Geri Dön

Contract and claim management in solar power plant (SPP)projects

Güneş enerji santrali (GES) projelerinde sözleşme ve haktalebi yönetimi

  1. Tez No: 553910
  2. Yazar: BURAK ERÇELEN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. DENİZ ARTAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Enerji, İnşaat Mühendisliği, Energy, Civil Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Yapı İşletmesi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 177

Özet

Güneşe enerji santralinin (GES) hesaplanan maliyet, planlanan süre ve yüksek kalite standartlarında tamamlanması için proje yönetimi hayati bir konudur. Türkiye'de GES projelerinin sayısı gitgide artmaktadır. Proje geliştirme süreci, mühendislik, tedarik, inşaat, işletme ve bakım gibi GES'lerin önemli aşamalarının, hukuki temelleri kurularak sunulması; yüklenici firmanın iş sahibinin beklentilerinin gerçekleştirmesi adına çok önemli bir çalışmadır. Ayrıca, bir GES projesinin sözleşme ve hak talepleri yönetimi, tarafların sorumluluklarının belirlenmesi ve risklerin paylaşılması için mühim bir diğer konudur. GES projelerinde çoğu zaman; kanun ve yönetmelikler çetrefilli, mühendislik tasarımları karışık, ekipman tedariği belirli risklere sahip, saha koşulları tahmin edilemez ve sözleşmeler önemsiz ayrıntılar olarak varsayılır. Sonuç olarak, güneş enerji santralleriyle ilişkili bütün bu konular, derinlemesine incelenmeye değer hususlardır. Bu tezin giriş kısmından sonraki ikinci bölümünde, fosil yakıt ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla küresel enerji sektörüne ait genel bir inceleme yapılmasının yanı sıra, Türkiye'deki güneş enerji santrali pazarı değerlendirilmiştir. Kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar kullanılarak üretilen enerjinin yerküredeki zararları gitgide artmakta olduğundan yenilenebilir enerji kaynakları ile elektrik ihtiyacının karşılanması adına hem ülkemizde hem de tüm dünyada araştırma ve geliştirme çalışmaları artmaktadır. Ülkelerin sahip olduğu doğal özellikler doğrultusunda yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyeli değişiklik göstermektedir. Türkiye için güneş enerjisi, bu kaynaklar içerisinde yüksek potansiyeli bulunan yenilenebilir enerji türlerinden biridir. Türkiye'deki güneş radyasyonu gücü, GES kurulumları için ülkenin coğrafi özellikler bakımından uygun olduğunu göstermektedir. Fotovoltaik modüllerin elektrik üretiminin yanı sıra otel, yurt, restoran gibi ticari tesislerde su ısıtma aracı olarak kullanıldıklarını göstermek adına santrallerin genel uygulamaları incelenmiştir. Çatı ve arazi uygulamaları çeşitli avantajlara sahip olmalarına rağmen; uygun olanına karar vermek için önemli konu, proje sahibine ait taleplerin belirlenmesi ve karlılıkları için çalışma yapılmasıdır. Üçüncü bölümde, bir santralin proje geliştirme prosedürü açıklanmıştır. GES'lere ait bu geliştirme süreci için genel incelemenin aşama aşama yapılmasının ardından; kanun, yönetmelik ve mevzuatlar bakımından hukuksal altyapısı değerlendirilmiştir. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'la garanti altına alınan teşvikler, bu sektörün karlılığını arttırarak yatırımcıları cesaretlendirmektedir. Ayrıca, inşaat ve elektrik mühendisliği bakımından GES'lerin mühendislik ve saha süreçleri bu bölümün ikinci kısmını oluşturmaktadır. Yük taşıyan elemanların yapısal tasarım parametreleri sunulmuş ve elektrikle ilgili dokümanlar detaylıca listelenmiştir. Resmi kurumların yayınları ve proje uygulamalarından edinilen verilerin katkısıyla, mühendislik süreci irdelenmiştir. Elektrik üretimi için zaruri ekipmanlar incelenmiştir. Bu konularla ilgili saha çalışmaları, Türkiye'de farklı lokasyonlarda bulunan projelerde çekilen fotoğraflarla birlikte paylaşılmıştır. Dördüncü bölümde, güneş enerji santrallerine ait EPC ve O&M süreçlerinin sözleşmesel incelemesi yapılmıştır. Taraflara ait sorumlulukların tanımlanması için nitelikli bir sözleşmenin hazırlanması gereklidir. Bu bölümde, EPC ve O&M sözleşmelerinin