Geri Dön

Yara iyileşme sürecinde farklı sütür materyallerinin enflamatuvar belirteçler ve büyüme faktörleri üzerine etkilerinin değerlendirilmesi

Evaluation of the effects of different sütüre materials in wound healing on inflamatory markers and growth factors

  1. Tez No: 453910
  2. Yazar: RASİM LEVENT KILIÇASLAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. İBRAHİM ETHEM AKÇIL
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Fizyopatoloji, Physiopathology
  6. Anahtar Kelimeler: Yara iyileşmesi, sütür materyalleri, enflamasyon, sitokinler, büyüme faktörleri, Wound healing, stich materials, inflamation, cytokines, growth factors
  7. Yıl: 2016
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Fizyopatoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 117

Özet

Yara iyileşme süreci hemostaz, enflamatuar, proliferatif ve maturasyon dönemlerinden oluşur. Yaralanma ardından tümor nekrozitan faktör (TNF), interlökinlerden IL-6, IL-8 gibi pek çok sitokinin düzeyi artmakta; fibroblast büyüme faktörü (FGF), epitelial büyüme faktörü (EGF), keratinosit büyüme faktörü (KGF) gibi pek çok büyüme faktörü yara dokusu ortamına salınmaktadır. Sütür uygulaması yara dudaklarını yaklaştırıp iyileşme sürecini hızlandırmak amacıyla yapılır. Doku ortamında çözülebilir yani emilebilir sütürlerden açığa çıkan çözünür sütür yapısal kimyasal materyalleri yada emilemeyen sütürlerin yapısal bileşenleri sitokinlerin ve lokal büyüme hormonlarının salgılanma düzeyinde farklılıklara yol açabilirler. Çalışmamızda emilebilir monoflaman polidiyoksanon sütür, emilemeyen monoflaman polipropilen sütür ve emilebilir poliflaman polikaprolakton sütürün oluşturulan cilt kesisi yara modelinde sütürlerin bozunum ve emilimleri dokuya saldıkları kimyasal bileşenleri üzerinden yara iyileşme sürecinde etkilerinin karşılaştırmalı değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Enflamatuar etkilerinin doğal sütürler göre daha az olduğu düşünülen ve etkilerinin karşılaştırıldığı çalışmalar kısıtlı olduğundan sentetik sütürler tercih edilmiştir. Sentetik sütür sabit parametre; flaman yapısı ve emilebilirliklikleri değişken parametreler olarak belirlenmiştir. Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi 15 LO 230005 proje koduyla desteklenen çalışmamızda Ankara Üniversitesi Hayvan Laboratuvarı'ndan temin edilen 150-200 gr. ağırlığında, 8-12 haftalık, toplam 72 adet erkek Wistar albino sıçanları kullanıldı. Denekler 22-24°C oda ısısında; % 40-60 nemli ortamda, yeterli periyodik gün ışığında tutulup, ad libidum beslendi. Ankara Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu'ndan 05.11.2014 tarih 2014-20-144 sayılı kararla izin alındı. Denekler gerek cerrahi işlem öncesi gerek cerrahi işlem sonrası strese girmemeleri, dolayısı ile TNF düzeylerinde beklenen üzerinde sapmaya yol açmamak için ve ratlarda kanibalizm sık görüldüğünden birbirlerinin cerrahi yaralarına ve sütürlerine zarar vermemeleri için her biri tek tek ve ayrı ayrı kafeslerde tutuldu. Denekler randomize olarak seçilerek; 3/0 polipropilen, 3/0 polidiyoksanon, 3/0 polikaprolakton ve sham olmak üzere 7. ve 14.gün doku örneklemesi alt grupları olmak üzere sekiz gruba ve kontrol grubu ile birlikte toplam dokuz gruba ayrıldı. Her bir grupta sekiz denek bulunmaktaydı. (n=8). Kontrol grubu hariç her bir denek ketamin ve ksilazin ile sağ kuadriseps intramusküler enjeksiyonu ila anestezi altına alınıp; interskapuler mesafeden 1 cm tam kat cilt kesisi yapılarak; sham grubu dışındaki deneklere seçilen sütürler uygulandı. Cerrahi işlem uygulanan her biri sekiz denekten