Geri Dön

Vergi sosyolojisi çerçevesinde gelir vergisi uygulamasının sosyal amaçlar açısından analizi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 41224
  2. Yazar: H. HÜSEYİN SAVAŞ
  3. Danışmanlar: PROF.DR. ÜSTÜN DİKEÇ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ekonomi, Maliye, Economics, Finance
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1995
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Maliye Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 151

Özet

ÖZET Sanayi devrimini takibeden dönemden itibaren toplumsal formasyon olarak görülen yapılanma biçimi; sosyal sınıflaşma biçimidir. Sosyal sınıflaşma, daha önceki dönemde görülen tabakalaşma biçimlerinden farklı olarak sosyal sınıflaşma formasyonunda hukuksal, kalıtsal ya da dinsel belirlemelere bağlı olmaksızın kişinin sınıfsal konumu, bilgi ve becerilerine bağlı olarak ve iş bölümü çerçevesinde belirlenmektedir. Sosyal sınıflaşma biçimine göre oluşan toplumsal yapılanma biçiminde, yine diğerlerinden farklı olarak, sınıfsal roller ve statüler donmuş değildir ve sosyal mobilite olanakları her zaman için söz konusudur. Ancak, kişilerin hayatta alacakları rolleri elde edişlerinde fırsat eşitliğine sahip olmamaları ve benzeri nedenler, mobilite olanaklarını sınırlayabilir. Bu durum, kişilerin sınıfsal konumlarını olumsuz yönde etkiler. Sosyal sınıfların belirlenmesinde, yaşama tarzı, gelir düzeyi ve sınıf bilinci olmak üzere bazı kriterler kullanılmaktadır. Bu üç kritere göre belirlenen sınıflaşma yapısı, alt-orta ve üst şeklinde bir sosyal sınıf piramidi olarak ortaya çıkmaktadır. Bu kriterlerden sadece bir tanesi ile sosyal sınıfların belirlenme imkanı yoktur. Çünkü, bu kriterlerden özellikle, yaşama tarzı ve gelir düzeyi arasında çok yönlü ve sıkı bir ilişki söz konusudur. Gelir düzeyine bağlı olarak kişiler belli bir tüketim standardına ulaşırken, aynı zamanda, yaşama tarzının maddi yönü de belirlenmektedir. Ancak, gelir düzeyinin devamlılık arzetmesi halinde, yaşama tarzının maddi olmayan yönü, gelir düzeyinden olumlu yönde etkilenmektedir. Dolayısıyla, temel bölüşüm ilişkileri sonucunda gelir dağılımının adil olarak dağılması mümkün olmadı ğından, devlet, sosyal politika araçlarından özellikle gelir vergisini kullanarak gelirin yeniden dağıtımı yoluyla, gelir dağılımında nispi eşitliği sağlayabilir. Böylece, bir yandan sağlıklı bir sosyal sınıflaşma yapısı diğer yandan da kalabalık ve güçlü bir orta sınıf oluşturulabilir. Bu bağlamda, 1980'den sonra, Arz Yönlü İktisadi yaklaşım çerçevesinde uygulanan ekonomik istikrar programının öngörüsü doğrultusunda, gelir vergisi uygulamalarında yapılan düzenlemeler ile sosyal sınıfların iktisadi durumlarında ve sosyal sınıflaşma yapısında meydana gelen değişiklikler, gelir vergisinin sosyal adaleti sağlama yönündeki fonksiyonu açısından değerlendirilmektedir. İncelenen dönemde, gelir vergisi, sosyal adalet fonksiyonunu ne ölçüde başarabilmektedir? Bilindiği gibi, sosyal adalet, vergilemede adaletin sağlamasının ötesinde, artan orantılık sayesinde yüksek gelirlilerden daha fazla, buna karşılık düşük gelirlilerden daha az vergi alınmasını, emek ve sermaye gelirlerini farklı vergilemeyi, hatta, fizyolojik gereksinimlerini ancak