Geri Dön

Kentsel dönüşümün biçimsel organizasyonu: Bomonti örneği

The morphological organisation of urban regeneration: Case of Bomonti

  1. Tez No: 533329
  2. Yazar: NESLİHAN KOLANCI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYŞE SEMA KUBAT
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 147

Özet

Kentsel dönüşüm projeleri, sosyal ve ekonomik amaçlarının yanında; genel olarak kentsel mekânda erişilebilirlik ve yaşanabilirlik gibi değerlerin arttırılmasına yönelik müdahaleleri kapsamaktadır. Çalışmanın amacı; kentlerin yaşadığı sosyal, ekonomik ve politik süreçlerin kentsel mekânda doğurduğu değişim ve yenilenme ihtiyacının bir yansıması olan kentsel dönüşüm olgusunun, fiziksel boyutunu analiz etmek ve kentsel dönüşüm müdahalelerinin, kent biçimi ile yaşanabilirliği nasıl etkilediğini ölçmektir. Bu bağlamda, yeniden işlevlendirmeden, yıkıp yeniden yapmaya; parsel ölçeğinden, yapı adası ölçeğine çeşitli kentsel dönüşüm projelerinin gerçekleşmiş ve halen gerçekleşmekte olduğu, İstanbul'un Bomonti semti ve yakın çevresi çalışma alanı olarak seçilmiştir. Bölgede yaşanan işlev değişikliğinin ve devamında gelen kentsel dönüşüm sürecinin, kent mekânını nasıl etkilediği araştırılmıştır. Çalışmanın hipotezi; kentsel dönüşümün amacının fiziksel iyileştirme boyutunun ötesinde, kentsel dokuyu ve sokak kurgusunu iyileştirmek, kentin erişilebilirliğini ve yaşanabilirliğini arttırmak ve günlük sokak deneyimini olumlu yönde etkilemek olduğudur. Fakat bu durumun Türkiye'de göz ardı edildiği; inşaat alanını ve dolayısıyla rantı arttırmaya yönelik müdahaleleri kapsadığı düşünülmektedir. Bu nedenle alan çalışmasının kurgusu kentsel dönüşüm ve yaşanabilirlik kavramına kentsel morfoloji bakış açısı ile yaklaşarak, Bomonti'nin geçirdiği dönüşümün fiziksel boyutlarının araştırılması üzerine kurulmuştur. Araştırma yöntemi olarak; kent biçimini, kentin yaşadığı süreçler üzerinden tanımlayan ve bu bağlamda ortaya mekânsal ve sosyal veriler koyan kentsel morfoloji yaklaşımı seçilmiştir. Farklı meslek gruplarının farklı şekillerde yaklaştığı kentsel morfoloji çalışmaları yine bu meslek gruplarının bakış açıları dâhilinde bölge ölçeğinden bina ölçeğine çeşitli bulgular sunmaktadır. Çalışmada ele alınan kentsel morfoloji yaklaşımları, coğrafi yaklaşım (İngiliz Okulu), tipolojik yaklaşım (İtalyan Okulu) ve mekân dizimi yaklaşımıdır. Bu bağlamda, yapı adası dokusu, yapılı alan yoğunluğu, arazi kullanımı, bina yüksekliği sokak genişliği oranı, bina konumu- sokak ilişkisi ve alanda yeni gelişen bina tipolojileri incelenmiş