oluşan dört gruptaki otuz iki denekten 7.günde diğer otuz iki denekde 14.günde cerrahi hattıda içeren yuvarlak bir alandan şablonla doku örneklemesi işlemleri yapılıp histolojik incelemeye; sitokin ile büyüme faktörü ölçümüne alındı. Deneysel çalışmamız sonucunda polikaprolakton 14.gün grubu; diğer iki sutur 14.gün gruplarından farklı olarak doku örneklerinde yoğun kollajen demetleri oluşumu göstermektedir. Eriyebilir suturler olan polikaprolakton ve polidiyoksanon'un 14.güne gelindiğinde yaralanmamış sağlam doku haricindeki tüm gruplara göre kollajen oluşumunu en fazla artırdığı görülmektedir. Eriyebilir bir cerrahi sutur kullanımında kollajen oluşumu daha fazla görülür sonucunu çıkarabiliriz. Süreç içinde kollajen oluşumundan sorumlu büyüme faktörü olan FGF düzeyi artışını da en fazla polikaprolakton'un sağladığı saptanmıştır. Oksidatif fosforilizasyon ve elektron taşıma zincirinde yer alan sitokrom c düzeyi en yüksek bulunan emilebilir suturler polidiyoksanon ve polikaprolakton'un yara iyileşmesini diğerlerine göre daha kolaylaştırdığı ortaya konulmuştur. Polipropilen (prolen) sutur monoflaman, eriyemeyen sutur olduğundan daha az immun reaksiyona ve dokularda daha az enflamasyona neden olduğu saptanmıştır. Polipropilen emilemeyen bir sutur olduğundan diğerlerine göre daha az enflamasyon oluşturmakta bu nedenle akut faz reaktanı ve enflamatuvar bir sitokin olan TNF düzeyini daha az artırmaktadır. Polidiyoksanon ve polikaprolakton ise emilebilen suturler olup daha fazla enflamatuvar reaksiyona neden olmakta ve bu nedenle TNF'yi daha fazla artırmaktadırlar. Emilemeyen sutur olan polipropilen'in daha az immun reaksiyon oluşturması ve enflamasyonu daha az tetiklemesine bağlı olarak IL-6 seviyesi diğer suturlere göre daha düşüktür. IL-8 değerleri kendi aralarında karşılaştırıldığında; süreç içinde emilemeyen sütür polipropilen ve emilebilen sütür polikaprolakton gruplarında aktivasyon ve kemotaksisi sağlayan IL-8 değerlerinde düşme gözlemlenmektedir. Oysa ki yine emilebilen bir sutur olan polidiyoksanon'da 7.günden 14.güne ilerlerken IL-8 değerleri az da olsa artmıştır. Sham grubuna cerrahi işlem uygulanmış ancak sutur uygulanmamıştır. yara iyileşme süreci uzayacağı ve bu nedenle kemotaksisin daha uzun sürmesi nedeniyle IL-8 seviyelerinin diğer gruplara oranla nispeten yüksek olarak çıktığı düşünülenbilir. Polidiyoksanon'un diğer emilebilir sutur olan polikaprolakton'dan daha fazla enflamatuvar yanıt oluşturduğu; dolayısı ile enflamatuvar sitokinleri daha fazla artırdığından immun baskılayıcı sitokin IL-10'u daha az artırdığı saptanmıştır. Polidiyoksanon'un doku örneklerinde anjiogenez yoğunluğunu azaltarak yarada iyileşmeyi nispeten yavaşlattığı sonucuna varılmıştır. Anjiyogenez yoğunluğunu doku örneklerinde en çok azaltan polidiyoksanon'u saptamışken VEGF düzeylerinde polipropilen'in süreç içinde en fazla azalmayı göstermesi çelişiktir; buna rağmen polipropilen'i polidiyoksanon takip etmektedir. Eriyebilir ve emilebilir sentetik poliflaman bir sutur olan polikaprolakton'un doku örneklerinde yaralanma ardı epitelizasyonu ilk 7 gün içinde diğer suturlerden belirgin bir farklılık göstermesede 14.gün sonunda en fazla artırdığı saptanmıştır. Emilebilir sütürler olan polidiyoksanon ve polikaprolakton'un epitelizasyondan sorumlu EGF düzeyini daha fazla artırıp epitelizasyonu kolaylaştırdığı saptanmıştır. Polikaprolakton'un ise cerrahi sütür uygulanan gruplar arasında cilt yüzeyi epitelizasyonundan sorumlu büyüme faktörü olan KGF düzeyini en fazla artıran ve yara iyileşmesini kolaylaştıran sutur olduğu saptanmıştır.

