Kanat yapısal deformasyonunun rüzgar türbini rotor performansı üzerine etkisi
Influence of blade structural deformation on wind turbine rotor performance
- Tez No: 467189
- Danışmanlar: PROF. DR. ZAHİT MECİTOĞLU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Enerji, Mühendislik Bilimleri, Uçak Mühendisliği, Energy, Engineering Sciences, Aircraft Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uçak ve Uzay Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 150
Özet
Bu çalışma kapsamında çeşitli yükler (aerodinamik, merkezkaç, yerçekimi, vb.) altında çalışan rüzgar türbini kanadının davranışı incelenmiştir. Aerodinamik ve yapısal disiplinlerin etkileşimi göz önüne alınarak, kanat tasarımı sırasında ön tasarımdan performans hesabına kadar olan aşamalarda kullanılabilecek metodoloji geliştirilmiştir ve örnek bir kanat üzerinde parametrik çalışmalar yapılmıştır. Pala Eleman Teorisi ve Klasik Laminasyon Teorisi tez çalışması sırasında faydalanılan temel teorilerdir. Her iki yöntemin ve aralarındaki etkileşimin gerçekleştirilmesi için MATLAB ortamında yazılımlar geliştirilmiştir. Geliştirilen yazılımların çıktıları NREL tarafından gerçekleştirilen çalışmalarla karşılaştırılmış ve sonuçların birbirine yakın olduğu görülmüştür. Bu tez çalışması sonucunda istenilen özelliklerde bir kanat tasarımının gerçekleştirilmesi için kanadın yapısal ve aerodinamik davranışının ve aralarındaki ilişkinin anlaşılması için gerekli disiplinler arası çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Tezin yukarıda bahsedilen söz konusu farklı disiplinleri kullanarak ve aralarındaki ilişkiyi inceleyerek yüksek performanslı kanat tasarımı için tasarımcılara ve araştırmacılara bir yol gösterici olması hedeflenmiştir. Ön tasarım aşamasında malzeme seçimi, serim açısı, profil seçimi ve boyutlandırma gibi parametrik çalışmaları, bu parametrelerin performans üzerine etkilerinin hesabını hızlıca gerçekleştirebilecek bir altyapı sunulmaktadır. Aerodinamik ve yapısal etkileşimin hesaplanması tezin kritik noktalarından birine işaret etmektedir. Rüzgar türbininin enerji üretimi rotor ve rüzgar arasındaki etkileşime bağlıdır. Rüzgar hızı, bir ortalama hız ve bunun etrafında salınım yapan, türbülans içeren hız değişikliklerinin bir kombinasyonu olarak kabul edilebilir. Görülmüştür ki rüzgar türbini performansının ana parametreleri (ortalama güç üretimi ve ortalama yükler) ortalama hız nedeniyle oluşan aerodinamik kuvvetler tarafından belirlenmektedir. Rüzgar kayması, yan rüzgarlar, rotor dönüşü nedeniyle oluşan periyodik aerodinamik kuvvetler, türbülans ve dinamik etkiler yüzünden ortaya çıkan rastgele salınım gösteren kuvvetler yorulma yüklerinin kaynağını oluşturmaktadır ve rüzgar türbinin maruz kalabileceği en yüksek yüksek yük değerinin belirlenmesi için kullanılır. Önem taşıyan bu faktörlerin anlaşılması için kararlı durumdaki rüzgar türbini aerodinamiğinin anlaşılması gereklidir. Aerodinamik ile ilgili çalışmaların yer aldığı bölümde öncelikle ideal bir rüzgar türbininin analizine yer verilmiştir. Rotorun genel davranışı, etrafındaki akış ve önemli kavramlar hakkında bilgi verilmiştir. Analizler rüzgar türbinleri için teorik performans limitlerinin hesaplanması için de kullanılmıştır. Genel aerodinamik kavramlar ve kesitlerin (airfoil) çalışma ilkeleri anlatılmıştır. Rüzgar türbinin klasik aerodinamik analizi ilk olarak Betz ve Glauert tarafından 1930'lu yıllarda gerçekleştirilmiştir. Daha sonra teori bilgisayarlarda uygulanabilecek şekilde genişletilmiştir. Tüm bu metotlarda, momentum teorisi ve pala eleman teorisi birleştirilerek rotorun dairesel bir bölümünün performans karakteristiklerinin hesaplanmasını sağlayan bir bant teorisine dönüştürülmüştür. Rotorun tamamının performansı ise tüm dairesel bölümler için elde edilen değerler toplanarak (entegre edilerek) bulunur. Öncelikle momentum teorisi ve pala eleman teorisi açıklanmış ve ideal çalışma şartlarında optimum bir kanat tasarımı için kullanılmıştır. Günümüzde kullanılan rüzgar türbini kanatlarının ana hatlarını belirleyen kavramlar gösterilmiştir. Daha sonra iki yaklaşımın bir kombinasyonu olan bant teorisi veya diğer bir adıyla pala elemanı momentum (PEM) teorisi, bir rüzgar türbini rotorunun aerodinamik tasarımı ve performans analizine yönelik bir prosedür yaratmak için kullanılmıştır. Ayrıca, aerodinamik kayıplar ve gerçekci bir akış alanı göz önüne alınarak optimum kanat tasarımı için bir başlangıç noktasına varılmıştır. Tasarımcı, operasyon sırasında meydana çıkan aerodinamik, yerçekimi, atalet ve kontrol kaynaklı kuvvetler nedeniyle oluşan yapısal deformasyon kaynaklı indüklenmiş burulma açısını kanat tasarımı sırasında dikkate almalıdır. Bu nedenle, hedeflenmiş çalışma koşullarında en iyi