Tedaviye dirençli nefrotik sendromda Lovastatin'in kan lipid profili, çeşitli biyokimyasal parametreler ve böbrek fonksiyonları üzerine etkisi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 37826
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nefroloji, Nephrology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 111
Özet
95 ÖZET Nefrotik sendrom, günde 3,5 g.'ın üzerinde proteinüri, hipoproteinemi, ödem, hiperlipidemi ve lipidüri ile karakterize olan bir klinik tablo dur. Nefrotik sendromlu hastalarda görülen hiperlipidemi, total, LDL ve VLDL-kolesterol düzeylerinde artış ile karakterizedir. Bu hastalarda HDL-kolesterol düzeyi genellikle azalmış olup, nadiren normal veya artmış olarak da bulunabilir. Trigliserid düzeyleri ise değişkenlik göstermektedir. Başlangıçta normal olan değerler, tablo ilerledikçe yükselme eğilimi göster meye başlar. Son yıllarda nefrotik sendromlu şahıslarda lipoprotein (a)'nın da yüksek düzeylerde olduğu bildirilmiştir. Bu faktörlerin her biri koroner kalp hastalığı için tek başına birer risk faktörü olma özelliğine sahiptir. Bu faktörlerin hepsinin bir arada bulunması durumunda ise, nefrotik sendromlu hastaların koroner kalp hastalığının güçlü birer adayı haline gelmeleri kaçınılmaz olacaktır. Diğer taraftan yüksek konsantrasyonlardaki lipoprotein düzeylerinden glomerülleri korumak mümkün olmamaktadır. Lipidlere bağlı olarak meydana gelen glomerüler hasarın mekanizması tam olarak anlaşılamamış olmasına rağmen, glomerüllerin hiperlipidemiye karşı verdiği doku cevabının aterosklerozda gözlenen değişikliklere benzediğini düşündüren çok sayıda çalışma da mevcuttur.96 Bütün bu olaylar, nefrotik sendromlu şahıslarda yüksek lipid ve lipoprotein düzeylerinin tedavi ile kontrol altına alınmasının gerekli oldu ğu izlenimini uyandırmaktadır. 8u amaçla, daha önceleri denenmiş olan fibrik asit deriveleri, probukol ve safra asidi bağlayıcı reçineler gibi ilaçlar yan etkileri nedeni ile günümüzde pek kullanım alanı bulamamaktadırlar. Son yıllarda kolesterolün karaciğerdeki sentez hızını azaltan ve oldukça az yan etkiye sahip oldukları bildirilen HMG CoA redüktaz inhibitörlerinin kullanım alanına girmesi hiperlipidemi tedavisinde önemli bir adım olmuş tur. Bu çalışmada tedaviye cevapsız nefrotik sendromlu hastalarda bir HMG CoA redüktaz inhibitörü olan lovastatinin lipid parametreleri ön planda olmak üzere, bazı biyokimyasal parametreler, böbrek fonksiyonları ile günlük proteinüri miktarı üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Çalışma kapsamına çeşitli dönemlerde uygulanmış klasik nefrotik sendrom tedavilerine yanıt alınamamış, günde 3,5 g.'m üzerinde prote- inürisi devam etmekte olan, hiperlipidemisi de mevcut ve primer böbrek patolojisi bir tanesi hariç, böbrek biyopsisi ile belirlenmiş 8'i kadın 9'u erkek 17 hasta alınmıştır. Hastalarda kan kreatinin düzeyinin 2 mg/dl'nin altında olması şartı aranmış, diabetes mellitus, kronik karaciğer hastalığı, hipotiroidi, bilinen ailevi hiperlipidemi, aşırı şişmanlık, alkol alışkanlığı, diüretik veya beta bloker kullanımı olan ve son altı ay içinde böbrek fonksiyonlarında belirgin bozulma saptanmış olan hastalar çalışma kapsamı dışın da tutulmuşlardır. Çalışma, dört hafta süren diyet dönemini takiben, altı ay süren lovastatin ile tedavi dönemi ve iki ay süren“wash-out”dönemi olmak üzere üç fazdan oluşmuştur. Hastaların günlük kolesterol alımı 150 mg'ın altında tutulmuş ve kalori kısıtlaması yapılmamıştır. Lovastatin tedavisine akşam yemeğini takiben 20 mg/gün dozunda başlanmış, aylık kontrollerde kan lipid düzeylerinin tedaviye cevabına göre