Hipertansiyona bağlı subklinik ateroskleroz göstergesi olarak kan basıncı indeksi
Blood pressure index as a subclinical atherosclerosis indicator related to hypertension
- Tez No: 474609
- Danışmanlar: DR. NİSBET YILMAZ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Kardiyoloji, Nefroloji, Endocrinology and Metabolic Diseases, Cardiology, Nephrology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İç Hastalıkları Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 62
Özet
Primer hipertansiyon tüm dünyada major kardiyovasküler komplikasyonların (senkop, akut koroner sendrom, periferik arter hastalığı) etyopatogenezinde yer alan en önemli hastalıktır. Hipertansiyon endotel disfonksiyonuna neden olarak erken evrede santral ve periferik vasküler yapılarda subklinik aterosklerozun başlamasına neden olur. Klinik pratikte hipertansif vakalarda hedef organ hasarı subklinik aşamada yakalandığında ve gerekli medikal ve paramedikal önlemler alındıktan sonra ateroskleroz süreci yavaşlatılabilmektedir. Kardiyovasküler sistemde hedef organ hasarı tayini için birçok parametre kullanılabilmektedir. Karotis intima media kalınlığı, sol ventrikül kitle indeksinde meydana gelen artış, idrar albümin atılımı ve retinopati hedef organ hasarı için sıklıkla kullanılan parametrelerdir. Bu yöntemlerin hepsi ileri ihtisas ve detaylı inceleme gerektiren tetkiklerdir. Bu nedenle klinik pratikte endotel disfonksiyonunu değerlendirmek için, son zamanlarda kolay, ucuz, her yerde ve herkes tarafından uygulanabilen yöntem ve uygulamaların arayışına gidilmiştir. Yapılan çalışmalarda endotel disfonksiyonunu göstermede çeşitli laboratuvar parametreleri ve bunların birbirlerine oranlanması ile oluşturulan indekslerin önemi gösterilmiştir. Biz bu çalışmada sistolik kan basıncının diyastolik kan basıncına oranı olarak tanımlandırdığımız kan basıncı indeksinin subklinik ateroklerozu yansıtmadaki önemini araştırdık. Kan basıncı indeksinin hipertansif hastalarda subklinik ateroskleroz göstergeleri olan idrar MA, SVKİ ve KİMK ile ilişkisini gösterdik. Çalışmaya 18 yaşından büyük, esansiyel hipertansiyon tanısı ile takipte olan 205 vaka dâhil edildi. Primer hipertansiyon hastalarından ekokardiyografi ile SVKİ, karotis doppler ultrasonografi ile KİMK ve idrar albumin atılımı düzeyleri hasta dosyalarından kaydedildi. Primer hipertansiyon grubunda 24-s KB indeksi, gece KB indeksi ve gündüz KB indeksinin subklinik ateroskleroz göstergeleri olan idrar MA, SVKİ ve KİMK ile ilişkili oldukları saptandı. Aynı zamanda tüm populasyonda 24-s KB indeksinin subklinik ateroskleroz bulguları için bağımsız bir risk faktörü olduğu saptandı. Primer hipertansiyon grubunda HOH pozitif olan grupta HOH negatif olan gruba kıyasla 24-s KB indeksi, gece ve gündüz KB indeksleri daha yüksek saptandı. Yapılan regresyon analizinde 24-s KB indeksinin diğer subklinik ateroksleroz bulgularına benzer şekilde HOH ile ilişkili bir risk faktörü olduğu saptandı. Bu parametrelerin HOH' u öngörmede tanısal ayrımcılıkları incelendiğinde 24-s KB indeksi ile KİMK'in benzer fakat bu iki parametrenin idrar MA ve SVKİ'den daha yüksek tanısal ayrımcılığa sahip oldukları saptandı. Bildiğimiz kadarıyla bu çalışma, primer hipertansiyon hastalarında KB indeksinin, subklinik aterokslerozu belirlemedeki rolünü inceleyen ilk çalışmadır. Bu sonuçlar ışığında, KB indeksinin primer hipertansiyona bağlı hedef organ hasarını belirlemede iyi bir belirteç olabileceğini düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
Primary hypertension is the most important reason that may cause major cardiovascular complications all over the world. Hypertension causes early onset of subclinical atherosclerosis in central and peripheral vascular structures due to endothelial dysfunction. In clinical practice, atherosclerotic course can be slowed down when end organ damage is detected in subclinical stages and medical and paramedical precautions are performed. Many parameters can be used to determine an end organ damage with cardiovascular diseases. Carotid intima media thickness, increase in left ventricular mass index, urinary albumin excretion and retinopathy are frequently used parameters for detecting end organ damage. All of these methods require advanced and detailed examination. Therefore, in order to evaluate