Geri Dön

Solunumsal yoğun bakım Ünitesinde ventilatör ilişkili pnömoni: Üç yılda neler değişti

Ventilatory Associated Pneumonia in a Pulmonary Critical Care Unit: What has changed during three years period

  1. Tez No: 374907
  2. Yazar: ZEHRA NUR TÖREYİN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FEZA BACAKOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 92

Özet

Bu çalışmada, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı 8 yataklı üçüncü seviye yoğun bakım ünitesi (YBÜ)'nde, 2011-2013 yılları arasında ventilatör ilişkili pnömoni (VİP) gelişen olgularda; demografik özellikler, VİP etkenleri, antibiyotik dirençleri ve prognoz değişiminin ortaya konması hedeflenmiştir. Klinik bulguları VİP ile uyumlu olup, alt solunum yolu örneklerinde bakteri izolasyonu sağlanan 121 olgu (87'si erkek, yaş ortanca değeri 72, ortalama APACHE II skoru 24±8.5) çalışmaya alınarak, verileri retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Yıllar içerisinde mekanik ventilatör kullanım oranları; en düşük 0.34, en yüksek 0.88 olarak hesaplanmış, 1000 ventilatör gününde VİP hızları ise; en düşük 8, en yüksek 75 olarak bulunmuştur. 108 olguda (% 89.3) en az bir eşlik eden hastalık ve 52 olguda (% 43.0) sağlık bakımı ilişkisi saptanmıştır. Çalışmaya alınan olguların çoğunluğu (% 47.1) acil servisten yatırılmış olup, en sık (% 22.3) yatış tanıları KOAH alevlenme ve hastanede gelişen pnömonidir. Ventilatör ilişkili pnömoni gelişme günü ortanca değeri 6 gün olarak bulunmuştur. Çalışmaya alınan olguların 79'unda (% 65.3) geç VİP saptanmıştır. Geç VİP olgularında erkek cinsiyet oranı daha yüksek (p=0.005) ve başvuruda ARDS oranı daha fazla (p=0.029) bulunmuştur. Ayrıca, kreatinin düzeyi 1.3 mg/dL'nin altında olanlarda, başlangıç gününde septik şok tablosu bulunmayanlarda, santral kateter ve kan transfüzyonu uygulananlarda, geç VİP oranı daha yüksek olarak saptanmıştır (sırasıyla; p=0.016, p=0.005, p=0.003 ve p=0.005). Erken VİP olgularında parenteral beslenme oranı daha yüksek (p=0.001) bulunurken, geç VİP olgularında izlemde hastane enfeksiyonu gelişme oranı daha yüksek (p=0.034) olarak saptanmıştır. Çalışmamıza dahil edilen olgularda en sık izole edilen etkenler; A. baumannii (% 53.7), P. aeruginosa (% 22.3), MRSA (% 8.2) ve S. maltophilia (% 6.6) olmuş, 8 (% 6.6) olguda birden fazla patojen mikroorganizma izole edilmiştir. Yıllar içerisinde; Gram pozitif etkenler için Levofloksasin direncinde değişiklik izlenmezken; Gram negatif etkenler için, Piperasilin-Tazobaktam ve Amikasin direnci azalmış, Seftazidim, Gentamisin ve Levofloksasin direnci artmıştır. 2011-2013 yılları arasında A. baumannii için; Kolistin, Piperasillin-Tazobaktam ve Amikasin dirençleri azalırken, İmipenem, Meropenem, Seftazidim, Sefepim, Gentamisin ve Levofloksasin dirençleri artmıştır. Aynı tarih aralığında P. aeruginosa için; Meropenem, Sefepim ve Siprofloksasin dirençleri azalmıştır. Piperasillin-Tazobaktam ve Amikasin dirençleri; 2012 ve 2013 yılları arasında farklılık göstermezken, 2011 yılına göre azalmıştır. Tek değişkenli analizlerde; entübasyon öyküsünün genişletilmiş beta-laktam/beta-laktamaz inhibitörlerine, entübasyon öncesinde noninvaziv mekanik ventilasyon (NİMV) uygulamasının ise aminoglikozid grubu antibiyotiklere direnç gelişimini arttırdığı gösterilmiştir (sırasıyla p=0.01 ve p=0.024). Çok değişkenli analizlerde; entübasyon öyküsü bulunan ve Ege Üniversitesi Göğüs Hastalıkları YBÜ'de entübe edilen olgularda, genişletilmiş beta-laktam/beta-laktamaz inhibitörlerine direnç oranı daha yüksek bulunmuştur (sırasıyla p=0.044 ve OR=2.44, CI=1.024-5.830 ve p=0.036 ve OR= 2.67, CI=1.064-6.724). Ayrıca çok değişkenli analizlerde; entübasyon öncesi NİMV uygulanmış olan olgularda, antipsödomonal sefalosporin grubu antibiyotiklere direnç oranı daha yüksek olarak saptanmıştır (p=0.037 ve OR=2.64, CI=1.061-6.599). Çalışmamızda; 108 (% 89.3) olguya etkene uygun antibiyotik tedavisi başlandığı saptanmıştır. Etkene uygun antibiyotik tedavisi başlama günü ortanca değeri 2 gün olarak bulunmuştur. Çalışmaya alınan 121 VİP olgusunun 57'sinde (% 53.3) klinik yanıt gözlenmiş, klinik yanıt alınma süresi ortanca değeri 4 gün olarak bulunmuştur. Klinik yanıt alınamayan grupta, prokalsitonin (PCT) düzeyi ≥ 1 µg/L olan olguların oranı daha fazla (p=0.014) ve akciğer grafilerinde lezyonun bilateral olma oranı daha yüksek (p=0.04) olarak bulunmuştur. Ayrıca, VİP başlangıç gününde septik şok ve vazopresör/inotrop uygulaması bulunan olgularda klinik yanıt alınan olguların oranları daha düşüktür (sırasıyla p=0.005, p=0.002). Çalışma grubumuzu oluşturan 121 VİP olgusunun 68'inde (% 73.9), bakteri eradikasyonu sağlanmıştır. Bakteri eradikasyonu sağlanma süresi ortanca değeri 5 gün olarak bulunmuştur. Bakteri eradikasyonu sağlanamayanlarda, antipsödomonal sefalosporin ve karbapenem grubu antibiyotiklere daha yüksek oranda direnç saptanmıştır (sırasıyla p=0.045, p= 0.014). Çalışma grubumuzda izlemde; 36 (% 29.8)'sı yeni VİP atağı olmak üzere 70 olguda (% 57.9), hastane enfeksiyonu gelişmiştir. Hastane enfeksiyonu gelişme süresi ortanca değeri 15 gün olarak bulunmuştur. İzlemde hastane enfeksiyonu gelişimini etkileyen parametreler; kronik böbrek yetmezliği varlığı, kan transfüzyonu ve santral venöz kateter uygulaması olarak saptanmıştır (sırasıyla p=0.036, p

