Geri Dön

Die Sozialkritik in den utopishen romanen 'Nein. Die Welt Der Angeklagten' von Walter Jens und 'Balık İzlerinin Sesi' von Buket Uzuner

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 36431
  2. Yazar: FARUK YÜCEL
  3. Danışmanlar: PROF.DR. GÜRSEL AYTAÇ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, German Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1994
  8. Dil: Almanca
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 162

Özet

155 TÜRKÇE ÖZET Buket Uzuner'in“Balık İzlerinin Sesi”ve Walter Jens' in“Nein. Die Welt der Angeklagten”adlı romanlar varolmayan ya da gerçekleşemeyecek bir toplum düzeni ve idealini varmış gibi anlatmalarıyla birer ütopyadır. Fakat 19. yüz yıla kadar iyimser ve geliştirici bir dünya ile özdeşleşen ütopyaların aksine 20. yüzyılda yazılmış bir iki ütopik romanda görülen kötümserlik ve dünyanın olumsuz biçimindeki son gelişmişlik durumu, herkesin iyiliğine değil kötülüğüne yol açan katı bir akılcılık anlatılmaktadır. Bu olası toplum modellerinde insanlığın sonuna yaklaşıldığından 'anti-utopya' olarak nitelemek gerekir. Her iki roman da eleştirel bir yaklaşımla yaşanan bireysel ve toplumsal gerçeklerin ve düzenin yetersizlikleri, yanlışlıkları dolaylı biçimde anlatarak, insanları gelecekte bekleyen ya da sezilen tehlikelere ve tehditlere karşı uyararak, önlem almalarını ister.“Balık îzlerinin Sesi”nde yozlaşan insan değerlerini temsil eden normaller, seçkinleri diğer bir deyişle sanatçı ve bilim adamlarını normalleştirerek, insanlığın yüzyıllar boyunca geliştirdiği kültürün devamını sağlayan yaratıcılığı yok ederek engellemeye çalışmaktadır.“Nein. Die Welt der Angeklagten”de ise gittikçe karmaşık- laşan dünyada kendi ve çevremiz hakkında sınırlı ve önyar gılı bilgilerin, insanları bir sisteme nasıl insanlık dışı yöntemlerle bağımlı kılabileceğini dünyayı yöneten merkezi bir devlet modelinde göstermekte. Gelişen teknoloji ve_ olanakları insanlarıı yönlendirme ve156 denetleme gücünü arttırmıştır. Seçkinlerin dünyanın her yerinden çağrılarak Fantolt adlı bir eğitim merkezinde toplanabilmesi ve Jens 'in romanındaki suçlular dünyasında insanların her anının en ufak ayrıntısına kadar gözlene- bilmesi, teknik olanakların yardımıyla gerçekleşebilmekte dir. Walter Jens ve Buket Uzuner, ilerlemenin bir gösterge si olan teknik gelişmelerin insana karşı kullanıldığında kendi sonunu, manevi değerlerin kaybedilmesinin sonunda, nasıl hazırladığını göstererek, gelişmelere kendi başına bir amaç değil, insanlığın ilerlemesi için bir araç olabi lecek biçimde değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Karmaşıklaşan dünyayı ve insanı bir bütün olarak algıla mamız gittikçe sınırlaşan bilgilerimizin sonucu tek yönlü bir dünya görüşüne götürerek zorlaşmaktadır.“Nein. Die Welt der Angeklagten”deki merkezi devlet sistemi, bağımla- şan insanların hayatlarını belirleyerek onların yerine karar vermesiyle, günümüz yabancılaşmış insanın benzer sorunlarına işaret etmektedir, özel yaşantının yerine geçen mesleki yaşam, bireysel bir benlik bilinci yerine görev bilincini getirmiştir. Sistemi geliştirme ve daha çok tüketerek 'iç-boşluğu' doldurmaya çalışan memurlar ve Uzuner“ in romanında olduğu gibi herşeyi ”...mış gibi“ yaşayarak kendini aldatan normaller, kendilerine ve dolayısıyla topluma yabancılaşmış insanlardır. Bu düzene ve yaşama biçimine karşı gelen seçkinler ve Walter Sturm insanlığın temsilcisi konumundalar. Gelecek endişesi taşıyan Walter Jens ve Buket Uzuner bireyselliğin yok olmaya başladığı iki ütopik romanda da hicivci bir tutumla157 günümüz yığınlaşan insanlara karşı bir eleştiridir. Ben' i olmayan bir dünyanın ne kadar korkunç olabileceğini gözler önüne sererek kendimize ve topluma karşı daha duyarlı olmamız gerektiği gösterilmekte. Seçkinlerin normalleşti rilmesi ve Walter Sturm'un hakim olmasıyla bireysellik bilinci de yok olmuş olacaktı. Fakat seçkinlerin örgütlene rek normallerin ulaşamayacağı ”B.î.S“ adasına kaçmaları ve Walter Sturm'un insancıl bir karar vererek ölümü seçmesiyle karşıt güçlerin amaçları başarısızlığa uğrar. Walter Jens' in kesin sınırlarla çizilen katı akılcı dünya sı, insancıl değerlerinin gücü yerine geçen kurallarla yönetilmekte. Bu kuralcılık günümüz karmaşaya karşı bir düzen isteğini, fakat olumsuz biçimde, yansıtmakta. Ütopyalarda özgürlük yok denilecek kadar kısıtlanarak, özgürlüğün sınırlarının sorgulanmasını zorunlu kılar. Aşırı bireysizlik, okuyucunun bireyselliğine bir çağrı niteliğindedir. Buket Uzuner, sanatçı sorunsalını sorgulayarak, toplumdan farklı duyarlılıkları ve dünya görüşleri olan insanlara daha hoşgörülü ve anlayışlı olmalarını istemekte. İnsanın varoluşunu anlamaya çalışan sanat ve bilimin suçlular dünyasında yasaklanması, onların gücünün bir kanıtıdır. Walter Sturm'un bir bilim adamı olması da bunun bir göstergesidir. Eğitim sisteminin önemi her iki romanda da hissedilmekte. Buket Uzuner, Afife Piri'nin ağzından yaratıcılığı ve bireyselliği geliştirmeye yönelik bir eğitim sistemi geliştirilmeli, diyor. ”Nein. Die Welt der Angeklagten“de çocukların okuldan başlayarak sisteme bağlı158 olarak eğitilmeleri, eğitimin toplum düzeni için ne kadar önemli olduğunu gösterir. Yabancılaşmanın doruğa ulaştığı iki ütopyada sevgisizlik egemendir. Güvenin olmadığı bir ortamda kendine inancını yitiren insan, kendi içine kapanarak nesne gibi duygusuzla- şır. Karşı cinsle yaşanan yoğun duygular ütopyalarda toplumun amacını engelleyen, ona zarar veren yaşantılardır, Bundan dolayı ilişkiler kontrol altında tutularak insanca duyguların ortaya çıkmasına izin verilmez. ”Nein. Die Welt der Angeklagten“de karşı cins sadece temel içgüdüleri tatmin eden bir araç konumuna indirgenir. Buna karşın ”Balık İzlerinin Sesi“nde ise karşı cins, sahiplik duygusu içinde metalaşarak sevgiden çok bağıml ı laşmışt ir. ”Balık İzlerinin Sesi“ ve ”Nein. Die Welt der Angeklagten" toplumun aksayan yönlerini kendi kurgu düzleminde göstere rek zamanımızla karşılaştırma olanağı yaratır. Bu da onun 'çağ romanı' niteliğinden kaynaklanır. Günümüz sorunlarını yansıtan Buket Uzuner, toplumu, geniş anlamda çağı eleşti rerek çözümlerine ışık tutar. Batı kültürünün kendi çıkar ları doğrultusunda aldığı kararlarla savunduğu değerlerin nasıl çeliştiğini göstermeye çalışır. Walter Jens ise II. Dünya Savaşı öncesi Almanya'da yaşanan Nasyonal Sosya lizm' in bürokratik araçlarla soy kırımını hatırlatan göndermeler yapması, yakın geçmişte yaşanan insanlık dışı olayların gelecekte yaşanmaması için uyarıda bulunmakta. Her iki roman da eleştirel bir bakışla hem toplumun hem de bireyin sorumluluklarını bir mesafe içerisinde yansıtarak, farklı kültürün ürünleri olmalarına karşın özde bir bütün159 oluşturmaktadırlar.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Die Rolle der muttersprache bei der verarbeitung fachsprachlicher texte in der deutschlehrerausbildung. Unter besonderee berücksichtigung der sekundar bilungualen und der gesteuerten zweitspracherwerber

