Eğitim fakülteleri öğretim üyelerinin akademik özgürlük algılarının incelenmesi
The exploration of the opinions of the faculty members on academic freedom at the faculties of education
- Tez No: 490645
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. AHMET FARUK LEVENT
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Eğitim Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Eğitim Denetimi ve Yönetimi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 398
Özet
Akademik Özgürlük kavramı bilimin veya bilim adamının baskısız bir şekilde düşüncelerini ifade etmesi olarak insanlık tarihinin çok eski yıllarına götürülebilinse de genel olarak Wilhelm Von Humboldt'un 1810 yılında Almanya'da modern üniversitenin temellerini attığı döneme götürülmektedir. Humboldt'un öğretme (Lehrfreiheit) ve öğrenme (Lernfreiheit) özgürlüğü olarak temelini attığı akademik özgürlük zamanla baskılara, tartışmalara ve yasal davalara konu olmuş ve bu süreçte gelişmiştir. Akademik özgürlük kavramı şu an öğretme ve öğrenme özgürlüğünün yanında kamusal alan konuşmalarını ve kadro güvencesini de çerçevelemiş durumdadır. Türkiye'de de zaman zaman basına yansıyan olaylardan akademik özgürlüğün tartışılması ve akademik özgürlük üzerine sınırlı sayıda olan yayın sayısının artırılması gerektiği görülmektedir. Ülkemizin birçok alanda geçiş sürecinde olduğu düşünüldüğünde akademik özgürlük üzerine yapılacak her çalışmanın değerli ve önemli olduğu şüphe götürmezdir. Bu tezin de en önemli amacı az sayıda yayının olduğu akademik özgürlük gibi yükseköğretimi temelden ilgilendiren bir konuda katkı sağlamaktır. Bu bağlamda Devlet Üniversiteleri Eğitim Fakültelerinde çalışmakta olan öğretim üyelerinin sahip oldukları akademik özgürlük düzeyine ilişkin algıları incelenmiştir. Bu çalışmada yöntem olarak“keşfedici sıralı karma”araştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu modele göre önce nitel araştırma yapılmakta sonra da nitel araştırmanın bulgularına yönelik nicel araştırma yapılmaktadır. İki basamaklı karma yöntemin kullanıldığı bu çalışmada nitel yöntem olarak fenemonoloji ve nicel yöntem olarak da tarama modeli kullanılmıştır. Evreni Devlet Üniversiteleri Eğitim Fakültelerinde çalışan öğretim üyelerinin oluşturduğu bu çalışmanın nitel ve nicel basamakları için iki ayrı örneklem grubunda veriler elde edilmiştir. Nitel araştırma basamağının çalışma grubunu İstanbul ili Devlet Üniversiteleri Eğitim Fakültelerinde görev yapan 21 öğretim üyesi oluşturmuştur. Nicel basamağın örneklem grubunu ise Türkiye genelinde ulaşılabilen Devlet Üniversiteleri Eğitim Fakültelerinde görev yapan 160 öğretim üyesi oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak nitel basamak için yarı yapılandırılmış görüşme formu ve nicel basamağı için ise anket formu kullanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formu 10 uzman görüşü alınarak ve 5 öğretim üyesi ile yüz yüze ön görüşme yapılarak geliştirilmiştir. Geliştirilen bu araç kullanılarak eğitim fakültelerinde görev yapan 21 öğretim üyesi ile yüz yüze görüşme yapılmıştır. Nitel araştırma basamağında elde edilen nitel bulgular içerik analizi ile analiz edilmiş olup, açık kodlama sonunda 6 temalı ve 17 alt temalı bir kategorilendirme elde edilmiştir. Elde edilen temalar; öğretme özgürlüğü, öğrenme özgürlüğü, yükseköğretim sisteminde katılım özgürlüğü, kamusal alanlarda konuşma özgürlüğü, akademik özgürlüğün korunakları ve akademik camianın yozlaşma problemi şeklindedir. Çalışmanın ikinci basamağı olan nicel basamakta ise nitel bulguların sonucunda geliştirilen anket formu kullanılmıştır. Anket formu ilk etapta 89 soru olarak hazırlanmış ve 10 uzman görüşüne sunulmuştur. Uzman görüşü sonunda soru sayısı 49'a düşürülmüş ve düzeltmeler yapılarak anket formuna son hali verilmiştir. Bu anket formu eğitim fakültelerinde görev yapan 160 öğretim üyesine uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS analiz programı ile frekans ve yüzde analizine tabi tutulmuştur. Nitel ve nicel basamaklardan elde edilen verilerin analizi sonucunda şu sonuçlar elde edilmiştir; - Öğretim üyeleri lisans programlarının esnek olması gerektiğini ve genelde verilen şablona uyduklarını söylemekle beraber bu durumu bir akademik özgürlük engeli olarak görmediklerini dile getirmişlerdir. Lisansüstü programlarda ise daha