yaşam kalitesine olan etkileri Batı Ataşehir Barbaros Mahallesi örneği üzerinden irdelenmiştir. Seçilen örneklem alan üzerinde, mekânsal değerler ve kişisel değerlendirmeler ışığında, öncelikli olarak belirlenen kentsel yaşam kalitesi ve kentsel dönüşümün arakesitinde yer alan göstergeler çerçevesinde, mevcut yaşam kalitesi seviyesi, mekânsal eksikler, ihtiyaçlar belirlenmiş; meri imar planı ve kentsel dönüşüm uygulamasına altlık oluşturacak öneri imar planı, bu veriler çerçevesinde incelenmiştir. Kişilerin mekânsal algılarının yanında kentsel dönüşüm ile ilgili algıları ve beklentileri sorgulanmış; örnek uygulamalar üzerinden memnuniyet seviyesi belirlenmiştir. Araştırma sonunda, uygulanması planlanan kentsel dönüşüm projelerinin altyapısını oluşturan planların, mekânda yüksek bir nüfus hareketliliği öngördüğü; buna karşılık, kamusal mekânlar ve sosyal donatılar gibi gerekli fonksiyonları yeterli düzeyde karşılayamadığı; erişilebilir kılmadığı; mevcut fonksiyonların miktarlarını azaltıp üzerindeki yoğunluğu da arttırarak kentsel yaşam kalitesinin temel etmenlerini yoksayan bir yaklaşım biçimi sergilediği görülmüştür. Özetle, incelemeler sonunda ulaşılan, planların ihtiyaçlara yanıt olamaması durumu, başarılı ve kentsel yaşam kalitesini yükselten bir kentsel dönüşüm uygulaması ortaya koyulamayacağının bir göstergesi olarak belirlenmiştir. Tez çalışması, mevcut uygulamaların kentsel yaşam kalitesine olan etkilerinin değerlendirilmesinin yanında; benimsediği araştırma yöntemi ve belirlediği göstergeler ile doğal, toplumsal afet odaklı, kentsel yaşam kalitesini arttıran, sürdürülebilir kentsel dönüşüm projelerinin ortaya koyulabilmesi adına başvurulacak uygulamalara yol gösterici niteliktedir.
Özet (Çeviri)
Urban transformation movements have appeared as effective social, economic and political processes in the world. For the first time. Western countries have stepped into urban transformation with renovation of housing, old port and industrial areas that have lost their population, social and economic impact. Following the World War II, reconstruction of destroyed cities was the major development indicator that accelerated the renovation and rehabilitation movements in cities along with urban transformation activities. In Turkey, urbanization that accelerating with the industrialization movements, development of large cities and intensified migration actions from small residential to large urban center have led to rise so many problems in urban areas since 1950s. Illegal and unhealthy structuring that occurred with housing needs, consequently developing infrastructure problems, insufficient spatial conditions and low quality of life formed the basis of transformation requirement in our country. From the 1980s, new organizational models and public-private partnerships have emerged as a result of liberalization policies that affected urban transformation in practices. In this method that continuing today, it is very noteworthy that leadership of private sector and passive public activities only such as land supply, land breeding and control. Following the years that discussing only physical and economic dimensions of urban transformation, disaster risks have come up with 1999 earthquake in urban areas and urban development activities that included transformations applications have started to be carried out in disaster risk oriented. The 2000s are years there has been radical steps were taken in the direction of not only disaster risk mitigation but also urban transformation activities. Promulgated laws and regulations for disaster risk mitigation and in accordance with adopted policies, urban transformation has been used as an application tool and it has come up for prevailing practices about renovation of existing housing stock. Various research and scientific publications have proved that urban transformation applications that moving in order to reduce disaster risks in urban areas and to reveal a healthy life and high quality of urban environment for people, could not go too far from rebuilding or demolishing the existing building stock and building new, disaster-resistant structures. According to that kind of opinion, holistic structure of the city is adversely affected by parcel and building scale applications; holistic and sustainable urban development cannot be laid down and it is impossible to talk about existence of quality of life in these urban areas. The concept of quality of urban life is defined as the interaction of social, health, economic and environmental conditions that influenced on the development of people and society, according to the consensus of a various scientists. Public spaces and urban facilities are social development, social interaction and form the basis of health factors that have mentioned above in urban areas. Situation of decently accessibility of these functions especially educational facilities, health facilities, administrative and religious facilities, cultural and sports facilities, active and passive green spaces which specified in provision is found with the standards in planning literature and legal aspects of planning in Turkey, is one of the main indicators that determine the level of quality of urban life. Urban transformation reveals to revitalize and to renew the city in the existence of insufficient urban facilities and low quality of urban life. In Turkey, especially in Istanbul's urban transformation projects, existence of public spaces are ignored and necessity of sufficiency of social and urban facilities are not discussed. On the other hand, in the context of disaster oriented Urban Regeneration Law (law no: 6306) which is very important for frameworks of urban regeneration applications, setting private standards for public spaces and urban facilities and mostly being a subject of these areas for functional