Türkiye'de selefî faaliyetler '1980 sonrası Çağrı-der ve Guraba yayınları örneği'
Salafî activities in Turkey 'The case of Çağrı-der and Ghurabâ' publications in the post- 1980 era'
- Tez No: 433738
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. AHMET YÖNEM
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Din, Religion
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2016
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 179
Özet
Selefîlik, toplumu bid'atlerden temizlemek, saf İslâm'ı tekrar canlandırmak amacıyla IX. yüzyılda Ahmed b. Hanbel'e nispeten ortaya çıktığı iddia edilmektedir. Selefîlik XIV. yüzyılda İbn Teymiyye ile sistematikleşip daha sonra XVII. yüzyılda Muhammed b. Abdülvehhâb ile tekrar tartışılmaya başlanmıştır. XIX. yüzyılda İbn Bâdîs ile Batıyla tanıştığı iddia edilen Selefîlik, belli aşamalardan geçmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Osmanlı'da Selefîlik olarak yorumlanan hareketlere 1522 Balıkesir doğumlu Birgivî Mehmet Efenditarafından öncülük edildiği öne sürülmektedir. Yine sözkonusu hareketin Kadızâdeliler tarafındantemsil edildiği söylenmektedir. Türkiye'de 1980'li yıllarda Seyyid Kutub, Muhammed Abduh, Mevdûdî gibi yazarların eserleri Türkçe'ye tercüme edilmesiyle var olan İslâmi anlayışı reddeden tevhid temelli gruplar ortaya çıkmaya başlamıştır. İşte bu arada başta Ebû Said Yarbuzî (Mehmet Balcıoğlu) ve arkadaşlarıolmak üzere Suûd üniversitelerinden mezun olmuş ya da oradaki akımdan etkilenmiş birtakım kişiler Türkiye'de Selefî faaliyetlerin öncüsü olmuştur. Ancak ilk kurumsal faaliyeti yapan kişi 1986 yılında Türkiye'ye gelen 1992 yılında Guraba Yayınevi'ni kuran Abdullah Yolcu'dur. Selefîler tarafından gerçekleştirilendavet faaliyetleri; tercüme, kitap, dergi, makale, broşür gibi yazılı faaliyetler; derneklerin, yayınevlerinin ve kişilerin şahsi internet siteleri gibi görsel faaliyetler; dernek, Kur'an kursu, medrese faaliyetleri olarak üç başlıkta belirtebiliriz. İnternetin ve sosyal medyanın yoğun olarak kullanıldığı 2000'li yıllarda ise teknolojinin tüm imkânları tebliğ çalışmaları için kullanılmaya başlanmıştır. Eğitimlerinde âkide ve tevhid, Kur'an, sünnet, ibadet, davet, sîret, ahlak ve terbiye konuları işlenerek davet çalışmalarını yapmaktadırlar.
Özet (Çeviri)
It is adduced that Salafism emerged in the 9th century claiming its connection to Ahmad b. Hanbal in the aim to purify and revive“pure Islam.”Thence, the same wave and understanding was systematized and reappropriated by Ibn Taymiyyah in the 13th century; and began to be discussed again with the historico-theological reorientations of Muhammad b. 'Abd al-Wahhâb in the 17th century. What is more, Salafism, which has been claimed that it was introduced to the West by Ibn Bâdîs in the 19th century, has passed through certain phases and come to today's mode. On the other hand, during the time of the Ottoman State, there was a movement so-called Salafism initiated by—as claimed—Mehmed Efendi of Birgi (1522, Balıkesir—1573, Birgi). This same vein was later represented by the Kadızâdeler Movement in the Ottoman State. As for Turkiye, there began to emerge in the 1980's certain tawhid (“oneness of God”)-based movements negating the Islamic ethos and understanding set by the translations of the works of some scholars, such as Seyyid Qutub, Muhammad 'Abduh, Mawdûdî, and the like into Turkish. Hence, at this juncture, there began to appear some Salafî leaders in Turkiye, such as Ebû Saîd Yarbûzî (nickname of Mehmet Balcıoğlu), and so on, who had been graduated from the universities of Saudi Arabia, or influenced from the Salafî veins of that country. Indeed, the first institutional activities to initiate was Abdullah Yolcu, who came to Turkiye in 1986, and founded the Ghuraba Publication House in 1992. The“call”activities of the Salafîs in Turkiye can be categorized within three types: Written materials, such as translated books, journals, articles, brochures, etc.; visual activities, such as web-pages of certain clubs, publication houses, and individuals; institutional praxes, such as clubs, religious edifications, and madrasah activities. Moreover, in the 2000's in which internet and the social media have been widely used, all possible means of technology have been best used in propagating their relevant perspectives in Turkiye. In terms of educational model, they try to perform their invitation works through engaging essentially of studying the Qur'ân, Sunnah, prayers, call, sîrah, ethics, edification, and so on.
Benzer Tezler
- Türkiye'de dinin selefî inşası
The salafi establishment of religion in Turkey
NAZIRHAN ŞENER
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
DinAnkara ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İHSAN TOKER
- Selefilik-Vehhabilik ve Türkiye'deki faaliyetleri
Salafism-Wahhabism and their activities in Turkey
BEKİR ALTUN
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Dinİstanbul ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET DALKILIÇ
- Türkiye'de otoriteryanizm: Parti devleti iktidarlarının kurulması (1908-1960)
Authoritarianism in Turkey: The establishment of the party state government (1908-1960)
ENGİN YETKİN
Doktora
Türkçe
2018
TarihMarmara ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ALİ KARACA
- Turkey's role in Afghanistan in the post 9/11 era
11 Eylül'den günümüze Türkiye'nin Afganistan'daki rolü
CANAN BAYRAM ÇUBUK
Yüksek Lisans
İngilizce
2014
Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. IŞIL ANIL