On yedinci yüzyıl ve sonrasında çokluk kavramı
The concept of multitude in and post 17th century
- Tez No: 469503
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. KENAN SARIALİOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Bir, Çokluk, çokkültürlülük, Siyaset Felsefesi, The One, Multitude, Multiculturalism, Political Philosophy
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mardin Artuklu Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
Bu çalışmada on yedinci yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanılan“çokluk”ve“halk”kavramlarının felsefesine değinilmektedir. Bu kavramları sırasıyla Spinoza ve Hobbes ortaya atmıştır. Spinoza'ya göre bütün medeni özgürlükler çokluk üzerinden yükselir. Hobbes ise halk kavramını devletle bütünleştirir. Çokluk kendi haklarını egemene devretmediği için bir düşman olarak algılanır. Burada çokluk toplumsal farklılıklara vurgu yaparken, halk ise bir'in yönetimini ön plana çıkarır. On yedinci yüzyıldan itibaren çokluğun geri plana itilmesiyle beraber halk kavramı ağırlık kazanır. Bu durum da ulus devletlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bu çalışmada yirminci yüzyılla beraber ulus devletlerin ortaya çıkardığı sorunlar üzerine W. Kymlicka, C. Taylor ve P. Chatterjee''nin yaptığı tartışmalar üzerinde durulmaktadır. Aynı zamanda A. Negri ve M. Hardt'ın“çokluk”kavramına yaklaşımları ele alınmaktadır. Bu çalışmada çokluk felsefesinin düşünsel temelleri siyaset felsefesinin kavramlarıyla açıklanmaya çalışılmıştır.
Özet (Çeviri)
In this study, it is focused on the concepts of“multitude”and“public”which have been started to be used from 17th century. Spinoza and Hobbes have respectively come up with these concepts. According to Spinoza, all civil freedoms rise in terms of the multitude. On the other hand, Hobbes relates the concept of public to the state. Because multitude does not assign its rights to the sovereign, it is perceived as an enemy. Here, the multitude prioritizes social differences while the public emphasizes the ruling of the“one”. By ignoring of the multitude from the 17th century, the public concept gains importance. Such a situation gives nation states a ground to show up. In this study, it is focused on the discussions that were made by W. Kymlicka, C. Taylor and P. Chatterjee on the problems rising with nation states with 20th century. The approaches of Antonio Negri and Micheal Hardt to the“multitude”are mentioned, as well. In this paper, it is tried to explain the intellectual basics of the philosophy of multitude with the concepts of political philosophy.
Benzer Tezler
- Pious endowments and land in the seventeenth century Ottoman Empire: The Vakf of Şeyhülislam Feyzullah Efendi
On yedinci yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'nda vakıf ve arazi: Şeyhülislam Feyzullah Efendi Vakfı
ÖZGEN ÖZCAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2013
Tarihİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiTarih Bölümü
DOÇ. EUGENİA KERMELİ ÜNAL
- The genealogy of Bram Stoker's Dracula: An evolutionary literary analysis of the vampire in literature as a meme
Bram Stoker'ın Dracula romanında vampirin soyağacı: Vampirin bir gotik korku memi olarak evrimsel edebi analizi
AHMET ANIL AYGÜN
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
İngiliz Dili ve Edebiyatıİstanbul Aydın Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ TİMUÇİN BUĞRA EDMAN
- 17. yüzyıl Hollanda resminde sembol kullanımı
Dutch painting in 17th century, the use of symbol
MELİSSA MELEK EZGİ YÜCEL
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
Sanat TarihiMarmara ÜniversitesiGüzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. TAYFUN AKKAYA
- Doğa yasası fikrinin kökenlerine ilişkin bir araştırma
An investigation on the sources of law of nature
SERPİL KAYGIN
- The 1656 Çınar Event: Threads of historical narratives and political dynamics
1656 Çınar Vakası: Tarihsel anlatıların ve siyasi dinamiklerin izdüşümleri
İBRAHİM SERT
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Tarihİstanbul Medeniyet ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜNEŞ IŞIKSEL