Geri Dön

Yeni immunohistokimyasal belirteçler ve değişen 2016 WHO histopatolojik sınıflaması ışığında yüksek dereceli glial tümörlerin klinik prognozunun değerlendirilmesi

Analysis of prognosis of high grade gliomas in the view of new immunohistochemistry markers and 2016 WHO classification

  1. Tez No: 566180
  2. Yazar: DUYGU DÖLEN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ALTAY SENCER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nöroşirürji, Patoloji, Neurosurgery, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 119

Özet

AMAÇ: Glial tümörlerin patofizyolojisi üzerine yapılan çalışmalar sonucunda yeni moleküler belirteçler ortaya konmuş ve bu belirteçler WHO 2016 Merkezi Sinir Sistemi Tümörleri Sınıflaması'na tanı kriterleri olarak eklenmiştir. Çalışmamızda, yüksek evreli gliomlardaki IDH mutasyonu ve Ki 67 yüzdeleri incelenmiş olup yeni sınıflamaya gore tanılardaki değişiklikleri ve bu belirteçlerin sağ kalım üzerine etkisini araştırmayı planladık. YÖNTEM: İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı'nda 2013- 2018 seneleri arasında yüksek evreli gliom nedeniyle ameliyat edilmiş hastaların parafin blokları üzerine yeni immunhistokimyasal çalışmalar yapıldı. Sonuçların sağ kalım süreleri üzerine etkileri araştırıldı. BULGULAR: İncelenen toplam 135 hastanın ve 136 tümörün önceki patolojik tanılarının 117'si (%86) GBM, sekizi (%6) evre III-IV gliom, dördü (%3) anaplastik astrositom ve yedisi (%5) anaplastik oligodendrogliomdur. Bir hastanın iki ayrı kitlesinin biri GBM, diğeri anaplastik astrositomdur. Ortalama yaş 55 (7-85)tir. Hastaların 88'i (%65) erkek; 47'si (%35) kadındır. 14 hasta rekürrens nedeniyle ameliyat edilmiş olup bu hastalardan ikisinin tanısının evresinde artış olduğu görülmüştür. Hastaların en sık başvuru şikayeti motor defisittir (%56). Tüm hastalar tümör lokalizasyonuna göre incelendiğinde 53 (%39) frontal lob, 39 (%29) temporal lob, 16 (%12) parietal lob, dört (%3) oksipital lob, beş (%4) insular lob, sekiz (%6) korpus kallozum, altı (%4) talamus, bir (%0.5) serebellar hemisfer, iki (%1) intraventriküler ve bir (%0.5) septum pellucidum yerleşimli tümör olduğu görülmüştür. Tanılara göre lokalizasyonlar incelendiğinde tüm tanıların en sık olarak frontal lob yerleşimli olduğu görülmüştür. MR özellikleri değerlendirildiğinde, GBM'lerde nekroz varlığı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. (p < 0.01) Hastaların 126'sında (%93) IDH negatif, dokuzunda (%7) ise pozitif olarak sonuçlanmış, bu vesile ile daha evvel evre III-IV gliom tanısı olan altı hastanın yeni tanıları GBM, wildtype olarak değişmiştir. Toplam beş hastanın anaplastik gliom tanıları olmasına rağmen IDH wildtype tümörleri olduğu görülmüştür. IDH mutasyonunun, rezeksiyon miktarının ve genç yaşın sağ kalım üzerine belirgin etkisi olduğu gösterilmiştir. SONUÇ: Yüksek evreli gliomlar, IDH mutasyonunun tanı kriterleri arasına alınmasıyla IDH mutant ve wildtype tümörler olarak ikiye ayrılmış ve bu iki grup arasında sağ kalım analizlerinde belirgin farklılık saptanmıştır. Ayrıca IDH mutasyonunun tümörlerin nöroradyolojik özellikleri üzerine klinik olarak anlamlı etkisi olduğu gösterilmiştir. Rezeksiyon miktarının hastaların sağ kalımı üzerine belirgin etkisi mevcuttur. Hasta tanılarının moleküler belirteçler kullanılarak detaylandırılması adjuvant tedavilerin daha özgün planlanmasına yarayacak ve sağ kalımları arttıracaktır.