endothelial dysfunction in clinical practice, recently, easy and cheap methods are searched that can be applied in every health institution. İn the many studies, various laboratory parameters can show the endothelial dysfunction. The importance of the indices of these parameters have been also shown. In this study, we investigated the importance of the blood pressure index, defined as the ratio of systolic blood pressure to diastolic blood pressure, to reflect subclinical atherosclerosis. We showed the relation between blood pressure index and carotid intima media thickness, left ventricular mass index, urinary albumin excretion which are the subclinical atherosclerosis markers in hypertensive patients. 205 patients, diagnosed essential hypertension and elder than 18 years, were included in the study. Left ventricular mass index, carotis intima media thickness, and urinary albumin excretion levels were recorded from patients files. The 24 hour BP index, the night BP index, and the day BP index were found to be associated with subclinical atherosclerosis indicators like carotid intima media thickness, left ventricular mass index, urinary albumin excretion. At the same time, the 24-hour KB index was found to be an independent risk factor for subclinical atherosclerosis in the whole population. 24-hour BP index and night and day BP indexes in EOD positive group were found to be higher than group without EOD. In the regression analysis, similar to other subclinical atherosclerosis findings, the 24-h BP index was found to be a risk factor that associated with EOD. When the diagnostic value of these parameters in predicting EOD is reserached, the 24-h BP index and CİMT had similiar diagnostic discrimination. it was found that these two parameters had higher diagnostic discrimination than the urine MA and LVMİ. This study is the first resarch that examine the role of BP index in determining subclinical atherosclerosis in primary hypertension. As a result, we think that the BP index may be a good predictor that can detect end organ damage due to primary hypertension.
Benzer Tezler
- Koroner kalp hastalığı olmayan Tip 2 Diabetes Melitus'lu hastalarda sol ventrikül diyastolik fonksiyonu ile egzersiz kapasitesi arasındaki ilişkinin araştırılması
To investigate relation between left ventricular diastolic function and exercise capacity in patients with Type 2 Diabetes Mellitus without evidence of coronary arter disease
AHMET GÜRDAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Kardiyolojiİstanbul ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEHRA BUĞRA
- Polikistik over sendromu tanılı olgularda karaciğer parankimindeki steatozun, vasküler değişikliklerin b-mod ultrasonografi ve doppler ultrasonografi ile değerlendirilmesi
Evaluation of liver parencyhmal steatosis and vascular changes with b-mod ultrasonography and doppler ultrasonography in polycystic ovary syndrome patients
FUNDA UÇAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpUfuk ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İBRAHİM TANZER SANCAK
- Periton diyaliz hastalarında kardiyovasküler risk faktörleri ile fetuin-a arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
The evaluation of the relationship between fetuin-a and cardiovascular risk factors in peritoneal dialysis patients
TARIK ÇUBUKCUOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
KardiyolojiUludağ Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MAHMUT YAVUZ
- Yeni tanı hipertansiyon hastalarında oksidatif stres ve ateroskleroz üzerine etki
Başlık çevirisi yok
RUKİYE ÇELİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
KardiyolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiDahiliye Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AHMET ENGİN ATAY
- Nazofarenks kanserli hastalarda radyoterapi sonrası karotis arter, tiroid bezi ve temporal lobta gelişen geç dönem toksisitelerinin radyolojik ve biyokimyasal yöntemlerle degerlendirilmesi
Evaluation of radiological and biochemical methods in the late term toxicity of carotic artery, thyroid gland and temporal lob after radiotherapy in patients with nasopharyngeal cancer
GÖKHAN YAPRAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
OnkolojiSağlık BakanlığıRadyoloji Onkolojisi Ana Bilim Dalı
UZMAN NACİYE IŞIK