Estimation of optimum borehole points using software solutions
Yazılım çözümlerini kullanarak optimum sondaj noktalarının belirlenmesi
- Tez No: 393055
- Danışmanlar: DOÇ. DR. DENİZ TUMAÇ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Maden Mühendisliği ve Madencilik, Mining Engineering and Mining
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2015
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 93
Özet
Günümüzde hızlı artan nüfus ve endüstriyel gelişmeler, insanların refah seviyesinin yükselmesi ve teknolojik gelişmeler ile gün geçtikçe enerji gereksinimine olan talebi artırmaktadır. Dünya'da enerji üretim miktarı incelendiğinde neredeyse % 60 ile en büyük payı fosil kaynaklı yakıtların aldığı görülmektedir. Geleneksel enerji üretim yöntemleri çevre kirliliğinin en önemli nedenlerinden biridir. Ayrıca, fosil yakıtların yakın zamanda tükeneceği de bilinmektedir. Gelişmiş ülkelerde yenilenebilir enerji kaynakları olarak bilinen hidrolik, rüzgar, jeotermal, biyoküte, güneş, hidrojen, dalga vb. enerji kaynaklarından başta elektrik üretimi olmak üzere yaralanılmaktadır. Gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye'nin de artan nüfus ve büyüyen ekonomisine paralel olarak enerji kaynakları tüketimi her geçen gün artmaktadır. Türkiye'nin enerji yapısı % 72 oranında dışa bağımlıdır. Bu oranı azaltabilmek için bir yandan fosil enerji hammaddesi arama çalışmaları yürütürken, diğer yandan da yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyelinin belirlenmesi ve kullanımı çalışmaları devam etmektedir. Jeolojik olarak Alp-Himalaya dağ oluşum kuşağında yer alan Türkiye, genç tektonik dönemde kazanmış olduğu çok kırıklı yapısı ve geçirmiş olduğu volkanik faaliyetlerden dolayı jeotermal kaynaklar yönünden zengin konumdadır. Ülkemizin jeotermal ısı potansiyeli yaklaşık 31,500 MW termal olarak kabul edilmektedir. Türkiye'de jeotermal enerji çalışmaları yaklaşık 45 yıl önce Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından başlatılmıştır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarla yaklaşık 190 adet jeotermal alanın varlığı keşfedilmiştir. Bu alanların % 79'u Batı Anadolu'da, % 8,5'i Orta Anadolu'da, % 7,5'i Marmara Bölgesinde, % 4,5'i Doğu Anadolu'da ve % 0,5'i diğer bölgelerde yer almaktadır. Jeotermal enerji potansiyelinin araştırmalarında, sahanın ayrıntılı jeolojik, jeofiziksel, jeokimyasal ve sondaj çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Bu detaylı çalışmalar kısaca şu başlıklar altında özetlenebilir: Jeolojik çalışmalar ile formasyonların litolojik, stratigrafik, petrografik ve jeolojik incelemelerinin yapılması; Jeofizik çalışmalar ile yeraltı jeolojisinin incelenmesi; Fotojeolojik çalışmalar ile jeolojik, tektonik ve litolojik özelliklerin incelenmesi; Jeokimyasal çalışmalar ile su kimyasının incelenmesi; Sondaj çalışmaları ile yeraltı jeolojisi, hidrotermal alterasyon zonları, hazne ve örtü kayaların özellikleri, formasyonların litolojik-stratigrafik ve hidrolik özelliklerinin incelenmesi. Bu çalışma kapsamında, Honaz-Kaklık ve Acıgöl Grabenleri arasında yer alan lisanslı bir saha üzerinde yapılan jeotermal arama çalışmaları incelenmiştir. Lisanslı firma tarafından gerçekleştirilen bölgenin genel jeolojisi-stratigrafisi ve aktif fay yapısı ile ilgili raporlar detaylıca incelenmiştir. Lisanslı ruhsat sınırları içerinden farklı 22 noktadan sıcak ve soğuk su örnekleri alınmıştır. Alınan bu örnekler üzerindeki yüksek maliyetli olan major anyon ve katyon analizleri, izotop analizleri ve ağır metal analizleri ilgili lisanslı firma tarafından yaptırılmıştır. Böylelikle veri tabanımızda kullanılacak olan su sıcaklığı, pH ve elektriksel