özgür olduklarını belirtmişlerdir. Seçmeli ders açma noktasında öğretim üyeleri seçmeli dersleri açabildiklerini fakat seçmeli dersin içeriğinin politik olması durumunda aynı kolaylığı göremeyebileceklerini (anket: %60) düşündüklerini ifade etmişlerdir. Ders sürecindeki öğrenci değerlendirilmesini genelde yönetmelik çerçevesinde yaptıklarını ve bunu bir kısıtlama olarak görmediklerini (anket: %51), ders içindeki anlattıklarından ders bağlamında olması şartı ile rahat olduklarını fakat bazen politik noktalara değen tartışmalardan çekince (anket: %66) yaşayabildiklerini belirtmişlerdir. Programlarda oluşturulan standartlar noktasında ise standartların olması gerektiğini, uygulamada çok kişinin umursamadığını ve herhangi bir sınırlama oluşturmadığını (anket: %48) dile getirmişlerdir. - Öğretim üyeleri aykırı denebilecek politik içerikte yayınlara pek girmediklerini (anket: %70) bunun nedeninin ise kadro vermede, doçentlik jürilerinde veya başka bir alanda ileride engel olarak önlerine gelebileceği (anket: %72) düşüncesi olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca yayınlara yönelik akademik eleştiri kültürünün olmadığını (anket: %60) bunun da nedeninin başıma iş almayayım duygusu olduğunu ifade etmişlerdir. - Öğretim üyeleri üniversite kararlarında katılımda çok sorun yaşamamak ile beraber yönetim ile ters düşmemek ve söylenenlerin önemsenmediği yönüyle sıkıntılar yaşanabilindiğini söylemişlerdir. Nicel bulgularda ise aksine öğretim üyelerinin %65'inin eleştirilerini söylemekten çekindikleri ve %51'inin fikirlerinin önemsenmediğini düşündükleri ortaya çıkmıştır. Yöneticilerini kişiliğine göre amir veya meslektaş olarak görebildiklerini fakat genelde amir pozisyonunda algıladıklarını (anket: %72) belirtmişlerdir. YÖK düzeyinde kararlara katılımın pek olmadığını ve YÖK'ten gelen kararların emir olarak algılandığını (anket: %78) ifade etmişlerdir. Rektör belirleme sürecinde ise eski seçim usulünün sorunlar barındırdığını fakat yeni yönteminde doğru olmadığını (anket: %64) belirtmişlerdir. - Öğretim üyeleri kamusal alanlarda kendi uzmanlık alanlarında yapacakları konuşmaların içeriğine ve ortamına göre risk derecesinin değiştiğini, hâkim güce karşı olan konuşmaların risk barındırdığını (anket: %52) ifade etmişlerdir. Kamusal alanda uzmanlık alanı dışındaki konuşmalarda ise yine rahat olmadıklarını (anket: %67) fakat bunun akademik özgürlük içinde değerlendirilmemesi gerektiğini, sorunun ifade özgürlüğünün yeterince olmaması olduğunu belirtmişlerdir. - Akademik özgürlük korunaklarından olan iş güvencesi noktasında öğretim üyeleri yüksek düzeyde bir iş güvencesi sorunu olmadığını fakat farklı bir güvencenin insana emniyet verebildiğini (anket: %54) ve iş güvencesi noktasındaki sorunun nesnelliğin olmaması (anket: %82) olduğunu ifade etmişlerdir. Üniversite özerkliği noktasında ise Türkiye'nin böyle bir sürece hazır olmadığını, profesyonellikten uzak olduğumuzu ve üniversite içi gruplaşmaların engel olduğunu (anket: %36) söyleyen öğretim üyeleri olduğu gibi bu sürecin yaşanması gerektiğini ve zamanla sorunların aşılacağını belirten öğretim üyeleri de olmuştur. Akademik özgürlüğün yasalar/kanunlar ile güvence altına alınması noktasında öğretim üyeleri, alınması gerektiğini (anket: %72) fakat ifade özgürlüğünün yeterli düzeyde olduğu takdirde böyle bir sorunun da olmayacağını (anket: %70) söylemişlerdir. - Öğretim üyeleri yükseköğretimde en büyük sorunlardan birisinin de akademik camiadaki yozlaşma problemi olduğunu dile getirmişlerdir. Niteliğin düşük olması (anket: %82), ikili ilişkilerin birçok yerde kayırma amaçlı kullanılması (anket: %80), ideolojik tarafgirliklerin yapılması (anket: %75) ve akademisyen profilinin ahlak ve kişilik sorunları barındırması gibi sorunlar belirtilmiştir. Sonuç olarak öğretim üyelerinin yükseköğretimde yaptıkları mesleki süreçlerinin bazı noktalarında büyük bir problem yaşamadıkları görülmektedir. Fakat bu durumun yapay bir özgürlük durumu olduğu anlaşılmaktadır. Akademik özgürlüğün sorun olabildiği aykırı veya politik alanlarda öğretim üyelerinin baskıdan azade olmadıkları anlaşılmıştır. Bu problemin kaynağının sadece dış otoritelerden kaynaklı olmadığı ve sorunun kaynağının önemli bir bölümünün yine akademik camiadan kaynaklı olduğu öğretim üyelerinin söylediklerinden çıkarılmaktadır.
