Geri Dön

Yoğun bakım ünitesinde yatan kritik hastalarda ciddi hastalık görülme riski ile serum laktat seviyesi arasındaki ilişkinin araştırılması

The relationship between serious illness risk and serum lactate level in intensive care unit patients with critical illness

  1. Tez No: 452280
  2. Yazar: YUSUF ABUL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. DOÇ.DR. YALÇIN ÖNEM
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Biyokimya, Biochemistry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 71

Özet

'Yoğun Bakım Ünitesinde Yatan Kritik Hastalarda Ciddi Hastalık Görülme Riski ile Serum Laktat Seviyesi Arasındaki İlişkinin Araştırılması' Yoğun bakım ünitesinde hayati tehlikesi bulunan kritik hastalar yatırılmaktadır. Sepsis, akut böbrek yetmezliği (ABY), gastrointestinal sistem (GIS) kanaması ve pnömoni bu ciddi hastalıkların en sık görülenleridir. Yoğun bakım ünitelerinde morbidite ve mortalitesi yüksek olan bu ciddi hastalıkların erken tanı ve tedavisi ile mortalite azaltılabilmektedir. Erken tanı ve klinik prognoz açısından halen kullanılan bazı laboratuar parametreleri bulunmaktadır. Serum laktat seviyesi de bu parametrelerden biridir. Özellikle sepsisli hastalarda laktat seviyesi yüksekliğinin hastalığın ciddiyeti açısından önem arz ettiği bilinen bir gerçektir. Biz yaptığımız çalışmayla kendi yoğun bakım ünitemizdeki hastalarda laktat seviyesinin hem sepsis hem de ABY, GIS kanaması, pnömoni ve diğer hastalıklarla ilişkisini araştırdık. Bu tez çalışmasında çeşitli dışlanma kriterleri belirlenerek 229 yoğun bakım hastası çalışmaya alınmıştır. Cinsiyet dağılımı benzer bulunan hastaların %27,1'inde sepsis, %52,4'ünde ABY, %10,5'inde GIS kanaması, %21,8'inde pnömoni, %41'inde diğer hastalıklar olduğu gözlenmiştir. Bazı hastalarda birden fazla tanı saptandı. Yatan hastaların mortalite oranı %50'ye yakın bulunmuştur. Yoğun bakımda hayatını kaybeden tüm hastalarda laktat ortanca ve çıkış değerleri iyileşen hastalara göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Sepsisli hastalarda laktat giriş değeri ortalaması daha yüksek bulundu. Sepsislilerde laktat ortanca ve çıkış değerleri ortalamaları sepsis dışı hastalara göre daha yüksek saptandı fakat istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Laktat giriş değerinin yüksek olması hastanın sepsis tanısı almasını istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde 1,49 kat arttırmaktadır. ABY'li ve GIS kanamalı hastalarda laktat ortanca değeri ortalaması ABY ve GIS kanaması olmayanlara göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu. GIS kanamalı hastaların hemoglobin çıkış değeri ortalamasında diğer hastalara göre anlamlı bir farklılık saptanmadı. Yatış süresi GIS kanamalı hastalarda diğer hastalara göre anlamlı olarak daha kısa izlendi. Pnömonili hastalarda laktat seviyesi ortalamalarının diğer hastalarla benzer olduğu bulundu. Pnömonili hastalarda ortalama yatış süresinde anlamlı bir yükseklik bulundu. Anahtar kelimeler : Laktat, yoğun bakım, sepsis, akut böbrek yetmezliği, gastrointestinal sistem kanaması, pnömoni

Özet (Çeviri)

'The Relationship Between Serious Illness Risk And Serum Lactate Level In Intensive Care Unit Patients With Critical Illness' Life-threatening critical patients are hospitalized in the intensive care unit. Sepsis, acute renal failure (ARF), gastrointestinal system (GIS) bleeding and pneumonia are the most common types of serious diseases. Early diagnosis and treatment of these diseases can reduce the high rates of morbidity and mortality in intensive care units. There are some laboratory parameters currently used for early diagnosis. Serum lactate level is one of these parameters. In particular, high levels of lactate in patients with sepsis is a known fact of great importance in terms of the severity of the disease. We performed this study in our intensive care unit and investigated the relationship between lactate levels and acute renal failure, sepsis, GIS bleeding, pneumonia and other diseases. After determining the exclusion criteria, 229 intensive care unit patients were included to the study. We found rates for diseases as 27.1% for sepsis, 52.4% for ARF, 10.5% for gastrointestinal bleeding, 21.8% for pneumonia and 41% for other diseases. Gender distribution of patients was similar. Some patients had more than one diagnosis. Mortality rate of patients was nearly %50. The median and discharge lactate levels in patients who died were significantly higher when compared with healed patients. The mean first lactate values were significantly higher in patients with sepsis. The median and average discharge values of lactate in sepsis were higher than the others, but was not statistically significant. Receiving the diagnosis of sepsis patients have increased lactate first values are statistically significant with 1.49-fold increase. The median lactate and sepsis are associated, although not significantly increase the amount of the final value. ARF and GIS bleeding patients' average and median lactate values were significantly higher than the others. Gastrointestinal bleeding in patients with an average discharge value of hemoglobin has no significant difference when compared with the other patients. Length of stay in patients with gastrointestinal bleeding was seen as shorter than the other patients with meaningful. Average lactate levels in patients with pneumonia were found similar with the other patients. Pneumonia had a significant elevation in mean length of stay for patients. Key words : Lactat, intensive care unit, sepsis, acute renal failure, gastrointestinal system bleeding, pneumonia

Benzer Tezler

  1. COVID-19 tanısı ile yoğun bakım ünitesinde takip edilen ve akut böbrek hasarı gelişen hastaların prognoz açısından değerlendirilmesi

    Evaluation of patients with the diagnosis of COVID-19 followed in the İCU and developing acute renal damage, in terms of prognosis

    HANDE YARICI OK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    İç HastalıklarıÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ FATİH KAMIŞ

    PROF. DR. YAVUZ BEYAZİT

  2. Dissemine intravasküler koagülasyonlu çocuk olguların demografik, klinik , laboratuvar ve prognostik özellikleri

    The Demographic , clinical , laboratory and prognostic characteristics of disseminated intravascular coagulation in pediatrıc patients

    İBRAHİM CİNGÖZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HALE ÖREN

  3. COVİD-19 enfeksiyonunda hastalık şiddetinin, gebelikteki klinik seyir, maternal ve perinatal sonuçlara etkisi

    Clinical course, maternal and perinatal outcomes of COVİD-19 infection in pregnancy

    ŞULE ECE BAYRAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OĞUZ YÜCEL

  4. Çocuk yoğun bakım ünitesinde yatan hastalarda iyatrojenik anemi sıklığı ve risk belirteçleri

    Frequency and risk markers of iatrogenic anemia in pediatric intensive care unit hospitalized patients

    ŞEYMA IŞIK BEDİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSelçuk Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RESUL YILMAZ

  5. Yoğun bakımda sedasyon uygulanmasında midazolam ile midazolam ve magnezyum kombinasyonunun etkinliklerinin karşılaştırılması; bispektral indeks monitörizasyonu ile klinik sedasyonskorları arasındaki korelasyonundeğerlendirilmesi

    Comparison of the activities of midazolam and midazolam and magnesium combinations in intensive care unit sedation implementation; evaluation of correlation bispectral index monitorization between clinical sedationscores

    DİLEK ALTUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bakanlığı

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZAFER ÇUKUROVA