The Vision of sisterhead in the three novels of Toni Morrison: 'The Bluest Eye', 'Sula and Beloved'
Toni Morrison'ın 'En Mavi Göz', 'Sula ve Sevgili' adlı romanlarında kadınlar arası kardeşlik kavramı
- Tez No: 52734
- Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. MELDAN TANRISAL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Amerikan Kültürü ve Edebiyatı, American Culture and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1996
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 76
Özet
ÖZET Toni Morrison çok yönlü çalışmalarıyla Afrika kökenli Amerikan Edebiyatı dalında aktif bir yer almıştır. Amerikalı zenci kadın yazar olarak ünlenmiş ve 1993 Nobel Edebiyat Ödülünü almıştır. Eserlerinin zencilerin hayatındaki zorluklan yansıtmada kayda değer etkileri olmuştur. 18 Şubat 1931' de Ohio'nun Loraine kasabasında doğan yazar, ırkçılığın acımasızlığını gözlemleyerek büyümüştür. 1971' de kaleme aldığı En Mavi Göz adlı romanında ırkçı beyaz toplumda büyümenin acı taraflarını anlatmıştır. Bunu sırasıyla takip eden Sula (1973), Süleymanın Şarkısı (1977), Tar Baby (1981) ve Sevgili (1987) adlı romanlarında ise ırkçı toplumun tehditlerine maruz kalan tiplemeleri yansıtarak, Amerikanın sayılı yazarları arasına girmiştir. Ve son olarak 1993' de yazdığı Jazz adlı kitabıyla Amerikalı zenci kadın yazarların ürettiği eserlere bir yenisini eklemiştir. Bu tezde Morrison'un En Mavi Göz, Sevgili ve Sula adlı romanlarında zenci kadınların aralarında oluşturdukları bağın, kendi kültürünü baskıya dayah bir politika izleyerek aşılamak isteyen beyaz toplumun karşısında vücut bulduğu gerçeği yansıtılmıştır. Ayrıca zenci erkeklerin kadınlara karşı umursamaz tutumları bu dayanışmanın güçlü kılınmasında etken olmuştur. Burada dayanışma örneğinin büyükanneler-anneler-kızlar, kardeşler ve de arkadaşlar arasında ele alınması, bu ilişkilerin biyolojik, manevi, duygusal ve kültürel boyutlarda irdelenmesine olanaksağlamıştır. Ayrıca kadınları aralarında bir dayanışma oluşturmaya iten faktörler neden-sonuç ilişkisi içerisinde ele alınmıştır. Romanlarda sergilenen dayanışma örneğinin toplumdaki cinsel ve ırkçı tutumdan kaynaklandığı ve piskolojik nedenlere bağlı olarak iniş çıkış gösterebileceği açık bir şekilde ortaya konmuştur. Bu teze konu olan üç roman, zenci feminist yazar Patricia Hill Collins'in de belirttiği gibi kadınlar arasındaki bağm ciddi bir biçimde ele alındığı eserlerdir. Morrison'un kadınlar arasındaki kardeşlik kavramına bakış açısı feministlerden oldukça farklıdır. Ferninist yaklaşım kadınların dayanışmasına politik bir görüş kazandırarak bu çerçevede kadınların, erkeklerin üstünlüğünü kabul eden düşünceye karşı koyabileceği inancım taşıyor. Morrison hiç kuşkusuz ataerkil bir toplumun oluşmasından yana değil, ama hiç bir zaman da ne erkelere karşı saldırgan bin tavır alıyor ne de onların üzerinde bir hakimiyet kurmak istiyor. Zenci toplumun devamlılığım ancak kadınların, erkeklerin ve çocukların bir bütün olarak kültürlerine bağlı kalmalarında görüyor. Morrison, burada kadınlara düşen görevin daha fazla olduğu inancında. Bu doğrultuda kadınların arasındaki dayanışma örneğini politik bir amaç gütmeden, onlara güç kazandıran kültürel bir fenomen olarak ele ahyor. Edebi yapıtlarım tarihi bir boyut içerisinde yansıtan Morrison bu bağlamda“New Historicism”yaklaşımından etküenmiştir. New Historicistler edebiyata kültürel ve tarihi bir işlev kazandırmışlardır. Morrison zenci kültürünün kendi tarihini unuttuğu gerekçesiyle, bu kültüre hayat kazandıran tarihi belleklerde yaşatmak istemiştir.uı Bu tezde, Morrison'un üç romanı kadınlar arasındaki ilişkiyi bütün topluma mal ederek detaylarıyla incelenecektir. Giriş kısmında kadınlar arasındaki dayanışma kavramı dar bir çerçevede açıklanacaktır. Birinci bölümde kadınlar arasındaki dayanışma kavramının tarihi süreç içinde şekillenmesine ışık tutulacaktır. Bunu takiben de yazarın kadınlar arasındaki birlik