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Çocuk yoğun bakım ünitesinde viral enfeksiyon ile izlenen hastalarda mortalite analizi

    Mortality analysis in patients diagnosed with viral infections admitted to pediatric intensive care unit

    NİL BATMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    UZMAN BAHAR KURAL

  2. Anestezi yoğun bakım ünitesinde izlenen sepsis hastalarında mortaliteyle ilişkili faktörlerin değerlendirilmesi

    Evaluation of mortality factors associated with sepsis mortality in intensive care unit

    BURCU ATASEVEN KÜÇÜK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Anestezi ve ReanimasyonDokuz Eylül Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. UĞUR KOCA

  3. Üçüncü basamak yoğun bakım ünitesinde akut solunumsal zorluk sendromu tanılı hastalarda pao2/fio2 ve spo2/fio2 oranlarının morbidite ve mortalite yönünden karşılaştırılması

    Comparison of pao2/fio2 and spo2/fio2 ratios in patients diagnosed with acute respiratory distress syndrome in third-step intensive care unit in terms of morbidity and mortality

    ESRA BAHÇİVAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Göğüs HastalıklarıEge Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FEZA BACAKOĞLU

  4. Çocuk yoğun bakım ünitesinde yatan hastalarda D vitamini eksikliği

    Deficiency of vitamin D in patients admitted to pediatric intensive care unit

    HAMİT BOLOĞUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ESRA ŞEVKETOĞLU

  5. Yenidoğan yoğun bakım ünitesi'nde takip edilen 34. gebelik haftasından önce doğan bronkopulmoner displazi(BPD) tanısı alan tüm bebeklerde hematolojik parametrelerinin bpd gelişme riski açısından retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of hematologic parameters in terms of the risk of developing bpd in all infants diagnosed with bronchopulmonary dysplasia(BPD) born before the 34th gestational week who were followed up in the neonatal intensive care unit

    ÖZDEN CAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÖKHAN BÜYÜKKALE