Geri Dön

Assessment of public private partnership (PPP) schemes in Turkish railway industry

Türkiye demiryolu sektöründe kamu özel işbirliği (KÖİ) uygulamalarının incelenmesi

  1. Tez No: 485306
  2. Yazar: YUNUS EMRE ŞİMŞEK
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. PELİN ALPKÖKİN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ulaşım, Transportation
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Ulaştırma Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 99

Özet

Türkiye'deki altyapı eksikliği bir süredir devam etmekte ve artmaktadır. Hükümet politikaları şehir ve ulusal ölçekteki ulaştırma için demiryoluna kaydırılmakta ve bu konuda para ve işgücü eksiği doğurmaktadır. Yetersiz kaynaklara çözüm bulma arayışında Kamu Özel İşbirlikleri (Kamu Özel Ortaklıkları) cevap olabilir. Türkiye 1994 yılında beri toplamda $168.5 milyar olmak üzere bu yöntemi kullanmaktadır ve son dönemde demiryolu KÖİ ile ilgili olarak kanunlar yayınlanmıştır. Bütün değişikliklerde olduğu gibi bu durumda da demiryolu sektörünün bu değişikliğe hazır olması gerekmektedir. Bu tez KÖİ'ne karşı ne, neden ve nasıl sorularının cevaplarını aramaktadır. Devamında ise Türkiye özelinde nasıl sorusunun cevabını yanıtlamaya çalışmaktadır. Konuyu kavramak amacıyla KÖİ kullanımındaki sebepler araştırılmıştır. Genel çerçeve ve geleneksel yöntemlerden farkları incelenmiştir. Genel uygulama yaklaşımı olarak izole bir yapılanmanın oluşturulmasındaki sebepler ortaya konmuştur. Bununla birlikte KÖİ kullanımındaki ana sebepler maliyetler, riskler ve tecrübe olarak bulunmuştur. Bir sonraki adım olarak kritik başarı faktörleri araştırılmıştır.“İyi organize edilmiş proje”bu listenin en başında gelmektedir. Bu noktada anlatılmak istenen risklerin yerinde paylaştırıldığı, kanun ve yönetmeliklerin açık olduğu ve hem kamu hem de özel sektörün yeterli hazırlığa sahip olduğudur. Demiryolu kapsamında yapılan KÖİ projeleri incelendiğinde ise birçok faktörün diğer KÖİ modeline göre yapılan altyapı projeleri ile ortak olduğu görülmüştür. Örnek olarak güçlü bir konsorsiyum ve yeterli kanuni altyapı gösterilebilir. Ancak aynı zamanda birçok demiryolu projesinde iletişim ve yetersiz işçilik gibi daha farklı kritik faktörlerin projelerin özel koşullarına göre ortaya çıktığı bulunmuştur. Başarılı projelerin gerekliliklerinin belirlenmesinin ardından, Türkiye'nin KÖİ konusundaki tecrübesi, ulaştırma projelerinin payı ve mevcut demiryolu sektörü dikkate alınmıştır. Araştırmalar KÖİ konusunda ulaştırmanın payının yaklaşık %35 olduğunu göstermiştir. Genelde Yap-İşlet-Devret olarak bilinen modelin kullanıldığı gözlemlenmiştir. 3996 sayılı kanun yürürlüğe girdiği 1994 yılından itibaren yoğun olarak kullanılmıştır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nca yayımlanan raporlar doğrultusunda planlanan KÖİ projelerinin de devam edeceği görülmüştür. Genel anlamıyla 3996 sayılı kanunun özellikleri ve süreci incelenmiştir. İnceleme sonucunda kanunun önemli özellikleri olarak, yabancı yatırımcıya eşit şartlar sağlanabilmesi, özel sektörün gereğinden fazla yükün altına sokulmaması ve gerektiğinde devletin projelerin hayata geçirilmesinde gerekli desteği sağlayabileceği görülmektedir. Ulaştırma sektöründeki KÖİ projelerinin planlama ve onay süreci incelenmiştir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanan ön etütler, Yüksek Planlama Kurulu tarafından onaylanmaktadır. Bu süreçte Yüksek Planlama Kurulu Hazine Müsteşarlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı başta olmak üzere birçok kurumdan görüş ve destek alabilmektedir. Bununla beraber projeye borç garantisi sağlanabilmesi için Bakanlar Kurulu kararı gerekmektedir. Bu süreç göz önüne alındığında KÖİ projelerinin planlanmasında