Böbrek anjiyomiyolipomlarının endovasküler tedavisi: Orta ve uzun dönem sonuçları
Endovascular treatment of renal angiomyolipomas: Mid-term and long-term results
- Tez No: 525984
- Danışmanlar: PROF. DR. BORA PEYNİRCİOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Anjiyomiyolipom (AML), Tuberoskleroz (TSK), Transarteriyel embolizasyon, Angiomyolipoma (AML), Tuberous sclerosis (TSC), Transarterial embolization
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Radyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 64
Özet
Amaç: Anjiyomiyolipom böbrekte en sık görülen, genellikle yavaş büyüyen ve tedavi gerektirmeyen iyi huylu bir tümördür. Ancak hızlı büyüyen, belirgin vasküler komponenti olan, büyük boyutlu, semptomatik ve kanayan lezyonların tedavisi önerilmektedir. Bizim çalışmamızda tek merkezde endovasküler tedavi gören böbrek anjiyomiyolipomu tanılı hastaların orta ve uzun dönem sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: 2007-2017 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Vasküler Girişimsel Radyoloji Ünitesinde endovasküler tedavi edilmiş 24 hasta çalışmaya dahil edildi. BT / MRG görüntüleri bulunmayan ve takipleri yapılamayan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Hastaların demografik özellikleri, işlem öncesi semptomları, klinik özellikleri ve laboratuvar değerleri kaydedildi. Lezyonların tipi, sayısı, içyapıları, işlem öncesi ve sonrası boyutları analiz edildi. İşlem teknikleri ve komplikasyon oranları hesaplandı. Hastalar tek başına mikropartikül ve mikropartikül ile koil kombinasyonu kullanılan iki gruba ayrıldı. Takipte nüks ve cerrahi girişim düzeyleri kaydedildi. Bulgular: Yaşları 20-78 yıl arası değişen (ortalama 45,4) toplam 24 hastaya anjiyografi yapıldı. Ortalama 7,3±2,5 cm çapında toplam 27 lezyon (32 işlem) transarteriyel yoldan embolize edildi. Takip süresi 6-120 ay arasında değişmekte olup ortalama takip süresi 33,8 ay idi. Teknik başarı oranı %93,3 ve klinik başarı oranı %85 olarak hesaplandı. Embolizasyon sonrası lezyonların en uzun çaplarında ortalama 1,8±0,83 cm (%28,4±13,4) küçülme izlendi. Lezyonların tedavi sonrası ortalama boyutlarının tedavi öncesi ortalama boyutlarına göre istatistik olarak anlamlı azaldığı saptandı (p=0,005). İşlem öncesi ve sonrası tüm hastaların böbrek fonksiyon değerleri (glomerüler filtrasyon hızı ve kreatinin) normal sınırlarda ölçüldü. Kanama oranı 5 mm'den büyük anevrizma içeren lezyonlarda daha yüksek idi. Nüks oranı %15 düzeyinde hesaplandı. Majör veya minör komplikasyon saptanmadı. İki hastaya şikâyetlerin devam etmesi nedeniyle (kendi istekleri ile) cerrahi işlem yapıldı. Tek başına mikropartikül ve mikropartikül ile koil kombinasyonu kullanılan gruplar arasında nüks ve lezyon küçülme oranlarında anlamlı fark izlenmedi (p=0,207). Sonuç: Transarteriyel embolizasyon AML lezyonlarında düşük morbidite ve mortaliteye sahip efektif tedavi yöntemidir. Çok sayıda ve kompleks lezyonlara sahip olan sendromik (Tuberoskleroz ile ilişkili) grup hastalarında böbrek fonksiyonlarının korunması açısından embolizasyon işlemi elverişlidir. Mikropartikül ile distal yatak embolizasyonu yapılan AML lezyonlarında ek olarak proksimal arterlerin koil ile embolizasyonu nüks oranında ve lezyon küçülmesinde anlamlı bir fark sağlamamaktadır.
