Geri Dön

Çocukluk çağı akut lenfoblastik lösemilerinde apoptoz ve bax gen polimorfizminin araştırılması

Evaluation of apoptosis by bax gene polymorphism and conventional dose prednisolone treatment in childhood acute lymphoblastic leukemia

  1. Tez No: 558411
  2. Yazar: ELİF GÜLER KAZANCI
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. CANAN VERGİN
  4. Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
  5. Konular: Hematoloji, Hematology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2007
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: İzmir Dr.Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Ve Cerrahisi Eğt. ve Arş. Hast.
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Hematolojisi Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 101

Özet

ÇOCUKLUK ÇAĞI AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİLERİNDE APOPTOZ VE BAX GEN POLİMORFİZMİ Amaç: ALL tedavisinde önemli gelişmeler sağlanmış çocukluk çağının en sık görülen maliyn bir hastalığıdır. Risk kriterlerinin, özellikle sitogenetik ve moleküler genetik değişikliklerin tanımlanması ile uygun tedavi seçimleri sonucu kür oranları artmaya başlamıştır. Son yıllarda kanser tedavisinde kullanılan ajanların apoptozisi arttırarak hücre ölümüne yol açtığı görülmektedir. Glukokortikoidlerin indüklediği apoptoz klinik ve biyolojik öneme sahiptir. İnvitro ve invivo GC sensitivitesi ALL'li çocuklarda major prognostik faktördür. GC' lerin induklediği apoptoza karşı dirençte apoptozun modulasyonunda yer alan genlerdeki mutasyonlardan bahsedilmektedir. Bu çalışmada yeni tanı almış ALL'li hastalarda tedavi öncesi spontan apoptozun ve konvansiyonel dozda prednisolon tedavisi sonrası apoptoz oranının belirlenmesi, GC'lerin apoptoz oranına etkisinin risk sınıflandırılmasında ve tedavi yanıtının değerlendirilmesindeki öneminin gösterilmesi amaçlandı. Ayrıca apoptoz yolağında regülatör genlerden olan Bax' ın ekspresyonunu etkileyen G-248 A nukleotid polimorfizmini araştırmak hedeflendi. Hastalar ve yöntem: Lösemide apoptoz indeksi çalışması Mayıs 2006 – Şubat 2007 tarihleri arasında 0-11 yaş grubu yeni tanı almış 25 ALL'li hastanın kemik iliği aspirasyon örneklerinde yapıldı. Apoptoz çalışması akım sitometride Annexin V – FITC Kiti ile gerçekleştirildi. Bax gen polimorfizmi çalışması ise apoptoz çalışmasına alınan ALL'li olguların 22'sinde ve hematoloji polikliniğimiz izleminde olan 38 ALL'li olgunun (n= 60) periferik kan örneklerinde yapıldı. Bax geni, G-248A polimorfizmini içeren PCR ürünleri WAVE Denatüran Yüksek Performanslı Likit Kromatografisi (DHPLC) sistemine yüklenerek analiz edildi. Hastaların hepsi TRALL 2000 protokolüne göre tedavi edildiğinden sınıflamaları, klinik, biyolojik özellikleri ve tedaviye yanıtları bu protokole göre değerlendirildi. Bulgular: Hastaların çoğunluğu (%60) kız ve 2-4 yaş grubundan (%60) idi. Tanıda lökosit sayıları %68'inde protokole göre iyi prognoz kriteri olarak belirtilen değerdeydi (< 20x109/L). Morfolojik ve immünfenotipik incelemelerinde %88'i L1, %12'si L2 ve %80'i pre-B, %8'i pro-B,%4'ü transisyonel pre-B ve %8'i T hücreliydi. Moleküler genetik çalışma tüm hastalarda yapılabildi, bunların %28'inde t (12:21) ve %6'sında t(1:19) saptandı. Konvansiyonel sitogenetik incelemede hastaların %95'inde metafaz elde edilebildi ve diploid olarak değerlendirildi. Akım sitometrik AI indekslerine göre spontan, 3. ve 8. gün arasında anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). PreB ALL'li olgularda diğer immunfenotiplere göre 0., 3. ve 8. gün AI anlamlı olarak yüksek saptandı. CD45 ekspresyonu düşük olan olgularda ortalama apoptoz indeksinin yüksek olduğu görüldü. Risk gruplarına göre apoptoz oranları değerlendirildiğinde 0. ve 3.günlerde gruplar arasında fark yokken, 8.günde HRG grubunda AI anlamlı olarak yüksek belirlendi. Yüksek risk grubundaki AI'nin yüksekliğinin hastalardaki mevcut blast yüküyle ilişkili olduğu düşünüldü. Olgularımızda 0., 3. ve 8. gün apoptoz indeksleri arasında istatistiksel olarak pozitif bir korelasyon saptandı. Bu bulgu apoptoz indeksinin konvansiyonel dozda steroidle değişmemekle birlikte spontan apoptoz oranının; genetik, çevresel, konjenital ya da akkiz birçok faktörden etkilenen, hastalığın ve hastanın bir özelliği olduğunu düşündürdü. Spontan apoptoz indeksi; tanıda lökosit sayısı 20 000 /mm3 altıda olan olgularda % 20.8±16, 20 000/mm3 üzerinde olan olgularda %13.5±5.4 saptandı, bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı bulunmasa da lökosit sayısının artışının spontan AI'nin düşük oluşu ile ilişkili olabileceği düşünüldü. Apoptoz indeksinin erken dönem steroid yanıtı ve remisyon özellikleri üzerine etkisi değerlendirildiğinde, istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. Tedavinin 33. günü yapılan değerlendirmelerinde %92'sinin remisyonda olduğu görüldü. Bax gen polimorfizminin hasta ve kontrol grubunda değişiklik göstermediği, apoptoz indeksi, tanıda lökosit ve blast sayısı ile genotip ve alel sıklığı açısından açısından farklılık görülmediği saptandı. Sonuç: Sonuç olarak bu çalışmada konvansiyonel dozda prednisolon tedavisinin apoptozu indüklemediği, ancak PreB ALL' li ve CD45 ekspresyonu düşük olgularda ortalama apoptoz oranının anlamlı şekilde yüksek olduğu görüldü. PreB ALL'de iyi prognozun apoptoz oranındaki yükseklikle ilişkili olduğu ve CD45 ekspresyonu düşük bulunan olgularda apoptoz oranındaki anlamlı artışın iyi prognoz göstergesi sayılabileceği düşünüldü. Ayrıca Bax polimorfizminin çocukluk çağı ALL'nin patogenezinde, klinik seyir ve prognozunda rol oynamadığı sonucuna varıldı. Çalışmanın daha fazla olgu sayısı ile tekrarlanması ve apoptoz yolağında rol oynayan diğer proteinlerin de araştırılmasının gerekli olduğu düşünüldü.