performansı gösterecek şekilde kanatların tasarlanması için kompozit rüzgar türbini kanatlarının yapısal davranışının iyi anlaşılması gereklidir. Böyle bir analiz kompozit mekaniği ve aerodinamik arasında bir etkileşim kurulmasını gerektirmektedir. Bu konuda ilk akla gelen üç boyutlu çözümler olan sonlu elemanlar ve hesaplamalı akışkanlar dinamiği ile etkileşimin sağlanması bir opsiyondur ancak zaman alıcıdır ve ön tasarım aşamasında hızlı çalışmaların yapılabilmesi için yeteri kadar esnek değildir. Alternatif yöntem hem aerodinamik hem de yapısal tarafta indirgenmiş modeller kullanarak tasarımcıya sistematik bir yaklaşım ve kanat davranışı hakkında bilgi sağlamaktır. Daha önce bahsedilen bölümde aerodinamik ile ilgili kısım Pala Eleman Momentum Teorisi'ne dayandırılarak gerçekleştirilmiştir. Sonraki bölümde ise yapısal kısma odaklanılmıştır, Klasik Laminasyon (KLT) ve İnce Cidarlı Yapılar teorisi kullanılarak uygulamaya yönelik ve hızlı yöntem bir geliştirilmiştir. Bu yöntem ön tasarım aşamasında parametrik çalışmalar yapmaya, malzeme ve laminasyon parametrelerini seçmeye yarayan bir aracın temelini oluşturmaktadır. Türbin kanatları kiriş gibi modellemeye uygun uzun ve narin yapılardır, bu nedenle kesit burulma ve eğilme katılığı gibi yapısal özelliklerini hesaplayacak şekilde bir modelleme gerçekleştirmek iyi bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım için iki ana teori kullanılmaktadır. Birincisi kompozit yapının ana karateristiklerini hesaplamak için gerekli olan Klasik Laminasyon Teorisidir, ikincisi ise KLT ile profil geometrisi arasındaki ilişkiyi Kuran İnce Cidarlı Yapılar teorisidir. Tezin ilgili bölümünde yukarıda bahsedilen teorilerin detayları verilmiş ve NACA profili tabanlı kompozit kanat geometrilerinin mekanik özellikleri hesaplanmıştır. Tezin Aerodinamik ve Yapısal Etkileşimin Kurulması adlı bölümünde aerodinamik ve yapısal etkileşimin kurulması için gerekli teorik altyapı her iki disiplin için de oluşturulmuştur. Bu bölümde aerodinamik yüklerin kanattaki deformasyon sonucunda değişimi, yükler ve deformasyonun birbiri ile bağıntısı iteratif bir etkileşim kullanılarak ifade edilmiştir. Bunun için öncelikle aerodinamik yükler ve bu yükler kaynaklı deformasyon hesaplanmış, devamında ise bu deformasyon yeni aerodinamik yükler hesaplamak için kullanılmıştır. Bu yaklaşım biribirini takip eden iki iterasyonarasında kabul edilebilir bir hata seviyesine ulaşılana kadar devam etmiş ve final yük ve deformasyon durumuna ulaşılmıştır. Tez kapsamında yapılan çalışmaların uygulanması için farklı çalışma koşulları dikkate alınarak 12 m boyunda örnek bir kanat için parametrik hesaplamalar yapılmıştır. Bu hesaplamalar sonucunda kanadın rijit veya elastik kabul edilmesinin enerji üretim performansına etkileri ortaya konmuştur. Elastik kanat için önemli yapısal parametreler geliştirilen yazılım yardımıyla hesaplanmıştır. Örnek kanat üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda temel olarak aşağıdaki farklar gözlenmiştir. • Kanat uç istasyonlarında oluşan yüklerdeki farklılık %2,5 seviyesindedir. • Türbin güç eğrisindeki farklılık rüzgar hızının artışı ile doğru orantılı olarak %0,1 - %12 arasında değişmektedir. Beklendiği üzere yüksek hızlar daha fazla deformasyona neden olmakta ve performans düşmektedir. • Türkiye'nin üç farklı ilindeki rüzgar ölçüm verileri kullanılarak yapılan çalışmada rijit ve elastik kanat kabulü arasında %1,3-%1,5 arasında değişen enerji üretim farklılıkları hesaplanmıştır. Geliştirilen yöntemler ile eğilme-burulma etkileşiminin performans üzerine olumlu yönde katkı sağlaması ihtimali de incelenmiştir. Amaç kanadın aerodinamik performansını en yüksek seviyeye çıkaracak optimum burulma açısının, etkileşim yardımıyla ortaya çıkarılması, serim açısı, veter uzunluğu ve et kalınlığı gibi parametrelerin optimum değerlerinin bu doğrultuda tespit edilmesidir. Tezin son bölümünde örnek kanat üzerinde bu doğrultuda bir çalışma yapılmıştır. Etkileri küçük olmakla beraber, eğilme-burulma etkileşimi sayesinde performansın artırılması potansiyel bir çalışma alanıdır.
Özet (Çeviri)
