Yap-işlet-devret (YİD) tipi ulaştırma projeleri için çok aracılı risk paylaştırma modeli
Multi-agent risk allocation model for build-operate-transfer (BOT) type trasportation projects
- Tez No: 467718
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ZEYNEP IŞIK
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Mimarlık, Ulaşım, İnşaat Mühendisliği, Architecture, Transportation, Civil Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2016
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Yapı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 283
Özet
Kamu Özel Sektör İşbirliği (KÖSİ), kamusal kaynakların yetersiz kaldığı yatırımlara gerekli fizibiliteyi sağlaması ve özel sektöre önemli bir iş hacmi yaratması nedeniyle kamu ve özel sektör için avantajlı bir model haline gelmiştir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek için gerekli finansman ihtiyacı, son yıllarda kullanımı yaygınlaşan KÖSİ'ye olan ilgiyi daha da arttırmaktadır. Genel anlamda KÖSİ“bir sözleşmeye dayalı olarak, yatırım ve hizmetlerin, projeye yönelik maliyet, risk ve getirilerinin kamu ve özel sektör arasında paylaşılması yoluyla gerçekleştirilmesini”ifade eden bir üst kavram olmaktadır. Ülkeler ise ihtiyaçlarına göre bu şemsiye kavram altında bulunan yap-işlet-devret, yap-kirala-devret, tasarla-yap-işlet, yap-devret-işlet vb. çeşitli kamu özel sektör işbirliği modellerini uygulamaktadırlar. Gelişmekte olan bir ülke olarak ülkemizde mevcut altyapının iyileştirilmesinin yanında ilave altyapı yatırımlarının hayata geçirilmesi yönündeki artan ihtiyaç, artan nüfus ve şehirleşme, gelişen ekonomik ve ticari faaliyetler altyapı yatırımlarına olan ihtiyacı beraberinde getirmektedir. Artan altyapı ihtiyaçları ve ekonomik büyüme hedefleri de birlikte ele alındığında ülkemizde en fazla tercih edilen ve KÖSİ modelinin bir türü olan Yap-İşlet-Devret (YİD) projeleri, inşaat sektörünün sürdürülebilir performansının sağlanması açısından uzmanlar tarafından önemli bir potansiyel olarak gösterilmektedir. İnşaat sektördeki her bir proje için risk yönetimi oldukça önemli iken, YİD ile gerçekleştirilecek projelerde bu önem daha da fazla öne çıkmaktadır. Çünkü YİD tipi projeler; kamu ile özel sektör arasında sermaye yoğun projelerin tasarımı, inşası ve işletmesi için ilgili risklerin uygun bir şekilde dağıtıldığı uzun vadeli bir sözleşme şeklinde gerçekleştirilen bir anlaşmadır. Görüldüğü üzere YİD modeli yapısı nedeniyle etkin bir risk yönetimi gerektiren modellerdir. Bu çerçevede literatürde de risk konusu YİD ile ilgili en önemli araştırma başlıklarından birisi olarak karşımıza çıkmasına rağmen, Türkiye özelinde bu konuda gerçekleştirilen çalışmalarının sayısının oldukça az olduğu görülmüştür. Bu çerçevede gerçekleştirilen çalışma, özellikle Türk inşaat sektörüne odaklanarak Türkiye'deki YİD modeli ile gerçekleştirilen projelerde risklerin belirlemesi ve değerlendirmesi hedefleriyle literatürdeki önemli bir boşluğu dolduracaktır. Bu bağlamda çalışma kapsamında öncelikli olarak, YİD tipi ulaştırma projelerine etki eden toplam 99 adet risk faktörü literatür taraması ve odak grup görüşmeleriyle belirlenmiş ve bu riskler 12 ana risk grubu altında sınıflandırılmıştır. Sonrasında ise, Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci (BAHS) yöntemi kullanılarak her riske ait önem derecesi ortaya konulmuştur. BAHS analiz sonuçlarına göre; YİD tipi ulaştırma projeleri açısından en önemli risk grupları sırasıyla finansal riskler, sözleşme riskleri ile organizasyon ve koordinasyon riskleri olarak bulunmuştur. YİD tipi projelerde kamu ve özel sektörün görev ve sorumlulukları ile risk tahsis kararları, taraflar arasında yapılan sözleşme ile belirlenmektedir. YİD altyapı projelerinin performansı ise bu çerçevede kamu ile özel sektör arasında benimsenen risk dağılımı stratejilerinin verimliliği ile taraflar arasındaki risklerin sözleşmelerde nasıl dengelendiği hususuna bağlıdır. Bu nedenle tarafların sorumlulukları ile ilintili olarak ortaya çıkan risklerin tahsis kararları ve bu kararların uzun vadeli etkileri de göz önüne alındığında, ilgili riskler kamu ve özel sektör arasında riski daha iyi yönetebilecek tarafa sözleşme ile atanmalıdır. Bu çerçevede çalışma kapsamında YİD tipi ulaştırma projelerine etki edecek olası risklerin kamu veya özel sektör arasında kimin tarafından yönetilmesi gerektiğini Çok Aracılı Sistem (ÇAS) ile belirleyen bir risk paylaşım modeli oluşturulmuştur. Modelin inşaat firmaları için olası katkıları; YİD tipi ulaştırma projelerinde sözleşme başarısının sağlanması, YİD tipi ulaştırma projesinin gerçekleştirildiği ülkenin ya da projenin içerdiği riskler özelinde kamu ve özel sektör paydaşlarının bilinçlenmesi ve olası risk unsurlarının yaratacakları süre, maliyet ve uyuşmazlık gibi etkiler bakımından değerlendirilerek uygun risk dağılımı stratejilerinin belirlenmesidir. YİD tipi ulaştırma projelerinde risk tahsis kararlarının verilmesi için oluşturulan risk paylaşım modeli, Türk inşaat sektöründe YİD tipi ulaştırma projelerini yürüten firmaların proje ve firma başarılarını arttırmak için dikkat etmeleri gereken riskleri ortaya koyarak firmaların stratejik performans yönetimleri için bir veri oluşturacağı gibi, kamu için de doğru bir risk dağılımı gerçekleştirmek için bir kılavuz olarak kullanılabilecektir. Bu modelin bir diğer önemli faydası ise; YİD tipi ulaştırma projelerine etki eden olası risk faktörleri ile etki seviyelerinin sektör profesyonelleri tarafından erken bir aşamada tanınmasına ve etkili bir şekilde yönetilmesine yardımcı bir araç olarak kullanılabilecek olmasıdır.