iletkenlik gibi fizikokimyasal parametreler elde edilmiştir. Jeotermal rezervuarın olma olasılığının bulunduğu -2500 m derinlik için bölgenin jeotermal gradyan özellikleri göz önünde tutularak su sıcaklık tahminleri yapılmıştır. Hedef alınmış derinliğin jeolojisi incelenmiştir. Denizli grubunda bulunan yeşil, kırmızı, sarı kil, kireçtaşı ve dolomit genellikle gözenekli kayaç türleridir. Kayaçlarda bulunan gözenekler birbirleriyle bağlantılı olmadıkları için bu kaya grubunun geçirgenliği sıfıra yakındır. Geçirgenliği olmayan kayaçlar da örtü kaya olarak kabul edilir ve hedef derinlik buna göre belirlenir. Bu araştırmada da Denizli grubun özellikleri hedef derinliğinin belirlemeye yardım etmiştir. 22 noktanın -2500 m derinliği için elde edilen sıcaklıklar, jeostatistiksel (GS+) program yardımıyla ruhsat sınırı içinde 60,000'den fazla noktanın sıcaklık tahmini yapılmıştır. Jeostatistiksel yaklaşımda kullanılan metot kriging metodudur. Bu metot bilinmeyen noktaya olan komşu noktaların ağırlıklı ortalamalarını kullanarak istatistiksel tahmin yapmaktadır. Böylece, 22 noktanın verilerini kullanarak bu noktalar arasında kalan binlerce nokta bu yaklaşım kullanılarak tahmin edilmiştir. Bu tahminlerin veri azlığından ötürü belirsizliği vardır. Fakat, bu belirsizliği her yeni kuyu açıldığında, yeni veriler ekleyerek azaltmak mümkündür. Bundan başka söz konusu su sıcaklığı olduğu için belirsizlik oranı biraz düşmektedir. Isı transferini ve suyun mevcut ısısını etrafına dağıtma şekli göz önüne alındığında, ısı dağılımı haritasının kullanılabileceği bilinmektedir. Micromine programının grafik çizimindeki avantajını göz önüne alarak ısı haritası oluşturulmuştur. Elde edilen grafiklerde düzeltmeye gidilmesinin gerekli olduğu belirlenmiştir. Çünkü sahanın baskın fay yapısı bu programda kullanılamamıştır. Fayların olduğu bölgelerde sıcak su olma olasılığının yüksek olduğu bilinen bir gerçektir. Bu sebepten ötürü; lisanslı firma tarafından yüksek maliyetler ödenerek yaptırılan gravite-manyetik çalışmaları esas alınmıştır. Elde edilen yeni verilerden yola çıkılarak GS+ programıyla tahmine geri dönülmüştür. Böylece, lisanslı saha için daha gerçekçi bir ısı dağılımı elde edilmiştir. Sonuç olarak, bölgede jeotermal arama yapılabilmesi için 3 sondaj noktası önerilmiştir ve her birinin avantajlı ve dezavantajlı tarafları belirtilmiştir. İlk açılacak olan sondaj kuyusunda test etmeden önce, bazı log çalışmalarının yapılması önerilmiştir. Bu log çalışmalarında sahanın belirli derinliklerinde olan kayaç türleri hakkında daha fazla bilgi edinebilir. Bundan başka, kuyu logunun yardımı ile kil ve sondaj sırasında ortaya çıkabilecek riskleri de ortaya çıkarılabilir. Logun en önemli avantajı ise özdirenç loglarının sondaj noktasının belirli bir çevresinin elektrik dayanıklılığını ölçmesidir. Elektrik dayanıklılığını belirlemekle, yanlızca kuyunun olduğu yerde değil, kuyunun yüzmetrelerce ilerisindeki yeraltı sularını, ve suların sıcaklığını belirlemekte mümkündür. Bu çalışmaların güvenirliği elbette ki tartışılabilir. Güvenirliği artırmak için daha çok girdi parametresine ihtiyaç vardır. Bu çalışma, sondaj noktası tahmini için kısıtlı verilerden sonuca ulaşılıp ulaşılmayacağını incelemektir. Gerçekçi sondaj noktasına MT yöntemi ile daha kolay ulaşılabilir, fakat bu yöntem pahalıdır. Elde edilen sonuçların doğruluğu MT yöntemi ile test edilebilir. Bu çalışmada kullanılan GS+ ve Micro-mine yazılımlarının girdi parametreleri var olan veri tabanından seçilmiştir. Sayısallaştırılan değerlerde kabuller yapılmıştır. Her yapılan kabul, jeolojinin karmaşıklığı göz önünü alındığında bir bölgeden diğer bölgeye farklılık gösterebilir.
