Geniş otizm fenotipi gösteren erişkinlerde sosyal biliş: Bir göz hareketleri izleme çalışması
Social cognition in adults with broad autism phenotype: An eye tracking study
- Tez No: 518751
- Danışmanlar: PROF. DR. EŞREF CEM ATBAŞOĞLU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Disiplinlerarası Sinir Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 150
Özet
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) sosyal etkileşim ve iletişimde bozukluk, tekrarlayıcı davranışlar ve sınırlı ilgi alanları ile tanımlanan nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizm Spektrum Bozukluğu, sosyal iletişim ve etkileşimde problemin yaşandığı bir bozukluk olduğu için sosyal bilişin anlaşılmasında önemli bir yere sahiptir. Sosyal biliş kapsamında yer alan ve sosyal temasın en basit biçimi olan ortak dikkat, sosyal iletişimin temelidir. Ortak dikkat, karşımızdaki kişinin ne düşündüğünden, biraz sonra nasıl hareket edeceğine kadar kişilerarası iletişimde bize bilgi veren en basit sosyal biliş formudur. Ortak dikkatin dil gelişimi ve sosyal öğrenmenin önemli yordayıcılarından olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmektedir. Ortak dikkatte yaşanan problemlerin, OSB'nin erken belirtilerinden olduğu düşünülmektedir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda, otizmli hastalarda ortak dikkatte bozulma ile ilgili olarak yaş grubu ve deney desenlerine göre değişen, bozulmayı destekleyen bulgular olduğu gibi desteklemeyen bulgular da yer almaktadır. Özellikle sosyal bilişle ilgili yapılan çalışmalar, genellikle dinamik bir sosyal etkileşimin bakılmadığı, katılımcıların pasif olarak kayıt edildiği paradigmalar şeklinde yapılmaktadır. Bu nedenle, literatürde ekolojik geçerliliğin yüksek olduğu araştırma desenlerinin önemi vurgulanmaktadır. Çalışmamızda OSB'li erişkinlerde iki kişinin canlı olarak birbirleriyle etkileşim halinde iken (ekolojik geçerliği yüksek olan) gerçekleştirdikleri tangram (yap-boz) görevi sırasında, ikili göz hareketleri kaydı alınarak ortak dikkatin araştırılması amaçlanmıştır. Örneklem, DSM 5'e göre OSB tanısı almış 21 hasta ve 21 klinik dışı kontrol olmak üzere toplam 42 katılımcıdan oluşmaktadır. Tangram deneyine yakınlarıyla birlikte alınan 11 çift hasta ve 11 çift kontrol bulunmaktadır. Ortak dikkat, ortak dikkati başlatma ve ortak dikkate karşılık verme olarak iki şekilde değerlendirilmiş, katılımcıların göz izlerinin yansıma durumu da ayrı bir değişken olarak araştırılmıştır. Çalışmamızda hastaların ve kontrollerin aynı görevi yakınları ve çalışmacı ile gerçekleştirmesi istenerek, ilişki kurma, sosyal etkileşimde zorlanma, ortak dikkat ve aktivite yapmakta zorluk yaşama ihtimali sağlıklılara göre daha sık olan OSB'li erişkinlerin analiz edilmesi amaçlanmıştır. Ortak dikkat görevi sırasında göz hareketleri cihazları ile dual kayıt (aynı anda her iki kişinin göz hareketlerinin kaydı) alınmış, yaş cinsiyet olarak eşleştirilmiş klinik dışı kontrol gruplar ile karşılaştırılmıştır. Dual göz hareketleri kaydı son yıllarda geliştirilmiş ve analizi ile ilgili yöntemlerin geliştirilmeye devam ettiği yeni bir alandır. En önemli avantajı senkronize bir şekilde etkileşim halindeki iki kişinin kaydını alabiliyor olmasıdır. Bu yöntem sosyal etkileşim sırasındaki bilişsel mekanizmaların anlaşılması adına büyük bir önem taşımaktadır. Göz temasındaki anormallikler OSB'de de temel belirtilerdendir bu nedenle, OSB'li hastaların okulomotor anomali durumunu kontrol etmek adına her katılımcının temel göz hareketleri (sakkad, düz göz hareket takibi) kaydı alınmıştır. Bunlara ek olarak, katılımcılara sosyodemografik bilgi formu, otizm (otizm belirtileri, empati tutumu, zihin okuma), dikkat eksikliği ve sosyal kaygı ile ilgili öz bildirim formları verilmiştir. Hiyerarşik Lineer Model analizleri sonucuna göre, ortak dikkat görevinde hastaların ikili göz birlikteliği oranları klinik dışı kontrollere göre anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur. Bu durum, hastaların ikili göz birlikteliği kurma eğiliminin sağlıklı kişilere göre daha az olduğunu göstermektedir. Ortak dikkati başlatma ve karşılık verme durumu göz birliktelik değerleri ayrı ayrı değerlendirildiğinde, gruplar arasında anlamlı bir fark elde edilmemiştir. Örneklemin bütününde, ortak dikkate karşılık verme durumundaki göz