Alt ekstremitede iskemi/ reperfüzyon sonrası oluşan serbest oksijen radikallerinin böbreğe etkisi ve oksijen süpürücülerinin rolü
The Effect of free oxygen radicals on kidney after ischemia and reperfusion of lower extremities and the role of oxygen radical scavengers
- Tez No: 48384
- Danışmanlar: PROF.DR. MURAT KAYABALI
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1996
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 38
Özet
32 ÖZET Günümüz moleküler ve klinik biyokimya araştırmacılarının üzerinde en çok çalıştıkları ve tartıştıkları konulardan birisi de serbest radikaller ve doku iskemisini takip eden reperfüzyon sonrası ortaya çıkan serbest oksijen radikallerinin doku hasarındaki rolüdür. Serbest radikaller hücre içinde moleküler oksijenin enerji üretimi amacıyla indirgenmesi esnasında doğal olarak oluştuğu gibi, çeşitli dış etkenlerin aracılığı ile de oluşmaktadır Organizmada, oluşan serbest oksijen radikallerini süpüren ve birikmesini önleyen sistemler vardır. Başlıca enzimler; süperoksit dismutaz, katalaz ve glutatyon peroksidazdîr. Biyomoleküller ise tokoferoller (E Vitamin), askorbik asit (C Vitamini), dimetil sülfoksit, sistin, sisteamin ve karotenlerdir (A Vitamini türevleri). Süperoksit dismutaz, süperoksit radikallerini, katalaz ve glutatyon peroksidaz ise hidrojen peroksiti nötralize ve metabolize eder. Bu enzimlerin aktif oluşu ise daha zararlı olan hidroksil radikalinin oluşumunu engellemektedir. Fagositler muhtemelen bakteriyositik etki için süperoksit üretirler. Süperoksit dismutaz aslında hücreiçi bir enzim olmasına rağmen, hücredışı sıvılarda da az miktarda olmakla birlikte bulunur. Amacının iltihabi hücrelerden açığa çıkan ve bulunduğu ortama zararlı olan süperoksit radikalini süpürmek olduğu düşünülmektedir. Çalışmalarda parenteral yolla verilen süperoksit dismutazın dokulardaki iltihabi cevabı belirgin ölçüde baskıladığı histolojik olarak gösterilmiştir. İskemi ile hücre içindeki ATP ve ADP gibi yüksek enerjili adenin bileşikleri AMP'ye indirgenir. Sonuçta hücre içi AMP konsantrasyonu artar. Artmış bulunan AMP'den adenozin ayrılır. Adenozin sırayla inozin ve hipoksantine dönüşür. Daha önce oluşmuş bulunan ksantin oksidaz aracılığı ile hipoksantinden ksantin, bundan da geri dönüşümsüz olarak ürik asit oluşturulur. Reperfüzyon sırasında dokuya gelen bol miktarda oksijen molekülünden, bu reaksiyonlar esnasında serbest oksijen radikalleri oluşur. Bununla birlikte hipoksantin yıkılmaya başlamadan önce, yeterli oksijen akımı sağlanırsa, hipoksantin ve diğer bileşiklerden tekrar ATP oluşturulur. Lipid peroksidasyonunu başlamasını sağlayan başlıca radikalin hidroksil radikali olduğu benimsenmektedir. Yağ asidi zincirinden hidrojen atomunun uzaklaşması ile bu yağ33 asidi zinciri de radikal niteliği kazanmaktadır. Oluşan lipid radikali (L*) dayanıksız bir bileşik olup bir dizi değişikliğe uğrar. Öncelikle molekül içi çift bağ aktarılması ile dien konjugatlan oluşmaktadır. Daha sonra lipid radikalinin moleküler oksijen ile reaksiyona girmesi sonucu lipid peroksit radikali (LOO*) oluşmaktadır. Bu lipid peroksit radikalleri de biomembrandaki çoklu doymamış yağ asitlerini etkileyerek yeni lipid radikalleri oluştururken, kendileri de açığa çıkan hidrojeni alarak lipid hidroperoksitlerine