Renal transplantasyon sonrası üriner sistem infeksiyonları
Urinary system infections after renal transplantation
- Tez No: 554985
- Danışmanlar: PROF. DR. PAŞA GÖKTAŞ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları, Clinical Microbiology and Infectious Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1996
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: İstanbul Haydarpaşa Numune Eğt. ve Arş. Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Bakteriyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 53
Özet
Günümüzde solid organ transplantasyonları, siklosporin gibi immunosupresif ajanların da klinik kullanıma girmeleriyle terminal dönem organ yetmezliklerinde alternatif bir tedavi seçeneği haline gelmiştir. Tüm transplantasyon hastalarına immunosupresyon uygulamak zorunludur (17). İmmunosupresyon, rejeksiyon kontrolünde oldukça yararlı olmasına karşın, ağır infeksiyonlara da predispozisyon yaratmaktadır (45). Başarılı bir organ transplantasyonuna, infeksiyon ve rejeksiyon gibi birbiriyle yakından ilişkili durumlar majör engeller olarak gösterilmektedir. Rejek siyon ve infeksiyon birkaç açıdan birbirine bağlıdır. Örneğin; allojenik reaksiyonlar bazı infeksiyonları reaktive edebilir, bunun tersi de doğrudur yani infeksiyon hem allograft hasarında hem de Graft Versus Host hastalığında önemli bir rol oynayabilir. Buna ek olarak rejeksiyon kontrolü için uygulanan agresif immunosupresif tedavi de her tip infeksiyona zemin hazırlayabilir (17,1O). Transplante edilmiş organın fonksiyonu ve rejeksiyonu ile ilişkili medikal ve cerrahi problemler dışında, infeksiyonlar transplantasyon sonrası en önemli problemi oluştururlar. Transplante edilen organ tipi transplantasyon sonrası ilk üç ayda gelişebliecek infeksiyonun önemli bir belirleyicisidir. Transplante organ ve etrafındaki yapıların neden en sık ve en önemli infeksiyon yerleri olduğunun birkaç sebebi vardır. Majör cerrahi alanların cerrahi sırasında ve erken post-operatif dönemde bakteriyel ve fungal infeksiyon!ara açık bölgeler olması bu sebeplerin başında gelir. Ayrıca transplante organın vasküler beslenmesinin sağlanması ve fonksiyonel bütünlüğünün korunması da önemlidir. İskemi ve disfonksiyon infeksiyona zemin hazırlayabilecek viral infeksiyonlara karşı direnci azaltırlar ve graftrn minör direnç odağı olmasına katkıda bulunurlar. Bu sebeplere bağlı olarak, renal transplantasyon hastalarında en sık infeksiyon alanı üriner sistemdir (9). Bu çalışmada, renal transplant hastalarında üriner sistem infeksiyonlarının sıklığı ve transplantasyon sonrası antibiyotik proflaksisinin etkinliğinin gösterilmesi amaçlanmıştır.
Özet (Çeviri)
Currently, with the implementation of immunosuppressive agents like cyclosporine solid organ transplantations become an alternative therapeutic choice in severe organ failures. Immunosuppressive therapy is a must for all transplant patients (17). Although immunosuppression has been beneficial in rejection control, it predisposes to severe infections (45). The infections and rejections constitute major drawbacks to successful organ transplantation. They are related in several ways. For example, allogenic reactions can reactivate some infections and conversely, any infection can induce allograft injury and graft versus host disease. Also, aggressive immunosuppressive therapy to control rejections can set the stage for any infection(17,10). Other than the medical and surgical problems regarding the function and rejection of the transplanted organ infections constitute major problems after transplantation. Solid-organ type is the determinant of the upcoming infection in the first there months. The transplanted organ itself and the surrounding tissues are the primary infection sites. There are several causes of this; firstly major surgical areas are open to bacterial and fungal infections intraoperatively and in the early postoperative period, and also the vascular supply of the organ and maintenance of the functional integrity play a role. Ischemia and dysfunction attenuate resistance to infections and make the graft itself as a primary focus of infection. Consequently, the most frequent site of infection in renal transplant patients is the urinary system (9). In this study, we aimed both to determine the frequency of the urinary system infections in renal transplant patients and to demonstrate the efficacy of posttransplant antibiotic prophylaxis.
Benzer Tezler
- Böbrek transplantı alıcılarında transplantasyon sonrası dönemde görülen infeksiyonların sıklığı ve özellikleri
Clinical features and the frequency of posttransplant infections in kidney transplant recipients
ASLI KARADENİZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HALUK ERAKSOY
- Renal transplantasyon sonrası gelişen üriner sistem enfeksiyonları sıklığı, risk faktörleri ve böbrek sağkalımı üzerine etkisi
Urinary tract infection after renal transplantation: Incidence, risk factors and effects on graft function
GÖKHAN GÜNERİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
NefrolojiMarmara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ARZU VELİOĞLU
- Transplantasyon sonrası erken dönemde görülen üriner sistem enfeksiyonlarının epidemiyolojisi ve risk faktörleri
Epidemiology and risk factors of early urinary tract infections after renal transplantation
ARKUN AYTUTULDU
- Böbrek nakli uygulanmış hastalarda görülen idrar yolu enfeksiyonları ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi
Researching of urinary tract infection and risk factors after renal tranplantation
HASAN ÇETİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
ÜrolojiOndokuz Mayıs ÜniversitesiÜroloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YARKIN KAMİL YAKUPOĞLU
- Renal transplant hastalarında görülen fungal enfeksiyonların retrospektif olarak incelenmesi
A Retrospective Evaluation of Fungal Infections in Renal Transplant Recipients
SEZİN ZORLU ŞAHİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıUludağ ÜniversitesiEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EMİN HALİS AKALIN