Türkiye tekstil sektöründe sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi modelleme çalışması
Sustainable supply chain management modelling study in Turkey textile sector
- Tez No: 517414
- Danışmanlar: DOÇ. DR. HATİCE CAMGÖZ AKDAĞ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Endüstri ve Endüstri Mühendisliği, Giyim Endüstrisi, İşletme, Industrial and Industrial Engineering, Clothing Industry, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İşletme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İşletme Mühendisliği Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 101
Özet
Sanayileşmenin artması ile birlikte; üretim ve tüketim hızları, hammaddeye olan talep ve buna bağlı olarak çevre üzerindeki tahribatlar artmaktadır. Bu artış beraberinde hava kirliliği, küresel iklim değişiklikleri, su sıkıntıları gibi çevresel sorunları getirmektedir. Çevresel sorunların çoğalması ile birlikte ulusal ve uluslararası platformlarda; tüm bu üretim, tüketim ve talep artışının sürdürülebilir olup olmadığı tartışmaları oluşmuştur. Küresel anlamda sürdürülebilirlik kavramının ortaya çıkışı Birleşmiş Milletler bünyesinde çalışan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun 1987 yılında yayımladığı“Ortak Geleceğimiz”isimli rapor sayesinde oluşmuştur. Bu raporda sürdürülebilirliğin sağlanması için; insanlığın doğanın gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçları temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahip olduğundan bahsedilmektedir. Sözlükteki anlamı ile çeşitlilik ve üretkenliğin devamlılığı sağlanırken, daimi olabilme yeteneğini korumak olarak tanımlanan sürdürülebilirlik kavramı özellikle dünyadaki çevresel tahribatların çok fazla arttığı son on yılda önem kazanmıştır. Son yılların en çok tartışılan konuları arasında yer almakta olan sürdürülebilirlik; enerji, ekonomi ve çevre üçgeninin tam ortasında bulunmaktadır. Bu sebeplerle disiplinler arası bir kavramdır, hükümetler ve hükümetlerarası örgütlerin yanı sıra, sosyal bilimcilerden fen ve doğa bilimcilerine, politikacılardan yerel ve uluslararası çevre örgütlerine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede tartışılmaktadır. Kurumsal sürdürülebilirlik kavramı ise; işletmeler seviyesinde sürdürülebilirlik faaliyetlerinin yapılması olarak tanımlanabilir. Literatürde kabul görmüş sürdürülebilirlik kavramını iş yaşamına uyarladığımızda“bir firmanın doğrudan ve dolaylı paydaşları nın ihtiyaçlarını, gelecekteki doğrudan ve dolaylı paydaşlarının ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağını tehlikeye atmadan sağlaması”olarak tanımlayabiliriz (Dyllick ve Hockerts, 2002). Günümüzde sürdürülebilir gelişme kurumsal boyutu ile pek çok şirketin vizyonunda yerini almaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın kurumsal düzeydeki uygulamalarına bakıldığında, özellikle üretim firmaları açısından kurumsal faaliyetlerin en önemli noktası olan tedarik zinciri yönetiminde ciddi bir atılım gerçekleştirildiği görülmektedir (Burritt vd., 2011). Kurumsal sürdürülebilirlik anlayışının tedarik zincirleri boyutunda yerleşmesinin, şirketlerin toplumlar üzerindeki geniş kapsamlı etkileri de göz önüne alındığında, yerelden uluslararasına dek tüm katmanları sürdürülebilirlik kavramını benimseyerek işlevlerini yerine getirmeye davet edeceği öngörülebilir. Kurumlar düzeyinde başlayan bu anlayış küresel tedarik zincirlerinde yerleştiği zaman, zincirin geçtiği her ülkenin kendi düzeyinde bu uygulamalar ile tanışması ve uluslarüstü bir boyutta ortak sürdürülebilirlik anlayışının benimsenmesi beklenmektedir. Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi klasik tedarik zinciri yönetimine kıyasla çok boyutlu bir yapıya sahiptir ve yalnızca kara fokuslanmaz. Klasik tedarik zincirindeki malzeme, bilgi, sermaye akışlarının yönetimine ek olarak, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi sürdürülebilir kalkınmanın paydaşlar ve müşterilerin beklentilerinden yola çıkan üç farklı boyutuna dair hedefler koyarak gerçekleştirmeyi hedef edinir. Küresel tedarik zinciri rekabeti içerisinde, gücünü korumak isteyen tedarik zincirlerinin piyasalarda meydana gelen değişikliklere, tüketicilerin artan hassasiyetlerine, uluslarüstünde kabul edilen yeni politikalara ve değişen iş görme şekillerine hızlıca uyum sağlaması gerekmektedir (Chopra ve Meindl, 2004). Esnek tedarik zincirleri, yeşil tedarik zincirleri, çevik tedarik zinciri ve benzer kavramlar bu değişimlerin sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Kurumların sürdürülebilirlik hedeflerini tedarikçileri sürece dahil etmeden gerçekleştirmeleri olanaksız görülmektedir. Artık müşteriler ve tüketiciler, ürünleri sadece üzerlerinde yazan markayı düşünerek değil, aynı zamanda, onları üreten ve sunan tedarik zincirlerini de gözönünde bulundurarak satın almaktadırlar (Mahler, 2007). Türkiye'nin makroekonomik hedefleri doğrultusunda ekonomik büyümenin gerçekleşmesini sağlayacak en önemli sektörlerden birisi tekstil sektörüdür. Tekstil endüstrisi üretim ve işgücü açısından dünyadaki en büyük ve en önemli endüstrilerden bir tanesidir. Avrupa, Kuzey Amerika ve sanayileşmiş olarak nitelendirilen ülkelerde yapılan suni ve sentetik elyaf üretimi ile başlayan tekstil üretiminin gelişimi, özellikle II. Dünya Savaşı'nı izleyen süreçte başta Tayvan, Güney Kore, Çin ve Türkiye olmak üzere gelişmekte olan ülkelere kaymıştır (Çoban ve Kök, 2005). Bugün tekstil ve hazır giyim sekörü dünyanın en eski, en büyük ve en küreselleşmiş endüstrilerden birisi olarak kabul edilir. Türkiye için de büyük istihdam kaynaklarından biri olarak kabul edilen tekstil endüstrisi, son yıllarda hükümet düzenlemelerinin ve toplumsal baskıların da etkisi ile çevre konularında bilinçlenmiş ve sürdürülebilir konseptler konusunda çalışmalarını başlatmışlardır. Bu sektörün uluslararası piyasalarda rekabet gücünü arttırması beklenirken, bu amacı gerçekleştirirken çevreye ve topluma olan olumsuz etkilerini de asgari düzeye indirmesi ve gelecek kuşakların ihtiyaçlarını da düşünerek faaliyetlerine devam etmesi talep edilmektedir. Bu bağlamda, kurumsal firmalar uluslararsı platformalarda kabul görmüş çevre yönetim sistemi (ISO 14001), iş sağlığı ve işçi güvenliği yönetim sistemi (OHSAS 18001) ve sosyal sorumluluk standardı (SA8000) gibi çeşitli düzenlemelere entegre olmuş, tedarikçilerini de bu düzenlemeler ile ilgili eğitmeye başlamışlardır. Sürdürülebilirliğin kurumsal düzeydeki uygulamalarını, gününmüz işletmeleri için rekabet avantajı sağlayan en önemli noktalarından birini tedarik zinciri boyutunda gerçekleştirilen çalışmalar oluşturmaktadır. Bu çalışma Türk tekstil dünyası için henüz yeni bir uygulama alanı olan sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi üzerine yapılmaktadır. Bu araştırma ile Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi ve Sosyal Sorumluluk literatüründeki bilgilerden yararlanılarak, Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetiminin bütüncül bir yapısını oluşturmak hedeflenmektedir. Çalışmanın bundan sonraki bölümleri şöyledir: birinci bölümde çalışamanın amacı ve kapsamı üzerine değerlendirmeler yapılmış, ikinci bölümde tedarik zinciri yönetimi kavramının tarihsel gelişim süreci ve tekstil sektöründeki farklılıkları değerlendirilmiş, üçüncü bölümde ise literatürdeki farklı çalışmalardan da yararlanılarak sürdürülebilir tedarik zinciri yönetiminin alt boyutları belirlenerek tanımları yapılmıştır. Dördüncü ve son bölümde ise uygulama aşamasına geçilmiştir. Türkiye'de faaliyet gösteren tekstil üretim ve perakende firmalarında çalışan 233 kişi ile bir anket çalışması yapılmıştır. Bu hedef doğrultusunda anket çalışması ile belirlenen 37 madde için Açıklayıcı faktör analizi yapılarak az sayıda, anlamlı ve birbirinden bağımsız faktörler elde edilmiştir. Bu çalışmanın sonucunda ölçek 34 madde ve 7 faktörden oluşan bir yapıya indirgenmiştir. Açıklayıcı faktör analizi ile faktörler belirlendikten sonra doğrulayıcı faktör analizi uygulanarak belirlenen modelin doğruluğu test edilmiş ve Türkiye tekstil sektöründe sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi için 3.dereceden bir model belirlenmiştir.