temel başlıkları ele alınmıştır. Genel maddelere ek olarak GES projesinin EPC sözleşmelerinde bulunması gereken özel performans testleri, prosedürleriyle birlikte verilmiştir. GES projelerinin geçici kabul koşulları, garanti süresi ve sigorta poliçeleri açıklanmıştır. EPC'lerden farklı olarak, performans garantisi O&M sözleşmeleri için hayati bir maddedir. Ayrıca, düzenli ve ani onarım prosedürü O&M sözleşmeleri için önemli bölümlerdir. İşin sahibi; EPC süreci boyunca finansal kayba uğramamak ve projenin beklenen maliyet, planlanan süre ve yüksek kalitede tamamlanması için yüklenicinin sözleşmesel sorumluluklarını belirlerken, santralin işletmesi sırasında performans kaybına maruz kalmadan mümkün olan elektrik üretimini yaparak hesaplanan geliri elde etmek ister. Ceza maddeleri, yüklenicinin yetersizliğinden kaynaklanan hatalarda caydırıcı olması için ana başlıklardır. Bir sonraki paragrafta bahsedileceği üzere taraflar arasındaki anlaşmazlıklar, projenin tamamlanması ve ticari ilişkiler için önemli hususlardır. Tarafların birbirine karşı sorumlu olduğu konular, sözleşmelerde hassasiyetle yer almaktadır. Güneş enerji santrali projelerindeki hak taleplerinin yönetimi bu tezin beşinci bölümünde açıklanmıştır. Taraflar arasındaki anlaşmazlıklar sonucunda çok farklı tipte hak talebi meydana gelir. Bu taleplerin en önemlilerinden biri, GES projesinin bitiş tarihini etkileyen gecikmelerdir. Santrallerde elektrik üretilerek gelir elde edildiği düşünüldüğünde, bitiş tarihini gösteren projelerin zaman planları daha önemli bir husus olmaktadır. Santralin, tamamlanma tarihinin ardından gelir sağlamaya başladığı aşikardır. EPC işlerindeki sorunlar ve O&M dönemindeki aksaklıklara verilen geç tepkiler yüzünden kaynaklanan proje tamamlanma tarihindeki gecikmeler, iş sahibinin ciddi ekonomik zarara maruz kalmasına neden olmaktadır. Proje bitiş tarihinin ertelenmesinin gerekçeleri farklı başlıklar altında sınıflandırılmasına rağmen, yetkin olmayan yüklenici yüzünden kaynaklanan mazur görülemez gecikmeler iş sahibinin ticari zararına sebebiyet verir. Mazur görülemez gecikmelerden dolayı yüklenici, süre uzatımı veya ilave ödemeyi hak etmez. Aynı zamanda, hak taleplerine sebep olan riskler; teknik, finansal ve sosyal açıdan sınıflandırılarak detaylıca incelenmiştir. Risklerin tanımlanması, onlara karşı önlem alınması için önemli bir meseledir. EPC sözleşmeleri aracılığıyla risklerin çoğunluğu, işverenden yükleniciye aktarılmaktadır. Santrallerden sağlanan düzenli gelirin hesaplanması ve kredilerin geri ödeme planının yapılması için GES'lerin proje bitiş tarihleri, maliyet ve performansları, yüklenici tarafından garanti altına alınmıştır. EPC ve O&M dönemlerindeki herhangi bir gecikme, PV modüller aracılığıyla santralden üretilen elektriğin satışıyla elde edilen gelirde azalmaya neden olur. Bu, birçok hak talebinin içinde gecikmelerin, neden önemli bir yer aldığının göstergesidir. Gecikmelerin tanımlanması diğer bir konudur. Altıncı bölümde, mazur görülemez gecikme olaylarını belirtmek için durum çalışmaları incelenmiştir. Farklı GES projelerinde gözlemlenen durumlar, mazur görülemez gecikmelere neden olmuştur. Ayrıca, bu durum çalışmaları sayesinde, yetkin olmayan yüklenicilerin iş sahiplerinin hayati finansal zararlarına sebebiyet verdiği idrak edilmiştir. Yetersiz geoteknik çalışmalar, yük taşıyıcı sistemin üretim hataları, toprağı delme süreci esnasında yapısal elemanlarda meydana gelen zararlar, etkisiz güvenlik önlemleri, uygun olmayan panel tutucular, yanlış iş makinaları, PV modüllerinin temizlenmesindeki gecikmeler ve bitki örtüsünün temizlenmesindeki kifayetsizlikler, bu bölümdeki durum çalışmalarında incelenmiştir. Ayrıca, bu gecikmelerden kaynaklanan finansal zararın miktarı, proje lokasyonuna yakın ve işletme sürecinde olan diğer santrallerle yapılan kıyaslanarak hesaplanmıştır. Bu çalışma, elektrik üretimine geç başlanmasından kaynaklanan maliyetin belirlenmesini amaçlamaktadır. İnşaat ve elektrikle ilgili ekipmanların yüklenici