lovastatin dozu 20 şer mg. arttırılarak maksimum 2x40 mg/gün dozuna kadar çıkılması planlanmıştır. Hasta lar çalışmanın başlangıcında, diyet dönemi sonrasında, ilaç dönemini taki-97 ben ve“wash-out”dönemi sonrasında olmak üzere toplam dört kez değerlendirilmişler ve her bir dönemde glikoz, BUN, kreatinin, ürik asit, SGOT, SGPT alkali fosfataz, gamma-GT, LDH, CPK, total kolesterol, HDL-kolesterol, LDL-kolesterol, VLDL-kolesterol, trigliserid, apoA, apoA-I, apoB, total protein, albümin, günlük proteinüri miktarı ve GFR tayinleri yapılmıştır. Ayrıca hastalar istirahat esnasındaki sistolik ve diyastolik kan basınçları, vücut ağırlıkları ve ödem yönünden de değerlendirilmişlerdir. Çalışmamızda lovastatinin kan glikoz, BUN, kreatinin ve ürik asit değerlerini etkilemediği görülmüştür. SGPT, LDH, CPK, Alkali fosfataz ve gamma GT enzim aktiviteleri üzerine de olumsuz bir etkisi saptanmamış, ancak, SGOT aktivitesinde patolojik değeri olmayan, istatistiksel olarak anlamlı bir artış gözlenmiştir. Hastaların diyet dönemi sonunda hafif, fakat istatistiksel bakımdan anlamlı bir düşme gösteren total kolesterol, LDL-kolesterol ve apoB düzeyleri, lovastatin tedavisi sonrasında önemli ölçüde azalarak normal değerlere kadar inmiştir.“Wash-out”dönemi sonunda ise, lovastatin tedavisine göre anlamlı, ancak bazal değerlere ulaş mayan bir yükselme görülmüştür. Diyet döneminin VLDL-kolesterol ve trigliserid düzeyini etkilemediği, lovastatin dönemi sonrasında bu değerler de meydana gelen anlamlı azalmaların,“wash-out”dönemi sonunda ise, kay bolduğu anlaşılmıştır. Lovastatinin HDL-kolesterol, apoA ve apoA-I düzeyleri üzerine etkili olmadığı gösterilmiştir. Çalışmamızda total protein, albümin, günlük proteinüri ve GFR değerlerinde önemli değişiklikler görülmemiş, ayrıca çalışma boyunca hastaların kan basıncı değerleri ve vücut ağır-, tıklarında da değişme saptanmamıştır. Çalışma boyunca herhangi bir ciddi yan etki ile karşılaşılmamıştır. Özet olarak, bu çalışmada tedaviye dirençli nefrotik sendrom olgularında, mevcut hiperlipideminin tedavisinde özellikle 40 mg/gün dozunda kullanıldığında, lovastatinin etkili ve güvenilir bir ilaç olduğu izlenimi alınmıştır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- İmmunosupressif tedaviye dirençli nefrotik sendromlu hastalarda losartan ve enalapril tedavilerinin etkinliklerinin karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
LÜTFULLAH ALTINTEPE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1998
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Steroid dirençli nefrotik sendromda immünsüpresif tedavilerin karşılaştırılması
Comparison of immune suppressive treatments in steroid resistant nephrotic syndrome
MİHRİBAN DAĞLAR SÖĞÜTÇÜ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
NefrolojiGaziantep ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MİTHAT BÜYÜKÇELİK
- Steroid dirençli idiyopatik nefrotik sendromlu çocukların değerlendirilmesi
Evaluation of steroid resistant idiopathic nephrotic syndrome children
RAHİME RENDA
- Nefrotik sendromlu çocuklarda MDR-1 geni mRNA ekspresyonunun tedaviye cevabın belirlenmesinde rolü
The role of MDR-1 mRNA gene expression determining steroid treatment response in children with nephrotic syndrome
ÖZGÜ HANÇERLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıFırat ÜniversitesiDahili Tıp Bilimleri Bölümü
PROF. DR. METİN KAYA GÜRGÖZE
- Nefrotik sendrom ve poststreptokoksik glomerulonefritli çocuklarda anjiotensin konverting enzim gen polimorfizminin yeri
Başlık çevirisi yok
ÜMİT SIZMAZ ÇELİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYTÜL NOYAN