Kronik spontan ürtikerli hastalarda intestinal parazitlerin değerlendirilmesi
Evaluation of intestinal parasites in patients with chronic spontaneous urticaria
- Tez No: 468615
- Danışmanlar: PROF. DR. ALİ KUDRET ADİLOĞLU, DR. FİLİZ KAYA
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Mikrobiyoloji, Parazitoloji, Microbiology, Parasitology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 82
Özet
Kronik ürtiker altı haftadan uzun süren, kendiliğinden gelişen ürtiker, anjioödem veya her ikisinin beraber bulunduğu durum olarak tanımlanır. Genel popülasyonu %0,5-5 oranında etkilemektedir. Çocuklardaki kronik ürtikerin gerçek prevalansı hakkında tam olarak doğru bir bilgi yoktur. Ancak erişkinlere göre daha nadir görüldüğü düşünülmektedir. Kronik ürtiker kendi içinde, spesifik uyarı ile tetiklenen indüklenebilir kronik ürtiker ve herhangi bir uyarı olmaksızın gelişen kronik spontan ürtiker (KSÜ) olarak ikiye ayrılmaktadır. Her ne kadar KSÜ benign bir hastalık olsa da; yaşam kalitesindeki bozulmanın, diğer kronik hastalıkları olan çocuklarla benzer olduğu gösterilmiştir. Kronik spontan ürtiker vakalarının yaklaşık %90'ında, altta yatan nedenin araştırılması rutin klinik pratikte mümkün olmamaktadır. Otoimmünite, besin intoleransı ve internal parazitik enfeksiyonları içeren enfeksiyonlar KSÜ'nün altta yatan nedenleri olarak tanımlanmışlardır. Çalışmamızda, KSÜ tanısı almış çocuk ve erişkin hastalarda intestinal parazitlerin değerlendirilmesi, parazit ile ilişkili kronik ürtiker sıklığının belirlenmesi, bu hastaların benzer demografik özellikteki sağlıklı kontrol grupları ile karşılaştırılması amaçlandı. Bunun için çalışmaya dahil edilen kişilerden alınan dışkı örnekleri direkt bakı (nativ-lugol yöntemi), dışkı konsantrasyon yöntemi, modifiye Kinyoun asit-fast ve trikrom boyama yöntemleriyle incelendi. İnceleme sonrası dışkıda parazit saptanan hastalara antiparaziter tedavi verildi ve kronik spontan ürtiker semptomlarında iyileşme değerlendirildi. Ayrıca çalışmaya dahil edilen kişilerin kanda eozinofil oranı ve serumda total IgE seviyeleri incelendi. Temmuz 2016 ve Mart 2017 tarihleri arasında T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları ve Dermatoloji Polikliniklerine başvuran kronik spontan ürtiker tanılı hastalar çalışmamıza dahil edildi. Kronik spontan ürtiker hastalarında etiyolojiye yönelik yapılan incelemede, son 1 hafta içerisinde şüpheli ilaç kullanımı ya da belirgin enfeksiyon (viral, bakteriyel, fungal) bulguları olan ya da stres faktörü tanımlayan olgular çalışma dışı bırakıldılar. Çalışmaya kabul edilme kriterlerine uygun olarak Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Polikliniği'nden 76 çocuk hasta, Dermatoloji Polikliniği'nden 38 erişkin hasta çalışmaya dahil edildi. Kontrol grubu olarak hastanemize genel sağlık kontrolü nedeniyle başvuran aynı demografik özelliklere sahip, bilinen akut ve kronik hastalığı olmayan, kronik spontan ürtikeri olmayan 106 çocuk, 34 erişkin dahil edildi. Çocuk hasta grubunda 17 hastada (%22,3), çocuk kontrol grubunda 16 çocukta (%14,6), erişkin hasta grubunda 7 hastada (%18,4), erişkin kontrol grubunda ise 3 kişide (%8,8) dışkı konsantrasyon ve trikrom boyama yöntemleri ile parazit saptandı ve bu farklar istatistiksel olarak anlamlı değildi (sırasıyla p=0,181 ve p=0,376). Hiçbir grupta modifiye Kinyoun asit-fast yöntemi ile yapılan boyamada parazit saptanmadı. Çocuk hasta grubunda %18,4 oranında Blastocystis spp. saptanmış olup, çocuk kontrol grubundan (%13,7) yüksek olmakla beraber bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,155). Çocuk hasta grubunda parazit saptanan olgulara uygun antiparaziter tedavi 10 gün süre ile verilmesi planlandı. Toplam 17 hastanın 14'ünde tedavi verildi. Blastocystis spp. görülen üç hastaya tekrar ulaşılamadığı için tedavi verilemedi. Tedavi verilen 14 hastanın tümünde 10 günlük tedavi sonrası yapılan dışkı incelemesinde parazit saptanmadı. Tedavi verilen toplam 14 hastanın 8'inde (%57,1) ürtiker semptomlarında düzelme oldu. Blastocystis spp. saptanıp tedavi verilen 11 hastanın 6'sında antiparaziter tedavi sonrasında