ve alanın morfolojik dokusunun nasıl değiştiği irdelenmiştir. Mekân dizimi yöntemi ile de bütünleşme, tercih, kavranabilirlik ve sinerji analizleri yapılmış ve sokak kurgusunun da gerçekleşen değişimler incelenmiştir. Bunlara ek olarak alanda gerçekleşen dönüşümün yaşanabilirliği nasıl etkilediğini araştırmak adına yaşam alanı indeksi kullanılmıştır. Çalışma kapsamında kent biçimini tanımlamaya yönelik geliştirilen farklı yaklaşımlar bir arada kullanılarak, bölgede gerçekleşen mekânsal dönüşümün farklı ölçeklerde tanımlanması hedeflenmiştir. Bu nedenle dönüşüm öncesi olarak 2000 yılı, dönüşüm sonrası olarak ise 2018 yılı kent dokuları ele alınmıştır ve her iki dönem için belirlenen analizler yapılmış ve karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Yapılan analizler ve karşılaştırmalı değerlendirmeler sonucu, ortalama blok boyutu küçüldüğü ve sokak dokusu daha geçirgen bir hale geldiği görülmüştür. Çok katlı lüks konut, ofis ve otel projeleri ile birlikte yapılı alan yoğunluğu artmıştır. Sanayi ve yeşil alanlarda yaşanan azalmaya karşılık konut, turizm ve diğer işlevler artış göstermiş, alanın işlev şeması değişmiştir. Ortalama kat sayısının artması ile sokak ölçeğinde kapalılık hissi artmıştır. Yapı tipolojisinin değişmesi ve kat sayısının artmasıyla beraber, bina konumu sokak ilişkisi değişmiş ve ortalama ön bahçe mesafesi artmıştır. Büyük ölçekli projeler; karma kullanımlı, kule ve baza katlarından oluşan yapı tipolojilerine odaklanmaktadır. Bu durum alanın mimari dokusunu değiştirmiştir. Kentsel dönüşüm süreci kent kurgusunu olumlu yönde etkilemiş, erişilebilirlik ve anlaşılabilirlik artmıştır. Büyük ölçekli lüks projelerin konumları ile global bütünleşme arasında ilişki kurulmuştur. Çalışmanın ana noktalarından birisi olan yaşanabilirlik yaşam alanı endeksi çerçevesinden bakıldığında; park alanı ve kaldırım alanının artmasına karşılık, yapılı alan yoğunluğunun da artmış olması yaşanabilirliği azaltmıştır. İmar planında park olarak belirtilen yerlerin, özel kullanıma sahip olmaları ve alandaki yeşil dokunun süreç içinde azalması, Bomonti'nin kentsel açık alan potansiyelinin yeterince değerlendirilmediğini göstermektedir. Yapılan analizlerde kentsel dönüşüm projelerinin kent biçimine etkilerinin, kentin oluşturan elemanlara farklı şekillerde etki ettiği ortaya konmuştur. Sokak kurgusunun erişilebilirliği dönüşüm sürecinden olumlu etkilenmişken; çok katlı yapıların artması ile insan ölçeği kötü yönde etkilenmiştir. Yapılı alan yoğunluğunun artması, alanın yaşanabilirliğini olumsuz etkilemiştir.

