Radial arterin sequential teknikle kullanımında proksimal anastomozların çıkan aortaya yapıldığı vakalar ile LİMA'e yapıldığı vakaların erken ve orta dönem sonuçlarının karşılaştırılması
A comparison of early and mid-term results of the cases in which proximal anastomosis was made to ascending aorta with the cases was made to LİMA when the radial artery sequential technique used
- Tez No: 420731
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ESAT AKINCI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: İstanbul Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğt. Ve Arş. Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 67
Özet
Son yıllarda arteriyel greftlerin uzun dönem açıklıklarının venöz greftlere nispeten belirgin olarak üstün olduklarının tesbit edilmesinden sonra koroner bypass greftleme (CABG) ameliyatlarında full arteriyel revaskülarizasyon yapma eğilimi ortaya çıkmıştır. Koşuyolu Kalp Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Kliniğinde Haziran 1998 tarihinden itibaren kullanılmaya başlayan radial arter Haziran 1999'dan itibaren distalde sequential teknik ile anastomoz edilmeye başlandı ve 2002 yılı sonu itibariyle 65 hastada bu teknik kullanıldı. Radial arterin proksimali çıkan aortaya anastomoz edilen hastalar bir grupta (Grup A, n=49 ) , çıkan aortaya yetişmediği için LİMA'e (left internal mammarian arter) T-greft şeklinde anastomoz edilen hastalar ikinci bir grupta (Grup T, n=15) toplandı. I kompozit grefti oluşturulan bir hasta çalışmaya dahil edilmedi. Hastaların preoperatif özellikleri, intraoperatif özellikleri, postoperatif erken dönem sonuçları ve orta dönem kontrol anjiografik sonuçları karşılaştırıldı. Bütün hastalarda anteriyor desending arter lezyonu olup ilaveten sirkumfleks ve/veya sağ koroner arter lezyonu mevcuttu yani hastalar iki veya üç damar hastası idiler ( % 81,3'ü üç damar, % 18,7'si iki damar ). Hastaların tümü elektif olarak ameliyata alındı. İki grup preoperatif özellikler olarak yaş ortalaması, cinsiyet, anjina pektoris şiddeti, sigara kullanımı, kronik obstüriktif akçiğer hastalığı (KOAH), diabet, periferik arter hastalığı, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, sol ana koroner lezyonu, sol ventrikül disfonksiyonu mevcudiyeti, hastalıklı damar sayısı, geçirilmiş miyokard infarktüsü bakımlarından karşılaştırıldı. Gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunamadı. Operatif özellikler olarak grup A'daki hastaların 39 tanesi üç damar hastası olup hiçbirinde full arteriyel komplet revaskülarizasyon uygulanamadı (0/39). Grup T'de ise 13 hasta üç damar hastası olup bunlardan 6 tanesinde full arteriyel komplet revaskülarizasyon sağlandı (6/13). Üç damar hastalarının full arteriyel komplet revaskülarizasyonunda T-greft tekniği kullanılan grubun % 0'a karşı % 46'lık üstünlüğü dikkat çekici idi . Ayrıca hasta başına düşen greft sayısı da grup T'de anlamlı olarak daha azdı, 2,60±0,6'ya karşı 2,20±0,4 (p= 0,03). Erken postoperatif bulgular her iki grupta da oldukça başarılı idi. Mortalite, nörolojik ve renal komplikasyon hiç görülmedi. Düşük debi bulguları grup A'da 3 (%6,12), grup T'de 1 (%6,66) (p=0,667) hastada görülürken perop miyokard enfarktüsü grup A'da 2 hastada (% 4,8) görülürken grup T'de görülmedi. T-greft tekniği üç damar hastalarını full arteriyel komplet revaskülarize etmekteki ve erken postoperatif dönemdeki cesaret verici sonuçlarının aksine kontrol anjiografi sonuçları ile hayal kırıklığı yarattı. Kontrol anjiografi yapılan 10 hastadan 6'sının (%60) radial arterleri çalışıyordu. Grup A'da ise 20 hastaya anjiografi uygulandı, radial arter açıklık oranı % 90 bulundu. Bu oran kliniğimizde radial arterin individual olarak kullanıldığı ve proksimal anastomozunun çıkan aortaya yapıldığı vakaların sonuçlarından (% 16,6 tıkalı, % 23,3 spazm) daha iyidir. Radial arter distalde sequential tarzda anastomoz edildiğinde proksimal anastomozu LİMA'e yapıldığında açıklık oranları iyi değilken çıkan aortaya yapıldığındaki açıklık oranları safen ven greftlerden hatta radial arterin individual olarak kullanımından üstündür. Daha fazla kontrol vakası ile desteklenmesi gerekli olmakla birlikte radial arterin sequntial teknikle kullanımı proksimal anastomozunun çıkan aortaya yapılması kaydıyla güvenilir ve faydalı bir yöntemdir.
Özet (Çeviri)
When distal anastomosis of the radial artery were performed in sequential manner, the patency of the proximal anastomosis was performed to LİMA patency wasn't good. patency of proximal anastomoses performed in the ascending aorta was superior the patency of saphenous vein grafts even the individual radial artery
Benzer Tezler
- Hipertansif hastalarda, tedaviye dirençli kan basıncı yüksekliği ile aortun elastikiyet özellikleri arasındaki ilişki
The relationship between the elastic properties of the aorta and resistant hypertension in hypertensive patients
MUSTAFA TÜRKER PABUCCU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
KardiyolojiDokuz Eylül ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NEZİHİ BARIŞ
- Radial arter hazırlama tekniklerinin hazırlama süresi, postoperatif drenaj miktarı, endotelde oluşturdukları biyokimyasal ve histopatolojik hasar açısından karşılaştırılması
A comparison of radial artery harvesting methods by harvesting time, amount of postoperative drainage and biochemical and histopathological damage caused on endothelium
DİNÇER UYSAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSüleyman Demirel ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TURHAN YAVUZ
- Koroner by pass cerrahisinde greft olarak kullanılmak üzere çıkarılan radial arterde oluşan spasmın önlenmesinde ve tedavisinde Rho- a kinaz inhibitörlerinin etkileri
Effects of Rho-a kinase inhibitors in preventing and treating vasospasm in radial artery as a graft in coronary artery by pass surgery
OLCAY MURAT DİŞLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiCumhuriyet ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. ÖCAL BERKAN
- Radial arter yolu ile koroner anjiyografi yapılan hastalarda radial arterde oluşabilecek endotel disfonksiyonunun akım aracılı vazodilatasyon ile araştırılması
Investigation of endothelial dysfunction may occur in the patients who were performed coronary angiography via radial artery with the flow mediated vasodilation
BAHAR TEKİN TAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
KardiyolojiAnkara ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SİBEL TURHAN
- Koroner bypass cerrahisinde greft kullanılmak üzere çıkarılan radial arterde oluşan spazma bağlı akım azalmasına diltiazem ve iloprostun etkilerinin karşılaştırılması
The effects of diltiazem and iloprost on the decreasing blood flow due to spasm in the radial artery grafts which used in coronary bypass surgery
NURKAY KATRANCIOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
KardiyolojiCumhuriyet ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. KASIM DOĞAN