devletin ilgili bütün kurumlarının görüş bildirdiği veya karar verdiği önemli ve özenli bir sürecin yürütüldüğü görülebilmektedir. Planlanan ulaştırma projeleri kapsamında karayolları, limanlar, havaalanları ve demiryolları bulunmaktadır. Aynı zamanda herhangi bir KÖİ projesi bulunmamasına karşın geleneksel yöntemler ile ihale edilen ve yaptırılan demiryollarındaki yatırımların son 7-8 senede oldukça arttığı gözlemlenmiştir. Türkiye'deki demiryolları Kalkınma Bakanlığı planları doğrultusunda, genel anlamda iki ana başlık altında incelenmiştir. Kalkınma Bakanlığı'nca hem şehir içi raylı sistemlerde hem de şehirlerarası yolcu taşımacılığında hızlı tren yatırımlarının önerilmesi doğrultusunda Türkiye'deki demiryolları şehir içi ve hızlı tren hatları olarak değerlendirilmiştir. Şehir içi raylı sistemler iller bazında incelenmiş birçok şehirde raylı sistem uzunlukları belirlenmiştir. Hızlı tren hatlarındaki 6 sene içinde 1213 km. hızlı tren hattının yapılması ve 2023 yılına kadar 3500 km. daha planlanması bu yatırımlardaki finansman ve özel sektör gerekliliğini göstermektedir. Bütün bu konuların birleştirilmesi amacıyla son dönemde yayınlanan 655 sayılı kanun hükmünde kararname ve 6461 sayılı kanun 3996 sayılı kanun ile birlikte incelenmiştir. Sonuçlar göstermiştir ki erişim hakları, garantiler, ihale prosedürleri, kamulaştırma, operasyonel güvenlik, kontratlar, alternatif finansman yöntemleri, müşteri (yolcu) memnuniyeti, fiyatlandırma politikaları ve kamusal katılım gibi konularda mevcut yasalar ile oluşabilecek yorum farklılıkları veya incelenen uluslararası demiryolu projelerinde gözlemlenen uygulamalara göre yetersiz bilgiler olduğu görülmüştür. Bu konulardan bazılarının hazırlanma sürecinde olan birçok mevzuat ile çözülebileceği anlaşılmasına karşın bazı konular için daha detaylı incelemelerin gerekliliği de belirtilmiştir. Genel olarak KÖİ kanun, yönetmelik veya mevzuatlarının son dönemde büyük gelişme kaydetmesine karşın uluslararası projelerdeki başarı veya başarısızlık sebeplerinin iyi irdelenerek gerekli önlem ve önerilerin oluşturulması gerekliliği bulunmaktadır. Türkiye'nin büyüyen raylı sistem yatırımları ve bunun beraberinde getirdiği finansman ve yeterlilikler göz önüne alındığında demiryolu sektöründe de KÖİ projelerinin kullanılacağını öngörmek mümkündür. Bununla beraber raylı sistemler halihazırda birçok disiplinden oluşan kompleks projeler olduğu ve bununla beraber bir KÖİ organizasyonu kurulmasının yüksek hassasiyet gerektirdiği belirlenmiştir. Özellikle risk paylaşımı ve güçlü konsorsiyumların kurulması KÖİ projelerinde yüksek önem taşıyan başarı faktörleri olarak bulunmuştur. Bununla beraber demiryolu projelerinde özenle hazırlanmış kontrat ve gelir akışlarının büyük önem arz ettiği de incelenen CTRL, Anton Anderson Memorial Tunnel, Croydon Tramlink, Taiwan HSR and HSL-Zuid projelerinde karşılaşan sorunlar kapsamında elde edilmiştir. Demiryolu projelerinde genel başarı faktörlerine ek olarak politik stabilite ve işçilik kalitesi gibi konularda başarı/başarısızlık sebebi olarak gözlemlenmiştir. Bu durum da demiryolu projelerinde genel risk faktörlerine ek olarak birçok farklı konunun proje özelinde incelenmesi gerektiğini göstermektedir. Proje özelinde incelenmesi gereken konuların fazlalığı ve özelliği dikkate alındığında risklerin düşürülmesi açısından KÖİ projelerinde kullanılmak üzere ortak bir yapı/organizasyon ve temel konularda standartlaşma gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber demiryolu özelinde projelerin diğer altyapı projelerine göre özellikle de birçok farklı mod, hat, ara yüz ve operatörün birlikte işletme sağlaması gerektiği veya gerekeceği durumlarda hem kamu hem de özel sektörde yetkinliğin önemi ortaya çıkmaktadır.