birlikteliği başlatma durumuna göre daha yüksek bulunmuştur. Ortak dikkat grupların, partner – yakını durumu için tangram göz birlikteliği ortalamaları karşılaştırıldığında, kontrollerin hastalara göre yakınları ile daha fazla göz birlikteliği gösterdikleri görülmüştür. Hasta grubunda, göz izi ekrana yansıdığı durumda (göz içi açık olma durumu), yansımadığı duruma göre (göz izi kapalı olma durumu) göz birlikteliği anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Yol analizi ile göz birlikteliğini anlamlı olarak yordayan değişkenlere bakıldığında, ortak dikkate karşılık vermenin her iki grupta en iyi yordayan değişken olduğu, partner değişkeni olarak yakını durumunun ise sadece sağlıklı kontroller için göz birlikteliğini anlamlı olarak yordadığı gösterilmiştir. Elde edilen temel göz hareketi bulgularına göre, hastalar ile klinik dışı kontroller arasında sakkad gecikme süresi bakımından fark bulunmazken, gözün düz hareket takibinde, dikey ve yatay hareket takibi değerlendirmesine göre gruplar arası tek farkın yatayda ve hedef uyaranın sola doğru olduğu yönde hastaların daha düşük kazanım değeri aldığı bir başka deyişle daha hızlı oldukları bulunmuştur. Bu sonuçlara göre, ortak dikkatte göz birlikteliği hastalarda sağlıklı kontrollere göre daha düşük olmakta, bu görevi gerçekleştirirken hastalar için karşıdaki partnerinin tanıdık ya da yabancı olma durumu anlamlı bir fark yaratmamaktadır. Bu çalışma bilindiği kadarı ile Türkiye'de OSB'li yetişkinlerde dual göz kaydı ile ortak dikkatin değerlendirildiği ilk çalışmadır. Göz hareketleri otizmlilerde sosyal iletişimdeki zorluklarla ilişkili objektif, niceliksel ve girişimsel olmayan bir biyobelirteç olması bakımından ilerisi için ümit verici bulgular sunmaktadır.
Özet (Çeviri)
Autism Spectrum Disorder (ASD) is a neurodevelopmental disorder characterized by impairment in social interaction and communication, repetitive behaviors and restricted areas of interest. Autism Spectrum Disorder provides a significant opportunity in the understanding of social cognition, as its major manifestations involve social communication and interaction. Joint attention (JA), which is the simplest form of social contact and within the scope of social cognition, is the basis of social communication. Joint attention provides the individuals with the information for interpersonal communication, about what other persons think and how they will act. It is the simplest form of social cognition. It has been shown that JA is one of the important predictors of language development and social learning. Impaired JA in early life is among the symptoms of ASD, however findings in adults with ASD are not conclusive, with the most likely confounders being the age group and experimental designs. Many studies on social cognition involved paradigms in which participants were recorded in a passive state with no dynamic social interaction. Therefore, there is a need for research designs with higher ecological validity. This study aimed at investigating JA with the tangram task and with dual eye tracking, i.e., during the dynamic interaction of adults with ASD as they performed the task with another person. The sample consisted 42 participants in total, 21 of which were patients diagnosed according to DSM-5 criteri and 21 typically developed controls. 11 patients and 11 controls of the sample group was taken as a pair with the familiar person to the tangram experiment. Two types of JA were assessed: Responding to JA (RJA) and Initiating JA (IJA). Eye movements were recorded to measure gaze recurrence, as the measure of JA. The study also aimed at testing the potential effect of familiarity with the partner on JA during task performance. Subjects were therefore assessed in two separate conditions, performing the same task with a person they were familiar with, and with the researcher. Dual eye tracking involved simultaneous recording of the eye movements of the pairs. Gaze recurrence in the eye tracking data was the measure of JA, and this variable was compared with data from the typically developed control group, which was matched for age and gender. Dual eye tracking has been developed over the last few years and is a new field in which the methods of analysis continue to be developed. The most important advantage