kavramına olan kişisel yaklaşımı ele alınacaktır. Ayrıca bu kısmı romanlardaki dayanışma kavramına giriş mahiyeti taşıyacaktır. Ana kısımda ise kadınlar arasındaki dayanışma olgusu her bir romanda ayrı olarak değerlendirilecektir. İlk olarak En Mavi Göz adlı romanda zenci kadınların beyaz kültürün çekici hale getirdiği imajlardan etkilenerek nasıl bir kısır döngü içerisine girdikleri ve kendilerini zenci kadınlar topluluğundan uzaklaştirdıklan ve bunun sonucu olarak da fiziksel ve ruhi bir durgunluk safhasına girdikleri işlenecektir. Irkçı ve cinsel tacizlere karşı kendilerine destek olacak kadınlar topluluğunun olmayışı hiç kuşkusuz zenci kadınların durumunu zorlaştırdığı da belirtilmiştir. Irkçı toplumun yarattığı problemleri aşmanın ve kendi varlıklarım sürdürmenin yolu kendilerini kadınlar topluluğundan izole etmeyerek ve de kendi benliklerini yüceleştiren kültürlerine bağlı kalarak olacakta-. Sula 'da ise Morrison kadınlar arasındaki arkadaşlığın her zaman yüce olduğu olgusunu okuyucularına vermiştir. Kadınlar arasında oluşturulan dayanışma kavramı kadının kendi benliğini bulma çabasıyla bir anlam kazanmışta". Kadının ancak kadınlar topluluğundaki diğer kadınlarla bütünleşmesiyle sadece bir nesne olmaktan çıkıp bir benlik kazanabileceği ortaya konmuştur.IV Son olarak Sevgili adlı romanda ise, kölelik döneminde ruhen ve bedenen işkence görmüş kadının kurtuluşunu kadınlarla bağların koparılmasında değil, kuwetiendirilmesinde olabileceği vurgmanmıştır. Sonuç kısmında da konu başlıklarında değinilen konular özet halinde sunulmuştur.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Toni Morrison with her prolific writing has become an active participant in the canon of African American literature. She has established her reputation as a leading African American woman writer and has merited to win the 1993 Nobel Prize in Literature. Her fiction has been a mirror image in exposing the complexities that have clutched black life. Born in Lorain, Ohio on February 18, 1931 she has grown up observing the grimness of social life. In her first novel The Bluest Eye (1971), she describes this painful side of growing up in a racial white society. In her subsequent novels Sula (1973), Song of Solomon (1977), Tar Baby (1981), Beloved (1987), she established herself as one of America's leading fiction writers whose troubled characters were exposed to the threats of a racial society. And with her latest novel Jazz (1992), Morrison once again contributes to the contemporary African American women's writing. As illustrated in the three novels of Toni Morrison The Bluest Eye, Sula and Beloved which are analyzed in this thesis, the white society's imposition of its cultural values on the subordinate black race has brought black women together to form solidarity in sisterhood. The indifferent attitude of the black men toward their women has strengthened this solidarity even more. Bonding as grandmother-mother-daughter, sisters and friends has made it possible to analyze the relationship among women fromVI biological, spiritual, emotional and cultural levels. The factors that have necessitated black women to form solidarity have been covered in a cause and effect relationship. The bonding among women as exposed in the novels has been the outgrowth of racial and sexual restrictions imposed upon women. Yet the connection to the community of women suffers at times due to psychological problems that are stimulated by the above mentioned restrictions. These novels as the black feminist writer, Patricia Hill Collins writes, are the primary location where black women's friendships are taken seriously. Morrison's conceptualization of sisterhood is quite different than that of the feminist approach. Feminists consider the solidarity among women from a political perspective and in this framework, they believe that it is highly possible to resist the male supremacist thinking. While