Özet (Çeviri)
Even though academic freedom, which is regarded as free communication of thoughts with no pressure, is traced back to early human societies, modern understanding of academic freedom is found in the notion of modern university which is conceptualized by Wilhelm Von Humboldt in Germany in 1810. Over time, academic freedom conceptualized by Humboldt as the freedom of teaching (Lehrfreiheit) and learning (Lernfreiheit) has been subject to oppression, controversity and legal action. Nowadays, the concept of academic freedom encompasses freedom of speech in public spaces, tenure guarantee as well as teaching and learning freedom. In Turkey, as occasionally reflected in the press, it is understood that academic freedom should be discussed and the limited number of publications on academic freedom should be increased. When we think that our country is in the process of transition in the many areas, there is no doubt that every publication on academic freedom is valuable and significant. The purpose of this dissertation is to contribute to the literature of academic freedom as there is limited number of publications in our country. In this context, perceptions of faculty members working in education faculties of state universities are explored in terms of their experiences of academic freedom. Exploratory sequential mixed research method has been used as a part of the research design of this study. Using this model, following the completion of the qualitative phase of the study, quantitative phase is initiated based on the findings of the qualitative data. This study is conducted in two steps. In the first step phenomenology is used a qualitative research method while in the second step survey has been used as a quantitative research method. Two different sample groups are defined for qualitative and quantitative steps of this study. The population of this study encompasses faculty members who are working in education faculty of state universities. Sample group of the qualitative phase of the study includes 21 faculty members who are working in the faculties of education in state universities in Istanbul. Sample group of the quantitative phase of the study includes 160 faculty members who work in the faculties of education in state universities in Turkey. Semi-structured interview form has been used as a data collection tool in qualitative phase of the study and survey form has been used as a data collection tool in quantitative phase of the study. Semi-structured interview form has been developed by making use of 10 expert views and by conducting face to face preliminary interview with 5 faculty members. The final form has been used to conduct interviews with 21 faculty members who work in education faculties of state universities. Data obtained from the qualitative phase of the study are analyzed using content analysis and open coding of the data results in 6 themes and 17 sub themes. These themes include freedom of teaching, freedom of learning, freedom of participation in the decision making process in the higher education system, freedom of speech in public spaces, protection of academic freedom and degeneration of academic community. The second phase of the study involves the use of the survey form which is developed based upon the findings of the qualitative date. The initial form of 89 items is sent to 10 experts for review. 49 items form the final form of the survey. 160 faculty members have taken the final survey and percentage and frequency distributions are calculated using the SPSS software. The findings of the qualitative and quantitative data include the following: - Faculty members indicate that undergraduate programs require more flexibility while they state that they conform to the required framework. They indicate that these conditions do not pose a threat towards academic freedom. In terms of the permissions regarding offering new selective courses, they believe that they do not have difficulty offering new selective courses yet they also indicate that certain barriers may pose a threat if the contents of the new courses include politic components (survey: 60%). Student course evaluations are conducted in accordance with the regulations of the higher education institutions and faculty members indicate that these pose no limitations on the natural flow of the courses (survey: 51%). Although they indicate (survey: 66%) that they are comfortable with discussing a variety topics in class, they also indicate that there are situations in which they refrain from discussing topics which involve politics. - Faculty members (survey: 70%) state that they do not publish in academic topics that involve politics as they (survey: 72%) reason that they may have difficulties in future academic promotions. In addition, they (survey: 60%) indicate that there is no culture of academic criticism as they reason that they may encounter problematic situations