Erste fremdsprachenwahl in der fremdsprachendidaktik im primᾱr- und sekundᾱrbereich: Zu wahlkriterien aus pᾱdagogischer und struktureller perspektive
İlk ve orta öğretim yabancı dil eğitiminde birinci yabancı dil seçimi: Pedagojik ve yapısal açıdan tercih ölçütleri üzerine
- Tez No: 398250
- Danışmanlar: PROF. DR. ERGÜN SERİNDAĞ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
- Anahtar Kelimeler: Çokdillilik, ikinci yabancı dil, dil politikaları, yabancı dil öğretimi
- Yıl: 2015
- Dil: Almanca
- Üniversite: Çukurova Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Alman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 113
Özet
Bir çok ülkede incelenen ve üzerine bilimsel çalışmaların yapıldığı bir alan olan eğitim politikaları, çok boyutlu ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu politikaların genel olarak başarılı olabilmesi için alt dallarının iyi bir şekilde planlanması ve üzerinde çalışılması gerekir. Bu bağlamda incelenmesi gereken konulardan biri de eğitim politikalarının alt bir dalı olan yabancı dil politikasıdır. Temelde Türkiye'deki yabancı dil politikasından (politikasızlığından) kaynaklanan nedenlerden dolayı yabancı dil etkin bir biçimde öğretilememekte ve bunun yansıması olarak da Türkiye'nin dünya sıralamalarında üçüncü dünya ülkelerinin çoğundan daha geride olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Zira bir ülkenin yabancı dil politikasının en önemli ayağı kuşkusuz hangi yabancı dillerin öğretileceği ve bunların nasıl sıralanacağı konusudur. Bilindiği üzere yaygın olarak ülkemizde birinci yabancı dil olarak İngilizce öğretilmektedir. Bu çalışmanın amacı, hem pedagojik ve yapısal açıdan hem de Avrupa'nın savunduğu çokdillilik politikası açısından bu seçimin ne kadar isabetsiz olduğunu ortaya koyarak İngilizcenin yerini ve önemini göz ardı etmeden, sadece İngilizcenin birinci yabancı dil olarak öğretilmesinin öğrenilmesi gereken diğer yabancı dilleri olumsuz etkilediğine parmak basmaktır. Bununla birlikte İngilizceden yapısal açıdan daha kapsamlı ve karmaşık olan Almancanın birinci yabancı dil olarak öğretilmesinin pozitif sonuçlarından faydalanarak öğrencileri hem birinci hem de ikinci yabancı dilde etkin bir şekilde yetiştirmek, çokdillilik politikasının bir gereğidir. Çünkü ilerleyen yaşlarda yapısal olarak daha kapsamlı olan Almancayı öğrenmek öğrencilere zor geldiği gibi, birçok bilim adamı da böyle bir dilin daha erken yaşta kavranmasının daha kolay olduğunu savunmakta ve ardından göreceli olarak daha kolay olan bir dili yüksek motivasyon ile kısa sürede öğrenildiğini söylemektedir. Bunun yanı sıra ikinci yabancı dildeki motivasyon eksikliği de sıkça görülmekte olan problemlerden birisidir. Bu sıralama değişikliğinin bu sorunu da ortadan kaldıracağı görüşündeyiz. Çünkü küçük yaşta öğretilmiş olan Almanca, Almanca ve İngilizcenin dilbigisi ve sözcük dağarcığı gibi dilsel birçok alanda birbirine benzer diller olmasını temel alarak yapılan ikinci yabancı dil İngilizce derslerinde Almancadan yararlanılabiliyor olması öğrencide“ben bunu zaten biliyorum”duygusuna yol açtığı gibi olumlu motivasyona da yol açacaktır. Göz ardı edilmeyecek başka bir etken ise öğrencilerin ikinci yabancı dili öğrenmeye başladığı yaştır. Zira dokuzuncu sınıfta zorunlu olan ikinci yabancı dil öğretiminin başlamasında öğrenciler ergenlik dönemindedir (ortalama 15 yaşlarındadır) ve yabancı şarkılara, filmlere ve ünlülere yani kısacası İngilizce aktarılan tüm dış dünyaya çok merak salmışlar ve bu sebepten de İngilizceye dört elle sarılıp, severek ve isteyerek İngilizceyi öğreneceklerine hiç kuşku yoktur, ancak aynı şeyi Almanca için söylemek maalesef söz konusu değildir. Bu çalışmada, yukarıda ortaya konulan düşünceleri ve açıklamaları doğrulamak adına araştırmalar yapılmış ve yapılan anketlerle elde edilen bilgiler incelenerek bu bağlamda ulaşılan veriler neticesinde birinci yabancı dil olarak Almanca öğrenen öğrencilerin ikinci yabancı dil olarak İngilizceyi daha kolay kavradıkları ve her iki dili de etkin bir şekilde öğrenebildikleri bulgularına ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra öğrencilerin İngilizce öğrenirken Almancadan faydalandıkları ve ilerleyen zamanlarda üçüncü bir yabancı dil öğrenmek istedikleri de sonuçlar arasında yer almaktadır.