Özet (Çeviri)
Objective: Angiomyolipoma is the most common benign tumor in the kidney, which usually grows slowly and does not require treatment. However, treatment of large, rapidly growing, symptomatic and bleeding lesions with a distinctive vascular component is recommended. In our study, it was aimed to evaluate the mid-term and long-term outcomes of patients with renal angiomyolipomas treated endovascularly in one center. Materials and Methods: Between 2007-2017 patients treated endovascularly at Hacettepe University Vascular Interventional Radiology Unit were included in the study. Patients who did not have CT / MRI images and could not follow up were not included in the study. Demographic characteristics, pre-procedural symptoms, clinical features and laboratory values of the patients were recorded. The types, number, internal structures, pre- and post-surgical dimensions of the lesions were analyzed. Embolization techniques and complication rates were calculated. The patients were divided into two groups using microparticles alone and microparticles and coils in combination. Recurrence and surgical intervention levels were recorded. Results: Totally 24 patients aged between 20-78 years (mean 45.4) underwent angiography. Twenty-seven lesions (32 procedures) with an average diameter of 7,3±2,5 cm were embolized. The duration of follow-up ranged from 6 to 120 months, with an average follow-up of 33.8 months. The technical success rate was 93.3% and the clinical success rate was 85%. Following embolization the average diameter decreased by 1.8 ± 0.83 cm (28.4±13,4 %). The average post-treatment size decrease was found to be statistically significant (p = 0.005). The renal function values (glomerular filtration rate and creatinine) of all patients before and after the procedure were measured at normal limits. Bleeding rate was higher in lesions with aneurysm greater than 5 mm. Recurrence rate was calculated at 15%. Major or minor complications were not observed. Two patients with persistent complaints underwent surgery (with their own will). There was no significant difference in recurrence and lesion shrinkage rates between groups using the microparticle alone and microparticle and coil combination (p = 0,207). Conclusion: Transarterial embolization is an effective treatment modality with low morbidity and mortality in AML lesions. In syndromic (Tuberous sclerosis) group of patients with multiple and complex lesions, embolization is convenient for the preservation of renal function. Coil embolization of the proximal arteries in AML lesions embolized with microparticles does not provide additional significant difference in the recurrence rate and lesion shrinkage.
Benzer Tezler
- Böbrek fonksiyonları normal olgularda ethrane'nın böbrek fonksiyon testleri üzerine etkisi
Başlık çevirisi yok
TÜLİN AYDOĞDU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1988
Anestezi ve ReanimasyonAkdeniz ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
- Böbrek naklinde soğuk iskemi süresinin erken dönem greft işlevi ve akut retteki rolü
The effect of cold ischemia time on the delayed graft function and acute rejection in kidney transplantation
İSMAİL SERT
- Ekstrakorporeal şok dalga litotiripsi öncesi ve sonrası böbreklerin difüzyon MRG ve renal doppler ultrasonografi ile değerlendirilmesi
Assessment of effects of extracorporeal shock wave li̇thotri̇psy on ki̇dneys wi̇th color doppler ultrasonography and di̇ffusi̇on wei̇ghted MRİ
MERVE ÖZEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Radyoloji ve Nükleer TıpBaşkent ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ELİF KARADELİ
- Böbrek nakilli hastalarda kalsinörin inhibitörleri ve sirolimus kullanımının etkileri
The comparison of the effects of inhibitors and si̇rolimus in renal transplatation patients
GÖKHAN ATAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
NefrolojiBaşkent Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. CİHAT BURAK SAYIN
- Böbrek nakli sonrası akut humoral rejeksiyon tanısı alan hastaların risk faktörlerinin belirlenmesi
Assesment of risk factors for patients diagnosed with acute humoral rejection after kidney transplantation
AYŞENUR YALÇINTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
NefrolojiBaşkent Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TURAN ÇOLAK