Akciğer kanserli olgularda D-dimer düzeyi pulmoner tromboemboli tanısını predikte eder mi?
Does D-dimer level predict pulmonary thromboembolism diagnosisin patients with lung cancer?
- Tez No: 536772
- Danışmanlar: DOÇ. DURSUN ALİZOROĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İzmir Dr.Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 61
Özet
Amaç: Akciğer kanserinde pulmoner tromboemboli (PTE) gelişme riski yüksektir. PTE kanserin mortalite ve morbiditesini artırdığından erken tanı ve tedavi çok önemlidir. D-dimer, hem kanser, hem de PTE'de yüksek seyreden, kanseri olmayan olgularda PTE açısından negatif prediktif değeri yüksek olan bir parametredir. Çalışmamızda, akciğer kanserli PTE kuşkulu olgularda d-dimer düzeyinin tanısal katkısının belirlenmesi amaçlandı. Gereç Yöntem: Hastanemizde 2012-2017 yılları arasında akciğer kanseri tanısıyla izlediğimiz olgular 'retrospektif' olarak incelendi. PTE saptanan 126 kanser olgusu çalışmaya alındı. Akciğer kanseri olup PTE'si olmayan 101 olgu kontrol grubunu oluşturdu. Ekstrapulmoner malignitesi, romatolojik, kronik renal, hepatik hastalığı, gebelik ve enfeksiyonu olan, kontrol grubunda ayrıca, kalp hastalığı, derin ven trombozu (DVT) bulunan, kanda ProBNP değeri yüksek olan olgular dışlandı. Olguların demografik verileri ve kan d-dimer düzeylerine ek olarak, komorbiditeleri, rutin laboratuvar değerleri, tümörün histolojik tipi, evresi, eşlik eden DVT ve ek risk faktörü varlığı kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya toplam 227 akciğer kanseri olgusu alındı. PTE'li grupta 126 olgunun 102'si (% 81) erkek, 24'ü (% 19) kadın olup yaş ortalaması 61,5 (± 8,91) idi. Kontrol grubundaki 101 olgunun 84'ü (% 83,2) erkek, 17'si (% 16,8) kadın olup yaş ortalaması 62,5 (± 8,72) idi. Gruplar arasında yaş, cinsiyet, kanser evresi, komorbidite açısından istatistiksel anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). D-dimer düzeyleri karşılaştırıldığında PTE grubunda d-dimer düzeyi ortalama 4910,67± 5665 ng/dl (median 2916; min. 169- max. 45000 ng/ml) iken, kontrol grubunda ortalama 1917,78± 2122 ng/dl (median 1196; min. 44- max. 1000 ng/ml) bulundu (p
Özet (Çeviri)
Does d-dimer level predict pulmonary thromboembolism diagnosis in patients with lung cancer? Aim: Lung cancer has a high risk of developing pulmonary thromboembolism (PTE). Because PTE increases the mortality and morbidity of the cancer, early diagnosis and treatment is very important. D-dimer is a parameter that has high levels at both cancer and PTE, with high negative predictive value for PTE in patients without cancer. In our study, we aimed to determine the diagnostic contribution of d-dimer level in patients with lung cancer, suspected pulmonary thromboembolism. Materials and Methods: The cases followed-up with lung cancer diagnosis between 2012-2017 were examined retrospectively. A total of 126 cancer patients diagnosed with PTE were included in the study. A total of 101 lung cancer patients without PTE formed control group. The cases with extrapulmonary malignancy, rheumatic, chronic renal, hepatic disease, pregnancy and infection and in control group, additionally, patients with cardiac disease, deep vein thrombosis (DVT) and high ProBNP value in blood were excluded. In addition to demographical findings and blood d-dimer levels of cases; comorbidities, routine laboratory values, histologic type of tumour, accompanied DVT and additional risk factor presence were reported. Results: A total of 227 lung cancer patients were included in the study. In the group with PTE, consisting of 126 cases, 102 cases were male (81%), 24 were female (19%) and mean age was 61,5 (± 8,91) years. In control group, consisting of 101 cases, 84 of cases were male (83,2%), 17 were female (16,8%) and mean age was 62,5 (±8,72) years. No statistically significant difference was identified between XIII groups with regard to age, sex, cancer stage and comorbidity. While mean level of ddimer was 4910,67± 5665 ng/dl in PTE group (median 2916; min. 169- max. 45000 ng/dl), mean level was 1917,78± 2122 ng/dl in control group (median 1196; min. 44- max. 1000 ng/dl) (p
Benzer Tezler
- Akciğer kanserli olgularda tromboz ve profilaktik varfarin tedavisinin etkinliği
Thrombosis in patients with lung cancer the effectiveness of warfarin prophylaxis
ABDULLAH ÇİFTÇİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Göğüs HastalıklarıTrakya ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ. GÜNDENİZ ALTIAY
- Solid kanserli hastalarda koagülasyon bozuklukları doğal antikoagülan düzeyleri ve aktive protein C rezistansı
Coagulation disorders, natural anticoagulant levels and activated protein-C resistance in solid cancer patients
ŞENER AĞDAŞ
- Mide kanserli olgularda D vitaminin prognostik önemi
Effect of vitamin D on prognosis in patients with gastric cancer
YASİN SEZGİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
OnkolojiYüzüncü Yıl Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALPER CAN
- Bir tümör belirleyicisi olarak; küçük hücreli akciğer kanserinde serum nöron spesifik enolaz düzeyi
Başlık çevirisi yok
METİN ALDEMİR
- Akciğer kanserinde kemoterapinin hücresel ve hümoral immuniteye etkisi
Effect of chemotherapist in lung cancer on cellular and humoral immune system
ALİ NİHAT ANNAKKAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
Göğüs Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA YAMAN