Özet (Çeviri)

Turkey's infrastructure gap have been building up. Government policy for transportation have been shifted to increase rail usage both on urban and national scale thus creating shortage of funds and expertise. In search of finding solution to lack of resources, Public Private Partnerships may be the answer. Turkey have been using it since 1994 with total of $168.5B investments and now detailed legislations have been introduced for rail PPP projects. As all changes, introduction of new laws requires to rail sector to be ready for it. This thesis aims to understand what, why and how questions of PPP. Further the main motive is to reply how question in relation to Turkey. In order to comprehend, reasons for using PPP applications have been investigated. General framework and differences to traditional procurements have been investigated. Main reasons for PPP applications is found to be investments costs, risks and expertise. Furthermore critical success factors (CSFs) have been investigated.“Well organized project”lies on top of the list. Global examples of rail PPP projects are also investigated. It is understood that rail projects may have many success factors common with other infrastructure PPP projects e.g strong private consortium and legal framework. However, it is also noted that many different CSFs were present on studies based on project specific conditions such as effective communication and poor workmanship. Understanding what is needed for successful projects, Turkey's experience with PPPs, share of transportation sector and current situation of railway have been considered. Turkish experience of PPPs shown that while transportation nearly accounts for 35% percent of investments, it was mainly governed by BOT projects. Law 3996 since its introduction in 1994 have been extensively used ergo is inspected to understand. For railways, although there is not any PPP project investments made for rail spiked in the last 7-8 years To bring all of this together, additional laws 655 and 6461 are analyzed. Outcomes show that many issues as availability of access, guarantees, tendering process, expropriation, safety, contracts and alternative financing show that differences with existing regulations and lack of availability of these issues within regulations or framework are aligned with previously inspected failure reasons/factors from global rail PPP applications. Overall, it is found that current framework for PPP have shown great development but it possess challenges to overcome.

Benzer Tezler

  1. A decision support system for performance assessment and improvement in PPP healthcare projects

    Sağlık sektörü KÖO projelerinde performans değerlendirmesi ve iyileştirmesi için bir karar destek sistemi önerisi

    BEGÜM ÖNGEL

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Bilim ve TeknolojiOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. ALİ MURAT TANYER

    PROF. İREM DİKMEN TOKER

  2. Metro projelerinde kamu-özel işbirliğinin değerlendirilmesi

    Assessment of public-private partnerships in metro projects

    HAMDULLAH KARA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Ulaşımİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DR. NURBANU ÇALIŞKAN

  3. Yap-işlet-devret (YİD) tipi ulaştırma projeleri için çok aracılı risk paylaştırma modeli

    Multi-agent risk allocation model for build-operate-transfer (BOT) type trasportation projects

    HANDE ALADAĞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    MimarlıkYıldız Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ZEYNEP IŞIK

  4. Kamu özel iş birliği projelerinde etkin risk yönetimi için nitel risk değerlendirme modeli

    Qualitative risk assessment model for effective risk management in public-private partnerships

    KADİR KURU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DENİZ ARTAN

  5. Critical success factors for public private partnership projects in the Turkish construction industry

    Türk inşaat sektöründe kamu-özel işbirliği (KÖİ) projeleri için krıtik başarı faktörleri

    ELİF DURNA

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    İnşaat MühendisliğiBoğaziçi Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BELİZ ÖZORHON ORAKÇAL