changing makes the situation even more serious. Reducing of public spaces and urban facilities which are discussed permanently their insufficiency leads to different types of disasters besides natural disasters. Therefore, as for disaster risk reduction, public health has come to the fore as an important issue as the soundness of the building. Thus, the focused point of disaster oriented urban transformation projects marks to reduce the risk of natural disasters in urban areas and reveal urban environments have high quality of life while improving the structural quality and giving importance to the adequacy of public spaces and urban facilities corresponds to social disaster risk. In the direction of this, holistic and sustainable urban development process will bring sustainable durability against the disasters. In this thesis, for testing the above-mentioned claims, the effects of the urban transformation projects which built/made/planned in depression areas, on quality of urban life were examined about the example of Barbaros District in West Ataşehir. On the selected sample area, in the light of spatial values and personal assessment, as a priority, on the framework of determined indicators which are existed on intersection of urban life quality and urban transformation, the current level of quality of life, spatial missing, needs are identified; the last development plan and the proposal plan which forming a base for urban transformation projects were analyzed on the framework of these datas. In addition to the spatial perception of people, perceptions and expectations about the urban transformation have been questioned and satisfaction level was determined on sample applications. In the first part of the thesis, the concept of quality of urban life has clarified. National and international approaches of urban quality of life, research samples and adopted indicators were examined. Also, role and importance of public spaces and social facilities have focused on improving urban quality of life. The second part has been talking about the concept of urban transformation as a form of an application to improve urban quality of life, changes of the meaning and content through historical process, adopting the basic objectives and principles, application models, legal and administrative infrastructure, role in improving the quality of urban life in the context of public spaces. Also, urban transformation process were investigated in Beyoglu, is one of the major centers of Istanbul. In the third part, with the aim of testing the hypothesis, the case study is located. Within the framework of the indicators identified in the light of the literature research, on Atasehir Barbaros District which designated as an urban transformation area, assessment of the situation before plan were made with spatial measurements and subjective assessment. The success of the existing and proposed plan and effects of the quality of life on region were examined. At the end of this research, the development or master plans which basis of the planned urban transformation projects requires a high population mobility in space. Whereas, it presents an approach that ignores the basic factors of quality of urban life by increasing density and reducing the amount of urban facilities. Also, it was observed that, these urban regeneration plans and projects cannot cover the necessary functions adequately, such as public spaces and social facilities. In summary, reached at the end views that the situation of these plans cannot respond the needs was determined as an indicator of unsuccessful urban transformation projects. Thesis research, besides assessment the impact of current practices to urban quality of life, it can be a guide for sustainable, natural and social disasters oriented urban transformation projects which improve the quality of life with adopted research methodology and determined indicators.
Benzer Tezler
- Kentsel dönüşüm alanlarında sosyal donatı alanlarının değişiminin kentsel yaşam kalitesi üzerindeki etkisi, Afyonkarahisar mısrii camii kentsel dönüşüm alanı örneği
The effect of social reinforcement environments in areas of urban transformation on urban life, Afyonkarahisar misrii mosque, as an example of urban transformation area
ELİF BALKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Şehircilik ve Bölge PlanlamaMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiKentsel Planlama Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ M.TEOMAN TEKKÖKOĞLU
- Sağlık politikalarının mekânsal planlamaya yansıması İstanbul metropoliten alanı / Kadıköy (1980-2022 dönemi)
Reflection of health policies on spatial planning Istanbul metropolitan area / Kadikoy (1980-2022 period)
ÖZLEM PAYLAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Şehircilik ve Bölge PlanlamaYıldız Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NAİME HÜLYA BERKMEN
- Kentsel dönüşüm projelerinde kamunun rolü ve Antalya Kepez Santral mahalleleri projesi örneği
The role of the public sector in the urban transformation projects an examination of the Kepez Santral neighbourhood in Kepez in Antalya, Turkey
CEYHUN ÖZİŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiGayrimenkul Geliştirme Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ENGİN EYÜP EYUBOĞLU
- Tarihi kent merkezlerinde mekan kalitesinin okunabilirliği üzerine araştırmalar
Researches on legibility of spatial quality in historical city centers
BEYZA ÇERMİKLİ
Doktora
Türkçe
2016
Peyzaj Mimarlığıİstanbul ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. HANDE SANEM ÇINAR ALTINÇEKİÇ
- Kentsel dönüşüme konu olan kamu arazilerinin değerlendirilmesi: İstanbul örneği
An investigation of the public lands that are subject to urban transformation: Istanbul sample
PINAR İLÇİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ENGİN EYÜP EYUBOĞLU