Özet (Çeviri)
In vielen Lӓndern, wurden über den Bereich der Bildungspolitik, die eine multidimensionale und komplizierte Anatomie besitzt, unzӓhlige wissenschaftliche Arbeiten gemacht. Damit diese Bildungspolitik allgemein erfolgreich funktionieren kann, müssen ihre Unterabteilungen gut geplant und überarbeitet werden. In diesem Zusammenhang ist ein untersuchungsrelevantes Thema die Fremdsprachenpolitik, die eine Unterabteilung der Bildungspolitik ist. Im Grunde können Fremdsprachen in der Türkei wegen der Fremdsprachenpolitik nicht effizient gelehrt werden, das sich wiederum damit spiegelt, dass die Türkei in Ranglisten, welche die Englischkenntnisse betrifft, nach vielen Dritte Welt Lӓndern kommt. Denn der wichtigste Zweig der Fremdsprachenpolitik eines Landes ist umstritten das Thema der zu lehrenden Sprachen und deren Reihenfolge. Wie man schon bereits weiss, wird in unserem Land verbreitet Englisch als erste Fremdsprache gelehrt. Der Zweck dieser Arbeit ist, ohne die Relevanz des Englischen zu leugnen, darzulegen, wie unzutreffend diese Wahl aus sprachpӓdagogischer, struktureller und der bestrebten Mehrsprachigkeit Europas ist und Aufmerksamkeit darauf zu geben, dass die zuerst gelernte englische Sprache die zulernenden anderen Fremdsprachen negativ beeinflusst. Die Mehrsprachigkeitspolitik macht es notwendig den Schüler mindestens zwei Fremdsprachen aktiv zu lehren, deshalb ist es zutreffend mit Deutsch zu beginnen, die Dank ihrer komplizierten und umfangreichen Struktur positiven Einfluss auf das Englische hat und somit die Schüler sowohl in der ersten, als auch in der zweiten Fremdsprache effizient ausgebildet werden. Denn in den folgenden Jahren, finden die Schüler die deutsche Sprache, deren Struktur umfangreicher ist, schwieriger. Auch Wissenschaftler plӓdieren dafür, dass es leichter ist solch eine vii strukturierte Sprache im jungen Alter zu bewӓltigen und im Nachhinein eine verhӓltnismӓβig leichtere Sprache mit groβer Motivation und in kurzer Zeit zu lernen. Darüberhinaus ist auch das Fehlen der Motivation bei der zweiten Fremdsprache eines der weiteren Probleme. Wir sind der Ansicht, dass diese Verӓnderung der Reihenfolge auch dieses Problem beseitigen wird. Denn das im jungen Alter gelernte Deutsch, welches in Bereichen wie Grammatik und Wortschatz Ᾱhnlichkeit mit dem Englischen aufweist, löst bei den Schülern ein“das wusste ich schon”Effekt aus und führt zur Erhöhung der Motivation in der zweiten Fremdsprache. Ein weiterer Grund, der nicht auβer Acht gelassen werden darf, ist das Alter des Schülers beim Anfang des Lernens der zweiten Fremdsprache. Denn in der neunten Klasse, wo die zweite Fremdsprache als Pflichtfach unterrichtet wird, sind die Schüler durchschnittlich 15 Jahre alt und bereits im pubertӓrem Alter. Sie besitzen eine natürliche Neugier auf fremde Lieder, Filme und Berühmtheiten, also zusammenfassend gesagt auf die englische Auβenwelt. Aus diesem Grund besteht kein Zweifel daran, dass sie die zweite Fremdsprache Englisch mit groβer Motivation und Eifer lernen werden; das Gleiche kann man leider nicht für Deutsch behaupten. Um die oben genannten Behauptungen und Darlegungen bestӓtigen zu können wurden Untersuchungen durchgeführt. In diesem Zusammenhang haben die Untersuchungergebnisse gezeigt, dass Schüler, die mit erster Fremdsprache Deutsch beginnen, die zweite Fremdsprache Englisch mühelos meistern und beide Sprachen effektiv lernen können. Darüber hinaus kam zum Vorschein, dass die Schüler beim Englischlernen aus ihren Deutschkenntnissen profitieren und sowie hochmotiviert sind spӓter eine dritte Fremdsprache zu lernen. Schlüsselwörter: Mehrsprachigkeit, zweite Fremdsprache, Fremdsprachenpolitik,Fremdsprachendidaktik
Benzer Tezler
- Die rezeption des begriffes ?heimat? in drei generationen, der in Deutschland lebenden Türken ein beitrag zur soziolinguistik und semiotik
Almanya?da yaşayan birinci, ikinci ve üçüncü kuşak Türklerin ?vatan? algılaması. Göstergebilim ve sosyodilbilim açısından bir araştırma
SEDAT ŞAHİN
Doktora
Almanca
2009
Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiAlman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SÜLEYMAN YILDIZ
- Aşırı doldurma sistemlerinin incelenmesi ve aşırı doldurmanın motor büyüklüklerine etkilerinin teorik etüdü
Başlık çevirisi yok
CÜNEYT TAÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
1994
Makine MühendisliğiYıldız Teknik ÜniversitesiMakine Mühendisliği Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ADNAN BALIK
- İstanbul'un iktisadi coğrafyası (20 yy.'ın ilk yarısı)
Wirtschaftliche erdkunde von Istanbul (Erste helfte vom 20. yh.)
BÜNYAMİN DEMİR
- Max Horkheimer'de nesnelleşme ve özgürleşme sorunu
Das problem der verdinglichung und emanzipation bei Max Horkheimer
ÇETİN VEYSAL
Doktora
Türkçe
2003
FelsefeHacettepe ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF.DR. HARUN TEPE
PROF.DR. ULUĞ NUTKU