Güneybatı Anadolu'da Roma Dönemi şehirciliği
Rome Period urbanism in Southwest Anatolia
- Tez No: 366814
- Danışmanlar: DOÇ. DR. NURETTİN KOÇHAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Arkeoloji, Archeology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Atatürk Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Arkeoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Klasik Arkeoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 122
Özet
Yunanlılar ve Romalılar kent kavramına farklı yaklaşıyorlardı. Hepimizin bildiği ''polis'' Yunanlılar için yetersiz bir tanımdı. Bu yüzden genel bir anlam ile kenti, siyasal, dinsel ve toplumsal ortak yaşamların paylaşıldığı bir ''yurttaşlar topluluğu'' olarak algılamak mümkündür. Günümüz kentleri içinde geçerli olan bu değerlerin antik dünyadan günümüze yansıyan kökenleri insanlığın gelişimi için hiç kuşkusuz önem arz etmektedir. Kent bilinci içinde yaşayan toplumların ortak yaşama alanları her daim bütün medeniyetler tarafından önemsenmiş, bu yapılar kentin en gösterişli yerleri olmuşlardır. Kentin siyasal, ekonomik, toplumsal ve dinsel işlevleri oradaki kamu yapılarına ve bunların kent içerisindeki konumlarına yansımıştır. Bunlar Yunan ve Roma kentinin merkezidirler ve kentin geri kalan kısımlarına sokak ağı ile bağlanmışlardı. İmparatorluğun en yükseldiği dönemde de öyle kalmıştır. Bu yapılar daha sonraları gelişmeye başlayan şehirlerde oldukça kompleks bir yapıya bürünüp farklı amaçlar içinde kullanılmıştır. Aynı zamanda Roma kent kurmadan tutun, sanatsal anlayışa, inanca ve toplumsal yaşama kadar devamlı bir etkileşim içinde bulunmuştu. Bu etkileşimde hiç kuşkusuz önemli bir paya sahip olan Hellenistik dünyadır. Roma'nın, Hellenistik dünyadan bu kadar çok etkilenmesinde Etrüks ve Yunan kolonilerinin payı yadsınamaz. Yunanistan'ın bu güçlü etki alanı bir Yunan hayranı olan Büyük İskender'in fethettikleri topraklardaki Helenleştirme politikası ile birlikte daha da gün yüzüne çıkmıştı. Bu geniş etki alanı daha sonra Roma'ya ulaşmış ve burayı biçimlendirerek Roma sanat ve mimarlığını ortaya çıkartmıştır. Bu sanat ve mimarlık anlayışındaki eklektik özellik sadece Kıta Yunanistan ile sınırlı kalmamış topraklarına katmış olduğu Anadolu'dan, Kuzey Afrika'dan da izler taşımıştır. Hiç kuşkusuz Hellenistik dünya ile Roma arasında uzun bir tarihsel geçmiş vardı. Yani kısacası Hellenistik dünyanın ilk ciddi mimari yapıları yapılmaya başlandıktan yıllar sonra Roma gösterişli yapılar yapmaya başlamıştı. Etkileşim öyle hemen sandığımız gibi olmamış örneğin Yunan agorayı yaparken, Romalı hemen forum yapmaya başlamamıştı. Roma'nın bu gösterişli ve ihtişamlı kimliğe bürünmesi için yüzyıllar geçmişti. Parthenon'u yapan Yunan ile Panthenon'u yapan Roma arasında beş buçuk yüzyıl olduğu gibi.
Özet (Çeviri)
Greeks and Romans had a different approach for the concept of city. The“polis”known by all of us was an inadequate definition for the Greeks. Therefore, it is possible to perceive the city as a“ community of citizens”in which political, religious and social lives are shared in general meaning. The origins of these values, which are also valid for modern cities, reflected from the ancient world to the present are undoubtedly crucial for the development of humanity. The common living areas of the communities living in the awareness of city have always been heeded by all civilizations, these constructions have become most ostentatious places of the cities. The political, economical, social and religious functions of the city have reflected to public buildings there and positions of these buildings in the city. These were centers of the Greek and Roman cities and connected to other parts of the city by a street network. This remained same at the zenith period of the Empire. These buildings were used for different purposes by taking the form of a quite complex construction in nascent cities later. Also, Roman had a continuous interaction from founding a city to artistic perception, religion and social life. Undoubtedly, Hellenistic world was the one that had an important role in this interaction. The role of Etruscan and Greek colonies is undeniable in the interaction of Roman with Hellenistic world so much. This powerful domain of Greece came out further with Hellenism policy in territories conquered by Alexander the Great who was a Greek fan. This wide domain has reached to Roman later and emerged Roman art and architecture by forming here. The eclectical feature in this artistic and architectural perception was not limited with continental Greece but had traces from Anatolia, Northern Africa that were conquered by Roman. Undoubtedly, there was a long historical past between the Hellenistic world and Roman. Namely, in short Roman started to build ostentatious constructions after years the first serious buildings of the Hellenistic world had been started to be built. The interaction didn't occur immediately as we think, for instance while the Greek was building agora, Roman didn't start to build forum. Many centuries had passed for Roman to take form of this ostentatious and magnificent identity. It was just like five and a half centuries between the Greek who built Parthenon and Roman who built Pantheon.
Benzer Tezler
- Anadolu'da Roma dönemi evleri
Başlık çevirisi yok
BİNNUR GÜRLER
Yüksek Lisans
Türkçe
1987
ArkeolojiEge ÜniversitesiKlasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ÖMER ÖZYİĞİT
- Tlos antik kenti stadyum alanı seramikleri
Pottery from the stadium area in Tlos ancient city
KUDRET SEZGİN
- Hıdırlık kulesi Antalya'da bir anıt mezar arkeolojisi, rölöve-restitüsyon-restorasyon projeler
Başlık çevirisi yok
ŞEBNEM ALP
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
ArkeolojiAkdeniz ÜniversitesiKlasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. BURHAN VARKIVANÇ
- Yeni arkeolojik ve epigrafik veriler ışığında Karia bölgesi tarihi coğrafyası
Historical geography of Caria under the light of new archaeological and epigraphic data
ÖMER BALAMİR