karşılayabilecek seviyedeki gelirleri vergi dışında bırakmayı öngörmektedir. Gelir vergisi bu yolla, aynı gelir düzeyindekiler arasında yatay adaleti, farklı gelir düzeyindekiler arasında da dikey adaleti sağlamaktadır. Gelir vergisinden beklenen busosyal amacı gerçekleştirirken, sosyal sınıfların sınıfsal konumlarına sosyolojik anlamda tam olarak oturtulmalarında da işlev görmektedir. Böylece, temel bölüşüm sonunda oluşan gelir dağılımının meydana getirdiği olumsuzlukları telafi ederek, toplumsal bansın sağlanması da mümkün Jjale gelecektir. Alt sınıf mensuplarının elde ettikleri düşük gelirlerini, o toplum için belirlenmiş en az geçim seviyesinde bir gelir miktarını vergi dışı bırakarak, kendilerini güvende hissetmelerine yetecek psikolojik bir rahatlık sağlamalarına ve bu yolla, bu sınıftakilerin uzun vadede bir üst sınıfa geçme olanaklarını sağlamalarına sebep olabilecek; yüksek gelir elde eden kesimi ve spekülatif kazançları da daha yüksek oranlarda vergile yerek, gelirlerini orta sınıf düzeyine indirebilecek; böylece, alt ve üst sınıftan katılımlarla kalabalık bir orta sınıfın oluşumuna imkan sağlayabilecektir. 1980'li yıllarda uygulanan gelir vergisinin, bu amaçları yerine getirebilmesi için gerekli niteliklerden yoksun olması, bu vergiden beklenen sosyal adaleti sağlama işlevi bir yana, adeta, adaletsizliğin kaynağı haline getirmiştir, öyle ki, bu dönemde gelir vergisinin 2/3'ü, hemen tamamı alt ve orta sınıf içinde bulunan ücret ve maaş geliri elde edenler tarafından ödenmektedir. Bu durumun başlıca nedenleri: uygulanan ekonomik yaklaşıma göre, gelir dağılımında adaletin sağlanması amacının ikincil bir konumda olması; uzun süreli enflasyonun gelir vergisinin yapısında yarattığı tahribat için gerekli önlemlerin alınamaması; kamu kesimi borçlanma gereğinin yüksek seviyelerde seyretmesi; bu olguların da etkisi ile gelir vergisinin ün'ıter yapısının bozulması, vergi kaçırmanın yaygınlığı nedeniyle artan oranlılığın tersine işlemesi ve gerçek usulden uzaklaşma pahasına götürü usulün ve götürü usul araçlarının yaygınlaştınlmasıdır. Bu dönemde yapılan gelir dağılımı araştırma sonuçlarına göre, emek geliri elde edenlerin milli gelir paylarında önemli düşmeler görülmektedir. Gelir paylarında azalma olmasına rağmen, bu kesimin vergi ve benzeri kesintiierindeki artış; gelir dağılımındaki eşitsizliğin daha da derinleşmesine yol açmaktadır. Bu duruma, enflasyon da olumsuz katkılarda bulunmaktadır. Gelirlerini enflasyona endeksleyemeyen maaş ve ücretli kesimler, sınıfsal konumlarının maddi olmayan unsurlarına sahip oldukları halde gelir düzeylerindeki düşüş nedeniyle, alt sınıfa düşmüşlerdir. Gelirlerini enflasyon koşullarında da artırabilen sermaye geliri sahipleri, özellikle faiz geliri elde edenler, sınıfsal konumlarını gelirlerindeki artışa paralel olarak yükseltebilmeyi başarmışlardır. Ancak, bir üst sınıfın yaşama tarzına sahip olmadıkları halde sadece gelir düzeyindeki artış yoluyla elde edilen dikey mobilite, sınıfsal konuma tam oturamama sonucunu doğurmakta ve gösteriş tüketimi eğilimini artırmaktadır. Sosyolojik anlamda sınıflara tam oturmuşluğun sağlanamaması, toplumsal bansın bozulmasının ve toplumsal huzursuzluğun en önemli nedeni olarak ortaya çıkmaktadır.

