F. M. Dostoyevski'nin Ölüler Evinden Anılar ve A. İ. Soljenitsın'ın İvan Denisoviç'in Bir Günü adlı eserlerinde gerçekçilik
Realism in F. M. Dostoyevsky's The House of The Dead and A.İ. Solzhenitsyn's One Day In The Life of İvan Denisovich
- Tez No: 423652
- Danışmanlar: PROF. DR. MÜRÜVVET ÖZLEM PARER
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Batı Dilleri ve Edebiyatı, Western Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2015
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Rus Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Rus Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 221
Özet
Petraşevski topluluğundaki faaliyetlerinden dolayı hayatı değişen ve kürek mahkumiyetine çarptırılan F. M. Dostoyevski (1821-1881), dahil olduğu sosyal sınıf yüzünden hapishanedeki sıradan insanlar tarafından dışlanır ve onların hakaretlerine maruz kalır. Yazar hapishanede geçirdiği bu yıllar sayesinde, Rus halkını daha yakından tanıma fırsatı yakalar. Bu tanışmanın devamında Dostoyevski, onların derinliklerindeki güzellikleri fark eder ve çoğu insanın kötü diye adlandırdığı kavramlara yeni anlamlar kazandırır. Yazar, Ölüler Evinden Anılar adlı eserinde, soylular ile sıradan halk arasında uçurum yaratarak bu iki sınıfı birbirinden uzaklaştıranların, araya sınırlar koyanların ve özünde kötü olmayan mahkumları bu hale getirenlerin suçlu olabileceğine dikkat çekmeye çalışır. Dostoyevski daha çok ruhsal bir inceleme ve çözümleme yolu ile insanları değerlendirir ve eserlerinde aktarır. Dostoyevski gibi insanların içinde var olan güzel yanları bulmaya çalışan bir diğer yazar da A. İ. Soljenitsın'dır (1918-2008). Stalin yönetimine karşı olduğu ve sert eleştirilerde bulunduğu için tutuklanan ve uzun yıllar hayatına kamplarda devam eden Soljenitsın, buradaki insanların bilinmeyen özelliklerine değinmek yerine, daha çok bu insanları burada çürümeye mahkum eden suçlunun kim olduğunu bulmaya yönelik bir çalışma yürütür. Sert ve çarpıcı bir üsluba sahip olan Soljenitsın kampa tekrar gönderilme tehlikesi olduğunu bildiği halde, ülkesinde yanlış giden aksak yönleri söylemekten geri kalmaz. SSCB döneminde suçsuz birçok insanın canına kastedilir, sürgüne ve uzun süreliğine kamplara gönderilir. Stalin döneminin karanlık ve acılarla dolu tarihi ve milyonlarca insanın ölümüne neden olan kamplar, sıradan fakat yüksek insani değerlere sahip olan bir mahkumun sıradan bir günü üzerinden en yalın ve dolaysız yoldan İvan Denisoviç'in Bir Günü'nde ele alınır. Farklı üsluplar kullanan iki yazarın eserleri değindikleri konular bakımından benzerlik gösterir. Dostoyevski Ölüler Evinden Anılar'da, Soljenitsın da İvan Denisoviç'in Bir Günü'nde mahkumların yaşamına, hapishane ve kamp ortamına değinir. Yazarlar, farklı yüzyıllarda ve farklı yönetim şekilleri altında yaşamalarına rağmen benzer bir tarihi süreçten geçer. Hükümet yanlısı olmayan her yazar gibi doğruyu söylemek istediklerinde devletin müdahalesiyle karşılaşırlar. Dönemin ceza sisteminin nasıl bir işleyişe sahip olduğunu yansıtmaları bakımından benzerlik gösteren bu gerçekçi eserlerin ortak ve farklı yönlerini ortaya koymak çalışmanın amaçlarındandır. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'yı ve Soljenitsın'ın Gulag Takımadaları'nı oluşturmadan önceki ilk basamakları olan bu iki eser, yazarların sanatını anlayabilmek adına incelemeye değerdir.