Morrison certainly does not advocate submission to patriarchy, she is not interested in either attacking men or having a dominating power over them. Morrison sees the continuity of the black race when women, men and children reconnect themselves to their cultural sources. She believes that women assume more responsibility than men. Consequently she does not evaluate the bond among women politically, but thinks of it as an outcome of cultural motivation which gives them strength. Toni Morrison's embeddedness in history evidently displays her interconnection with the New Historicists. With this trend in literature, the cultural and historical functions of the literary texts have been of paramount importance. Claimingvn that the black culture has forgotten its culture, Morrison wants to give the reader the historical facts which she believes keep the black culture alive. All in all, the three novels of Morrison will be studied in detail to elucidate specific points concerning the relationship among women with reference to the whole society. The introduction provides a general short entry to the concept of sisterhood. In the initial chapter, the reader will be enlightened about the conceptualization of African American sisterhood in the course of history. This is followed by the writer's own understanding of the concept. And the first chapter will conclude with a reference to the three novels. In the latter part, the concept of sisterhood is dealt with separately in each novel. In the first novel, The Bluest Eye, Morrison illustrates how female characters are devastated by the alluring images of the white society and how in the case of inauthenticity of the community of women and estrangement from it women suffer physically and psychologically. Black women can survive and surmount the problems that arise from a racist society when they connect themselves to the sisterhood and glorify their African American culture. In Sula Morrison emphasizes the significance of female friendship. Sisterhood gains importance in relation to the struggle of the woman who tries to define herself. It is clarified here that only in connection to the sisterhood can woman achieve self- definition and put an end to her objectification.vuı In Beloved as traced in the thesis, the salvation and the healing of the black woman, who has experienced the psychological and physical traumas of slavery, can be possible through her bonding with the community of women. The conclusion sums up the highlights indicated in the previous chapter headings.
Benzer Tezler
- Yöneticilerde verimlilik ve etkinlik vizyonu Erzurum işletmelerinde bir uygulama
The vision of productivity and activity in management an application on institutes in Erzurum
İBRAHİM ACAROĞLU
- İmgelerin toplumsal işlevinde anlamın görüntüsü
The vision of meaning in to the function of the images
NAGİHAN UMAY BİLEK
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
İletişim Bilimleriİstanbul Kültür Üniversitesiİletişim Sanatları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLNUR IŞIKLAR
- Marka ve reklamın bilinirlik üzerinde etkisi Katılım bankaları üzerine bir çalışma
The effect of brand name and commercials on recognition A study on partipication banks
BETÜL ÇAKIR
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Bankacılıkİstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ÖZGÜR KÖKALAN
- Yeni Osmanlılarda medeniyet tasavvuru
The vision of civilization in the new Ottomans
ELİF MERVE KOÇ
Doktora
Türkçe
2023
TarihYeditepe ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KENAN ZİYA TAŞ
DOÇ. DR. FURKAN KAYA
- İlköğretim müfettişlerinin niteliklerinin görünümü
The Vision of qualities of primary education supervisors
ERKAN AK
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
Eğitim ve ÖğretimAbant İzzet Baysal ÜniversitesiEğitim Yönetimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. TALİP CAN