yanlışlarından dolayı zararının tazmini gerekliyken, sorumlu tarafın yetersizliği yüzünden santralin işletmeye başlama tarihinin gecikmesi, özellikle iş sahibi için ciddi mali kayıplarına sebep olduğu da ihmal edilemez. Ayrıca bu tezde, farklı santrallerinden elde edilen durum çalışmaları, elektrik üretimine başlayan GES'lerin performanslarıyla kıyaslanarak mühendislik, tedarik, inşaat, işletme ve bakım aşamalarına rehberlik etmesi için incelenmiştir. GES projeleri için gecikmeler kaçınılmaz olsa dahi, uygun bir sözleşme hazırlanarak hukuki süreç, mühendislik ve saha tecrübelerinin incelenmesiyle asgariye indirilmesi mümkündür. Eğer EPC ve O&M sözleşmeler, gecikme taleplerinin çözümü için yeterli değilse, bu anlaşmazlıklar için tahkim veya mahkeme süreci zorunlu hale gelecektir. Farklı GES'ler derinlemesine incelendiği zaman, çoğu projedeki zaman kaybına sebep olan konular neredeyse aynıdır. İlave olarak, durum çalışmaları, hak taleplerinin büyük kısmının gecikmelere sebep olduğunu gösterir. Uzman mühendis ve teknikerlerin belirttiği gibi GES'lerdeki en önemli konulardan biri gecikmelerin sebepleridir. Çünkü proje tarafları, kalite ve hesaplanan performanstan ödün vermeksizin projenin mümkün olan en erken tarihte işletmeye başlamasını amaçlamaktadır. Gecikme sebepleri ve riskleri tanımlayarak ve sınıflandırarak GES projelerindeki hak taleplerinin yönetimi, yatırımcı açısından daha kolay hale gelecektir. Projelerde gecikme taleplerine sebep olan yaygın faktörlerin toplanması suretiyle GES'lerdeki belirsizlikler ortadan kaldırılır. Böylelikle, farklı projelerden elde edilen durum çalışmalarının derinlemesine incelenmesi; yatırımcı, ana yüklenici ve alt yüklenicilerin maliyet, süre, işçilik, kalite ve karlılık bakımından kendi planlarını yapmaları adına önemli katkı sunmaktadır. Son olarak, bu çalışmanın sonuç ve öneriler bölümü sunulmuştur. Yedinci bölümde, yerli ve yabancı yatırımcıları cesaretlendirerek, fizibilite ve karlılık bakımından GES sektörünün Türkiye'de yüksek potansiyele sahip olduğu açıklanmıştır. Nitelikli bir sözleşmede yer alan güneş enerji santrali projesine ait önemli adımlar gözden geçirilerek, uygun bir proje yönetimi için gerekenler, ana hatlarıyla değerlendirilmiştir. Enerji kaynaklarının büyük oranda ithal edilerek cari açığa sebep olduğu gerçeği düşünüldüğünde, güneş enerjisi ile elektrik üretiminin ülke ekonomisine önemli katkılar sunduğu aşikardır. Bu sektörün, hem teknolojik bağlamdaki gelişme süreci hem de Türkiye'deki fizibilitesi yapılan yatırımların önemli ölçüde artacağına işaret etmektedir. Ayrıca, sektörün kurulu güç bakımından son beş yıllık değerlendirilmesi yapıldığında, fotovoltaik sistemler ile elektrik üretim alanlarının gün geçtikte genişlediği gözükmektedir. Gerek müteahhitlik gerekse AR-GE çalışmalarında katedilecek yolların önümüzdeki süreçte ülkemiz adına yüksek katma değer sağlayacağı hesaba katılarak, Türkiye'nin güneş enerjisi bakımından potansiyelini değerlendirme çabası ve bu doğrultudaki teorik ve uygulama kapsamındaki çalışmaların hız kesmeden devam etmesi zaruriyet arz etmektedir. Güneş enerji santrallerinin fizibilite ve EPC çalışmalarından, bakım ve onarım süreci de dahil işletme aşamaları ciddi uzmanlık gerektirmektedir. Müteahhitler arasındaki anlaşmazlıkların çözümüne dair yapılan çalışmalar, tarafların beklentilerinin karşılanması açısından yüksek derecede önemlidir. Tarafların, birbirlerinden beklentilerinin kayıt altına alındığı sözleşmeler, projelerin yönetimsel manada asgari kusurla ilerlemesi için olmazsa olmazlardandır. Bu tezin konusunu oluşturan güneş enerji santrali projelerindeki sözleşme ve hak talebi yönetimi, uygulama esnasında meydana gelen aksaklıkları minimize etmek için bu pazarda bulunan aktörlere önemli katkılar sağlamayı hedeflemektedir. Tez, tarafların yönetimsel manadaki açmazlarını göz önüne sermektedir. Böylece, fotovoltaik sistemlerin kullanıldığı enerji santralleri kurulu gücünün artışı yolunda önemli engeller ortadan kaldırılmış olacaktır.