dönüşmektedir. Olay böylece otokatalitik kısır döngü haline gelmektedir. Serbest oksijen radikallerinin oluşumunu önleyen başlıca üç enzim sistemi vardır. Bunlar süperoksit dismutaz, katalaz ve glutatyon peroksidazdır. Her iki alt ekstremitesinde akut arter tıkanması olan hastaların bir bölümünde görülen akut tübüler nekroz, miyonefropatik sendrom adıyla da anılmaktadır. Bu tablo en sık gecikmiş revaskülarizasyon sonrası görülür. Serbest oksijen radikallerinin vasküler permeabiliteyi ve hücre yıkımını artırması sonucu oluştuğuna inanılmaktadır. Çalışma bu varsayım üzerine kurulmuştur. Uzak organda meydana gelen serbest oksijen radikallerinin böbrek dokusunda meydana getirebileceği hasar, böbrek dokusunda lipid peroksidasyonunun, yani biyomembran hasarının göstergesi olan malondialdehit (MDA) düzeylerine bakılarak araştırıldı. Böbreğin radikal süpürücü savunma mekanizmalarının yeterli olup olmadığı da glutatyon düzeylerine bakılarak araştırıldı. Böbrek fonksiyonlarındaki değişiklikler kan kreatinin düzeyi tayini ile incelendi. Böbrek histopatolojisi ise yapısal değişikliklerin olup olmadığı hakkında bilgi verdi. Ayrıca üç farklı radikal süpürücü kullanarak, etkilenen sistemlerdeki oluşabilecek olumsuzlukları geri çevirilip, çevirilemeyeceğini araştırdık. Bu deneysel çalışma İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma ve Uygulama Enstitüsü'nde (DETAE) gerçekleştirildi. Wistar albino türü dişi sıçanlar kullanıldı. Sıçanlar 4 ana deney grubuna ayrıldı. Her grup da kendi içinde iskemi süresine göre 2 alt gruba ayrıldı. 60 dakika iskemi uygulananlar kısa süreli iskemi ve 120 dakika iskemi uygulananlar uzun süreli iskemi olarak kabul edildi. Çalışmada serbest radikal süpürücü olarak 3 ayrı grupta E Vitamini, Allopurinol ve süperoksit dismutaz (SOD) kullanıldı Tüm gruplardaki sıçanlara hafif bir eter anestezisini takiben 75 mg/kg dozda intraperitoneal ketamine HC1 verilerek laparatomi yapıldı. İnfrarenal aorta disseke edilerek ortaya kondu. Daha sonra sol femoral ven disseke edilerek ortaya kondu. Femoral venden34 400 iü/kg dozda heparin verildi. Bir dakika beklenerek disseke edilmiş olan infrarenal ortaya böbrek kan akımını kesmeyecek şekilde klamp kondu. Alt grubuna göre 60 veya 120 dakika bekleme süresi sonunda klamp çıkarıldı ve distale yeniden akım sağlandı. Bütün deney gruplarında böbrekte malondialdehit,glutatyon, kan kreatinin düzeylerine ve böbrek histopatolojisine bakıldı. Uzak organlarda meydana gelen serbest oksijen radikallerinin böbrek dokusunda meydana getirebileceği hasar, böbrek dokusunda lipid peroksidasyonunun, yani biyomembran hasarının göstergesi olan malondialdehit (MDA) düzeylerine bakılarak araştırıldı. Böbreğin radikal süpürücü savunma mekanizmalarının yeterli olup olmadığı da glutatyon düzeylerine bakılarak araştırıldı. Kuru tüp içinde buza gömülerek saklanan yağ dokudan temizlenmiş böbrek, Biyokimya laboratuvarmda Polter-Elvehjeim doku homojenizatöründe soğuk ortamda, 0. 15 M KC1 solüsyonunda homojenize edildi. % 10 doku homojenatı hazırlandı. Malondialdehit tayini için Buege metodu kullanıldı. 1 mi %10 doku homojenatına 2 mi Buege ayıracı eklenerek karıştırıldı. 