Özet (Çeviri)

Urban regeneration projects can include different scales and scopes. Examining the concept of urban regeneration in Turkey seems to be different from the perception in Europe and America. In Turkey, the urban regeneration system generally based on the reconstruction of buildings, which just increases the urban density and on the contrary, it fails to transform the city. This situation limits the urban regeneration implementations movements on basis of parceling in Turkey. Moreover, urban regeneration projects target to increase the interventions of accessibility and livability in urban areas besides their social and economic purposes. The aims of the study are to examine how urban regeneration projects have a physical impact on their built environment and to evaluate urban regeneration process based on changing function of urban centers. Urban regeneration includes physical, social and economic improvement of the city and physical rehabilitation, beyond the mere building renovation, should include urban fabric, street fiction, livability and, therefore, the improvement of everyday life in the street. In this manner the hypotheses of the study is urban regeneration focuses on the application to increase the built area. This situation affects the density of the city, the average floor height, and of course the urban pattern negatively. Integration of the street system, human scale livability are ignored while transforming urban area. In this context, Bomonti has been selected as a case study in İstanbul to examine physical effects of urban regeneration process. In recent years, with the change of urban dynamics, Bomonti transformed to residential and CBD area from industrial. This process changed the urban pattern of Bomonti rapidly. In order to analyze the physical change in Bomonti, urban morphology approach is selected as a research method. Urban morphology defines the urban form through the processes of the city and in this context, puts spatial and social data into view. Urban morphology studies demonstrate different aspects according to different occupancies, groups and again within the aspects of these different groups, the area has been offered different variation of evidences. In this study, geographical approach (English School) and architectural approach (Italian School) are tackled to evaluate the physical change in Bomonti. In this manner block pattern analyses, density of built area, land use , the ratio of building height to the street width, the relation between building location and street and building typology analyses were performed. In addition , the analyses of integration, choice, intelligibility and synergy were performed in DepthmapX which is a software developed by UCL, to analyses street configuration. Finally, livability index was used to investigate the change of the ratio between public open spaces and built area during the urban regeneration process. Within the scope of the study, it is aimed to define the different scaled spatial regeneration in the district with in the usage of different description and approaches of urban form. For this reason, as an era before regeneration the year of 2000 and an era after regeneration the year of 2018 has been selected to evaluate the analyses and compare the situations. To analyze the urban form in 2000, 1/1000 cadastral plan, created in 2000, and 2006 satellite image were used. To analyze the urban form in 2018, 1/1000 cadastral plans, created in 2013, and 2018 satellite images were used. The data obtained from the analyzes were compared between 2000 and 2018 except building type. According to analyses the average block size has shrunk and the street configuration has become more finer-grained. The density of built area increased with the increase of high-rise luxury residential, office and hotel buildings. Housing, tourism and other functions have increased opposed to industrial and green areas, with the transformation of the area from the industrial area to housing and workplace. With the increase of the average number of floors, the sense of closure on the street scale increased. The change of building typology changed the building location-street relationship. The average front garden distance has increased. New residential, office and hotel buildings have been developed around new typologies such as tower and mixed used ground floor. Urban regeneration process has a positive effect on street pattern. It has been determined that global integration, local integration, choice, intelligibility and synergy values have increased in the process. It has been indicated that there might be a relationship between the location of new housing office and hotel projects and global integration. The livability index, which is one of the main points of the study, is decreased. In spite of the increase in the park and pavement areas, the decrease in green areas and the increase in the construction area have negatively affected the livability of the area. The potential of green and public space of the area were not evaluated well enough to increase livability of the area. The combination of different approaches has been useful in a multidimensional study of the physical effects of urban regeneration. This thesis proved that the urban transformation process affects the elements of the city in various ways. While accessibility of the streets affected positively, human scale was affected in a damaging way by the increasing of high-rise buildings. In addition, enlarging of built area increased built density and decreased livability.

Benzer Tezler

  1. Exploring temporary usage opportunities of urban public spaces for event organizations

    Kentsel kamusal alanların etkinlik organizasyonları için geçici kullanım olanaklarının araştırılması

    ÖZLEM ŞENYOL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2010

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

    Şehir Planlama Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. KORAY VELİBEYOĞLU

  2. Akıllı kent mobilyası kullanımı ve konumlandırılmasının önemi: Yenikapı ve Üsküdar aktarma merkezleri örneği

    Importance of utilization and positioning of smart urban furniture: Yenikapi and Üsküdar transfer centers

    BİLGE ÖZDEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Endüstri Ürünleri TasarımıYıldız Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CEMAL CENK HAMAMCIOĞLU

  3. Assessment of urbanization history of Addis Ababa city, Ethiopia

    Addıs Ababa cıty, Ethıopıa'nın kentleşme tarihinin değerlendirilmesi

    ABDURAHMAN HUSSEN YIMER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Şehircilik ve Bölge PlanlamaMersin Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ CENAP YOLOĞLU

  4. Uluslararası yeniden yapılanma bağlamında Türkiye'de toplumsal, ekonomik, yapısal dönüşümler ve küçük ölçekli üretime etkileri İzmir-Kısıkköy (ağaç işleri) örneği

    Social, economic, structural transformations in Turkey in the international restructuring context and their effects on small-scale production example of Izmir-Kısıkköy (Woodworks)

    SABRİYE SERTEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Şehircilik ve Bölge PlanlamaDokuz Eylül Üniversitesi

    Şehir Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. TAYFUN TANER

  5. 1980 sonrası üretim ve hizmet etkinlikleri ilişkilerinin tanımlanması mekana yansımaları ve İstanbul bölgesi kapsamında bir değerlendirme

    Explaining spatial relations of the manufacturing and service activities: A case study in Istanbul region

    GAMZE MERT

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALE ÇIRACI