Geri Dön

Dini radikal örgütlerin orta Asya güvenliğine etkisi (1991-2012)

The impact of radical religious organizations on central Asian security (1991-2012)

  1. Tez No: 560367
  2. Yazar: ELANUR AKDAĞ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖVGÜ KALKAN KÜÇÜKSOLAK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Yalova Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 141

Özet

Zengin yeraltı kaynaklarına sahip olan ve coğrafi konumu itibariyle kalpgah bölgesinde yer alan Orta Asya, dünya politikasında her daim önem arz etmiştir. Sovyetler Birliği'nin yıkılışının ertesinde bağımsızlıklarını kazanan Orta Asya devletleri idari ve siyasi alandaki tecrübesizliklerinden ötürü önemli sorunlarla karşı karşıya gelmişlerdir. Karşılaşılan başlıca sorunlar arasında, Özbekistan İslam Hareketi ve Hizb'ut Tahrir gibi dini radikal örgütlerin terör faaliyetlerinin ulusal ve bölgesel güvenliğe yönelttiği tehdit öncelik arz etmektedir. Örgütlerin varlık gösterdiği yapı ve devlet politikaları incelendiğinde ise, Orta Asya devletlerinin ortaya koymuş olduğu politika uygulamalarının radikal örgütlere katılım sağlanması ve örgütlerin mobilizasyonu sürecinde değerlendirilen yapısal faktörler üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Soğuk Savaş sonrası dönemde güvenlik kavramının bir yandan ulusal güvenlikten birey güvenliğine, diğer yandan da ulusal güvenlikten uluslararası ve ulus üstü yapıların güvenliğine doğru derinleştiği ve askeri güvenliğin yanı sıra siyasi, ekonomik, çevresel ve toplumsal konuları da içine alacak şekilde yatay yönde genişlediği gözlemlenmektedir. Bu çalışmanın konusu da güvenliğin derinleşen ve farklı unsurlar üzerinden genişleyen yapısı kapsamında tartışılmıştır. Dini radikal örgütlerin Orta Asya devletlerinde yürüttükleri terör faaliyetlerinin sadece askeri alanda değil sosyo-ekonomik ve siyasi anlamda da bir tehdit kaynağı oluşturduğunu söylemek mümkündür. Askeri, siyasi, ekonomik ve toplumsal alanlarda etkili olan bu çok boyutlu tehdit ulusal güvenlik düzeyini aşarak bölgesel bir nitelik kazanmış ve güvenlik sağlama sorumluluğu konusunda uluslararası işbirliklerini elzem kılmıştır. Güvenliğin bu derinleşen ve genişleyen yapısı karşısında ise, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü gibi işbirliklerinin devletlerin çıkar ve beka odaklı politikaları kapsamında dar bir çerçevede şekillendiği ve işlevsellik kazanamayarak atıl bir konuma geldiği görülmektedir. Orta Asya devletlerinin bağımsızlık sonrası dönemde yaşadıkları istikrarsızlık ve kırılganlıklardan faydalanan dini radikal örgütler, bir taraftan baskıcı politikalar karşısında muhalif bir odak çerçevesinde gelişim göstererek, şehitlik, cihad gibi dini unsurlar üzerinden şekillendirdikleri söylemlerle halka amaç ve aidiyet kaynağı sunmuşlar, diğer taraftan da ekonomik zorluklarla boğuşan insanlara maddi destek sağlayarak çekici bir alternatif oluşturmaya çalışmışlardır. Yürüttükleri terör faaliyetleriyle Orta Asya güvenliğini olumsuz yönde etkileyen dini radikal örgütlerin yapıları, kapsamı ve etkileri bu çalışma kapsamında Kopenhag Ekolü çatısı altında Sektörel Güvenlik ve Bölgesel Güvenlik Kompleksi çerçevesinde değerlendirilmiştir.

Özet (Çeviri)

Central Asia, which has rich underground resources and is located in the Heartland region, has always been important on world politics. The Central Asian states, which have gained their independence after the collapse of the Soviet Union, faced significant problems due to their inexperience in administrative and political fields. Among the main problems, the threat posed by the terrorist activities of the religious radical organizations, such as the Islamic Movement of Uzbekistan and Hizb'ut Tahrir, to national and regional security takes priority. When the structure and the policies of the regional states are examined, it is seen that the policy implementations put forward by the Central Asian states have a prominent effect in the stages of participation and mobilization of radical religious organizations which are evaluated under the structural factors. It is observed that in the post-Cold War period, the concept of security has deepened from national security to individual security on the one way, from national security to the security of international and supranational structures on the other way and expanded horizontally to include political, economic, environmental and social dimensions as well as military issues. The subject of this study has been evaluated within the scope of the deepening and expanding structure of security over different elements. It can be said that the terrorist activities carried out by religious radical organizations in Central Asian states constitute a threat not only in the military field but also in socio-economic and political terms. This multidimensional threat, which is effective in military, political, economic and social fields, has exceeded the national security level and gained a regional character, and has made international cooperation an imperative on the responsibility of providing security. In the face of this deepening and widening structure of security, it is seen that cooperations such as the Commonwealth of Independent States and the Collective Security Treaty Organization are formed within a narrow framework of state interests and thus become idle by failing to function. Taking advantage of the instability and fragility of the Central Asian states in the post-independence period, religious radical organizations have developed within the framework of an opposing focus against oppressive state policies, and have offered the public a source of purpose and belonging with the rhetoric that has shaped through religious elements such as martyrdom and jihad. They have also spend effort to create an attractive alternative by providing financial support. In this study, the structures, scope and impacts of the religious radical organizations which negatively affect Central Asian security through terrorist activities are evaluated within the scope of Sectoral Security and Regional Security Complexes under the context of Copenhagen School.

Benzer Tezler

  1. Turkey's role in Afghanistan in the post 9/11 era

    11 Eylül'den günümüze Türkiye'nin Afganistan'daki rolü

    CANAN BAYRAM ÇUBUK

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. IŞIL ANIL

  2. Bağımsızlık sonrası Özbekistan'ın dış politikasında denge arayışları

    Balance seeking in the foreign policy of Uzbekistan in the post-independence period

    ADEM ŞİMŞEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Uluslararası İlişkilerHarp Akademileri Komutanlığı

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. R. KUTAY KARACA

  3. Afganistan'da Sovyet nüfuzu ve işgali (Etkiler ve sonuçları)

    The Soviet influence and occupation in Afghanistan (The impacts and outcomes)

    KUBİLAYHAN ERMAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    TarihAnkara Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDULLAH GÜNDOĞDU

  4. Orta Asya'da radikal İslam'ın doğuşu ve yükselişi

    The emergence and rise of the radical İslam in the central Asia

    MOLDİR SAPARBEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Siyasal BilimlerAnkara Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GÖKHAN ERDEM

  5. İran'ın Orta Doğu politikasının Türkiye'nin güvenliğine etkileri

    The reflections of İran's Middle East policy on Turkey's security

    DİLEK AYDIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Uluslararası İlişkilerHarp Akademileri Komutanlığı

    Strateji Bilimi Bölümü

    DR. RASİM ÜNLÜ