In this study, the behavior of the wind turbine blade working under various loads (aerodynamic, centrifugal, gravitational etc.) have been investigated. Considering the interaction between the aerodynamic and structural disciplines a methodology was developed to be used during blade design stages starting from the preliminary design to the performance calculations, and parametric studies have been conducted on a sample blade. Blade Element Theory and Classic Lamination Theory are the principal theories that were utilized during the study. To conduct these methods and the interaction between them software has been developed in MATLAB environment. The outputs of the developed software have been compared with the studies performed by NREL and it was seen that the results were close to each other. The thesis was concluded by carrying out the necessary inter-disciplinary studies, to understand the structural and aerodynamic behavior of the blade and the interaction between them, required for the design of a blade with the desired properties. The thesis was aimed to be a guide for the designers and researchers in the design of a high-performance blade by using the disciplines mentioned and investigating the relation between them. During the preliminary design stage a base structure is presented that includes the parametric studies such as material selection, layup angle, profile selection and dimensioning and the calculation of the effect of these parameters on performance swiftly. The evaluation of the aerodynamic – structural interaction is one of the critical points of the thesis. The energy production of the wind turbine is dependent on the interaction between the rotor and the wind. The wind speed can be assumed as the combination of an average speed and speed deviations that oscillate around the average speed, including turbulence. It was seen that the main parameters of the wind turbine performance (average power production and average loads) are determined by aerodynamic forces created by average speed. Wind shear, side wind, periodic aerodynamic forces due to the rotation of the rotor, turbulence and forces that show random oscillation due to dynamic effects are the source of fatigue loads and used for determining the highest load value that a wind turbine could be subjected to. In the chapter about the aerodynamic studies, primarily the analysis of an ideal wind turbine is featured. The general behavior of the rotor, the surrounding flow and important concepts are covered. Analyses are used for the calculation of theoretical performance limits of wind turbines. General aerodynamic concepts and the working principles of profiles (airfoil) are expressed. The first classical aerodynamic analysis of the wind turbine was performed by Betz and Glauert in the 1930s. The theory was later expanded so that it could be used incomputers. In all these methods, the momentum theory and blade element theory were combined and transformed into a band theory that enabled the calculation of performance characteristics of a circular section of rotor. The performance of the whole is calculated by integrating all values found for the circular sections. Primarily, the momentum theory and the blade element theory are expressed and used for the design of an optimum blade design under ideal operational conditions. Concepts that determine the outline of the modern wind turbine blades. Then, the combination of the two methods, band theory, or in other words blade element momentum theory was used to create a procedure for the aerodynamic design of a wind turbine rotor and its performance analysis. Moreover, taking into account the aerodynamic losses and considering a realistic flow space, a starting point for an optimum blade design has been reached. During the blade design, the designer should take into account the inducted torsion angle resulting from structural deformation due to the aerodynamic, gravitational, inertia and control-based forces that occurs during the operation. Thus, in order to design the blades that would show the best performance in targeted operational conditions, the structural behavior of the composite wind turbine blades should be well understood. This type of analysis requires establishing an interaction between composite mechanics and aerodynamics. The first option that comes to mind here is establishing this interaction by finite elements and computational fluid dynamics which are 3D solutions, but these methods are time consuming are not flexible enough for quick studies during the preliminary design stage. The alternative is providing the designer a systematic approach and information about blade behavior by using reduced models both on the aerodynamic and structural side. In the aforementioned chapter the aerodynamic side was studied by blade element momentum theory. In the latter chapter the structural side was focused on, and applicable and quick method was developed by using Classical Lamination and Thin Walled Structures theories. This method forms a basis of a tool that enables parametric studies, selection of material and lamination parameters during the preliminary design stage. Turbine blades are long and slender structures that are suitable for modelling like beams, thus it is a good approach to perform a modelling that calculates structural