Özet (Çeviri)

Project management of a solar power plant is a crucial subject in order to complete it within estimated cost, expected time and high standard of quality. Number of solar projects are gradually increasing in Turkey. Presenting essential steps of an SPP such as project development phase, EPC and O&M and establishing the legal basis is a vital study to be realized an owner's requirements by a contractor. Moreover, contract and claim management of an SPP project is another important issue to specify responsibility of parties and share vital risks. As is often the case, regulations and legislations are complicated, engineering design is complex, procurement of equipment has certain risks, site conditions are unforeseeable and contracts are assumed as inconsequentia for the projects. Therefore, all of these issues relating with SPP projects are worth to be probed in detail. In this thesis, market for solar power plants are evaluated in Turkey in addition to overview of global energy sector with different fossil fuel and renewable energy resources in Section 2 after introduction of this thesis. Potential of solar radiation in Turkey shows that the country is suitable for setting up SPPs with regard to its geographical features. Common applications of the plants are examined to comprehend that PV modules are used for not only generating electricity but also heating water especially for commercial facilities such as hotels, dormitories and restaurants. Although roof and ground applications of SPP have various advantages, significant subjects to determine a suitable type of the plant are specification of owners' demands and its feasibility studies. Business development procedure of an SPP is clarified in Section 3. After general view of developing an SPP project step by step, legal infrastructure of the plants such as laws, regulations and legislations are evaluated. Incentives of SPP guaranteed by the law called as“The Use of Renewable Energy Resources for the Production of Electricity”also encourage investors by increasing its profitability. Moreover, engineering and construction process of an SPP in terms of civil works and electrical issues constitute second part of Section 3. Structural design parameters of load bearing elements is presented and documents related to electrical issues are listed in detail. Equipments, which are obligatory to produce electricity from the plant, are explained. Also, site works relating with these issues are shared with different figures taken from various project locations in Turkey. Section 4 is a contractual examination for EPC and O&M phases in a solar power plant. In order to define certain liabilities of parties, it is needed to prepare a sufficient contract. Primary terms of an EPC and an O&M contract are discussed in this section. For EPC contract of an SPP project, special performance tests with their procedures are given in addition to common clauses of an agreement. Conditions of provisional acceptance, warranty period and insurance policies in SPP projects are also explained. Performance guarantee is a vital matter for O&M contracts differing from EPC contracts. Moreover, scheduled and unscheduled maintenance procedures of a solar power plant are important parts of an O&M contract for SPPs. While an owner specifies contractual liabilities of a contractor in order to prevent incurring financial losses and complete the project within expected cost, scheduled time and high quality during EPC term, he also wants to obtain estimated revenue by generating electricity as much as possible without any performance loss during operation phase of the plant. Penalty matters are essential as a deterrent clause for defects due to inefficiency of contractors. As mentioned in next paragraph, conflicts between parties is an important subject for completion of the project and their commercial relations. Claim management in solar power plant projects is explained in fifth section of this thesis. There are numerous types of claims that occur as a result of conflicts between parties. One of the most important claim type is delay which effect completion date of the SPP project. Considering that power plants produce electricity to gain earnings, schedule of an SPP project, which shows its completion date becomes more critical. It is obvious that the plant starts providing some revenue after the completion date. The late completion due to defects through EPC works and late responses against malfunction of the plant during O&M term bring about serious financial losses of the owner. Although delays are classified under different titles, non-excusable delays, which result from unqualified contractors, give rise to commercial damages of the owner. Contractors are not entitled for any extension of time and extra payment in non-excusable delays. Penalty clause of EPC and O&M contracts are deterrent matters to avoid non-excusable delays of the project. Besides, risks of an SPP project