Özet (Çeviri)

Wound healing process consists of hemostasis ,inflamation, proliferation and maturation periods. Aftermath of injury tumor necrosis factor (TNF), the levels of interleucynes like IL-6, IL-8 elevates and growth factors like fibroblast growth factor (FGF), epithelial growth factor (EGF),kerotinosit growth factor (KGF) are secreted to the wound envirolment. Stiching procedure is done to proximate the wound libs so as to speed up the wound healing process.The stich construction's degreadiants from absorbable stiches or constructional ingreedents of non absorbable stiches that are left to the wound healing envirolment can effect the levels of cytocynes and local growth factors. In our trial absorbable monoflament polydyoxanon stich, non absorbable monoflament polypropylene stich and absorbable polyflament polycaprolactone stich is aimed to be compared with effects of their degreedants on wound healing process in full thickness skin cut wound healing model. As being assumpted their inflamatory effects on wound healing is less and trials on their comparetive effects restricted synthetic stiches were prefered instead of natural stiches. Synthetic stich contruction is accepted stable parameter, flament contruction of stiches and absorbability of stiches are accepeted as variable parameters on this trial. In our trial which was supported with 15LO 230005 project code as Ankara University Scientific Exploration Project, 72 all male 8-12 weeks old Wistar albino rats with 150-200 gram weight were used. Rats were kept in 22-24°C modreate temparature, 40-60% damp situation ,exposed adequate periodic day light and were fed as ad libidum. Ankara University Local Ethical Chamber on animal trials permission 2014-20-144 was taken on November.11.2014. As for not to be possesed in stress either before or after the surgical procedure so as not to calculate TNF levels falcifully elevated all rats were kept in seperate cages so as to bevare of cannibalism behaviour and not to harm their surgical wounds. Rats randomisedly selected and seperated in to eight different group each containing eight individuals. Propylene 3/0, polydioxanon 3/0, polycaprolactone 3/0 and sham groups are formed in which rats would be selected to tissue sampling after seventh and fourtenth day of procedure. Except for the control group each rat were taken under anesthetic procedure with injection of kethamine and xylasine applied in right leg quadriceps muscle before intrascapuler full thickness 1 cm lenght surgical incission performed. On seventh day of surgical incission in four groups each containing eight rats were retaken under surgical procedure by excission of circular tissue sample including surgical incission and stich. Same procedure repeated the remaining thirtythree rats after fourtenth day of surgical incission. Each sample histologically examined, cytocynes and growth factor levels calculated. At the end of our trial we observed the polycaprolacton fourtenth day group as different from the other two stich fourtenth day groups formed condensed collagen fiber bunches. On fourtenth day of surgical incission procedure absorbable stiches polycaprolacton and polydioxanon both had elevated the level of collagen formation as compared to the other groups. The conculution that we came was ;“using absorbable stiches elevates collagen formation in wound tissue”. Besides, in the trial interval we observed the most eleveted FGF levels which is responsable for the most collagen formation in polycaprolacton group as compared to other groups . The greatest elevated levels cytochrom C which participates in electron transport system that is responsable for oxydative phosphorisation was found in absorbable polydyoxanon and polycaprolactone stiches which indicates their superiority in wound healing. On the other hand in polypropylen monoflaman stich used groups as because of polypropylene's nonabsorbable property leaser immune reaction formation and fewer inflamation was founded. As propylene is a nonabsorbable stich produces fewer inflamation, that elevates levels of an acute phase reactant and a proinflamatory cytocyne TNF less. Besides absorbable stiches polydioxanon and polycaprolactone poseses more inflamatory reaction so that elevates TNF levels much more. The IL-6 level is lower than other stich groups in polypropylen as because of its nonabsorbable property that causes leaser immune reaction and triggering inflamation processes less. Compared with different stich groups in time intervals, nonabsorbable polypropylen and absorbable polycaprolacton stiches both revealed lowering leves of IL-8. On the other hand the other absorable stich polydioxanon IL-8 levels slightly elevated by reaching from seventh day to the fourtenth day. Though the trial group of sham underwent surgical full thickness incission procedure but not to be stiched and left self improvent of wound tissue, as because of prolonged wound healing had the highest IL-8 levels. More than that the immune supressor anti inflamatory IL-10 levels were detected lower levels absorbable stich polydioxanon compared with thew other absorable stich polycaprolactone as a fact that polydioxanon reveals more inflamatory reaction than tahat of polycaprolactone. In tissue samples its observed that polydioxanon by decreasing angiogenessis density caused slow wound healing. In detection of tissue samplings polydioxanon was the the most decreasing stich of angiogenesis density but on the other hand its contridictory that the most decrease in VEGF levels observed in polypropilen stich group though polypropylen is followed by polydioxanon stich. Absorbable polycaprolactone stich observed, though revealing no difference compared to the others in the first seven days , but at day 14 the most epitelisant among all. It has been detected that absorbable stiches polycaprolactone and polydioxanon elevated EGF levels to improved epithelisation. Polycaprolactone was found the one which most elevates KGF levels and improved skin wound healing.

