Pulmoner hipertansiyon ciddiyetinin değerlendirilmesi: Kardiyak otonom sinir sisteminin rolü
Evaluation of pulmonary hypertension severity: The role of cardiac autonomic nervous system
- Tez No: 533825
- Danışmanlar: PROF. DR. ERGÜN BARIŞ KAYA
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Pulmoner hipertansiyon, kalp hızı değişkenliği, kalp hızı toparlanması, Pulmonary hypertension, heart rate variability, heart rate recovery
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 88
Özet
Pulmoner Hipertansiyon (PH) patogenezinde otonom sinir sisteminin tutulumu ile ilgili araştırmalar bulunmaktadır. Bu tutulumun hastalığın şiddeti ile ilişkisi ile ilgili bilgiler sınırlı sayıdadır. Kalp hızı toparlanması (KHT) ve kalp hızı değişkenliği (KHD) parametreleri, sempatik ve parasematik aktivitenin dolaylı göstergeleridir. Bu çalışmanın amacı, sağ kalp kateteri ile PH tanısı konmuş hastalarda, hastalığın ciddiyeti ile KHT ve KHD parametreleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesidir. Çalışmamıza, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji kliniğinde takip edilen, ortalama pulmoner arter basıncı (oPAB) ≥ 25 mmHg olan 50 hasta dahil edildi. Hastalık ciddiyeti, ortalama pulmoner arter basınçlarına göre gruplandırıldı. Hastaların takiplerinde rutin olarak yapılan 6 dakika yürüme testinde test sonundaki kalp hızı ile 1 dakika sonraki kalp hızı arasındaki fark KHT olarak kaydedildi. Bütün hastalara 24 saatlik Holter monitörizasyonu uygulandı. Zaman ve frekans bağımlı KHD değerleri hesaplandı. Pulmoner hipertansiyon ciddiyeti artıkça KHT1 düzeylerinde azalma saptandı. Ciddi derece PH grubundaki hastaların tamamında KHT1 düzeyi ≤ 16 atım/dk idi. Pulmoner hipertansiyon ciddiyeti orta derece olan hastaların ise yarısında KHT1 düzeyi ≤ 16 atım/dk idi, düşük derece PH ciddiyeti olan hastaların ise % 3,3'ünde KHT1 düzeyi ≤ 16 atım/dk idi. Orta ve ciddi derece PH gruplarında SDNN düzeyi hafif derece PH grubuna kıyasla düşük saptandı. oPAB düzeyleri ile KHT1 ve SDNN düzeyleri arasında negatif korelasyon saptandı. PVD düzeyleri ile KHT1 arasında negatif korelasyon saptandı. Kardiyak output ile KHT1 ve SDANN düzeyleri arasında pozitif korelasyon saptandı. Sonuç olarak; PH hastalarında KHT ve KHD parametrelerinde bozulma saptanmıştır. Bu bozulma, hastalığın ciddiyetinin bir göstergesi olabilir. Bu bulgular, pulmoner arter denervasyonu gibi yeni girişimsel yöntemler için hasta seçiminde yol gösterici olabilir.
Özet (Çeviri)
There have been researches on the autonomic nervous system involvement in Pulmonary Hypertension pathogenesis. However, there is restricted information on the correlation of this involvement with the disease severity. Heart rate recovery (HRR) value and heart rate variability (HRV) are indirect indicators of sympathetic and parasympathetic activity. The objective of this study is to evaluate the correlation between disease severity and HRV and HRR, in patients diagnosed with PH. A total of 50 patients, who were monitored in the Cardiology Clinic of Hacettepe University Faculty of Medicine, whose mean pulmonary artery pressure (mPAP) measured with the right heart catheterization was ≥ 25 mmHg, were included in the study. The disease severity was grouped according to mPAP. Heart rates of the patients were recorded in 6-minute walk tests performed routinely in patients' follow-ups. The difference between the heart rate at the end of the test and one minute after the test was recorded as HRR1. 24-hour Holter monitorization was applied to all patients and time- and frequency-dependent HRV results were calculated. As pulmonary hypertension severity increased, a decrease was determined at mean HRR1 levels. All patients in the severe PH group had an HRR1 level of ≤ 16 bpm. Half of the patients with moderate pulmonary hypertension had an HRR1 level of ≤ 16 bpm, while 3.3% of patients with mild PH had an HRR1 level of ≤ 16 bpm. SDNN levels were determined to be lower in the medium and severe group compared to the mild PH group. A negative correlation was found between mPAP and HRR1 and SDNN. A negative correlation was found between PVR and HRR1 levels. A positive correlation was found between cardiac outout and HRR1 and SDANN levels. In conclusion, an impairment was determined in HRR and HRV parameters. This impairment may be an indicator of the disease severity. These kind of findings can guide us through patient selection for novel interventional methods such as pulmonary artery denervartion.
Benzer Tezler
- Kronik romatizmal mitral kapak hastalığı ile plazma urotensin-ıı düzeyleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Relation between plasma urotensin-ii and chronic rheumatic mitral valve disease
SÜLEYMAN ERCAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
BiyokimyaGaziantep ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VEDAT DAVUTOĞLU
- Romatizmal mitral darlık hastalarında EKG'de QRS fragmantasyonu varlığı
Relationship between fragmented QRS and rheumatic mitral stenosis
BURCU ÖZBALA GÜNSOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
KardiyolojiGaziantep ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VEDAT DAVUTOĞLU
- Mitral darlığının ciddiyetinin değerlendirilmesinde akciğer ultrasonografisinin önemi
The importance of lung ultrasonography in the evaluation of the severity of mitral stenosi̇s
NERGİZ AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
KardiyolojiNecmettin Erbakan ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKAN AKILLI
- Kronik obstrüktif akciğer hastalığına bağlı pulmoner hipertansiyon gelişiminde endotelinin yeri
Başlık çevirisi yok
ALEV ATASEVER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
Göğüs HastalıklarıEge ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA HİKMET ÖZHAN
- Sklerodermalı hastalarda D vitamini eksikliğinin sıklığı ve rodnan cilt skoru ile ilişkisi
Frequency of vitamin D deficiency in patients with scleroderma and its relationship with rodnan skin score
ECE SEVİM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
RomatolojiKocaeli Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYTEN YAZICI