Özet (Çeviri)

SUMMARY The type of formation which was seen as social arrangement dating from the period following the Industrial Revolution is social classification. Social classification differs from the previous types of classification. In that, social classification does not depend on legal, hereditary or religious determinations. But it is determined according to one's social position, knowledge and skills around division of labor. In this type of social formation, contrary to others social roles and positions are not suspended and social mobility possibilities are always available. However persons having no equal chances during gaining the roles that they will get in their life and similar reasons can limit mobility possibilities. This situation influences persons social statuses in negative aspect. In determination of social classes same criterians like life style, level of income and class conscious are used. Social classification, determined according to these three criterions appears as a social class pyramid which includes three levels in the form of lower, middle and upper. It is impossible to determine social classes using only one of these criterions. Because from these criterions especially between life style and level of income while persons reache a certain standard of consumption at the same time material side of life style is determined. However if level of income shows continuity, nonmaterial side of life style in influenced in positive aspect from income level. Consequently as it is impossible to distribute income equally in the result of main sharing relations, state, among social politics means, using especially income tax, distributes income over again and so it can provide relative equality in the distribution of income. Thus from one side structure of a healthy social classification and on the other side, a crowded and strong middle class can be formed. At this juncture, after 1980, at the direction of economic stability programme which was applied considering economic approach depends on supply, new arrangements were done in the applications of income tax. Changes which came into being thanks to these arrangements in the economic positions of social classes and In the structure of social classification, are evaluated in the aspect of function of income tax which provides social equity. In the period examined, to what extent can income tax accomplish its function related with social equity? It is evident that social equity not only provides equity in taxation but also provides, thanks to collect tax too much from wealthies while collecting less from poor people, and to tax separately labor and capital incomes, moreover to exempt from taxation the ones who are getting subsistence wage. Thus, income tax utmakes possible horizontal equity between the ones at the some level of income and vertical equity between the ones at the different level of income. Income tax, at the same time has a function of setting social classes to their categorical statuses completely in respect of sociology. So it will be possible to provide social peace by compensating negativeness which were produced by income distribution formed at the end of main division. It, exempting from taxation the ones who are getting low price and subsistence wage, enables them psychologically to feel better. So it will provide necessary possibilities for lower classes to move one after class in the long term. In addition, increasing tax rates over people who have high income and over speculative earnings, it will reduce them to the level of middle class. Thus, it will lead to form a crowded middle strata with joinings from lower and upper stratas. As the income tax in 1980's was deprived of equalities necessary to carry out these aims, not only it failed in getting social equity but also it almost became the source of inequality. Even two thirds of income tax in this period is being paid by lower and middle classes. It's reasons can be summarized as fallows; as to economic policy in application, it is secondary aim to provide equity in income tax; not to take measures for the demages that continuous inflation caused; being at high levels of public sector's depts; by the effects of these facts deformation of uniting structure of income tax; because of the widespread tax evasion its process in the opposite of rising rates and spreading of the job method and means of the job method despite of the fact that it removes from real method. According to the results of researches about income distribution made In this period, there is an important amount of decrease in the national income shares, increase in this sector's taxes and similar deductions lead to further deeper of inequality in income distribution. In this situation, inflation has also negative contributions. Salaried and paid sectors who could not arrange their incomes according to inflation, although they have the nonmaterial elements of their categorical status, as their income level decreased, failed to a lower class. But the capital income owners especially interest income owners who arranged their incomes according to inflation succeeded to move one after class in parallel with their rising incomes. But vertical mobility gained in this way without having life style of an upper class, caused inharmonious in new class and caused increased in tendency of showing consumption. Not able to provide sociologically complete settlement to the classes appears as the most important reason of disturbing social peace and social disquiet. IV

Benzer Tezler

  1. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları

    Foundations of social assistance and solidarity

    GÜVEN YİĞİT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    HukukMaltepe Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN HATEMİ

  2. Gölge eğitim faaliyetlerinin sosyal politika bağlamında değerlendirilmesi: Bursa örneği

    Evaluation of shadow education activities in the context of social policy: The case of Bursa

    SERKAN GÜMÜŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Eğitim ve ÖğretimYalova Üniversitesi

    Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ELİF YÜKSEL OKTAY

  3. Türkiye'de kayıt dışı ekonominin iktisat sosyolojisi açısından analizi: Yaş sebze ve meyve toptancı hal uygulamaları

    Analysis of informal economy in Turkey in terms of economic sociology: Fresh fruits and vegetables eholesalers applications

    KERİM BAYRAM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    SosyolojiDumlupınar Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FATİH ÖZBAY

  4. Gündelik hayat sosyolojisi bağlamında aile apartmanında yaşayan evli kadınların sosyal kimliği

    Social identity of married women living in a family apartment in the context of sociology of everyday life

    ŞEYDANUR ŞİMŞEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikolojiSakarya Üniversitesi

    Kültürel Çalışmalar Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NESRİN AKINCI ÇÖTOK

  5. Genealogy of the Ottoman surveys

    Osmanlı sayımlarının soykütüğü

    MEHMET ALİ ÇELİK

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2017

    SosyolojiOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERDOĞAN YILDIRIM