Geri Dön

Osmanlı bağlamında şeriat-kanun ayrımının Hanefi Kamu Hukuk fikri açısından değerlendirilmesi: Ceza Hukuku örneği

Evaluation of the sharia-kanun distinction in Ottoman context in terms of the idea of Hanafi Public Law: Criminal Law sample

  1. Tez No: 482184
  2. Yazar: MUHARREM MİDİLLİ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MÜRTEZA BEDİR
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Din, Hukuk, Religion, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İslam Hukuku Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 443

Özet

İslam hukukunda Şari tarafından belirlenmiş cezalar tamamen veya kısmen bütün insanların yararı için uygulanmaktadır. Kamu otoritesi toplum yararını amaçlayan tazir/siyaset yaptırımları vazedebilmektedir. Pek çok Hanefi hukukçu kamu otoritesinin doğrudan kendi takdiri ile vazettiği cezaları siyaset olarak isimlendirmekte ve hukukun standart hükümlerinin dışında tutmaktadır. Onlar siyasi otoriteyi bütün insanların menfaatlerini gözetme konusunda Şariin vekili kabul etmektedirler. Osmanlı sultanlarının zıllullah sıfatı ile üstlendikleri nizam-ı alemi temin etme misyonu bu anlayışla yakından ilgilidir. Klasik Osmanlı ceza kanunu bu misyonun kurumsal bir tezahürü gibi görünmektedir. Klasik Osmanlı döneminde ceza kanunlarının çıkarılmasının iki temel nedeni bulunmaktadır. Bunlardan birincisi para cezalarına standart bir uygulama kazandırmaktır. Osmanlı hukuk sisteminde para cezası vergi manası bulunan örfi bir yaptırımdır. Şeri hukukun ilgili hükümlerinin dışında sultanların salt kendi takdiri ile vazedilmektedir. Bu nedenle Hanefi ceza geleneğindeki siyaset anlayışının bir yansıması olarak görülmelidir. Osmanlı kanun yapıcıları para cezasının şeriat veya kanun gereği ölüm ya da uzuv kesme gibi ağır bir ceza uygulanmadığında tatbik edilmesini istemektedirler. Ceza kanunlarının diğer sevk nedeni had ve kısas dışı ağır müeyyideleri standart hale getirmektir. Kamu otoritesinin doğrudan kendi takdiri ile vazettiği bu müeyyideler mahiyetleri ve/veya uygulandıkları suçlar bakımından standart hukuki çözümlemelere aykırı gibi görünmektedir. Bu nedenle onlar da Hanefi ceza geleneğindeki siyaset anlayışı bağlamında değerlendirilmelidir. Nitekim Osmanlı kanun yapıcıları bu anlayışı takip ettiklerini göstermek için kanunnamelerde sıklıkla siyaset terimini zikretmekte ve bazen Hanefi siyaset adaletinin en yaygın şekli olan tekerrür/itiyat formülünü kullanmaktadırlar.

Özet (Çeviri)

Penalties determined by the Lawgiver (Shari) in Islamic law are applied in whole or in part to the benefit of all people. The public authority (imam) is able to impose discretionary chastisements (tazir) and administrative punishments (siyasa) for the benefit of the society. Many Hanafi jurists call penalties imposed by the public authority at his sole discretion as siyasa and keep them out of the standard provisions of the sharia law. They accept the public authority as shari's proxy to protect the benefit of all people. The mission of maintaining law and order (nizam-ı alem), which the Ottoman sultans undertake with the title of zıllullah, is closely related to this understanding. The classical Ottoman criminal qanun appears to be an institutional manifestation of this conception. There are two basic reasons for enacting criminal laws in the Ottoman classical period. The first one is to give a standard practice to fines. In the Ottoman legal system, the fine is a customary sanction with a sense of tax. It is legislated by the sultans at their sole discretion apart from the relevant provisions of the sharia law. Therefore, it should be seen as a reflection of the the siyasa concept in the Hanafi tradition of punishment. The Ottoman lawmakers demand that the fines would be inflicted when a severe punishment such as death or amputation is not implemented by the sharia or qanun. The other reason for enacting classical criminal laws is to standardize severe penalties expressed by salb u siyasa term. These penalties enacted by public authority at his sole discretion seem to be contrary to standard legal solutions in terms of their natures and/or the crimes they are subjected to. For these reasons, they should be considered within the scope of the Hanafi siyasa concept as well. Thus, Ottoman lawgivers frequently mention the term siyasa in the classical qanun books and they sometimes use the habitual crime formula that is the most common form of the Hanafi siyasa justice to demonstrate that they follow this concept.

Benzer Tezler

  1. Kanun and sharia: Ottoman Land Law in şeyhülislam fatwas from Kanunname of Budin to the Kanunname-i Cedid

    Kanun ve şeriat: Budin Kanunnamesi'nden Kanunname-i Cedide şeyhülislam fetvalarında Osmanlı Toprak Hukuku

    BÜNYAMİN PUNAR

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    Hukukİstanbul Şehir Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. ABDURRAHMAN ATÇIL

  2. The concept of 'Meşrutiyet' in the context of the secularization of legal and political knowledge in the Ottoman Empire (1860-1911)

    Osmanlı'da siyasi ve hukuki bilginin sekülerleşmesi bağlamında 'Meşrutiyet' kavramı (1860-1911)

    ERDAL KURĞAN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    HukukBoğaziçi Üniversitesi

    Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NADİR ÖZBEK

    PROF. DR. NURULLAH ARDIÇ

  3. Osmanlı'da devlet ? toplum ilişkilerinin açık alanı: Şikayet mekanizması ve işleyiş biçimi (1683-1699)

    The open space of state - society relations in the Ottoman empire: Complaint mechanism and it?s functioning form (1683-1699)

    MURAT TUĞLUCA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    TarihHacettepe Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    DOÇ. DR. YUNUS KOÇ

  4. Şer'î hukuktan modern hukuka: Refomlar ve tepkiler

    From Shari'i law to modern law: Reforms and reactions

    ELİF HİLAL TEŞDOĞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Hukukİnönü Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖMER TOZAL

  5. Abdulgani Nablusî 'nin 'Cem'ul-esrar' eseri bağlamında tasavvuf müdafaası

    Sufi defence in the context of Abdulgani Nablusi's book 'Cem'ul-esrar'

    GÜLŞAH YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    DinÜsküdar Üniversitesi

    Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUHAMMED BEDİRHAN