    Mesleki dilde yazılmış metinleri anlamada anadilin rolü

    GÖNÜL KEMAHLIOĞLU

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    1999

    Alman Dili ve EdebiyatıEge Üniversitesi

    Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YADİGAR EĞİT

  2. Batı Anadolu'nun M.Ö. III. ve II. Bin'e ait pişmiş toprak figürinleri

    Die Terrakottafiguren von III. und II. jahrtausend vor ohr. in west Anatolian

    E. ÖZLEM SÖZEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    ArkeolojiAnkara Üniversitesi

    Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAYAT ERKANAL

  3. Homeros'un Ilias'ındaki Troyalı kadınların Euripides'in tragedyalarına yansıması

    Die Spiegelung der troianische Frauen aus Homer's Ilias in den Tragödien von Euripides

    SEMA POLAT ÖĞÜT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Batı Dilleri ve EdebiyatıAnkara Üniversitesi

    Yunan Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CANDAN ŞENTUNA

  4. Die Waldorf padagogik und die gegenwartige situation des fremdsprachenunterrichts der Waldorfschule

    Waldorf pedagojisi ve Waldorf okullarında yabancı dil öğretimi

    ORHAN DEMİRTAŞ

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    1999

    Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN SALİHOĞLU

  5. Die Sinnbezirke freude und trauer in Deutschen und ihre Türkischen aquivalente

    Almancada ki sevinç ve hüzün anlam alanları ve Türkçede ki karşılıkları

    NEZİH PALA

    Doktora

    Almanca

    Almanca

    1999

    Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ŞERİFE YILDIZ