Özet (Çeviri)
Following the increase of the industrialization, the production and the consumption rates, the demand for the raw material and the related environmental damage are increasing. This increase is accompanied by environmental problems such as air pollution, global climate change, and water problems. Along with increasing of environmental problems, it has created a debate on whether all these increases in production and consumption can be sustained on national and international platforms. As a result, the importance of sustainability is being emphasized more and more. The emergence of the concept of sustainability in the global sense has been made possible by the report named“Our Common Future”published by the World Commission on Environment and Development in the United Nations in 1987. According to this report, in order to ensure sustainability, it is mentioned that mankind has the ability to be able to sustain development by providing daily necessities without jeopardizing the ability of nature to meet the needs of future generations. The meaning of sustainability in the dictionary is to maintain the ability to be permanent while ensuring the continuity of diversity and productivity. This concept has gained importance in the last decade, especially when the environmental damage in the world has increased too much. Sustainability is one of the most controversial issues in recent years and is in the middle of the triangle of energy, economy and environment. That is why it is an interdisciplinary concept, and this concept is being discussed by a very large community like governments, social scientists, science and natural sciences. The concept of corporate sustainability is; can be defined as the implementation of sustainability activities at the enterprise level. If we adapt the concept of sustainability accepted in the literature to business life. We can define“a firm's ability to meet the needs of its direct and indirect stakeholders without compromising the ability to meet the needs of future direct and indirect stakeholders”(Dyllick and Hockerts, 2002). Today, corporate sustainable development takes its place in the vision of many companies. When we analyse sustainable development's implementation at the institutional level, the concept of supply chain management seems to be important. Supply chain management is the most important point of corporate activities, especially in terms of production companies (Burritt et al., 2011). With the establishment of institutional sustainability in the supply chains, it can be predicted that all layers from local to international will invite them to fulfill their functions by adopting the concept of sustainability. When this understanding starting at the institutions level is set in the global supply chains, it is expected that every country where the chain passes will meet these applications at its own level and adopt a common sense of sustainability at a transnational dimension. Sustainable supply chain management has a multidimensional structure compared to classical supply chain management and is not only profit-focussed. In addition to managing the material, information, and capital flows in the classical supply chain, sustainable supply chain management aims to achieve sustainable development by setting goals for three different dimensions of sustainable development. Within global supply chain competition, supply chains that want to protect their power need to adapt quickly to changes in the marketplace, to the growing sensitivity of consumers, to internationally accepted new policies and changing forms of work (Chopra and Meindl, 2004). Flexible supply chains, green supply chains, agile supply chains and similar concepts have emerged as the result of these changes. It is not possible for institutions to achieve sustainability goals without including suppliers in the process. Consumers and customers now buy products not only by thinking about the brand that is written on them, but also by considering the supply chains that produce and present them (Mahler, 2007). One of the most important sectors in Turkey is textile sector. It's very important ensure the realization of Turkey's economic growth. The textile industry is one of the largest and most important industries in the world in terms of production and labor. The development of textile production, which started with the production of artificial and synthetic fibers in Europe, North America and countries that are considered industrialized, following the first World War, Taiwan, South Korea, has shifted to developing countries, including China and Turkey (Shepherd and Root, 2005). Today, textile and garment industry are considered to be one of the oldest, largest and most globalized industries in the world. This industry is one of the important employment source for Turkey. While this sector is expected to increase its competitive power in international markets, it is demanded that this goal be carried out while minimizing the adverse impacts on the environment and gathering and considering the needs of future generations. In this context, institutional firms have integrated with various regulations such as the recognized environmental management system (ISO 14001), the occupational health and safety management system (OHSAS 18001) and the social responsibility standard (SA8000), and have begun to train their suppliers on these regulations. This research aims to create a holistic structure of Sustainable Supply Chain Management by making use of the information in the Green Supply Chain Management and Social Responsibility literature. A survey made with 233 employees textile manufacturing and retail companies operating in Turkey. For this purpose, explanatory factor analysis was performed for 37 items determined by the questionnaire, and a small number of meaningful and independent factors were obtained. As a result of this analysis, the scale was reduced to a structure consisting of 33 items and 6 factors. After the factors were identified by exploratory factor analysis, the correctness of the determined model was tested by applying a confirmatory factor analysis. As a result, a third order model is determined for sustainable supply chain management in the textile sector in Turkey. The literature sections of the study are as follows: in the first part evaluations were made on the purpose and scope of working, in the second part historical development process of the concept of supply chain management and the differences in the textile sector are evaluated, in the third part, sub-dimensions of sustainable supply chain management are defined by using different studies in the literature.
Benzer Tezler
- A quality oriented sustainability approach to supply chain management systems
Tedarik zinciri yönetim sistemlerine yönelik kalite odaklı sürdürülebilirlik yaklaşımı
AYŞENUR ERDİL
Doktora
İngilizce
2017
Endüstri ve Endüstri MühendisliğiMarmara ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERTURUL TAÇGIN
- Dış baskı unsurlarının sürdürülebilir tedarik zinciri yönetim uygulamalarına etkisi ve tedarikçilerle iş birliğinin düzenleyici rolü
The effect of external pressure on sustainable supply chain management practices and the regulatory role of cooperation with suppliers
YÜCEL KARĞI
- Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve yeşil pazarlama karması bağlamında sürdürülebilir performansın değerlendirilmesi
The evaluation of sustainable performance in the context of sustainable supply chain management and green marketing mix
ŞEHNAZ SAKICI
- Tekstil firmalarının sürdürülebilirlik faaliyetlerinin belirlenmesi üzerine bir araştırma
A research on determination of sustainable activities in textile companies
ÇAĞLA SAĞLIK
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Tekstil ve Tekstil MühendisliğiEge ÜniversitesiSürdürülebilir Tarım Gıda Sistemleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKAN ADANACIOĞLU
- Entegre bir yeşil yönetim modeli: Ev tekstili üzerine bir araştırma
An integrated green management model: A research on home textile
ECEM YILMAZ GÜNAÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
İşletmeBahçeşehir Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHTAP BATTAL