Geri Dön

Bir üniversite kliniğinde bipolar affektif bozukluk seyri ve ilişkili etmenler, 30 yıllık retrospektif izlem çalışması

Bipolar affective disorder and associated factors in a university clinic, 30-year retrospective follow-up study

  1. Tez No: 462418
  2. Yazar: GÖKHAN ÖZPOLAT
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ELİF ORAL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Atatürk Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 147

Özet

Çalışmamızda 1985-2015 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniğinde Bipolar Affektif Bozukluk tanısı ile yatarak tedavi görmüş olan hastaların dosyaları geriye dönük olarak incelenerek, hastalığın sosyodemografik ve klinik özellikleri, hastalığın uzun dönem seyrinde hastalıkla ilişkili olabilecek etmenler ve tedavi stratejilerinde meydana gelen değişikliklerin hastalığın klinik özellikleri üzerine olan etkisini araştırmak amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmamızda 1985-2015 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniğinde Bipolar Affektif Bozukluk tanısı ile yatarak tedavi gören hastalara ait 1267 dosya geriye dönük olarak incelenmiştir. Çalışmamızın sonucunda incelenen dosyalardan 528 (% 41) tanesi kadın, 739 (%58) tanesi erkek hastaya aitti. Ortalama hastalık başlangıç yaşı 24,1± 8,9 idi. Hastaların %89,4'ünde eşlik eden psikiyatrik bozukluk olmadığı, eşlik eden psikiyatrik bozukluklar içerisinde en çok (%3,4) kişilik bozukluğu olduğu, hastaların %86'sında ek medikal hastalığın olmadığı, en çok görülen hastalığın hipotiroidi (%4,6) olduğu, hastaların %46,2'inde ailede ruhsal hastalık olduğu ve %17,7 ile en yüksek oranda bipolar bozukluk bulunduğu tespit edildi. Hastaların %69,1'inin (N=876) ilk hastalık dönemleri mani, %23,4'ünün (N=296) ilk hastalık dönemi depresyon olarak saptandı. Hastalık dönemlerinin %62,4'üne psikotik belirtilerin eşlik ettiği tesbit edildi. En çok ilaç uyumsuzluğunun (%44,8) yeni bir hastalık dönemini tetiklediği, depresif dönemlerin tetiklenmesinde ilacın etkin olmamasının (%42,9) en büyük etken olduğu saptandı.1985-2015 yıllları arasında ilaç kullanımındaki değişime bakıldığında; genel olarak duygudurum dengeleyici (DDD) kullanımının anlamlı derecede değişme göstermediği, lityum kullanımının anlamlı derecede azaldığı, valproat kullanımının anlamlı derecede yükseldiği, karbamazepin kullanımının ikinci dekatta yükselme gösterdiği ancak üçüncü dekatta düşme gösterdiği ve bu seyrin anlamlı olduğu, lamotrijin kullanımının artma gösterdiği ancak bu artışın anlamlı derecede olmadığı, kombine DDD kullanımının anlamlı düzeyde olmasa da artma gösterdiği saptandı. Antipsikotik (AP) kullanımındaki değişime bakıldığında ise tipik AP kullanımının anlamlı derecede azaldığı, atipik AP ve depo AP kullanımının anlamlı derecede yükseldiği, kombine AP kullanımının anlamlı derecede azalma gösterdiği saptandı. Antidepresan kullanımına baktığımızda ise ilk dekatta antidepresan kullanımının %13,8'den son dekatta %5,0 'a anlamlı düşme gösterdiği, antidepresan sınıflarında ise ilk dekatta en çok noradrenerjik ve spesifik serotonerjik antidepresanlar (NASSA) (%30,8), trisiklik (%23,1) ve monoamino oksidaz (MAO) inhibitörü (%23) antidepresanların kulllanıldığı, son dekatta ise en çok selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSGİ) (%56,7) ve serotonin noradrenalin geri alım inhibitörleri (SNGİ) (13,3) grubu antidepresanların tercih edildiği tesbit edildi. İstem dışı intramüsküler sedasyon (kimyasal kısıtlama) uygulamasının atipik AP kullananlarda anlamlı derecede düşük olduğu, ikinci dekatta yükselme üçüncü dekatta düşme gösterdiği, suicid girişiminin en çok manik (%45,2) ve depresif dönemlerde (%31,5) görüldüğü, en sık kullanılan suicid yöntemlerinin ilaç içme (%2,8) ve yüksekten atlama (%1,9) olduğu, atipik AP ve lityum kullanan hastalarda suicid girişiminin anlamlı derecede düşük olduğu saptandı. Otuz yıllık bir süreçte hastalığın seyri ve seyir üzerine etkili faktörlerdeki muhtemel değişmenin değerlendirilmesi pek çok yönüyle heterojen bir bozukluk olan Bipolar Affektif Bozukluğun anlaşılmasında faydalı olabilir.