Benzer Tezler

  1. Farklı dikiş materyallerinin gingivada oluşturduğu doku reaksiyonunun değerlendirilmesi

    The evaluation of tissue reactions formed at gingiva by different suture materials

    DENİZ NERGİZ ERGİN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Diş HekimliğiBaşkent Üniversitesi

    Periodontoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMİNE ELİF ALAADDİNOĞLU

  2. Tavuklarda flexör digitorum profundus tendon tamiri sonrasında postoperatif yapışıklığın önlenmesi amacıyla metilen mavisi kullanımı (deneysel çalışma)

    Methylene blue use for preventing postoperative adhesion after flexor digitorum profundus tendon repair in chickens (experimental study)

    MEHMET BOZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Ortopedi ve TravmatolojiBolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜSAMETTİN ÇAKICI

  3. Yumuşak doku lazer cerrahisinin doku iyileşme sürecindeki etkinliğinin araştırılması

    Investigation of the effects of soft tissue laser surgery on process of the tissue healing

    TİMUÇİN ÇAYAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Diş HekimliğiGazi Üniversitesi

    Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEVİL KAHRAMAN

  4. Assessment of hard tıssue densıty around dental ımplants usıng conventıonal radıographs

    Dental implantlar çevresindeki sert doku densitesinin konvensiyonel radyograflar ile incelenmesi

    WAEL ALSHAIBANI

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2010

    Diş HekimliğiGazi Üniversitesi

    Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NUR MOLLAOĞLU

  5. Skin tissue welding with near infrared lasers: Investigation of the optimal parameters

    Yakın kızılaltı laserlerle deri dokusu kaynağı: Optimal parametrelerin araştırılması

    HAŞİM ÖZGÜR TABAKOĞLU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2010

    BiyomühendislikBoğaziçi Üniversitesi

    Biyomedikal Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MURAT GÜLSOY