due to engaging in academic criticism. - Faculty members do not encounter complications in terms of participating in administrative decisions while they also indicate that certain opinions are ignored during the decision-making process. On the other hand, quantitative data show that 65 percent of the faculty members refrain from critical remarks. Qualitative data also show that 51 percent of faculty members believe that their opinions do not matter in the eyes of academic decision makers. Personality styles determine how academic administrators are perceived by other faculty members yet most participants indicate that they see a. Most faculty members indicate that they do no participate in the regulations Higher Education Council make and decisions communicated by Higher Education Council are seen as orders (survey: 78%). Faculty members indicate that previous procedures regarding the selection of university presidents are problematic while the majority of the faculty members (survey: 64%) believe that new procedures are also problematic. - Faculty members (survey: 52%) indicate that they change the contents of the public speech they make in their academic field based upon the dominant impression the audience communicates. Even in informal contexts faculty members (survey: 67%) are not comfortable in informal discussions. They indicate that this situation is not about academic freedom but rather it is about the issue of the freedom of speech. - In terms of job security which is seen as one of the pillars of academic freedom, faculty members indicate that they do not have problems with job security but they (survey: 54%) also indicate that different incentives ensure security. A majority of the faculty members (survey: 82%) indicate that the problematic issue in terms of job security revolves around objectivity. According to their views, various cliques in the university pose a threat towards enabling academic autonomy in the university (survey: 36%). Despite this, faculty members also indicate that this situation may be overcome in the future. Faculty members (survey: 72%) point out that academic freedom need to be protected by law but they (survey: 70%) believe that a certain level of freedom of speech will nullify the complications which pertain to this issue. - Faculty members believe that one of the greatest problems in higher education revolves around degeneration in academic community. Low quality in academic affairs (survey: 82%), nepotism (survey: 80%), ideological reasons (survey: 75%) and depravity of the academic community form the main problematic issues. On the whole, faculty members do not have difficulty in carrying out academic duties yet they experience an artificially created freedom in the profession. Faculty members are not exempt from pressure when it comes to the matters which involve opposite political views. The root of the problem mainly lies in the academic community although external authorities also pose a threat towards academic freedom.
Benzer Tezler
- Yeniden yapılandırılmış eğitim fakültelerinde sanat eğitimine (resim-iş eğitimi A.B.D.'da) hümanist bir yaklaşım
Reconstructed in teacher training faculties (department of painting-art and craft education) the hümanist approach to the art education
YASEMİN SÖZER SARAÇ
Doktora
Türkçe
2006
Güzel SanatlarDokuz Eylül ÜniversitesiGüzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. BEDRİ KARAYAĞMURLAR
- The impact of time management on employee productivity: A study at private universities in Erbil city-Iraq
Zaman yönetiminin çalışan verimliliği üzerindeki etkisi: Erbil şehir-Irak özel üniversitelerde bir çalışma
WALEED KHORSHEED MAHMOOD
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
Eğitim ve ÖğretimVan Yüzüncü Yıl Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ BULUT DÜLEK
- Mühendislik eğitiminde fen bilimleri temel kavramlarının önemi ve ortaöğretimde kazandırılmışlık düzeyine ait akademisyen görüşleri (İstanbul örneği)
Academician views about the importance of science main concepts in engineering education and its readiness level at secondary schools (İstanbul example)
SONGÜL İNAN YILMAZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Eğitim ve ÖğretimYeditepe ÜniversitesiEğitim Yönetimi ve Denetimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA OTRAR
- Üniversitelerde iz bırakma ve kurumsallaşma
Imprinting and institutionalization at universities
İNCİ ÖZTÜRK FİDAN
Doktora
Türkçe
2018
Eğitim ve ÖğretimAnkara ÜniversitesiEğitim Yönetimi ve Politikası Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ BALCI
- Öğretim elemanlarına göre yaşamboyu öğrenme özelliklerini etkileyen faktörler: Anadolu Üniversitesi örneği
Factors effecting lifelong learning according to faculty: Anadolu University case
HALİL İBRAHİM MUAZEZ HASESKİ
Doktora
Türkçe
2015
Eğitim ve ÖğretimAnadolu ÜniversitesiBilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HATİCE FERHAN ODABAŞI