ürtiker semptomlarında düzelme oldu. Dientamoeba fragilis saptanan 2 hastanın da antiparaziter tedavi sonrasında ürtiker semptomlarında düzelme görüldü. Giardia intestinalis saptanan tek hastaya verilen tedavi sonrası KSÜ semptomlarında düzelme görülmedi. Çocuk hasta grubunda olduğu gibi erişkin hasta grubunda da olgulara antiparaziter tedavi verildi. Erişkin hasta grubunda Blastocystis spp. saptanan toplam 7 hastanın 5'ine tedavi verildi ve 3'ünde (%60) tedavi sonrasında ürtiker semptomlarında düzelme oldu. Çalışmamızda hasta ve kontrol gruplarında saptanan parazitler ile eozinofili ve total IgE yüksekliği arasında anlamlı ilişki bulunmadı. Parazit saptanan olgularda uygun antiparaziter tedavi sonrası yaklaşık %50 oranında KSÜ semptomlarında iyilişme önemli bir bulgu olarak değerlendirildi. Bu durum hasta yaşam kalitesini önemli ölçüde bozan KSÜ'de, etiyolojinin araştırılmasında gaitada parazit aranmasının önemini ortaya koymaktadır.
Özet (Çeviri)
Chronic urticaria is defined as the occurrence of spontaneous wheals, angioedema, or both for >6 weeks. The prevalance of chronic urticaria in general population is 0.5-5%. There is no accurate data about the actual prevalence of chronic urticaria in children. However, it is thought to be less common than adults. Chronic urticaria is divided into two as inducible chronic urticaria triggered by specific stimuli and chronic spontaneous urticaria (CSU) developed without any stimulation. Although CSU is a benign disease, deterioration of quality of life is similar that of other chronic diseases of children. In about 90% of cases of CSU, the detection of the underlying cause is not possible in routine clinical practice. Infections, autoimmunity, food intolerance and internal parasitic infections are supposed to be underlying causes of CSU. The aim of our study was to evaluate the intestinal parasites in children and adult patients diagnosed with CSU, to determine the frequency of parasite-associated chronic urticaria, and to compare these patients with healthy demographic control groups. Stool specimens collected from the subjects included in the study were examined by direct examination (native-lugol method), stool concentration and modified Kinyoun acid-fast and trichrom staining methods. The patients were also treated with antiparasitic therapy and the improvement in chronic spontaneous urticaria symptoms was assessed. In addition, the ratio of eosinophils in blood samples and total IgE levels in serum of the subjects included in the study were examined. Patients with CSU who admitted to Republic of Turkey Ministry of Health, Health Sciences University Ankara Training and Research Hospital Pediatric Immunology and Allergy Diseases and Dermatology outpatient clinics between July 2016 and March 2017, were included in the study. Patients diagnosed as chronic spontaneous urticaria were excluded from the study if they had suspicious drug use or signs of significant infection (viral, bacterial, fungal) or stress factors in the last week. In accordance with these criteria, 76 children from the Pediatric Immunology and Allergy and 38 adult patients from the Dermatology outpatient clinics were included in the study. 106 children and 34 adults admitted to our hospital for general check up with the same demographic characteristics as the patient group, without known acute or chronic disease and without chronic spontaneous urticaria were included in the study as control groups. Parasite detection rates with stool concentration and trichrome staining methods were as follows; 7 patients (22.3%) in the pediatric patient group, 16 children (14.6%) in the control group, 7 patients (18.4%) in the adult patient group, 3 adults (8.8%) in the adult control group. Differences between children and adult groups were not statistically significant (p = 0.181 and p = 0.376, respectively). No parasites were detected in the staining with the modified Kinyoun acid-fast method in any group. Blastocystis spp. was detected in 18.4% of the pediatric patient group and this difference was not statistically significant (p = 0.155), although it was higher than the control group (13.7%). Antiparasitic therapy was planned to be given for 10 days in cases where parasites were found in the pediatric patient group. 