Özet (Çeviri)

INTRODUCTION: During studies over pathophysiology of gliomas, these tumors are found to have several diagnostic markers, which are included in the WHO Classification in 2016. In our study, we aimed to study IDH mutation and Ki 67 index and therefore investigate whether these markers effected the initial diagnosis and survival rates. METHOD: High grade glioma patients,who were operated in our department between 2013 and 2018, were retrospectively reviewed. New immunohistochemistry staining studies were conducted and survival analyses were done. RESULTS: Out of 135 patients and 136 tumor, among previous diagnosis, there were 117 (%86) GBMs, eight (%6) grade III-IV gliomas, four (%3) anaplastic astrocytomas and seven (%5) anaplastic oligodendrogliomas. One patient had both GBM and anaplastic astrocytoma as two distinct lesions. Mean age was 55 (7-85). 88 (%65) were male and 47 (%35) were female. 14 patients were reoperated due to recurrence, out of these patients two patients' diagnosis upgraded. Most common complaint was motor deficit (%56). Statistics about tumor location showed that there were 53 (%39) frontal, 39 (%29) temporal, 16 (%12) parietal, four (%3) occipital, five (%4) insular, eight (%6) corpus callosum, six (%4) thalamus, one (%0.5) cerebellar, two (%1) intraventricular and one (%0.5) septum pellucidum tumor. MR features showed that necrosis is statistically related to GBM. (p < 0.01) 126 patients (%93.3) were IDH wildtype and 9 (%6.7) were mutant. This information changed the diagnosis of six patients to GBM, IDH wildtype , who were previously diagnosed as grade III-IV glioma. Five patients, even though they were initially diagnosed with anaplastic astrocytoma and anaplastic oligodendroglioma, are found to be IDH wildtype. IDH mutation, extend of resection and age are found to be effective on survival. CONCLUSION: High grade gliomas were classified as IDH mutant and IDH wildtype tumors following new classification. These groups showed difference in survival rates. Also IDH mutation was found to be related to several radiologic features of tumors. Extend of resection had profound effect on survival. Detailing the diagnosis with molecular features will help clinicians to plan specific adjuvant therapies, which leads survival rates to increase.

Benzer Tezler

  1. Deneysel inmemiş testis oluşturulmuş sıçanlarda oluşan testis hasarına yağ doku kaynaklı kök hücrelerinin etkileri

    Effects of adipose drived stem cells in experimentally undescended testes rat model

    SUNA SAYĞILI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Histoloji ve EmbriyolojiCelal Bayar Üniversitesi

    Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET İBRAHİM TUĞLU

  2. Küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinin ayırıcı tanısına yeni immunohistokimyasal belirteçlerin katkısı

    The aid of new immunohistochemical markers in differantial diagnosis of non small cell lung carcinomas

    DUYGU ÇELİKER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    PatolojiPamukkale Üniversitesi

    Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü

    DOÇ. DR. FERDA BİR

  3. Mezonefrik benzeri adenokarsinom olgularının morfolojik karakteristik özelliklerinin retrospektif araştırılması

    Retrospective research of morphological characteristic features of mesonephric-like adenocarcinoma cases

    RABİA DÖLEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PatolojiBursa Uludağ Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FATMA ÖZ ATALAY

  4. Beyin lenfomalarının moleküler gelişimi ve sınıflandırılması

    Başlık çevirisi yok

    DİLARA AKBULUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PatolojiAnkara Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. IŞINSU KUZU

  5. İmmünglobulin A nefropatili hastalarda C4d, ADAM10 ve WT1 ekspresyonunun araştırılması ve prognoz üzerine etkisi

    Analysis of C4d, ADAM10 and WT1 expression in İmmunoglobulin A nephropathy patients and impact on prognosis

    GÖZDE ELİF TAŞAR KAPAKLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    PatolojiHacettepe Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ARZU AYHAN