is that two people in interaction can be recorded in synchrony. This method is of great importance for the understanding of the cognitive mechanisms of social interaction. Eye contact abnormalities are also basic symptoms of ASD, for this reason the basic eye movements of each participant (saccade, smooth eye movement) were recorded to control for potential oculomotor abnormalities in the ASD group. Sociodemographic variables as well as self-report measures of autism (autism symptoms, empathy, reading the mind), attention deficit and social anxiety were collected. The Hierarchical Linear Model analysis results were as follows: Gaze recurrence during the JA task was significantly lower in the ASD group. When gaze recurrence in the RJA and IJA conditions were assessed separately, no significant differences were found between the groups. However, higher gaze recurrence was recorded during the RJA condition when the whole group was analyzed. The partner variable had an effect only in the typically developed group, with higher gaze recurrence during the performance with the familiar person compared to the researcher. In the ASD group gaze recurrence was higher in the“eye trace visible”condition (when the eye trace image of the partner was reflected to the monitors) compared to the“eye trace invisible”condition. Path analysis was performed in order to investigate the variables that predicted gaze recurrence. The role variable (RJAcompared to IJA) was the best predictor in both groups. The partner variable (familiar partner compared to researcher) predicted JA in the typically developed group but not in the ASD group. The findings from basic eye movement recordings indicated no significant difference between the groups in terms of the mean saccade latency. The only difference between the groups was found in horizontal smooth pursuit eye movement while the target was moving to the left. Patients had significantly lower gain as compared to control group, in other words, it was found that they were faster pursuing the target in the left. These findings suggest that JA as measured by gaze recurrence during the tangram task is lower in patients. Familiarity of the partner has an effect on JA in controls but not in patients. To our knowledge this is the first study in Turkey that assessed joint attention with dual eye tracking in adults with ASD. Eye movements present promising findings for future as an objective, quantitative, and non-invasive biomarker associated with difficulties in social communication in autism.
Benzer Tezler
- Eşikaltı otistik belirtilerin yaygınlığı, zihin kuramına etkisi ve psikiyatrik bozukluklarla komorbiditesi
The prevalence of subthreshold autistic symptoms, effect on theory of mind and comorbidities with psychiatric disorders
ÜNSAL AYDINOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
PsikiyatriAtatürk ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ELİF ORAL
- Otizm bulgusu gösteren bireylerdeki genetik değişikliklerin MLPA yöntemi ile ortaya konması
Investigating genetic variations in individuals showing autistic features using MLPA method
FATİH MEHMET CELAYİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
GenetikEskişehir Osmangazi ÜniversitesiTıbbi Genetik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEVİLHAN ARTAN
- Otistik fare modelinde yüksek şeker diyetinin mirna ekspresyon seviyeleri ve davranış fenotipi üzerine etkisi
The effect of hi̇gh sugar diet on mirna expression levels and behavior phonetype in the authistic mouse model
NURİYE GÖKÇE
- Mediator role of self-compassion in the relationship between attention-deficit/hyperactivity disorder, autism spectrum disorder, and academic success
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu ve akademik başarı arasındaki ilişkide öz-şefkatin aracılık rolü
UMUT BERK DÖNMEZ
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
PsikolojiBahçeşehir ÜniversitesiPsikoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇİĞDEM KOŞE
- Bipolar bozuklukta minör fiziksel anomalilerin sıklığı ve çeşitliliği
The frequency and TYPR of minor physical anomalies in bipolar disorder
AYLİN CAN AYRAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
PsikiyatriSağlık Bilimleri ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DR. BAHRİ İNCE