Özet (Çeviri)
Nowadays, increment in population, industrial developments, life style of people, and technological progresses lead to rise in demand for energy sharply. It is obvious that 60% of the energy share belongs to fossil fuels reserves. Conventional methods are major systems that create pollution for environment. Besides, the reserves will be come to an end in a certain time of period. Developed countries are now using renewable energy methods such as hydraulic, wind, geothermal, biomass, solar energy, hydrogen based energy, wave energy on conducive to produce energy. Mostly those sources are beneficial for electrical energy. The energy demand of Turkey, one of the developing country, is increasing with rise of economy, population, industry, and consumption of resources. Turkey's foreign based energy dependent rate is 72%. In one hand the exploration of fossil fuels, in other hand defining potential of the renewable energy resources works are carrying out. Turkey is situated in the place of formation of Alp and Himalayas mountain belts. Very fractured structure while gained young tectonic period indicates that this region is rich of geothermal resources. The geothermal heat potential of Turkey is considered about 31.500 MW thermal. The first exploration in this country was started 45 years ago by General Directorate of Mineral Research and Exploration (MTA). 190 geothermal fields have been discovered until today during exploration work. The shares of the discovered field are given below. 79% in Western Anatolia, 8.5% of Central Anatolia, 7.5% in Marmara region, 4.5% in Eastern Anatolia, and 0.5% other. In exploration of geothermal field, geological, geophysical, geochemical, and drilling study should be carried on. These particular studies can be summarized with specific headings. To figure out of the lithological, stratigraphical, petrographical parameters of the field in terms of geology; to examine geophysical properties such as subsurface geophysics; to learn geological, tectonic, and lithological properties with the help of photogeology studies; To examine water chemistry with geochemical studies; To get acquainted with subsurface geology, hydrothermal geology, alteration zones, reservoir, cap rock's properties, lithological-stratigraphic and hydraulic properties of the formation with the help of drilling work. In this study, geothermal exploration work is investigated for an area located between Honaz-Kaklık and Acıgöl grabens. General geological stratigraphy and active faults in the field were investigated by the company in the area licensed. From 22 points hot water and cold water samples were taken. The major analyses were executed by the company as anion-cation analysis and heavy metal analysis. Hereby data which contains pH, electric current, and petrophysical parameters were obtained to create a database. The heat estimation was obtained for the target zone that considered existence of water in particular depth -2500 m. The target depth was investigated in terms of geology and stratigraphy of the field. Denizli group has green yellow red shale, limestone, and dolomite. This type of formations has no permeability although they have porous rock. Rock that has no permeability, considered cap rock for the reservoir. That is why the depth of this rock group became a target depth for this field. Below this rock group there is porous, high permeable limestone which regarded suffient reservoir to start a production. Nonetheless, based on geothermal gradient for the region was used for getting accurate result. Heat data that got from 22 sample points were used in Geostatistical program (GS+) in order to make estimation in terms of heat temperature, more than 60000 data were obtained. Considering Micromine software advantage in drawing more accurate graphic, data from Geostatistic program were used in Micromine program. The resultant graph's uncertainties were mentioned on the interpretation part. The field has certain water zones, and the resultant graph cannot be applied for all area since dominant faults were not used as a parameter in the softwares. It is obvious that presence of water depends on presence of faults and their structure. That is why the main investigation was based on the gravity and magnetic study was done by the company which was very costly. Obtained new data merged with data received from mining softwares (GS+, and Micromine) so that the more accurate temperature distribution was obtained at the end. Consequently, 3 drilling target coordinates were proposed, and their advantages and disadvantages were interpreted. Surely, the result of the geostatistical approach might be discussed. There is a necessity of more input parameter to increase accuracy of results. In this study, the availability of getting accurate result of optimum borehole coordinate was checked with the limited drilling data. The exploration optimum borehole coordinate could be obtained with MT (Magnetotelluric) method which is very expensive. However in the further stages results might be checked with MT method. In this study, the input parameters were selected for softwares. Numerical input values were correlated in terms of geology, lithology, and temperature. During software application, the only parameter used as an input was temperature. Since the study was focused on first exploration well to start drilling and test the reservoir. Temperature of the target depth were much significant on this stage. For instance temperature distribution data were sufficient to make a modeling on mining software as GS+. The only disadvantage were number of data provided from surface. However, r2 value for modeling was 87% which can be considered sufficient for kriging application. In last section of the study contains suggestions for further work. For instance after every new exploration or production well new data will be added as an input. The software application might be rerun after every new data input to decrease uncertainty of the result.
Benzer Tezler
- The assessment of deep excavation performance of a high rise residential complex, in Bayraklı, Izmir
Bayraklı İzmirde çok katlı bir konut projesine ait derin kazının performans değerlendirmesi
ATALAY MERT TURGUT
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
İnşaat MühendisliğiOrta Doğu Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KEMAL ÖNDER ÇETİN
- Avdan kömür sahası özelinde çok damarlı kömür kaynaklarının modellenmesi
Modeling of multi-veined coal resources at Avdan coal site
YUSUF TÜRKMEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Maden Mühendisliği ve Madencilikİstanbul Teknik ÜniversitesiMaden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CÜNEYT ATİLLA ÖZTÜRK
- Estimation of optimum reaction conditions for the production of rongalite
Başlık çevirisi yok
Z.BİNNUR KAMALI DİNLER
- Türkiye referans evapotranspirasyon değerlerine sıcaklık ve relatif nem etkilerinin araştırılması ve en uygun hargreaves-samani denkleminin belirlenmesi
Determination of optimum hargreaves-samani equation for estimation of reference evapotranspiration in turkey of region
FATMA YAVUZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
İnşaat MühendisliğiErciyes Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. HATİCE ÇITAKOĞLU
- Bazı mermer birimleri için optimum plaka kesme koşullarının araştırılması ve mermer malzeme özellikleri ile ilişkilendirilmesi
Investigation of optimum stripe sawing conditions for some marble units and relations with rock properties
ASKERİ KARAKUŞ
Doktora
Türkçe
2007
Maden Mühendisliği ve MadencilikCumhuriyet ÜniversitesiMaden Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF.DR. ATİLLA CEYLANOĞLU