properties like profile torsion and bending stiffness. Two theories are used for this approach. The first one is the Classical Lamination Theory (CLT) required to calculate the main characteristics of the composite structure, and the second one is Thin Walled Structures Theory which establishes the relation between the CLT and the profile geometry. In the relevant chapter of the thesis the theories above are given in detail and the mechanical properties of composite blade geometries based on NACA profiles are calculated. In the thesis chapter named The Establishment of the Aerodynamic – Structural Interaction the required theoretical basis is created for the aerodynamic-structural interaction for both disciplines. In this section, the change in aerodynamic loads due to the deformation in the blade and the relation between the loads and deformation are expressed by using an iterative interaction. This is achieved by firstly calculating the aerodynamic loads and the deformation due to these loads, and then this deformation was used to calculate new aerodynamic loads. This approach was continued until reaching an acceptable error level between two consecutive iterations, and thus a final load and deformation state was reached. In order to apply the studies conducted in this thesis parametric calculations were done for a sample 12 m blade considering different operational conditions. In the light of the result of these calculations, the effect of assuming the blade as rigid or elastic on the energy production performance was presented. Important structural parameters for the elastic blade was calculated with the help of the developed software. Differences below were principally observed after the studies made on the sample blade. • Difference between loads occurring at blade tip stations are about 2,5% • The difference in the power curve of the turbine is changing between 0,1% – 12%, proportional to the increase in wind speed. As expected, higher speeds results in more deformation and the performance decreases. • In a study using wind measurement data for three different provinces of Turkey, energy production differences between 1,3% - 1,5% were observed between the assumptions of rigid and elastic blades. • The possibility of the bending-torsion interaction having a positive effect on the performance was also investigated with the developed methods. The aim is finding the optimum torsion angle that would increase the aerodynamic performance of blade to the highest level with the help of interaction and determining parameters like the layup angle, chord length and the wall thickness in this direction. In the last part of the thesis a study was made on the sample blade in this context. Although it has small effects, increasing the performance with the bending-torsion effect is potential field of study.
Benzer Tezler
- Biyomimetik tabanlı uçak kanadı tasarımı
Biomimetic based aircraft wing design
ANIL AKDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Makine MühendisliğiGazi ÜniversitesiEndüstriyel Tasarım Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜDAYİM BAŞAK
- A multi-disciplinary design approach for conceptual sizing of advanced rotor blades
Gelişmiş rotor palalarının kavramsal boyutlandırması için çok disiplinli tasarım yaklaşımı
HASAN İBAÇOĞLU
Doktora
İngilizce
2022
Havacılık Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiUçak ve Uzay Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYTAÇ ARIKOĞLU
- Experimental and numerical investigation of flapping airfoils interacting in various arrangements
Çırpan kanat profillerinin çeşitli yerleşimler için etkileşimlerinin deneysel ve sayısal olarak incelenmesi
SALİHA BANU YILMAZ
Doktora
İngilizce
2021
Havacılık Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiUçak ve Uzay Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET FEVZİ ÜNAL
PROF. DR. MEHMET ŞAHİN
- Determination of pattern, timing and mechanism of the active tectonic deformation in the western flank of the Central Taurides
Orta Torosların batı kanadında aktif tektonik deformasyonun deseninin, zamanlamasının ve mekanizmasının belirlenmesi
TUNAHAN AYKUT
Doktora
İngilizce
2024
Coğrafyaİstanbul Teknik ÜniversitesiKatı Yer Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CENGİZ YILDIRIM
- Tectonic and magmatic structure of Lake Van basin and its structural evolution, Eastern Anatolia accretionary complex (EAAC), East-Turkey
Van Gölü havzasının tektonik ve magmatik yapısı ve yapısal evrimi, Doğu Anadolu yığışım karmaşığı (DAYK), Doğu Türkiye
MUSTAFA TOKER
Doktora
İngilizce
2011
Jeofizik Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesiİklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. A. M. CELAL ŞENGÖR