Özet (Çeviri)
F. M. Dostoevsky (1821-1881), whose activities as a member of the Petrashevsky Circle changed his entire life and led to his galley slavery later on, is excluded and insulted by the ordinary folk in the prison due to his social class. Thanks to the years he spent in the prison, he has a chance to observe the Russian people more closely. Beyond that acquaintance, he realizes the beauty in the depths of their personalities and attributes new meanings to the concepts many people have long viewed in negative terms. In his The House of the Dead, he draws attention to the fact that it is those people to blame who estrange two social classes from each other by positing a gap between the nobility and the common folk, putting boundaries between them and rendering the prisoners, who not bad in essence, so helpless. Dostoevsky examines his characters with a much more psychoanalytical approach and reflect these in his works. Very much like him, A. I. Solzhenitsyn (1918-2008) is also interested in finding the god essence in human beings. Solzhenitsyn, who is arrested for his harsh criticism of the Stalin government and sentenced to galley slavery for long years, conducts a study in his works to reveal the actual perpetrator of the crimes all the people in the prisons are accused of rather than touching upon the unknown facts about them. With his strongly-worded, striking tone, Solzhenitsyn never keeps his voice from the shortcomings of the regime in his country despite knowing that his words may again cause his imprisonment. In the USSR period, many innocent people are either murdered or sentenced to long imprisonments. In his One Day in the Life of Ivan Denisovich, Solzhenitsyn gives a plain and direct description of the labour camps under the dark and painful Stalin rule, which resulted in the deaths of millions, through the one-day routine of an ordinary, but humanistic prisoner. The two authors, though with a different style, have common points in terms of themes and subject matters. Dostoevsky and Solzhenitsyn, in their abovementioned works, deal with the daily routines of the prisoners, the prisons themselves and the camp environment. Both authors undergo similar historical processes although they live in different centuries under different regimes. Like any other artist who does not side with the government, they both suffer from governmental intervention and censorship. One of the aims of this study is to display that, though written in different periods and styles, the two realist works in question revolve around the same motives. As the basis for the authors' future masterpieces, Crime and Punishment and Gulag Archipelago, the two novels are crucial to have an understanding of the authors' art.
Benzer Tezler
- F. M. Dostoyevski' nin Karamazov Kardeşler eserinde acı, suç ve din olgusu
Subjects pain, crime and religion of the Karamazov Brothers written by Dostoyevski
NAZAN COŞKUN
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Batı Dilleri ve Edebiyatıİstanbul ÜniversitesiSlav Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TÜRKAN OLCAY
- F. M. Dostoyevski'nin uzun öykü sanatı
F. M. dDostoyevsky's art of the novella
JALE KARTAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Batı Dilleri ve EdebiyatıGazi ÜniversitesiRus Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MÜRÜVVET ÖZLEM PARER
- F.M. Dostoyevski'nin 'delikanlı' eserinde karakter incelemesi
Character analysis in F.M. Dostoevsky's 'the lad
HİLAL AKHUNDLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
DilbilimKafkas ÜniversitesiRus Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ YALÇIN YUNUS
- Dünya sinemasında F. M. Dostoyevski'nin Budala adlı eserinin uyarlamaları
Film adaptations of F. M. Dostoevsky's the Idiot in the world cinema
MELAHAT HAZAL KÖKSAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Batı Dilleri ve Edebiyatıİstanbul ÜniversitesiSlav Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EMİNE İNANIR
- Fyodor Dostoyevski'nin Suç ve Ceza isimli eserindeki Raskolnikov karakteri üzerine Nietzsche felsefesi açısından etik bir inceleme
An ethical approach: Raskolnikov in crime and punishment by fyodor Dostoevsky in terms of Friedrich Nietzsche's philosophy
NÜKET ÜNAL RUTLİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
İngiliz Dili ve EdebiyatıErciyes ÜniversitesiAvrasya Araştırmaları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MELİH KARAKUZU