Geri Dön

Sistemik lupus eritematozus ve romatoid artrit'li hastaların serum prolaktin düzeylerinin sağlıklı kontrollerle karşılaştırılarak değerlendirilmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 462768
  2. Yazar: SEYİT UYAR
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. REFİK DEMİRTUNÇ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Romatoloji, Endocrinology and Metabolic Diseases, Rheumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2011
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: İstanbul Haydarpaşa Numune Eğt. ve Arş. Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 57

Özet

Sistemik Lupus Eritematozus (SLE); patojenik otontikorların ve immün komplekslerin birçok hedef organda doku hasarına yol açtığı, sistemik, kronik, inflamatuvar, otoimmün bir hastalıktır. Çok hafif formlarından, major organ tutulumu ile seyreden, önemli morbidite ve mortaliteye neden olabilen sistemik tutulum gösteren formuna kadar, geniş bir klinik spektrumu vardır. Alevlenme ve remisyon dönemlerinin görüldüğü klinik seyri değişkendir. Çocuk doğurma yaşında olan kadınlarda daha sık görülür. Etiyolojisinde genetik, hormonal, immünolojik ve çevresel faktörler birlikte rol oynamaktadır. Romatoid artrit (RA); etyolojisi belli olmayan, özellikle eklemleri tutan, multisistemik tutulum gösteren, kronik, inflamatuar, sistemik bir hastalıktır. Eklem sinovyasında sinovit ve pannüs formasyonu oluşturarak kıkırdak, kemik ve komşu dokularda yıkıma ve eklem deformasyonlarına yol açar .İnflamasyon eklemler dışında diğer organları da tutabilir. Nitekim kardiyovasküler sistem, hematolojik sistem, karaciğer, solunum sistemi, göz, kas, böbrek ve nörolojik sistem tutulumları olabilmektedir. Nöroendokrin sistem ile immün sistem arasındaki ilişki uzun yıllardan beri araştırmacıların ilgisini çekmektedir. 1930'lu yıllarda yapılan bir çalışmada hipofizektomili sıçanlarda bir süre sonra timus bezlerinin regresyona uğradığının gösterilmesi bu ilişkinin ilk delillerindendir. Otoimmün hastalıkların gün içi sirkadian ritm göstermesi ve gebelik sırasında hastalık seyrinde değişiklikler olması etiyolojide ve aktivasyonda hormonal faktörlerin rol oynadığını düşündürmektedir. Prolaktin bu konuda üzerinde en çok araştırma yapılan hormonlardan biridir. Prolaktin sadece ön hipofiz bezinden değil, immün sistem hücrelerinin de içinde yer aldığı birçok ekstra-pitüiter bölgeden salgılanmaktadır. Ancak hipofiz dışı prolaktinin serum prolaktin düzeyinde değişikliğe neden olup olmadığı hakkında bir bilgi yoktur. Prolaktin reseptörleri de sitokin reseptör ailesi (interlökin-2 (IL-2), IL-3, interferon reseptörleri gibi) içinde sınıflandırılmaktadır ve lenfositler, monositler, nötrofiller, doğal öldürücü hücreler ve timik epitelyum hücrelerde bulunurlar. Prolaktin böylece IL-2 reseptör ifadesi, T-hücre çoğalması ve B-hücre düzenlenmesi gibi çeşitli immün olaylarda rol alabilmektedir. Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda RA'lı ve SLE'li hastaların bazılarında hiperprolaktinemi olduğu tesbit edilse de prolaktin düzeyi ve otoimmün hastalıkların aktivitesi arasında net bir ilişki gösterilememiştir. Bizim bu çalışmadaki amacımız sistemik organ tutulumu olmayan remisyondaki RA ve SLE'li hastalarda serum prolaktin düzeylerini sağlıklı kontrol grubuyla karşılaştırarak değerlendirmektir.