Özet (Çeviri)

Aim: It is known that the agents used in cancer treatment increase apoptosis and cause cell death. This study was conducted to evaluate the apoptosis index (AI) in the acute lymphoblastic leukemia (ALL) patients on the spontaneous apoptosis (0 day) and 3rd and 8th days of the conventional dose-prednisolone treatment, and to establish its importance for the evaluation of treatment response and AI risk stratification, and G-248 A nucleotide polymorphism affecting BAX gene expression. Method: Apoptosis index (AI) was performed by Annexin V- FITC kit for bone marrow aspiration (BMA) samples of 25 newly-diagnosed 0-11 years old ALL patients on 0th, 3rd and 8th day. Bax gene polymorphism was studied on peripheral blood samples of 60 ALL patients and 96 healthy control group, and DNA isolation was studied by FUJİ QuickGene 810 automatic nucleic acid purification system. Results: The mean age of the patients was 4.9, and %28 had a standard risk, %44 had a moderate risk, %28 had high risk. No significant difference was found between 0th day AI and 3rd and 8th day AI. 8th day AI was significantly high in high risk leukemia group (P

Benzer Tezler

  1. Çocukluk çağı akut lenfoblastik lösemilerinde TEL-AML1 (Translocation Ets Leukemia-Acute Myeloid Leukemia 1) füzyon geni tespiti ve prognostik önemi

    The Detection of TEL-AML1 fusion gene and it is prognostic significance in childhood acute lymphoblastic leukemia

    SEMA SIRMA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Onkolojiİstanbul Üniversitesi

    Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. UĞUR ÖZBEK

  2. Çocukluk çağı akut lenfoblastik lösemilerinde kan karnitin seviyeleri ve yorgunluk skalası ile ilişkisi

    Serum carnitine levels and the relationship with fatigue scale in acute lymphoblastic leukemia in childhood

    ERTUĞ TOROSLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBülent Ecevit Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NAZMİYE YÜKSEK

  3. Çocukluk çağı akut lenfoblastik lösemilerinde tedavinin kemik mineral metabolizmasına etkileri

    Effects of childhood acute lymphoblastic leukemia treatment over bone mineral metabolism

    SÜMEYRA GEDİK ÇALIŞKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SERAP KARAMAN

  4. Çocukluk çağı akut lenfoblastik lösemilerinde minimal rezidüel hastalığın tanısında cd 49f?nin önemi

    Significance of cd 49f in diagnosis of minimal residual disease in childhood acute leukemias

    TUBA KURT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıErciyes Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜRKAN PATIROĞLU

  5. Çocukluk çağı akut lenfoblastik lösemilerinde DNA indeksi ve ilaç direncinin diğer prognostik faktörlerle ilşkisi

    Başlık çevirisi yok

    SELİM GÖKÇE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEYNEP KARAKAŞ