that cause momentous claims are examined in detail by categorizing them as technical, financial and social aspects. Definition of risks are a big deal to take precautions against them. Most of risks are mitigated from owners to contractors via EPC contracts. Completion date of the SPPs, cost and performance of the plant are guaranteed by the contractor under contractual basis in order to estimate amount of regular revenue and to plan repayment of bank loans. Any delay on EPC and O&M terms cause decreasing of revenue that is obtained by selling generated electricity via PV modules. That is why delays take an important place in numerous type of claims. Identification of delays is another subject. In Section 6, several case studies are examined to define different non-excusable delay events. The cases that are observed in different SPP projects result in non-excusable delays. Also, it is comprehended that incompetency of contractors cause vital financial loss for the owner as a result of these case studies. Insufficient geotechnical studies, manufacturing defects of load bearing elements, damages of structural elements during the drilling process, inadequate security precautions, non-conforming clamps, unsuitable heavy construction equipments, late cleaning of PV modules and poor vegetation management are the case studies examined in this section. Furthermore, amount of financial loss due to these delays shown in the case studies is calculated by comparing with other operating plants near to the project location. The study aims to determine the cost of delays due to late start of the electricity generation. In addition, cost of equipments for civil and electrical works that get damaged due to the contractor's mistakes should be compensated. Moreover, case studies from different SPPs are examined in the thesis by comparing with performance values of operating plants for guiding the engineering, procurement, construction, operation and maintenance phases. Even if delays are an unavoidable issue for the projects, it is possible to minimize delays by examining legislative procedure, engineering and site experiences with an appropriate contract preparation. If EPC and O&M contracts are not capable of solving delay claims of the project, arbitration or litigation process become obligatory for the conflicts. When different projects are thoroughly examined, it is clearly seen that the subjects that bring about loss of time in most of SPP projects are almost similar. Also, case studies show that lots of claim cause eventually result in a delay claim. Expert engineers and technicians state that one of the most important issue of an SPP project is causes of delays because parties of the project are aimed at starting operation as early as possible without compromising the quality and the estimated performance. By describing and classifying the causes of delays and risks, claim management of an SPP project become easier from investor's point of view. Uncertainties of the solar projects are disambiguated via collecting the common factors triggering the delay claims in SPP projects. Therefore, investigating case studies of different SPP projects are probed to make an important contribution for investors, contractors and subcontractors in order to plan their own schedule in terms of finance, time, quality, workmanship and feasibility. Finally, conclusions and recommendations of the study are presented in the last section. Section 7 explains that SPP sector in Turkey has a high potential in terms of feasibility and profitability by encouraging domestic and foreign investors. By overviewing the critical steps for EPC and O&M phase of an SPP, requirements for the sufficient project management is assessed.

Benzer Tezler

  1. Türkiye'de su hakkı

    The right to water in Turkey

    YILDIZ AKEL ÜNAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN BÜLBÜL

  2. İnşaat sektöründe hak talebi yönetimi

    Construction claims

    BAHRİ GÜROL ÇELEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Yapı İşletmesi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MEHMET UĞUR MÜNGEN

  3. Değişiklik taleplerine duyarlı ve hak taleplerini azaltacak bir proje yönetim sistemi önerisi

    Recommendation of project management system to reduce change order with integrated project management system

    BETÜL TEMEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜRKAN EMRE GÜRCANLI

  4. Claim management and dispute resolution under FIDIC contracts 2017 edition

    FIDIC 2017 sözleşmelerinde hak talebi yönetimi ve uyuşmazlık çözümü

    GÖKHAN ÇOBAN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DENİZ ARTAN

  5. Knowledge management tool proposal for effective claim management in the construction industry: A lesson learned approach

    İnşaat sektöründe etkin hak talebi yönetimi için bilgi yönetimi aracı önerisi: Öğrenilmiş dersler yaklaşımı

    BARTU KOLOĞLU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DENİZ ARTAN