Geri Dön

Moleküler otopsi: Ani beklenmedik ölüm olgularının postmortem KCNQ1 genetik varyasyonu açısından değerlendirilmesi

Molecular autopsy: Evaluation of sudden unexpected death cases in terms of KCNQ1 genetic variation

  1. Tez No: 408482
  2. Yazar: KENAN KAYA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. METE KORKUT GÜLMEN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Adli Tıp, Genetik, Moleküler Tıp, Forensic Medicine, Genetics, Molecular Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Çukurova Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Adli Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 82

Özet

Amaç: Bilinen bir hastalığı olmayan kişinin ölü bulunması veya kısa bir süre içinde nedeni anlaşılamadan ölmesi, bilinen bir hastalığı olan ancak bu hastalığı ölüme neden olacak bir klinik göstermeyen kişinin ölmesi genellikle yakınları tarafından beklenmedik ölüm olarak değerlendirilir. Bu tarz olgularda ölüm sebebinin anlaşılabilmesi için otopsi yapılması gereklidir. Otopside tüm incelemelerin yapılmasına rağmen bazı olgularda ölüm nedeni ortaya çıkarılamaz ve bu durumlar negatif otopsi olarak adlandırılır. Bu grup gelecek adli tıbbının çözüm bekleyen sorunlarının başında gelmektedir. Yapılacak moleküler otopsi uygulamaları da negatif otopsi oranlarını düşürmek adına yapılması gereken çalışmaların başında gelmektedir. Bu sebeple ani beklenmedik ölüm olgularında postmortem KCNQ1 genetik varyasyonu açısından değerlendirme yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: T.C.Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi'nde otopsileri yapılan ve ölüm nedenleri ileri çalışmalara rağmen saptanamayan, ani beklenmedik ölüm kapsamındaki 0 – 50 yaş arası olgular çalışmamız kapsamına alınmıştır. Olgulardan alınan örneklerin patolojik incelemeleri yapılarak, tüm tıbbi ve adli geçmişi incelenmiş ve ayrıca EDTA'lı tüplere alınan kan örneklerinde Anabilim Dalı'mızda ''KCNQ1'' genetik varyasyonu açısından değerlendirme yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamıza 42 ani-beklenmedik ölüm olgusu ve 5 kontrol grubu olmak üzere toplam 47 olgu dahil edildi. Ani-beklenmedik ölüm olgularından 0-50 yaş grubu olan olgular çalışmaya alındı. 42 olgudan 15'inin (% 35,7) 40 – 50 yaş aralığında olduğu ve olgu sayısının yaşla birlikte arttığı gözlendi. Olguların 29'u (% 69) erkek, 13'ü (% 31) kadın idi. Olguların Vücut-Kitle İndeksine göre değerlendirmeleri Dünya Sağlık Örgütü Vücut-Kitle İndeksi Sınıflamasına göre yapıldı. En fazla 21 olgu (% 50) ile normal kilolu olguya rastlandı. Olgularımızın tüm olgular içerisinden rastgele seçilmiş olmaması sebebiyle obezite-risk değerlendirilmesi yapılamadı. Olguların ölüm yerlerine göre dağılımları yapıldı. 17 olgunun (% 45,9) evde öldüğü görüldü. 5 olgunun ise ölüm yeri kayıtlarına ulaşılamadı. Tüm olguların patolojik değerlendirmeleri yapıldı. (Myokard-koroner arter ve kardiyak ileti sistemi) Patolojik çalışmalar sırasında Hematoksilen-Eosin boyama yöntemi kullanıldı. Özellikle ileti sistemine ait çalışmalarda SA nodda 9 olguda (% 21,4), AV nodda 13 olguda (% 30,9) fibrozis ve yağlı değişikliğe ait görünüm izlendi. Olgulara ait KCNQ1 genetik analizlerimiz sonucunda; ekzon 13 1638. nükleotitidinde ve ekzon 16 1986. nükleotid pozisyonunda sekans varyasyonları tespit edildi. Çalışmamızda tespit edilen sekans varyasyonları birçok çalışmada mutasyon olarak yorumlanmıştır. Ancak mutasyon hakkında gerçekçi yorum yapılabilmesi için daha geniş serilerde çalışılması ve daha zengin primerlerin kullanılması gerektiği kanısındayız. Sonuç: Özellikle ileti sistemi patolojisi tespit edilen ve KCNQ1 genetik analizi sonucunda sekans varyasyonları tespit edilen olgular, bize negatif otopsi oranlarını düşürmek için bu uygulamaların rutin uygulamalar arasına girmesi gerektiğini göstermektedir. Genetik analizler yapılmadan otopsinin sonlandırılmaması gerektiği Avrupa Kardiyovasküler Patoloji Birliği tarafından da önerilmektedir. Bu şekilde ölüm nedeni saptanamayan olguların azalacağı ve adaletin daha hızlı işlemesine katkıda bulunacağına ve genetik analizler doğrultusunda kişinin ailesinde gelişebilecek muhtemel bir ölüme karşı önlemler alınabileceğine inanılmaktadır.