Özet (Çeviri)
Public Private Partnership (PPP) has become an advantageous model for public and private sectors due to providing necessary feasibility which public sources incapable of, and creating an important business volume to the private sector. Especially the financial need which is required to make infrastructure investments in developing countries, increases the interest in PPP that has a widespread use in recent years. In general PPP is a concept known as“making investment and providing service by sharing project costs, risks and revenues between the public and private sector based on a contract”. Countries according to their needs can use one of the various PPP model such as build-operate-transfer, build-lease-transfer, design-build-operate, build-transfer-operate and etc. As a developing country in Turkey the rising need about implementation of additional infrastructure investment in addition to improving the existing infrastructure, increasing population and urbanization, developing economic and commercial activities bring the need for infrastructure investments even more. Along with the growing infrastructure needs and the economic target, BOT model that has more preferability compared to other PPP models, are shown as important potentials in terms of ensuring sustainable performance of the construction industry by experts. While risk management is quite important for each construction project, in BOT projects which is a type of PPP model, risk management becomes more crucial. Because BOT projects contain a long-term agreement between the public and private sectors that has been made to allocate risks about designing, constructing and operating capital-intensive projects in an appropriate way. As it is seen, BOT models require an effective risk management due to the nature of themselves. Although“risk”issues dealing with BOT projects emerge as one of the most important research topics in the literature, it is found that the number of studies related to risk in BOT projects which are specific to Turkey are considerably less. In this context, this study will fill an important gap in the literature by focusing on the Turkish construction industry with objectives such as identification and assessment of risks that are related with BOT-type transportation project. In this context, firstly a total number of 99 risk factors that can affect BOT-type transportation projects were identified by using comprehensive literature review and focus group discussion methods. After then, risk significance level of each identified risk factors were identified by using Fuzzy Analytic Hierarchy Process (FAHP). According to the FAHP analysis results, the most important risk groups were identified as financial risks, contract risks and risks related with organization and coordination. Considering that contracts determine rights, responsibilities and concessions for the public and private sectors in BOT projects; they are key determining factors that are stipulating the participation of public and private sectors for achieving effectiveness and efficiency during project life cycle. In this context, the performance of the BOT projects depends on the efficiency of the risk allocation strategies and how risks are balanced between the public and private sector by contract. Therefore, given the importance of risk allocation decisions and their long-term impact, partnerships between public and private sectors in intensive capital network services require risks to be assigned to the contractual party that is better able to mitigate them or to bear them. Within this context, a risk allocation model was created by using Multi Agent System (MAS) in order to determine the proper risk allocation decisions between the public and private sectors in BOT-type transportation projects. Possible contributions of the model for the construction firms are achieving contract success and determining the appropriate risk allocation strategy for BOT partners by considering the effects of possible risks in terms of time delay, cost overrun and conflict. Similarly, the model which is developed with the aim of determining appropriate risk allocation strategies in BOT-type transportation projects, can be used as a data for the strategic performance management of companies that are doing business with BOT models in construction industry by revealing risk factors that should be paid attention in order to increase the success of the project and companies. Additionally, the model can be used as a guideline by public partner for performing a correct risk distribution. Another important benefit of the model is that it can be used as a tool in order to recognize the possible risk factors and their significance level in BOT-type transportation projects by industry professionals at an early stage and to manage them effectively.
Benzer Tezler
- Yap-işlet-devret tipi inşaat projelerinde imtiyaz süresine etki eden faktörlerin belirlenmesi
Determination of factors affecting concession period in build-operate-transfer type construction projects
AHMET ÇENET
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
İnşaat MühendisliğiYıldız Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HANDE ALADAĞ
- Risk management of build-operate-transfer (BOT) project in developing countries
Gelişmekte olan ülkelerde yap-işlet devret (YİD) tipi projelerin risk yönetimi
İREM ÖZDOĞAN (DİKMEN)
Yüksek Lisans
İngilizce
1996
İnşaat MühendisliğiOrta Doğu Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA TALAT BİRGÖNÜL
- Enerji sektöründe yap işlet devret modelinin diğer finans modelleri ile karşılaştırılması
Model of build operate transfer comparing with the other financial models at energy sector
MAHMUT YÜZER
- Critical success factors for build operate transfer (BOT) projects: Lessons learned from airport projects
Yap işlet devret (YİD) projeleri için kritik başarı faktörleri: Havalimanı projelerinden öğrenilen dersler
MOHAMMAD KASHEF
Yüksek Lisans
İngilizce
2011
İnşaat MühendisliğiOrta Doğu Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Bölümü
PROF. DR. M. TALAT BİRGÖNÜL
PROF. DR. İREM DİKMEN TOKER