Geri Dön

2012-2017 yılları arasında hastanemize başvuran ve kolestaz tanısı almış bebek vakaların retrospektif olarak incelenmesi

Retrospective investigation of infant cases having cholestasis recognized by our hospital between 2012-2017

  1. Tez No: 487279
  2. Yazar: NURULLAH YILMAZ
  3. Danışmanlar: DOÇ. SALİHA ŞENEL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: neonatal kolestaz, sarılık, neonatal cholestasis, jaundice
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Dr. Sami Ulus Çocuk Sağl. ve Has. Eğt. ve Arş. Hast.
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 110

Özet

GiriĢ: Neonatal kolestaz, yenidoğan döneminde başlayan karaciğer içi ve dışı nedenlere bağlı olarak gelişen bir durumdur. Kendini sarılık, direkt hiperbilirubinemi, ALP ve GGT yüksekliği ile gösterir. Ayırıcı tanıya erken gidilmesi, tedaviye erken başlanması hem karaciğer içi hemde karaciğer dışı nedenlerde morbitide ve mortalitenin önlenmesi açısından önemlidir. Çalışmamızda neonatal kolestazlı vakaların etiyolojik faktörlerinin, semptom ve fizik muayene bulgularının, labaratuvar sonuçları ile izlem sonuçlarının değerlendirilmesini ve bu verilerin diğer çalışmalarla karşılaştırılmasını amaçladık. Hastalar ve Yöntem: Çalışmaya Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne Ocak 2012 ile Aralık 2016 yılları arasında başvuran 0-2 yaş arası kolestaz nedeniyle izlenmiş olan 87 kız, 151 erkek toplam 238 hastanın klinik ve laboravuvar bulguları incelenmiş, tanıları, yakınmaları, fizik muayeneleri, klinik seyir ve prognozları yenidoğan dönemi (Grup 1) ve yenidoğan sonrası dönem (Grup 2) olmak üzere iki grup olarak geriye dönük olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmadaki 238 hastanın etiyolojisi; TPN ilişkili kolestaz (n=110), nedeni bilinmeyenler (n=94), sepsis (n=63) ve hipotiroidi (n=17), CMV (n=13), idrar yolu enfeksiyonu (n=9), galaktozemi (n=4), biliyer atrezi (n=4), PFIC-2 (n=4), metilmalonik asidemi (n=3), neonatal hepatit (n=3), kistik fibrozis (n=4), koledok kisti (n=3), adrenal yetmezlik (n=2), propiyonemik asidemi (n=2) olarak dağılım gösterdi. Etiyolojideki en sık iki nedenin yenidoğan bebeklerde daha sık olduğu gözlendi. Tüm hastaların ortalama gebelik yaşları 35 hafta olarak tespit edildi. Hastalarımız doğum haftalarına göre değerlendirildiğinde 96'sı pretermdi, bunların 88'i Grup-1'e, 8'i Grup-2'ye aitti ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,001). Hastaların başvuru anındaki yaşlarının 1 ile 607 gün arasında olduğu gözlendi. Hastaların ortalama doğum ağırlıkları 2373,57 gram idi, Grup 1'de 2298,77 ± 72,65 g, Grup 2'de 2797,42 ± 156,46 g idi ve bu farklılık istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0,008). Hastaların birinci derece akrabalık oranı daha yüksekti. Hastaların prenatal özellikleri incelendiğinde, gruplar arasında belirgin fark yoktu. Başvuru yakınmaları içinde en sık kusma (%21,8) şikayetiyle başvurulduğu gözlenirken bunu huzursuzluk (%21) takip etmişti. Yine fizik muayene bulguları arasında en sık bulgu ise sarılığı takiben hepatomegali (%35,7) olduğu gözlendi. Hastaların laboratuvar bulguları arasında trombosit sayımı, total bilirubin, direkt bilirubin değerlerinde anlamlı fark olduğu saptandı. Çalışmadaki hastalarımızın eşlik eden hastalık ve durumları içinde en sık SGA (%24,3) olduğu görüldü. Diğer nedenler arasında ROP, hipoksi, IUGR, NEC, portal ven trombozu,intestinal perforasyon, hipoksik iskemik ensefalopati (HİE) olduğu gözlendi. Çalışmamızdaki 238 hastanın 26'sinin (%11) sarılığında spontan gerileme, 106'sının (%44,5) ise tedavi ile düzeldiği görüldü ve 39 (%16,3) hasta eksitus oldu. Sonuç: Neonatal kolestazlı vakalarda erken tanı ve tedavinin en önemli prognostik faktör olduğunu gördük. Kolestazda cerrahi veya tıbbi olarak tedavi olabilecek hastalıkların mümkün olan en kısa zamanda ayırt edilip zamanında tedavi edilmesi kalıcı hasarların ve son dönem karaciğer hastalığının engellenebilmesi veya en aza indirilebilmesi için önemlidir. Bundan sonra, erken tanı ve tedavinin gerçekleşmesi için izlemlerin düzenli yapılması ve geç kalınmadan Çocuk Gastroenterolog danışımın yapılmasının önemini vurgulamak istedik. Ayrıca kolestaz çoklu sistem tutulumu ile giden bir hastalık olduğundan dolayı ilgili bölümlere zamanında danışımının yapılmasının önemini vurgulamak istedik.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT Introduction: Neonatal cholestasis is a condition that begins in the neonatal period due to the intrahepatic and the extrahepatic causes. It is characterized by jaundice, conjugated hyperbilirubinemia and elevated ALP and GGT. The early differential diagnosis and early treatment are important in the prevention of morbidity and mortality in both the intrahepatic and the extrahepatic causes. The objective of our study was to evaluate the ethiological factors, symptom and physical examination findings, laboratory results and follow up results for cases with neonatal cholastase and to compare these data with those of other studies. Patients and Method: 238 patients; 87 girls and 151 boys with neonatal cholestasis that applied in Dr. Sami Ulus Obstetrics and Gynecology and Pediatrics Training and Research Hospital between January 2012 and December 2016 were included in this study. We analyzed the clinical and the laboratory test findings and retrospectively evaluated the diagnoses, the physical examinations, the clinical courses and the prognoses in two groups; neonatal period (Group 1) and postnatal period (Group 2). Results: The etiologies of the 238 patients in this study were TPN associated cholestasis (n=110),, sepsis (n=63), hypothyroidism (n=17), cytomegalovirus infection (n=13), urinary tract infection (n=9), galactosemia (n=4), biliary atresia (n=4), PFIC-2 (n=4), methylmalonic acidemia (n=3), neonatal hepatitis (n=3), cystic fibrosis (n=4), choledochal cyst (n=3), adrenal insufficiency (n=2), propionic acidemia (n=2) and unknown (n=94). The two most common causes of the etiology were more frequent in the newborn period. The mean age for all patients was 35 weeks. In admission the age of the patients ranged from 1 day to 607 days. When our patients were evaluated according to the week of birth, 96 of them were preterm, 88 of them belonged to Group-1, 8 of Group-2, and the difference was statistically significant (p = 0.001). The mean birth weights of the patients were respectively 2373 g and 2298,77 ± 72,65 g in group 1, 2797,42 ± 156,46 g in group 2. This difference was statistically significant (p=0.008). The first degree consanguinity rate was high. When the prenatal features of the mothers examined, there was no x significant difference between the groups. The most common complaints in admission were vomiting (%21,8) and restlessness (%21). The most common physical examination findings was hepatomegaly (%35,7) following icterus. Platelet counts, total bilirubin and direct bilirubin values were found to be significantly different between the laboratory findings of the groups. The most common etiological disorder was SGA (%24,3). The other common factors such as ROP, hypoxia, IUGR, NEC, portal thrombosis, intestinal perforation, hypoxic ischemic encephalopathy were frequent. Among 238 patients, 132 patients (%55,4) got well and 39 patients (%16,9) died. Conclusion: We consider early diagnosis and treatment of neonatal cholestasis is the most important prognostic factor. It is important to distinguish and treat the diseases that may be treated surgically or medically in cholestasis as soon as possible so that permanent damage and end-stage liver disease can be prevented or minimized. After that, we wanted to emphasize the importance of making regular follow-ups for the early diagnosis and treatment and for making the Child Gastroenterologist consultation without delay. We also wanted to emphasize the importance of timely consultation with relevant departments because of cholestasis is a disease with multiple system involvement.