14 of 17 patients were treated with metronizadol. Three patients with Blastocystis spp. could not be treated because they could not be reached again. In all 14 treated patients, there were no parasites in the stool sample after 10 days of treatment and improvement in urticaria symptoms were determined in 8 patients (57.1%). Blastocystis spp. was detected in 11 of 14 treated patients and improvement in symptoms of urticaria occurred in 6 of them. Two patients with D. fragilis were also treated and urticaria symptoms were diminished after treatment. In one patient with G. intastinalis, there was no improvement in symtoms of CSU after metronidazol therapy. In the adult patient group, 5 of the 7 patients with Blastocystis were treated and 3 (60%) had improvement in urticaria symptoms after treatment. In our study, there was no significant relationship between parasite detection and eosinophilia or total IgE levels in patients and control groups. Approximately 50% improvement in the symptoms of CSU was assessed as an important finding after appropriate antiparasitic therapy in cases of parasites. This situation indicates the importance of being searched for parasites in the etiology of CSU, which seriously disrupts the patient's quality of life.
Benzer Tezler
- Ürtikerli hastalarda dientamoeba fragilis varlığının direkt mikroskopi ve moleküler yöntemler kullanılarak araştırılması
Investigation of the presence of dientamoeba fragilis in patients with urticaria using direct microscopy and molecular methods
DENİZ ŞENTÜRKOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
MikrobiyolojiSelçuk ÜniversitesiTıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SALİH MAÇİN
- Omalizumab tedavisi almakta olan kronik spontan ürtiker tanılı hastaların tedaviye yanıtlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi ve etyopatogenezde rol oynayan faktörlerin klinik yanıta etkilerinin araştırılması
Retrospective analysis of therapeutic response to omalizumab in patients with chronic spontaneous urticaria and how it is affected by etiologic factors
MEHMET DEMİREL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
DermatolojiMersin ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYÇA YAZICI
- Kronik spontan ürtikerli hastalarda standart birinci basamak tedavi ile birlikte probiyotik kullanılmasının ürtiker aktivite skorları üzerine etkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the effect of probiotic use on urticaria activity scores with standard first-line treatment in chronic spontaneous urticaria patients
UTKAN KIZILTAÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Allerji ve İmmünolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiDermatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EMEK KOCATÜRK GÖNCÜ
- Kronik spontan ürtikerli hastalarda ikinci kuşak antihistaminler ve omalizumab tedavisinin nötrofil/lenfosit oranı, trombosit/lenfosit oranı ve ortalama trombosit hacmi üzerine etkilerinin birbirleriyle ve kontrol grubu ile karşılaştırılması
Comparison of the effects of second generation antihistamines and omalizumab treatment on neutrophil / lymphocyte ratio, platelet / lymphocyte ratio and mean platelet volume in patients with chronic spontaneous urticaria with each other and with the control group
ZÜLKÜF ARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
DermatolojiManisa Celal Bayar ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CEMAL BİLAÇ
- Kronik spontan ürtikerli hastalarda osteopontin, IL-17, IL-31 seviyelerinin omalizumab tedavisi sonrasındaki değişiminin araştırılması
Investigation of the change of osteopontin, IL-17, IL-31 levels after omalizumab treatment in patients with chronic spontaneous urticaria
ALPER KARA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
DermatolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiDeri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İLTERİŞ OĞUZ TOPAL