Geri Dön

Uluslararası Ceza Mahkemesinin konu bakımından yargı yetkisinin incelenmesi

Examination the subject care of juristiction in Internationl Criminal Court

  1. Tez No: 548397
  2. Yazar: BULUT ÇAĞLAR DENİZ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SELCEN ERDAL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Selçuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 162

Özet

İnsanlık tarihi boyunca meydana gelen binlerce savaşta milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, başka ülkelere göç etmek durumunda kalmış ve tarifi imkânsız acıların ve zalimliklerin kurbanı olmuştur. Bu savaşların fiziki etkilerinin yanı sıra siyasi, ekonomik, sosyolojik ve hatta psikolojik etkileri, toplumları savaş sonrasında içinden çıkılması zor koşulların içine sokmuştur. Kuşkusuz ki meydana gelen bu savaşların en yıkıcısı 20. yüzyılın ortalarında meydana gelen ve yaklaşık 50 milyon insanın hayatını kaybetmesine ve bir o kadarının da bulundukları bölgelerden göç etmesine neden olan II. Dünya Savaşı'dır. Bu savaşın dünya tarihi açısından pek çok konuda önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu konulardan birisi de savaş sonrasında uluslararası hukuk alanında bazı düzenlemelerin yapılmasına ön ayak olmasıdır. II. Dünya Savaşı sonrası varılan andlaşmalarla bir anlamda“Yeni Dünya Düzeni”kurulmuş gibi görünse de, savaşlar sırasında yaşanan ve tüm dünya toplumları tarafından büyük tepki ile karşılanan vahşete varan olaylar, uzun yıllar süren savaşların psikolojik ve sosyolojik etkisini daha da arttırmıştır. Yaşanan zalimliklere ve trajedilere neden olan ülkeler üzerinde uygulanan yaptırımlar uluslararası toplum tarafından yeterli görülmemiş, buna benzer olayların bir daha yaşanmaması amacıyla sadece devletler üzerinde değil, aynı zamanda bu tür eylemleri gerçekleştiren kişiler üzerinde de yaptırım uygulanması düşüncesi, uluslararası toplumda hâkim hale gelmiştir. Bu düşünceden hareketle başlatılan çalışmalar sonucunda 17 Temmuz 1998 tarihinde kabul edilen Roma Statüsü ile Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuştur. Mahkeme, Soykırım, İnsanlığa Karşı Suçlar, Savaş Suçları ile Saldırı Suçu üzerinde yargılama yetkisine sahiptir ve ulusal mahkemeleri tamamlayıcı niteliktedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni (UCM) kuran Roma Statüsü, II. Dünya Savaşı'ndan sonra yürütülen uzun ve yorucu çalışmaların ardından bir ay süren müzakereler sonucunda 17 Temmuz 1998 tarihinde, 120 devletin lehte, 7 devletin aleyhte ve 21 devletin çekimser oyu ile kabul edilmiş ve 1 Temmuz 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 2019 yılı itibariyle Statü'yü kabul eden 139 ve Statüyü onaylayan 123 ülke bulunmaktadır. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden önce kurulan Nürnberg ve Tokyo Uluslararası Askeri Ceza Mahkemeleri; hem geçici nitelikli olmaları, hem savaşın galibi olan devletler tarafından kurulmaları hem de kapsam bakımından sınırlı yetkilere sahip olmaları sebebiyle uluslararası barış ve güvenliğin tesisi konusunda eleştirilere uğramıştır. Ruanda ve Eski Yugoslavya İçin Kurulmuş Olan Uluslararası Ceza Mahkemeleri ise BM Güvenlik Konseyi'nce, BM Andlaşması'nın VII. Bölümüne istinaden alınan karar dâhilinde kurulmuştur. Bu açıdan, BM örgütünün bir alt organı konumundadırlar. Uluslararası Ceza Mahkemesi ise uluslararası bir sözleşmeyle kurulmuş bağımsız bir mahkemedir. Yargı yetkisi yalnızca gerçek kişiler üzerinde olmakla birlikte, Soykırım Suçu, İnsanlığa Karşı Suçlar, Savaş Suçları ve Saldırı Suçu, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yetki alanına giren suçlardır. Mahkeme'nin oluşturulmasının arkasındaki temel neden Roma Statüsü'nün ön sözünde de belirtildiği üzere, insanlığa yönelik en ağır suçlar kim tarafından, nerede işlenirse işlensin soruşturulması, cezasız kalmaması; böylece bu tür suçların yenilerinin işlenmesinde caydırıcı bir rol oynanmasıdır. Kısaca, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin, uluslararası toplum vicdanı açısından bir umut olduğu söylenebilir. Mahkeme'nin yargı yetkisine giren tüm suçlar uluslararası toplumun tümünü ilgilendiren çok ciddi nitelikte suçlardır. Bu nedenle Statü'de her bir suç için ayrı tanımlar yapılmış ve hangi eylemlerin Statü kapsamında sayılacağı unsurlarıyla birlikte açıklanmıştır. Statü'nün kabul edildiği 1998 yılına kadar Saldırı Suçu üzerinde ortak bir tanım yapılamamış olması sebebiyle bu husus ilerleyen bir tarihe ertelenmiştir. Bu kapsamda 2010 yılında Uganda'nın başkenti Kampala'da Roma Statüsü'nü Gözden Geçirme Konferansı icra edilmiş ve saldırı suçunun da tanımı ve unsurları belirlenmiştir. Avrupa Birliği (AB)'ne üyelik konusunda ciddi çalışmalar yürüten Türkiye, ulusal hukuk alanında da birçok düzenleme gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda, AİHM'ne bireysel başvuru yolunun açılması sağlanmış ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 76,77 ve 78. maddelerinde soykırım suçu ile insanlığa karşı suçlar ayrı maddeler halinde düzenlemiştir. Ayrıca, Anayasa'nın 38. maddesi 5170 sayılı yasa ile değiştirilmiş, bu sayede suçluların iadesinin önü açılmıştır. Bu ve buna benzer çalışma ve düzenlemeler Türkiye adına birer olumlu gelişme olarak nitelendirilebilir.