Özet (Çeviri)

Systemic Lupus Erythematosus (SLE) is a systemic, chronic, inflammatory, and autoimmune disease in which pathogenic autoantibodies and immunocomplexes cause tissue damage in many target organs. There is a broad clinical spectrum from very mild forms to systemic involvement with major organ involvement, which can cause significant morbidity and mortality. The clinical course of exacerbation and remission periods is changing. It is more common in women of childbearing age. Genetic, hormonal, immunological and environmental factors play a role in etiology. Rheumatoid arthritis (RA) is a chronic, inflammatory, and systemic disease with multisystemic involvement, especially of joints, with no definite etiology. It creates synovitis and pannus formation in the joint synovium leading to destruction and joint deformations in the cartilage, bone and adjacent tissues. Inflammation may also involve other organs other than joints. As a matter of fact, cardiovascular system, hematological system, liver, respiratory system, eye, muscle, kidney and neurological system can be involved. The relationship between the neuroendocrine system and the immune system has been of interest to researchers for many years. It is the first evidence of this relationship that demonstrates that the thymus glands underwent regression after a while in hypophysectomized rats in 1930s. The presence of daytime circadian course of autoimmune diseases and changes in the course during pregnancy suggest that hormonal factors play a role in etiology and activation. Prolactin is one of the most studied hormones on this subject. Prolactin is secreted not only from the anterior pituitary gland but also from many extra-pituitary regions in which the immune system cells are involved. However, there is no information about whether extra-pituitary prolactin effects the serum prolactin level. Prolactin receptors are also classified in the cytokine receptor family (such as interleukin-2 (IL-2), IL-3, interferon receptors) and are found in lymphocytes, monocytes, neutrophils, natural killer cells and thymic epithelial cells. Prolactin can thus play a role in a variety of immune events such as IL-2 receptor expression, T-cell proliferation and B-cell regulation. Although some studies in recent years have found hyperprolactinemia in some patients with RA and SLE, there is no clear correlation between prolactin levels and the activity of autoimmune diseases. Our aim in this study is to evaluate serum prolactin levels in patients with RA and SLE without systemic organ involvement and to compare with a healthy control group.

Benzer Tezler

  1. Sistemik lupus eritematozus ve romatoid artritte otoantikorlar ve sIL-2 reseptörünün araştırılması

    Autoantibodies and sIL-2 receptor levels in systemic lupus erythematosus and rheumatoid arthritis

    RAMAZAN GÜNEŞAÇAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    İmmünoloji Bilim Dalı

    PROF.DR. EREN ERKEN

  2. Primer ve sekonder sjögren sendromlu hastaların tükrük bezlerinde VCAM-1, ICAM-1 ve ELAM-1 adezyon moleküllerinin ekspresyonu ve serum anti-Alfa-fodrin antikorlarının tanıdaki önemi

    Expression of VCAM-1, ICAM-1 and E-selection adhesion moleculas and important alpha-fodrin antibodies for diagnosis of the patients with primary and secondary sjögren syndrome

    NURAN TÜRKÇAPAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    RomatolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜMİT ÖLMEZ

  3. Ailevi akdeniz ateşi olan hastalarda follistatin-like protein 1 ve follistatin-like 3 düzeylerinin hastalık aktivasyonu ve mutasyon tipi ile ilişkisi

    The relationship between follistatin-like protein 1 and follistatine-like 3 levels with disease activation and mutation type in familial Mediterranean fever patients

    HÜSEYİN KAPLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonErciyes Üniversitesi

    Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA ÇALIŞ

  4. Development of mirna biomarkers for the differentiation between gingivitis and periodontitis: A pilot study

    Gingivitis ve periodontitis ayrımı için mirna biyobelirteçlerinin geliştirilmesi: Pilot çalışma

    DHAFIR LATIEF FAYADH FAYADH

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    BiyokimyaSüleyman Demirel Üniversitesi

    Kimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA CALAPOĞLU