Özet (Çeviri)

Aim: Deaths occuring without a known disease and/or a known cause, deaths with non-lethal diseases are interpretated as sudden-unexpected-suspected deaths. Autopsy should always required to evaluate the cause of death. Some of the cases can be termed as negative autopsy since the cause of death can not be determined. This is one of the main interests of the future forensics. Molecular autopsies are one of the main practices of to reduce the negative autopsy ratios. Thus, post-mortem KCNQ1 genetic variation tests are done in sudden unexpected death cases. Material and methods: In this study 0 – 50 years old sudden-unexpected-suspected deaths autopsy cases were handled from the Morgue Department of the Adana Branch of the Forensic Medicine Council of Turkey. Samples taken from cases were evaluated pathologically, all medical and forensic history was examined and also“KCNQ1”genetic variation tests were done with blood samples taken into EDTA vials in our Department. Results: This study included 47 cases of 42 sudden unexpected death cases and 5 control group. Cases of 0 – 50 age group were included in sudden-unexpected death cases. 15 of 42 cases were between 40 – 50 age group and number of cases were increasing with age. 29 of cases (% 69) were male while 13 (% 31) were female. Evaluation of body-mass index of cases were done with World Health Organization Body-Mass İndex Classification. Normal weighted cases were the most common with 21 cases (% 50). Obesity-risk evaluation couldn't be done because our cases were not chosen randomly among all cases. All cases were distributed according to death locations. 17 cases had died (% 45,9) at home. Death location records of 5 cases couldn't be found. Pathological examinations of all cases were done (Myocardium-Coronary Artery and Cardiac Conduction System). Hematoxylin eosin staining method used during pathological examinations. We had identified fibrosis and fatty change appearances in SA node of 9 cases (% 21,4) and AV node of 13 cases (% 30,9) especially in conduction tissue examinations. As the result of KCNQ1 genetic analysis of cases, we identified sequence variations in 1638th nucleotid of exon 13 and 1986th nucleotid of exon 16. Although sequence variations identified in our study was interpreted as mutations in several studies, we believe that studies should be made in larger series and more primers should be used for realistic interpretations. Conclusion: Cases with conduction system pathology and sequence variations of KCNQ1 genetic analysis shows that we are in need of these tests among routine practice to reduce negative autopsy ratios. European Cardiovascular Pathology Assosication recommends not to finalise an autopsy without genetic analysis. These new methods and use of molecular autopsy will sure reduce the negative results and will explain the cause of deaths to us. Genetic analysis will give us the opportunity to explain the cause of deaths and the precautions that has to be taken for both justice and the relief of the families.

Benzer Tezler

  1. Yeni Cami'nin akustik açıdan performans değerlendirmesi

    Evaluation of the acoustical performance of the New Mosque

    EVREN YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEVTAP YILMAZ DEMİRKALE

  2. Akut miyokard enfarktüsünde mikro-rna biyobelirteçlerinin sıçan modelinde postmortem tanısal değeri

    Postmortem diagnostic value of microrna biomarkers in a rat model of acute myocardial infarction

    EMİNE GÜL TAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Adli TıpMarmara Üniversitesi

    Adli Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURŞEN TURAN YURTSEVER

  3. Koroner arterlerinde aterosklerozu bulgusu olan dokularda ağır metal birikiminin moleküler yöntemler ile incelenmesi

    Investigation of heavy metal deposition in tissues with athosclerosis in coronary arteries by molecular methods

    ONUR YOLAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    BiyolojiHaliç Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMİNE ESRA KASAPBAŞI

  4. Investigating the role of HIF-1α in regulating Na+/K+-ATPase pump in in-vitro İschemic heart model

    İn-vitro iskemik kalp hastalığı modelinde Na+/K+-ATPaz pompasının düzenlenmesinde HIF-1α'nın rolünün araştırılması

    GİZEM GENÇAY

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Moleküler TıpAcıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi

    Moleküler ve Translasyonel Biyotıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMEL BALOĞLU

  5. İlerleyici supranükleer felç'li insan beyin dokularında mikrorna profillerinin karşılaştırılması

    Comparison of microrna profiling of progressive supranuclear palsy in human brain tissues

    DERYA ÖZCİĞER ŞENALP

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Genetikİstanbul Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BEDİA PALABIYIK

    PROF. DR. MUSTAFA CENGİZ YAKICIER