Özet (Çeviri)

The files of patients who had been treated with Bipolar Affective Disorder in Atatürk University Medical Faculty inpatient psychiatry clinic between 1985 and 2015 were investigated retrospectively to analyze the sociodemographic and clinical characteristics of the disorder, the factors that might be related to the long-term course of the disorder, and the effects of changes in the treatment strategies on the clinical features. For this purpose, 1267 files of patients who were hospitalized with Bipolar Affective Disorder in Atatürk University Medical Faculty Psychiatry Clinic between 1985 and 2015 were investigated retrospectively. Of the files examined, 528 (41%) were female and 739 (58%) were male patients. The mean age at onset was 24.1 ± 8.9 years. It was found that 89.4% of the patients had no comorbid psychiatric disorder, the most common comorbid psychiatric disorders (3.4%) were personality disorders, 86% of the patients had no additional medical illnesses, and the most common medical illness was hypothyroidism (4.6%), 46.2% of the patients had mental illness in the family and the most common disorder was bipolar disorder (17,7%). Mania was the diagnosis for the first episode in69.1% of the patients (N = 876), whereas depression was the diagnosis for the first episode in 23.4% (N = 296) of the patients. Psychotic manifestations were present in 62.4% of the episodes. It was found that nonadherence to treatment (44.8%) triggered a new episode, and lack of treatment efficiency (42.9%) was the most important factor in triggering a new depressive episode. Given the change in medication trends between 1985 and 2015; It was concluded that the usage of mood stabilizers (MS) generally did not change significantly, the usage of lithium decreased significantly, the useage of valproate increased significantly, the usage of carbamazepine increased significantly in the second decade but decreased in the third decade, and the usage of lamotrigine increased, but this increase was not found to be statistically significant. It was found that the combined use of MS showed an increase, however not at a significant level. When the change in antipsychotic use over the years was observed, it was found that the use of typical AP decreased significantly, the use of atypical AP and depot AP increased significantly, and the use of combined AP decreased significantly. When antidepressant use was considered, antidepressant use decreased significantly from 13.8% in the first decade to 5.0% in the last decade. Whereas NASSA (30,8%), tricyclic antidepressants (23,1%) and MAO inhibitor were used in the first decade SSGİ (56.7%) and SNGİ (13.3) were preferred in the last decade. Compulsory intramuscular sedation was found to be significantly lower in patients using atypical AP. Compulsory intramuscular sedation showed an increase in the second decade but decreased in the third decade. Suicide attempts have been found to be more frequent in manic (45,2%) and depressive episodes (31,5%). The most commonly used suicide methods were drug overdose (2.8%) and jumping from height(1.9%). Suicide attempt was found to be significantly lower in patients using atypical AP and lithium. Investigating possible changes in factors affecting the course of the disorder over a period of 30 years can be useful in understanding Bipolar Affective Disorder, a heterogeneous disorder in many ways.

Benzer Tezler

  1. Bir üniversite hastanesi psikiyatri servisinde bipolar afektif bozukluk tanılı hastaların sosyodemografik ve klinik özelliklerinin geriye dönük incelenmesi

    Retrospective examination of sociodemographic and clinical manifestations of bipolar affective disorder patients in an university hospital psychiatry clinic

    BURCU YAVUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Psikiyatriİnönü Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RİFAT KARLIDAĞ

  2. Unipolar ve bipolar bozukluğu olan hastaların baskın afektif mizaç, mizaç-karakter özellikleri ve çocukluk çağı örselenmeleri açısından karşılaştırılması

    The comparision of affective temperaments, the psychometric properties of temperament-character and childhood trauma in patients with unipolar and bipolar disorder

    ZEYNEP NERGİS TELLİOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    PsikiyatriMaltepe Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. R. PEYKAN GÖKALP

  3. Bipolar hastaların mani ve remisyon dönemlerindeki el yazısı ve imza örneklerinin incelenmesi

    Examination of handwriting and signature examples of bipolar patients during mania and remission periods

    NUSRET AYAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Adli Tıpİnönü Üniversitesi

    Adli Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OSMAN CELBİŞ

  4. Bipolar affektif bozukluk manik ve depresif atak ile unipolar depresif bozukluk hastalarında atak döneminde, sistemik immün inflamasyon indeksinin, monosit/lenfosit oranının, nötrofil/lenfosit oranının, platelet lenfosit oranının ve sistemik immün yanıtindeksinin karşılaştırılması

    Comparison of the systemic immune inflammation index, monocyte/lymphocyte ratio, neutrophil/lymphocyte ratio, platelet lymphocyte ratio and systemic immune response index in bipolar affective disorder manic and depressive episode and unipolar depressive disorder pati̇ents.

    OĞUZHAN TÜZÜN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriBursa Uludağ Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ENVER YUSUF SİVRİOĞLU

  5. Üçüncü basamak psikiyatrik tedavi merkezinde psikoz tedavi yaklaşımları-retrospektif, kesitsel bir farmakoepidemiyoloji çalışması

    Approaches to psychosis treatment at the third level psychiatric treatment center-a retrospective, cross-sectional pharmacoepidemiology study

    ECE DAĞDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriAtatürk Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HACER AKGÜL CEYHUN