15 dakika 100O sıcak su banyosunda bekletildi. Soğutularak santrifüje edildi. Absorbanslar homojenat içermeyen bir ayıraç körüne karşı 532 nın dalga boyunda spektrofotometrede okundu. MDA düzeyleri hesaplandı ve sonuçlar nmol/gr yaş doku olarak verildi. Glutatyon düzeyi tayini için de aynı şekilde homojenize edilmiş böbrek dokusu kullanıldı. 0,5 mi homojenata 1,5 mi 0,15 M KC1 ve 3 mi deproteinizasyon solüsyonu eklenerek 3000 rpm'de 10 dakika santrifüje edildi. Santrifüj sonrası süpernatanttan 0,5 mi alınarak üzerine 2 mi 0,3 M Na2HP04 ve 0,5 mi Ellman renk solüsyonu eklendi. Absorbanslar homojenat içermeyen bir ayıraç körüne karşı 412 nm dalga boyunda spektrofotometrede okundu. Glutatyon düzeyleri hesaplandı ve sonuçlar umol /gr yaş doku olarak verildi. Böbrek fonksiyonlarmdaki değişiklikler kan kreatinin düzeyi tayini ile incelendi. Kan kreatinin düzeyi, Vena cava inferiordan alman kanda bakıldı. Santrifüje edilen kandan sağlanan serumda, otoanalizör ile ölçüldü. Böbrek histopatolojisi ise yapısal değişikliklerin olup olmadığı hakkında bilgi verdi. Hollande fiksatifinde korunan böbrek piyesleri patoloji laboratuvarında rutin takip yöntemi35 ile takip edildi. Parafin bloklardan 4-5 u kalınlığında kesitler elde edildi. Haematoksilen Eosin ve PAS ( Periodic Acid Setoff) boyalan uygulanarak ışık mikroskobunda incelendi. Ayrıca üç farklı radikal süpürücü kullanarak, etkilenen sistemlerdeki oluşabilecek olumsuzlukları geri çevirilip, çevirilemeyeceğini araştırdık.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Alt ekstremitede turnike uygulanan ortopedi hastalarında iskemi-reperfüzyon hasarı sonucu oluşan oksidatif DNA hasarının araştırılması.
Investigation of oxidative DNA damage from tourniquet-induced ischemia-reperfusion injury in orthopedic patients.
SELEN POLAT
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
Eczacılık ve FarmakolojiGazi ÜniversitesiFarmasötik Toksikoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BENSU KARAHALİL
- Alt ekstremite iskemi reperfüzyonunun yol açtığı akciğer hasarında melatoninin koruyucu etkinliği
Başlık çevirisi yok
AYHAN UYSAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiFırat ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. ALİ RAHMAN
- Melatoninin deneysel aortik iskemi reperfüzyon modelinde akciğer hasarı üzerine etkisi
The effect of Melatonin on lung injury in experimental aortic ischemia reperfusion model
FATİH YILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiEskişehir Osmangazi ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RECEP ASLAN
- Alt ekstremitenin deneysel iskemi/reperfüzyon modelinde gelişen reperfüzyona bağlı böbrek hasarına papaverin ve vitamin C (Askorbik asid)'nin etkilerinin araştırılması.
Investigation of the effects of papaverine and vitamin C (Ascorbic asid)'s over renal injury caused by reperfusion which develops on lower limp experimental iskemia/reperfusion model.
KADİR ARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiTrakya ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SERCHAT CHOUSEIN
- Fare alt ekstremite iskemi-reperfüzyon modelinde RHO-RHO kinaz sinyal ileti yolunun incelenmesi
Analysis of RHO-RHO kinase pathway in a mouse model of hindlimb ischemia-reperfusion
ANIL ARİF OLGUNER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiÇukurova ÜniversitesiPlastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OSMAN METİN YAVUZ