Özet (Çeviri)

Millions of people have lost their lives, have migrated to other countries, and have been the victims of inexplicable pain and cruelty. The political, economic, sociological and even psychological effects of these wars as well as the physical effects of these wars have put societies into difficult conditions to be overcome after the war. Undoubtedly, the most destructive of these wars is the Second World War which occurred in the middle of the 20th century, causing approximately 50 million people to lose their lives and so many others emigrate from their region. We can say that this war has an important place in terms of world history. One of these issues is that after the war, some regulations in the field of international law are initiated. Even though the New World Order seems to have been established in a sense by the agreements reached after the Second World War, the atrocities that took place during the wars and met with great reaction by all the world societies increased the psychological and sociological effect of the wars that lasted for many years. The sanctions imposed on the countries that cause cruelities and tragedies have not been considered sufficient by the international community, and the idea of imposing sanctions on not only states but also those who have carried out such actions has become dominant in the international community. The Rome Statute and the International Criminal Court, adopted on 17 July 1998, were established as a result of the work initiated from this idea. The court has jurisdiction over genocide, crimes against humanity, war crimes and offensive crime and is complementary to national courts. The Rome Statute, which established the International Criminal Court (ICC), was adopted on July 17, 1998 as a result of a month-long negotiations following the long and exhausting work carried out after the Second World War, with the abstaining vote of 120 states, 7 states against 21 states and abstaining from 21 states. came into force. As of 2018, there are 139 countries that have accepted the Statute and 123 countries that have ratified the Statute. Nürnberg and Tokyo International Military Criminal Courts established before the International Criminal Court; they were criticized in terms of the establishment of international peace and security because they were both of a temporary nature and they were established by the states that won the war and they had limited powers in scope. The International Criminal Tribunals for Rwanda and the Former Yugoslavia were established by the UN Security Council within the framework of the decision taken in accordance with the seventh chapter of the UN Treaty. In this respect, they are a sub-organ of the UN organization. The International Criminal Court is an independent court established by an international convention. While the jurisdiction is only on natural persons, the offenses of Genocide, Crimes against Humanity, War Crimes and Offense of Offense are crimes within the jurisdiction of the International Criminal Court. The main reason for the creation of the Court is the investigation of the most serious crimes against humanity, as it was mentioned in the preliminary word of the Rome Statute; thus, it is a deterrent role in the processing of new crimes. In short, it can be said that the International Criminal Court is a hope for the international community conscience. All crimes that fall within the jurisdiction of the court are very serious crimes that concern the entire international community. For this reason, separate definitions have been made for each crime and explained with the elements which will be deemed as part of the Statute. This was postponed due to the fact that no common definition could be made on the offense of the offense until 1998 when the statute was adopted. In this context, in Rome in 2010, a meeting was held in Kampala, the capital of Uganda, for the definition and elements of the crime. Carrying out serious work on membership of the European Union, Turkey has carried out many regulations in the field of national law. In this context, it was ensured that the individual remedy was opened to the Court, and in articles 76th, 77th and 78th of the Turkish Penal Code No. 5237, the crimes against genocide and crimes against humanity were regulated as separate articles. In addition, Article 38 of the Constitution has been amended by Law No. 5170, thus opening the way for extradition of criminals. This can be regarded as a positive development and this study and similar arrangements on behalf of Turkey.

Benzer Tezler

  1. Hapishanelerde ifade özgürlüğü bağlamında kitap yasakları

    Book bans in the context of freedom of expression in prisons

    EVİN NAZ ERCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZEN ÜLGEN ADADAĞ

  2. Legitimacy challenges against the International Criminal Court: An evaluation on the legitimacy dialogue of the ICC

    Uluslararası Ceza Mahkemesine yönelik meşruiyet itirazları: UCM'nin meşruiyet diyaloğu üzerine bir değerlendirme

    YUNUS KESKİN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BLEDA R. KURTDARCAN

  3. Uluslararası Ceza Mahkemesi içtihatları kapsamında Filistin sorunu

    The question of Palestine in the jurisprudence of International Criminal Court

    ANAS ZEİNEDDİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    HukukMarmara Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELTEM SARIBEYOĞLU SKALAR

  4. Uluslararası Ceza Mahkemesi: Roma statüsüne göre soruşturma ve yargılama usulleri (Filistin örneği)

    International Criminal Court: Investigation and procedures according to the status of Rome (Palestinian case)

    HATEM ABUAISHA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HukukKocaeli Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEYDİ ÇELİK

  5. Ruanda için Uluslararası Ceza Mahkemesinin kuruluşu, yapısı ve yargı yetkisi

    Başlık çevirisi yok

    ORHAN ÖNDER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Uluslararası İlişkilerGazi Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CANAN ATEŞ EKŞİ