Benzer Tezler

  1. 2012 – 2017 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalına başvuran üst gastrointestinal sistem kanamalı hastaların retrospektif değerlendirilmesi

    The retrospective evaluation of the patients with upper gastrointestinal bleeding in The Gastroenterology Department of Uludag University Faculty of Medicine between 2012 and 2017

    MUHAMMED FATİH SAĞIROĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    GastroenterolojiUludağ Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MACİT GÜLTEN

  2. Akut romatizmal ateş ön tanısı ile başvuran hastaların nihai tanıları ve akut romatizmal ateş tanısı alan hastaların klinik,laboratuvar ve epidemiyolojik özellikleri

    Clinical, laboratory and epidemiological characteristics of patients with acute rheumatic fever and ultimate diagnosis of acute rheumatic fever

    AHMET GÜNEŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALPER AKIN

  3. Pamukkale Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Polikliniğine 2012-2017 yılları arasında başvuran Nonspesifik İnterstisyel Pnömoni tanılı hastaların komorbidite-klinik ilişkisi ve tedaviye yanıt değerlendirmesi

    Comorbidity and clinical relationship and treatment evaluation of patients with Nonspesific interstitial pneumonia diagnosed at Pulmonology Department of Pamukkale University between 2012 and 2017

    MUKADDES KILINÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Göğüs HastalıklarıPamukkale Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÖKSEL ALTINIŞIK

  4. Acil servise başvuran geriatrik travma olgularının görünteleme bulgularının analizi

    Analysis of imaging findings in geriatric trauma patients who admitted to emergency department

    ELDAR GULIYEV

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Radyoloji ve Nükleer TıpHacettepe Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERHAN AKPINAR

  5. Hastanemiz gestasyonel diyabet prevelansının retrospektif olarak saptanması ve tip 2 diyabet geliştirme riski

    Hospital gestational diabetes retrospective determination of prevelance and TYPE 2 diabetes development risk

    MURAT DOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Aile HekimliğiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMA BASAT